Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Morfeus

Sayfa: [1]
1
Bence de kitap fikrini biraz ertelersen senin yararına olur.Yazdığın kısa hikayeleri paylaş,eleştirilere göre daha iyilerini yaz,sürekli kitap oku...Forumdaki arkadaşlarımızın hikayelerini oku.

Ben de yazma işine yeni başladım ama senin aksine kısa hikayelerle başladım.Benim gibi hikayelerini bitirdikten sonra üç kez tekrar okuyup imla hatalarını düzelt.:) Hevesini kaybetmemen dileğiyle...

2
Harry Potter da Weasley ailesinin bir ülesi olabilirdim,ya da Yüzüklerin Efendisi'nde Legolas.:)

3
Eğlence & Mizah / Ynt: En İyi Vampir Hangisi
« : 16 Ekim 2012, 20:33:58 »
Benim favorim Nicklaus Michaelson.Yalnız oylarken Lestat' işaretledim nedeni de seçeneklerin arasında Klaus olmadığı için.

4
Kurgu İskelesi / Ynt: Rodan Günlükleri
« : 16 Ekim 2012, 19:59:12 »
Teşekkür ederim okuduğunuz ve eleştirdiğiniz için.Bu ilk kısa hikayem.Eleştirilere göre şekillenmek istediğim için buraya koydum hikayemi.

Türk usulü olmuş demek :) olsun ileride daha da iyi yazacağıma inanıyorum.Zaten kimse doğuştan yazar değil yaza yaza gelişiyoruz...

5
Kurgu İskelesi / Ynt: Rodan Günlükleri
« : 16 Ekim 2012, 11:45:07 »
                                                        2.Bölüm
Artık koşmaktan bitap düşmüştü  ve toynakları sızlamaya başlamıştı.Kendini yere attı ve sırt üstü uzandı.''Bu olamaz'' dedi.Hala çok heyecanlıydı.Tüm doğanın,dağın ,ağaçların her şeyin kokusunu içine çekti.Mutlu mutlu gülümsedi.Bu öfori durumu onun doğru dürüst düşünmesini engelliyordu.Rüyasını hatırladı ve onun hakkında düşünmeye başladı.Büyük tanrı Pan onu rüyasında ziyaret etmişti.

Bu harikaydı.Onu ziyarete gelip,adını haykırıp,ona gençliğini ve bacağını geri vermişti.''Dur bir dakika'' dedi kendi kendine.Rüyasında gördüğü satiri sanki daha önceden de görmüştü.Hatta onu tanıyor gibiydi.Ne olurdu yaşlı hafızasını da geri verseydi ya tanrı.Sonra çok bencil konuştuğunu fark edip sustu ve hatırlamaya çalıştı.Rüyasında gördüğü yaşlı keçinin kim olduğunu yavaş yavaş çıkarmaya başlamıştı.

O keçi tıpkı çok uzun süredir haber almadığı meslektaşı ve kadim dostu Halefis’e benziyordu.Ama bu olamazdı,rüyasında Pan’ı gördüğünden emindi,tanrı onu ziyaret etmiş ve  onu kutsamıştı.Bunu hissedebiliyordu.Birden bire bir şey geldi aklına,bunun verdiği korku ve şok onun kekelemesine neden oldu.Kalbi deli gibi atıyordu.Acaba hala rüyadamıydı?..

Tüyleri diken diken olmuştu bunu kaybetmek istemiyordu kendine kocaman bir çimdik attı ve havaya sıçradı.Çok canı yanmıştı.''Morfeus sana yalvarıyorum bu bir rüya olmasın'' dedi.Aslında rüyada olmadığını hissediyordu her şey çok fazla gerçekti çimdiğin acısı bile.

Ağaç evine doğru düşünceli düşünceli ağır adımlarla yürümeye koyuldu.Acaba tanrı Pan arkadaşının kılığında mı konuşmuştu onunla.Belki de kendisinin tanrının asıl suretini görecek  kadar değeri yoktu.Yoktuysa neden kutsamıştı o zaman onu tanrı.Evine yani Akteke ormanlarına varmak üzereydi.

Tüm orman ağaç evlerden oluşturulmuş mini bir şehir gibiydi.Buradan hiç haz etmiyordu Sneleus,bu ormana yaşlı bir keçiyken taşınmıştı.Burada yaşadığı müddetçe ona ufacık satir çocuklar tarafından türlü eşek şakaları yapılmış ve bir sürü lakap takılmıştı.Aslında şimdi düşünüyordu da çocuklar ne zaman onun ağacına tırmanıp onu korkutmak için plan yapsalar,Sneleus hep hazırlıklı olurdu ve o,çocukları korkuturdu.

