Öncelikle merhaba arkadaşlar iyi forumlar
İnternette tamamen böyle bir site arıyordum ve sonunda buldum yazdığım daha doğrusu yeni yazmaya başladığım hikayeler vs. için hem sizlerin fikirlerini almak hemde acaba yeteneğim var mı öğrenmek için. Büyüklerimizin yardımıyla kendimi geliştirmek istiyorum .
Bir iki gündür bişeyler kurdum kafamda ve azda olsa bişey karaladım sizinle paylaşmak istiyorum. En azından ''Daha çok çalışmalısın bunlarla hiç bir yere varamazsın! '' denmesi bile bana yeterli
Bölüm 1 – Olimpos’un savaşı
‘’İşte!’’ diye bağırdı yabancı ,elinde sonuna kadar dolu olan kadehi sallayarak.’’İşte ! Tapınaklar çağındayız . Olimpos’un çağındayız. Yaşasın Olimpos !’’. Kalabalıkta ona eşlik ederek. ‘’Yaşasın !’’ dedi hep bir ağızdan.Onyedi yıl önce olan o büyük savaşı unutmuştu yeryüzü.Kabullenmişti Olimpos’u , kabullenmiştiler Olimpos’un tüm cömertliklerini. Nasıl kabullenmesinler ki yaptıkları tek şey eğlenmek ve dua etmekti .’’Dualarınız yeterli !’’ demişti Olimpos tüm cömertliğiyle. O savaştan sonra Olimpos hakimiyetini ilan etmişti . Tüm yeryüzünde tek hakim Olimpos’tu dualar sadece Olimpos’a ediliyordu . Kurbanlar , şarkılar sadece Olimpos içindi. Bolluk yeryüzünün görüp görebiliceğinden dile fazlaydı, denizler olabildiğine sakindi , bebekler okadar güzeldi ki tanrılar sanki kendi güzelliklerini veriyorlardı her bebeğin suretine.İnsan ayağının değdiği her yerde tapınaklar vardı . Ama bütün tapınakların bir arada olduğu tek bir yer vardı.Olimpos’un eteklerinde ki Emona şehriydi. Emona şehri yeryüzündeki diğer her yer gibi cennet ile eşitti nerdeyse . Şehrin duvarlarını saran sarmaşıklar duvarların etrafındaki havuzlara akan ufak şelaleler , binbir çeşit kuşlar ve o devasa büyüklükte altın kapı . Ve kapıdan girildiğinde karşınıza çıkıcak şehirin nerdeyse yarısını kapsayan Zeus tapınağı . Zeus bu tapınağı bizzat kendisi yapmış ve onun etrafını saran Olimpos tanrılarının tapınaklarınıda kendilerine yaptırmıştır. Tapınağındaki heykelinin elinde bulunan bir tasta her tanrının bir damla terini bulunduruyordu Zeus böylece diğer tüm tanrılardan güçlü olduğunu herkese gösteriyordu.
Tek bir toprak vardı cennetin yaşanmadığı tek bir halk vardı Olimpos’un cömertliğini görmeyen . Bu halk onyedi yıl önceki savaşı başlatanların halkıydı . O topraklarda ne yiyicek yetişir nede denizinden balık toplanabilirdi. Doğan çocukların hepsi Olimpos’un lanetiyle hayata küsüyordu çünkü hepsi birer canavar olarak doğuyordu adeta. Halk ancak yaşayabilicek kadar yemek yiyebiliyordu bir zerre bile lüks yoktu o topraklarda. O topraklar onyedi yıl önce Olimpos’un himayesini kabul etmeyen Dört Kadim’in toprakları evet Dört Kadim’in toprakları oranın ismi buydu.
O büyük savaştan sonra tam onyedi yıl geçti aradan herkes unuttu fakat unutmayıpta nefes alan tek biri vardı. Oda Olimpos’un lideri Zeus’tu.Nasıl unutabilirdi ki varoluşundan beri ilk defa korkmuştu o zaman. İlk defa insan olmaya yaklaşmıştı. Elinde iki tas vardı Zeus’un Birinde Lanet diğerinde ise Cennet vari bir yaşam. Seçim sundu Dört Kadim’in halkına ve Dört Kadim’e bu seçim gereği ya laneti seçiceklerdi ya da sadece eğlenip dua ediceklerdi. Dört Kadim’in insanları kararı Dört Kadim’e bıraktılar. O inandıkları tanrılara en yakın olanlara. Peki kimdi bu dört kadim ? Niyebukadar önemliydiler ? Neden dört kişilerdi ? Bunu zeus bile bilmiyordu . Teklifini yapıp bekledi Zeus Olimpos’taki tahtında bekledi. Dört kadim birleştiler . Zira bu dört kadim tek bir parçaydılar aynı zamanda bu tek parça ayrı dört parçaydı . Karar verildi . Dört Kadim’e kabul edilmemesi söylendi. Dört Kadim’den her biri bir insan boyu kadar olan asalarını yanlarına alıp Olimpos’a gittiler. Dört Kadim Olimpos’a girerken adımları aynıydı nefesleri aynıydı sanki hepsi aynıydı . Her adımlarında Olimpos anlam veremdiği bir duygu yaşıyordu her adımlarında Olimpos yaklaşmakta olan bir aksilik seziyordu . Dört Kadim Zeus’un karşısındaydılar gözlerini bile kırpmadan kararlarını Zeus’a söylediler. Hepsi Bir ağızdan.
