Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - BsBROWN

Sayfa: [1] 2
1
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 08 Şubat 2013, 18:52:49 »
Bu sefer kurgulayarak yazdım, o yüzden daha iyi olduğunu düşünüyorum.

2
Kurgu İskelesi / Ynt: Kıpkısa Kulübü
« : 08 Şubat 2013, 17:25:10 »
Ve sonunda yenildiğini anladı, çok geç kalmış olmasaydı kazanabilirdi.

3
Kurgu İskelesi / Ynt: Kıpkısa Kulübü
« : 08 Şubat 2013, 16:19:36 »
Sonunda yalnız kalan tek kişi olmadığımı anlayabildim.

4
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 08 Şubat 2013, 16:10:16 »
Fyodor Kutsal Çehre'nin kim tarafından yazıldığını biliyordu. Ancak o yazar hakkında hiç bir bilgisi yoku. Kadim savaşçıda kim olabilirdi. Herkesin yaptığı gibi kitabın ön sözünü o da atlamıştı. Aklına belki ön sözde birkaç bilgi edinebilirim fikri geldi. Kitabın ön sözünü açtı ve okumaya başladı.

"Kadim savaşçı, bu yeryüzündeki iki güce aynı anda sahip olan tek insan. Hem kehanetçi hemde savaşçı. Şuan elinde tuttuğun kitap kadim savaşçının kehanetlerini içeriyor. O kehanetleri dikkatli oku. Çünkü içinde gizli bir bilmece yatıyor !"

Demek kadim savaşçı yeryüzünde iki güce sahip olan tek insan, bu inanılmaz, diye düşünüyordu Fyodor. Bu bahsedilen bilmece saçmalığı da neydi ? Her yazar kendisini gizemli göstermek isterdi. Kesinlikle bu bir palavra olmalıydı. Fyodor vakit kaybetmeden kitabı bitirip, mürekkebi ve anka kuşunun tüyünü alması gerektiğini biliyordu. O yüzden kitabın 220. sayfasını hızlıca okumaya başladı.

"Tek bir sayfa okunursa, kitap tamamen okunmuş sayılır. O sayfayı ancak şebnemcinin dostu olacak olan usta sihirbaz bilebilir."

Fyodor bunları okuyunca öncelikle anka kuşunun tüyünü bulup daha sonra usta sihirbazı aramaya karar verdi. Kostantini'de bir anka kuşu olduğunu biliyordu. Hatta bu anka kuşunun bir ismi bile vardı: Kaptan Map. Kaptan Map, Kostantini'liler tarafından istenmeyince, burada kaybolanlara yolunu göstermek şartıyla Kostantini'de kalmasına izin verilmiş, adı da buradan gelmişti.

Fyodor vakit kaybetmeden Kostantini'ye doğru yola çıktı. Kostantini bulunduğu yerden pekte uzak sayılmazdı. Duyduğuna göre Kostantini'de bir çok büyü çalışma alanı vardı. O yüzden Fyodor buradakilere kendini bir kehanetçi olarak tanıtacaktı. Sihirbazlar şebnemcileri pek sevmezlerdi. Çünkü en büyük rakipleri her zaman şebnemciler olmuştu.

Fyodor öncelikle bir kehanetçi kılığına girmek için elbiselerine yeni bir hal vermeye çalıştı. Fyodor, parmaklarını tam olarak kapatmayan siyah eldiveni, kahverengi pelerini ve savaşçı zırhıyla tam bir kehanetçiye benziyordu. Kehanetçiler her zaman savaşçı zırhı giyerlerdi. Fyodor şimdi anlamıştı. Kehanetçiler bir kehanetçinin savaşçı gücüne sahip olabildiği için savaşçı zırhı giyerlerdi ve o savaşçı kadim savaşçıydı. Şimdi taşlar yerine oturuyordu. Fyodor kadim savaşçı hakkında temel bir bilgi daha edinmişti.

Çok geçmeden Kostantini'ye doğru yürümeye başladı. Yaklaşık yarım saat sonra parlayan güneşi, köpüklü dalgaları ve eşsiz büyü çalışma alanlarıyla Kostantini karşısında duruyordu. Fyodor anka kuşunu bulabilmek için büyü çalışma alanlarında çalışan bir sihirbazdan yardım almak istiyordu.