Kulübesine vardığında içeriden toynak sesleri geldiğini duydu.''Ben şimdi gösteririm sana'' diye bağırarak dönemeçli merdiveni ikişer üçer çıkmaya başladı.İçeride küçük satirlerin olduğunu düşünürken onu yatağının ucundaki resimi inceleyen kadim dostu Halefis karşıladı.Birbirlerine şok olmuş ve aynı zamanda rahatlamış gibi bakıyorlardı.

İkisi bir ağızdan ''eski dostum'' diyerek birbirlerine sarılıp,birbirlerinin sırtını sıvazladılar.Sneleus gülümseyerek,''senin öldüğünü düşünüyordum eski dost'' dedi.Halefis onu iki kolundan tutarak ona hasret içinde baktı.''Ben yaşadığını umuyordum kardeş Rodan'' diye cevap verdi.''Konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki'' dedi arkadaşına.''Ben sana hemen bir çay yapayım'' dedi Sneleus.''Ben de yanında durayım o zaman'' dedi Halefis.Başladılar konuşmaya...

6
Kurgu İskelesi / Ynt: Nefret'in Renkleri
« : 16 Ekim 2012, 10:18:40 »
''Baba,'' dedi zorlukla ağzındaki kanın tadını alırken. ''Hatırlıyor musun? Küçükken beraber balık tutmaya giderdik seninle,'' kan ağzından ve burnundan oluk oluk boşalıyordu. ''Sen balıkları tutardın, ben onların pullarını okşardım ve tekrar denize atardım. Sen onları yakalardın baba, ağlarınla, başkalarıda yakaladı beni oklarıyla. Ben balıkları kurtarıyordum baba, şimdi kendimi kurtaramıyorum. Ruhum, Dunnatla ile buluşursa eğer baba, onun mavi ve yeşil gözlerine bakıp, tekrar doğarsam balık olarak doğmayı dileyeceğim baba,'' Elini zorluklada olsa Midkema'nın sol yanağına götürdü. ''Adaya dönünce her akşamüstü balık tutmaya git baba, balıkları tut fakat onları tekrar denize at baba, onlarında bekleyenleri var. Herkes özgür olmalı, kimse yakalanmamalı başkaları tarafından. Sen her balık tutmaya geldiğinde, seni izleyeceğim baba. Bıkmadan usanmadan, yorulmadan.''

Bu bölüm çok hoşuma gitti.

Hikayenizi okudum bitirdim.Devamının hiç de monoton olmadığına karar verdim.Başarılı bir yazı.İkinizinde yüreğine sağlık.

7
Kurgu İskelesi / Ynt: Nefret'in Renkleri
« : 15 Ekim 2012, 22:52:05 »
Orman Karanlığının İçerisinden adlı bölüme kadar okudum hikayenizi.Bana biraz monoton geldi,yanlış anlaşılmak istemem sizin diğer bazı hikayelerinizi de okudum,onlardan daha çok keyif aldım nedense.

Bu hikayenizi de beğendim ancak düşman gemiler karaya çıkana kadar biraz monoton gibi geldi bana.Belkide uykulu uykulu okuduğum içindir.Hikaye yazmayı sakın bırakmayın...

Not:Sonuna kadar okuyamamamın nedeni ekrana çok fazla bakınca gözlerim ağrıdığı için.Daha sonra devamını mutlaka okurum.

8
Düşler Limanı / Ynt: Küçüğüm
« : 15 Ekim 2012, 18:19:36 »
Gerçekten hissederek yazdığın belli oluyor.Neden hep hüzünlü yazıların var?Biraz da farklı duyguları aktarmaya çalış bizlere.Başarılı bir yazı çok beğendim.:)

9
Düşler Limanı / Ynt: Olduğum Yerdeyim
« : 15 Ekim 2012, 18:07:56 »
Mor güller...Hikayenizi okurken duygulandım.Menekşe'ye de üzüldüm doğrusu.Arkadaşların belirttiği ufak tefek hataların da zamanla giderileceğine inanıyorum ve Menekşe hikayelerini takip ediyorum.:)

10
Kurgu İskelesi / Ynt: Rodan Günlükleri
« : 15 Ekim 2012, 18:02:24 »
Yorumunuz için çok teşekkür ederim.Beğenmenize de çok sevindim.Gerekli düzeltmeyi yapacağım.Hikayenin devamı için birkaç düşüncem var,yazar yazmaz konunun altında paylaşırım.:)

11
Kurgu İskelesi / Rodan Günlükleri
« : 15 Ekim 2012, 12:37:12 »
Eğer yanlışlarım veya yazım hatalarım varsa affola dershaneye gitmeden hikayemi eklemek istedim.Yoksa içim rahat etmezdi.

