1
Kurgu İskelesi / Ynt: Nox (2.Bölüm-Kardeş, Bir yol arkadaşı)
« : 06 Mart 2011, 00:42:45 »
Bölüm 2 – Kardeş, Bir yol arkadaşı
Ren geyiği Rufus’dan kaçarken Rufus sakinlikle yaya bir ok taktı, yayı gerdi, geyiğe nişan aldı ve bıraktı, ok havada ıslık çalarak hedefini buldu, geyikten acı bir ses duyuldu, yere yığıldı, debelendi son nefesini verdi. Rufus geyikten oku çıkardı, temizledi ve geri koydu. Bir okun bile değeri vardı, kim bilir belki bir ok hayatını kurtaracaktı? Hançerini çıkardı, geyikten bir parça et aldı eti sardı çantasına koydu “Bu bana iki gün yeter fazlası beni yavaşlatır” diye düşündü.
Arkasından bir ses geldi, ona ismiyle seslenmişti “Rufus!” sesi tanımıştı hızla arkasını döndü bu Bill’di Rufus’un kardeşi. Rufus’a çok benziyordu kahverengi düz saçlı, kahverengi gözlü, bir metreden biraz kısa boyu vardı, Rufus’dan tek farkı saç rengiydi Rufus siyah saçlıydı.
“Burada ne arıyorsun!” diye kızdı Rufus.
“Ne yapmalıydım? Başın beladaydı seni o kokuşmuş orklar buraya getirirken gördüm.” Dedi Bill
“Ne? Yoksa beni cüce kampından beri izliyor musun?” Diye yeniden kızdı Rufus, kardeşini de bu belaya sarmak istemiyordu.
“Hayır Rufus, avlanırken orkların sesini duydum, seni taşıyorlardı.”
“Ama nasıl cüceler ve orklar ne zaman birlikte iş yaptı ki ?” Dedi Rufus
“Ne cüceleri? Anlatsana, ne istediler senden?”
Yürümeye başladılar, hem Rufus başına gelenleri anlatıyordu hem yürüyorlardı.
Hava kararmaya başladı, Rufus ve Bill buldukları bir mağaraya girdiler. Bill dışardan çalı toplamaya gitti dakikalar geçtikçe çalı bulmak zorlaşıyordu, hava kararıyordu. Bill yerde kan izlerini gördü, izleri takip etti yirmi tane barbarın yerde cansız bedeni yatıyordu kim yapmıştı bunu, neden yapmıştı barbarlara? Anladı, sorularının cevabını burada bulamayacaktı. Mağaraya dönecekken yerdeki izler gözüne çarptı büyük ayak izleri ork olmalıydılar ama etrafta hiç ork cesedi yoktu orkların sayıları çok olmalıydı ve barbarlar köşeye sıkıştırılmış. Hemen abisinin yanına dönmeliydi, burası tehlikeliydi.
Mağaraya döndüğünde Rufus elinde Nox’u inceliyordu Bill’e anlatmıştı, ama ikiside taşı çözememişti.
“Dışarıda cesetler buldum yirmi tane insan, muhtemelen orklar öldürmüş” dedi Bill üzüntülü bir ifadeyle.
“Nerede gördün neden yapmış olabilirler ki?” diye sordu Rufus.
“Yaklaşık 400 adım ileride, beklide sadece eğlencesine öldürmüşlerdir?”
“Sanmam, bilemem ama karnım çok aç ve üşüdüm ateşi hemen yakalım bugün burada dinlenelim, sabah güneş doğmadan yola çıkarız” dedi Rufus.
Çalıları koydular, ateşi yaktılar. Rufus çantasından eti çıkardı ateşte pişirdi. Ateşin dinlendirici sıcaklığı, etin güzel tadı başına gelenleri unutturdu, rahatlattı. Nox, orklar, cüceler dopdolu bir gün olmuştu. Kardeşine çantasını verdi başını koysun diye kendisi bir taşa yatıp da uyuyabilirdi ama kardeşi için daha zor bir gün olmuştu Dünyanın Omurgası’na kadar yürüyerek gelmişti ama Rufus Baygındı orklar taşımıştı. Düşündü, sabah yola çıktıklarında nereye gitmeliydiler kime güvenmeliydiler evine dönemezdi, kesinlikle dönemezdi cücelere gözükmemeliydi.