Karşısında eşsiz kubbemsi görünüşü ve kahverengi, dışı sarı bir dikdörtgen şekille çevrelenmiş büyü çalışma alanı duruyordu. Bu büyü çalışma alanının içinde daha önce hiç görmediği bir şekilde büyü yapan bir sihirbaz vardı. Fyodor bu sihirbazdan çok etkilenmişti. Saçları kısa, siyah, yer yer beliren kahvemsi renklerle pelerini ve sihirbaz zırhıyla harika dövüşen bir sihirbazdı.

Sihirbaz çalışmasını bitirmişti. Kendisini izleyen Fyodor'u gördü ve ona doğru yürümeye başladı.

"Merhaba kehanetçi, ben Fabricilo !"
"Merhaba Fabricilo, bende... bende..."

Fyodor kendine bir takma ad seçmeyi unutmuştu. Hemen bir isim sallamaya çalıştı.

"Bende... Pavel ! Az önce yaptığın büyüler gerçekten çok etkileyiciydi."
"Memnun oldum Pavel, büyü yapmaya daha çok küçükken başladım. O yüzden olacak ki, karanlık efendinin yeniden hayata döndüğünü anlayabildim."
"Karanlık efendi mi ? Sende mi biliyorsun ? Ah, olamaz !"
"Evet biliyorum. Neden telaş ediyorsun ki ? Yoksa sen karanlık efendinin dostu (!) musun ?"

O sırada Fabricilo, Fyodor'un yakasına yapışmıştı. Fyodor'un pelerininin altındaki Kutsal Çehre'yi gördü.

"Hayır, hayır ! Ben onun düşmanıyım ! Bırak beni, boğulacağım !"
"Pelerininin altındaki o kitapta neyin nesi ?"
"O kitap, beni bu maceraya sürükleyen tek şey."
"Yoksa, Kutsal Çehre ! O sende mi, çabuk söyle !"
"Evet bende, sen Kutsal Çehre'yi de nereden biliyorsun ?"
"O kitabı kim yazdı biliyor musun ?"
"Evet biliyorum, kadim savaşçı ! Ama bunun şuan ki durumumuzla ne alakası var ?"
"Kadim savaşçı benim babam !"
"Ciddi olamazsın, kadim savaşçı... senin banan... Ah, inanılmaz !"
"Evet öyle ve sende bulunan kitabın tek kopyası !"
"Özür dilerim, özür dilerim ! Bir şey söylemeyi unuttum. Ben daha bebekken terk edildim. Beni bir ormancı yanımda Kutsal Çehre ile bulmuş."
"Terk edilmiş olmana üzüldüm ama kafamda hala soru işaretleri var ve cevaplanmaları lazım !"
"Tamam, en başından itibaren hikayeyi anlatıyorum. Bir gün yine ormanda ağaç dalları toplarken bir tüccar gördüm. Bu tüccar yerden mistik bir ot aldı ve daha sonrasında gözleri mavi bir parıltıyla parladı. Ardından bu mavi parıltı bu tüccarın her yanını sardı. Bende Kutsal Çehre'de birkaç sayfa okuyarak o kişinin tüccar değil bir biyolog olduğunu ve karanlık efendiye can vereceğini öğrendim. Ardından karanlık efendi beni kovalamaya başladı o sırada kitapta okuduğum gibi zaman 10 dakika geri aktı. Bende o arada yolun sonuna doğru koştum. Yolun sonunda denizle birleşen bir ırmak vardı. Bu ırmak süvari gemileriyle doluydu ve kitapta anlatıldığı gibi süvariler beni gemilerinde misafir ettiler. Daha sonra karanlık efendi peşimden gelerek süvarilerle savaştı. Bende o sırada kaçtım. Daha sonra kitaptan aldığım bilgilere göre yolum bir sihirbazla birleşecekti. Ayrıca anka kuşu tüyü ve bir çeşit mürekkep elde etmem lazımdı. Bende en yakın anka kuşunun Kostantini'de olduğunu öğrenince hemen buraya geldim. Ben aslında bir şebnemciyim. Ama sihirbazların şebnemcileri pek sevmediğini bildiğim için kendimi kehanetçi kılığına sokup kehanetçi olarak tanıttım."
"O zaman seni Kaptan Map'a götürmem lazım."
"Kaptan Map mi ? O da kim ?"
"Senin aradığın tek anka kuşu."
"Aa, bir ismi mi var ?"
"Evet. Onu burada istemiyorduk. Daha sonra adada kaybolanlara yolunu gösterme şartıyla burada kalmasına izin verdik."
"Peki o halde oraya gidelim."