                                                    Rodan Günlükleri
                                                         1.Bölüm
Yaşlı,bunak,aksi,huysuz,çekilmez...O kadar kahraman yetiştir o küçük veletleri eğitip gerçek birer savaşçıya dönüştür sonrada sana huysuz desinler.Yaşlı keçinin aklına eski günleri geldi.Aahh ahh diye iç çekti.Eskiden genç ve atik bir teke gibi saldırırdım düşmanlarıma.En şanlı savaşçıları ben yetiştirdim.Hatırımda kalmayacak birçok savaşa katıldım.Ne maceralara giriştim de hepsinden sağ kurtuldum.

Oysa şimdi zamanın yitik olduğu şu küçücük ağaç kulübesinde yalnız başıma ölümü bekliyorum.Bu dünyadaki zamanımın aldığım her nefesle daha da kısaldığını hissediyorum.Artık soğuk rüzgarlardaki binbir çeşit çiçek kokuları bile merhem olamıyor yaralarıma.
En çok da dağlarda,kırlarda yokuş aşağı koşmanın verdiği heyecanı özledim.İç güdüsel olarak kırış kırış ellerini bacaklarına götürdü.Sağ bacağımı son titan saldırısında delphi tapınağını korurken yitirdim.Titanlar yılların öfkesini kusmuştu delphi ye.

Neden o tapınağa saldırdıklarınıysa anlayamamıştık lakin görevimiz icabı gerektiği gibi savunmuştuk orayı.En sevdiğim öğrencilerimden birini kaybettim delphide.Adı Bankieus’du.Mızrağı Ares’ten bile daha iyi kullanırdı,fakat Titan Kriyus gözlerimin önünde acımadan katletmişti onu.
Elysium da olduğunu hissedebiliyorum.Onun için Hades’e çok dua ettim.Tanrılar şahittir ki onu koruyamadığım için kendimi asla affetmedim.Sözlüsü Nerie’ye durumu açıkladığımda genç kızın gözlerindeki ışığın nasılda hemencecik sönüverdiğini hala hatırlıyorum.

O günden sonra onu da yanıma almayı Bankieus’a borç bildim.Ne yazık ki genç nymphenin kaderi kötü yazılmıştı ki Bankieus’un acısına dayanamayıp bir yıl sonra intihar etti.Umarım tekrar buluşmuşlardır.
Heey diye bağırdı yaşlı Sneleus beni dinliyormusun sen.

Yatağının tam karşısındaki, yüzünde kocaman bir gülümseme olan ceylan derisine çizilmiş bir satir resmiyle konuşuyordu.Sol tarafındaki yuvarlak pencereden güneşin yavaş yavaş batmakta olduğunu görünce hüzünlendi.Zaten her gün batımında hüzünlenir hatıralara boğulurdu.Batan güneş ona eski anılarını Bankieus ve Nerie’yi hatırlatırdı.

Artık gücü tükenmiş biçimde gözlerini yumdu ve kendini uykuya verdi.Hemencecik uyuyuvermişti.Rüyasında yaşlımı yaşlı sakallımı sakallı yemyeşil gözlü bir satirle karşı karşıya duruyordu.Alabildiğince rengarenk çiçekler etraflarını çevrelemişti.

Birbirlerine baktıkları birkaç dakika içerisinde Snelius karşısındaki satiri baştan aşağı süzdü.Bu satirin etrafında kudretli bir aura varmış gibi yanıp yanıp sönen bir ışık kütlesi gözlerini kamaştırıyordu.Yaşlı satir çok bilge ve zeki bir surat ifadesiyle bakıyordu ona.Parlayan keçi Snelius Rodan diye seslendi insanın içini ısıtan tatlı ve güçlü bir sesle.Snelius tüm vücudunun karıncalandığını hissetti.Uçuyormuydu yoksa ona mı öyle geliyordu anlamadığı garip bir heyecanla yüreği pır pır etti.

Sabahın ilk ışıklarıyla uyandığında kendini inanılmaz hissediyordu.Ayağa kalktı .Bu gördüklerine inanamıyordu vücudundaki tüm kırışıklıklar yok olmuştu,saçları eskisi gibi lüle lüle sarkıyordu başından ve en inanılmazı da sağ bacağının yerinde olmasıydı.Çocuklar gibi bağırıp çağırıyor,sanki ne yapacağını,bunun için kime teşekkür edeceğini bilemiyordu.

Fakat kime teşekkür edeceğini çok iyi biliyordu o rüyasında gördüğü satirin kim olduğunu anlaması çok uzun sürmedi.Bunun için tüm tanrılara dualar ederek ağacın etrafındaki dönemeçli merdivenden aşağı doğru indi ve deliler gibi koşmaya başladı...

12
J.R.R.Tolkien'in Silmarillion u ve Yüzüklerin Efendisi var okumak istersen.

Sayfa: [1]