‘’Sunulmuş olan teklif kabul edilmemiştir . Çünkü kabul edilmemesi emredişmiştir.’’ Dedi. Zeus hiddetle ayağa kalkarak ‘’ O halde Olimpos’un laneti sizin ve halkınızın üzerinedir’’ dedi ve ekledi ‘’ Bundan böyle siz ve halkınızın karşısındayız Olimpos’u reddin sonu ölümdür’’ diyerek şimşeğni kadimlere yöneltti fakat kadimler okadar büyük bir güç taşıyorlardı ki Zeus’un şimşeği bile bu gücü yenemezdi. Kadimler hep bir ağızdan ‘’Savaş çağrınız kabul edilmştir. ‘’ dediler ve asalarını yere vurarak yok oldular.Zeus böylesine bir küstahlığın bedelini Olimpos’un tüm Kudretiyle ve gösterişiyle yok edilmesi gerektiğini söyledi ve kardeşi Hades’te dahil tüm Olimpos tanrılarının toplanmasını emretti. Olimpos’un lideri tahtında içinde bulunduğu dairede herkesin fedakarlıklarını sunmalarını bekliyordu.Hades attı adımını ilk olarak Zeus hariç herkes ona şüpheyle bakıyordu geçmişte yaptıklarından dolayı güvenmiyorlardı Hades’e. Hades’te bunun farkındaydı. Hades adımını attığında savaşın tanrısı Ares mırıldandı kendi kendine ‘’Belkide onlardansındır!’’ dedi. Ama unutmuştu sanki tanrılarla olduğunu. Hades bunu duydu ve Ares’e döndü iyice kamburlaşmış vücudundan dolayı aşağıdan bakarak ‘’Bu Olimpos ve içindeki ahmak tanrıların savaşı değil , bu savaş acımasız Kronos’un karnından çıkanların ve onları ordan çıkaranın savaşıdır. Sizler sadece aptal bebeklersiniz benim gözümde istediğim anda ölümsüzlüğünüzü alabilirim elinizden!’’ dedi. Son cümlesini söylerken etrafında dönerek işaret etmişti ona göre bebek olan tanrıları. Karanlıklar Dünyası’nın Kral’ı Olimpos’un Lideri’ne döndü dizlerini hafif kırıp her zaman ovuşturduğu ellerininden sağ elini armağan sunarcasına savurarak ‘’ Yüzbin ölüm askeri ! ‘’ dedi. Davranışı doğruyduda ancak Hades ve Poseidon için bu verilenlere armağan denebilirdi çünkü sadece onlar Zeus kadar kudretliydi hatta Hades hepsindende çok. Bu armağan üzerine Ares başta olmak üzere tüm Olimpos tanrıları gülmeye başlamıştı. Sadece Zeus ve Poseidon Hades’in bu armağanla kalmıyacağını biliyordu. Ares bu gülüşmelere son verircesine bir adım attı Hades’e doğru onu aşağılamak için tam karşısında durdu öyle ki nefesleri karşıyordu birbirine . Ares yüzündeki gülümsemeyle ‘’Yüzbin mi ? Sadece okadarcık mı ? Ben bile daha çok..’’ derken Hades elini kaldırdı ve Ares’in sözünü kesti ve bileğini kendi zırhındaki bir işlemeyle kesti akan kanın bir damlasını dairenin içinde bulunduğu mermer zeminin tam ortasına damlattı . Bir tanrıda osla bukadar büyük güçle yaralanan biri terlerdi Hades’te terledi ve sanki ter damlası ne yapıcağını biliyormuş gibikan damlasını tam ortasına düştü .Herkes bunu Zeusun şahsına hakaret larak düşünürken Zeus hiç bir şey söylemeden Hades’e baktı yaptığını onaylarcasına başını salladı. Hades son olarak ağzındaki Zeus’u bile yerde kıvrandırıcak kadar güçlü olan zehrini akıttı bu iç içe geçmiş iki damlanın ortasına. Hades Ares’in gözlerine bakarak ‘’ Ve bir Titan! ‘’ dedi. Herkes birer titan fedakarlığında bulunucaktı ama Zeus’un Hades’e bu izni vermesi herkesi şaşırtmıştı çünkü bu titan Zeus’un tanrılığını tehlikeye atıyordu . İlk defa oluyordu bu olay Olimpos’ta bütün tanrıların gözü önünde Titan yaratılıyordu . Hemde şimdiye kadar yaratılan titanların hepsinden kudretliydi. Ares te dahil tüm tanrılar bu olayı izliyordu. Bu Hades’in Ares’e cevabıydı. Ares cevabını almıştı ve yerine çekildi. Hades Armağanlarını sundu Tanrıların liderine oda teşekkürlerini sundu birzamanlar düşman olduğu kardeşine …………………
Şöyle bişey yazdım bu ilk yazım eleştirilerinizi almak istiyorum
Okuması sıkıcı biliyorumçünkü daha hiç gözden geçirmedim sadece düz yazı olarak yazdım