Ren geyiği Rufus’dan kaçarken Rufus sakinlikle yaya bir ok taktı, yayı gerdi, geyiğe nişan aldı ve bıraktı, ok havada ıslık çalarak hedefini buldu, geyikten acı bir ses duyuldu, yere yığıldı, debelendi son nefesini verdi. Rufus geyikten oku çıkardı, temizledi ve geri koydu. Bir okun bile değeri vardı, kim bilir belki bir ok hayatını kurtaracaktı? Hançerini çıkardı, geyikten bir parça et aldı eti sardı çantasına koydu “Bu bana iki gün yeter fazlası beni yavaşlatır” diye düşündü.
Arkasından bir ses geldi, ona ismiyle seslenmişti “Rufus!” sesi tanımıştı hızla arkasını döndü bu Bill’di Rufus’un kardeşi. Rufus’a çok benziyordu kahverengi düz saçlı, kahverengi gözlü, bir metreden biraz kısa boyu vardı, Rufus’dan tek farkı saç rengiydi Rufus siyah saçlıydı.
“Burada ne arıyorsun!” diye kızdı Rufus.
“Ne yapmalıydım? Başın beladaydı seni o kokuşmuş orklar buraya getirirken gördüm.” Dedi Bill
“Ne? Yoksa beni cüce kampından beri izliyor musun?” Diye yeniden kızdı Rufus, kardeşini de bu belaya sarmak istemiyordu.
“Hayır Rufus, avlanırken orkların sesini duydum, seni taşıyorlardı.”
“Ama nasıl cüceler ve orklar ne zaman birlikte iş yaptı ki ?” Dedi Rufus
“Ne cüceleri? Anlatsana, ne istediler senden?”
Yürümeye başladılar, hem Rufus başına gelenleri anlatıyordu hem yürüyorlardı.
Hava kararmaya başladı, Rufus ve Bill buldukları bir mağaraya girdiler. Bill dışardan çalı toplamaya gitti dakikalar geçtikçe çalı bulmak zorlaşıyordu, hava kararıyordu. Bill yerde kan izlerini gördü, izleri takip etti yirmi tane barbarın yerde cansız bedeni yatıyordu kim yapmıştı bunu, neden yapmıştı barbarlara? Anladı, sorularının cevabını burada bulamayacaktı. Mağaraya dönecekken yerdeki izler gözüne çarptı büyük ayak izleri ork olmalıydılar ama etrafta hiç ork cesedi yoktu orkların sayıları çok olmalıydı ve barbarlar köşeye sıkıştırılmış. Hemen abisinin yanına dönmeliydi, burası tehlikeliydi.
Mağaraya döndüğünde Rufus elinde Nox’u inceliyordu Bill’e anlatmıştı, ama ikiside taşı çözememişti.
“Dışarıda cesetler buldum yirmi tane insan, muhtemelen orklar öldürmüş” dedi Bill üzüntülü bir ifadeyle.
“Nerede gördün neden yapmış olabilirler ki?” diye sordu Rufus.
“Yaklaşık 400 adım ileride, beklide sadece eğlencesine öldürmüşlerdir?”
“Sanmam, bilemem ama karnım çok aç ve üşüdüm ateşi hemen yakalım bugün burada dinlenelim, sabah güneş doğmadan yola çıkarız” dedi Rufus.
Çalıları koydular, ateşi yaktılar. Rufus çantasından eti çıkardı ateşte pişirdi. Ateşin dinlendirici sıcaklığı, etin güzel tadı başına gelenleri unutturdu, rahatlattı. Nox, orklar, cüceler dopdolu bir gün olmuştu. Kardeşine çantasını verdi başını koysun diye kendisi bir taşa yatıp da uyuyabilirdi ama kardeşi için daha zor bir gün olmuştu Dünyanın Omurgası’na kadar yürüyerek gelmişti ama Rufus Baygındı orklar taşımıştı. Düşündü, sabah yola çıktıklarında nereye gitmeliydiler kime güvenmeliydiler evine dönemezdi, kesinlikle dönemezdi cücelere gözükmemeliydi.