5
Kurgu İskelesi / Ynt: Kıpkısa Kulübü
« : 08 Şubat 2013, 14:01:03 »
Ya hemen gel, ya da konuşma.

6
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 08 Şubat 2013, 11:58:17 »
Onları ilerleyen bölümlerde söyleyeceğim. Fyodor daha doğduğu anda terk edilmiş bir şebnemci. Onu terk eden anne ve babası bu kitabı ona bıraktılar. Fyodor'u yaşlı bir ormancı yetiştirdi. Zaten hikayenin ormandan geçen bir yolda başlamasının sebebi de bu.  ;D

7
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 08 Şubat 2013, 10:46:11 »
Savaş devam ediyor, güverte kırmızı kanlarla boyanıyordu. Fyodor hemen kalın kahverengi halatlardan birine tutunarak iskele tarafına çıktı. Uzun siyah saçlı, uzun boylu karanlık efendi iskeleye gelene kadar Fyodor kaçmış olurdu. O sırada geminin gözcüsü olan bir piyade bağırmaya başladı.

"Dikkat, dikkat ! Gökyüzü diyarına giriyoruz, hemen savaşı kesin ! Yoksa hepimiz ölebiliriz !"

Kitapta yazılanlar gerçeğe dönüşmeye devam ediyordu. Fyodor bu hikayenin sonunun nasıl biteceğini çok merak ediyordu. Kitabın son sayfasını açtı ve okumaya başladı.

"Kutsal Çehre adım adım izlenir. Atlanan tek bir sayfa dahi okuyucuyu kaderinden saptırabilir. Okuyucu gökyüzü diyarına giremeyecek, okuyucu gemide kalacak. Kutsal Çehre'nin son sayfası hiç bir zaman yazılmamıştır. Son sayfayı okuyucu belirler ! Okuyucu tüm sayfaları okuduktan sonra, zümrüdü anka kuşunun kanatlarından bir tüy kalem yaparak, ölüm denizinden gizli mürekkebi alarak son sayfayı yazar !"

Fyodor okuduklarına çok şaşırmıştı. Sahile yakın olan gemiden siyah deri ayakkabılarıyla yere basarak atladı. Yapabildiği en büyük hızda kulaç atmaya başladı. Kulaçları o kadar hızlı atıyordu ki kollarında acı bir titreşim hissetti. Biraz yavaşlaması gerektiğini anladı. Zaten sahile varmıştı, ıslak vücudunu kurutmak için yanında bulundurduğu sıvılardan bir şebnem yaptı. Yaptığı şebnemi başından aşağı dökerek birtakım kelimeler söyledi. Tamda o anda ıslak elbiseleri sanki iki saat boyunca güneş altında kalmış gibi kurumuşlardı.

Artık Fyodor kitapta bahsedilen sihirbazla yollarının gökyüzü diyarında birleşmeyeceğini biliyordu. Öncelikle tüm kitabı okumalıydı. Yakınlarda bildiği ıssız bir vadi vardı. O vadiye, ejderha vadisi deniliyordu. Çünkü vadinin girişinde tam üç tane ejderha vadiye girmek isteyenlerle çarpışırdı.

8
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 07 Şubat 2013, 22:26:19 »
Siz gibi bende kendimi merakta bırakıyorum. Hikayede ne olacak, neler gelişecek diye merak ediyorum ve dahada hızlı yazmaya çalışıyorum. :D Sen söyleyince bende yeni fark ettim. Neredeyse hiç betimleme yapmamışım. Oysa ben normalde çok fazla betimleme yapardım. Bir sonraki bölümde betimlemelere daha çok yer vereceğim. Ayrıca olaylar daha yavaş gelişecek ve yardımcı fikirler ön plana çıkacak.  ;D

9
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 07 Şubat 2013, 21:59:46 »
Zaman geriye akmış 10 dakika öncesi dünyaya hakim olmuştu. Fyodor hemen ağacın arkasından yola doğru atıldı ve koşmaya başladı. Arkasında bir gölge, sıcak bir nefes ve bir şeyler mırıldanan karanlık efendinin sesini duyar gibi oldu. Bir an arkasına bakındı. Görünürde kimseler yoktu.

Irmağa açılan yolun sonuna doğru gelmişti. Oradaki gemiler, gözü kara süvarilerin kumandasındaydı ve o savaşa tapan süvariler Fyodor'u asla gemiye almazlardı. Fyodor başka bir çözüm yolu bulmaya çalıştı. Zamanı azalıyordu ve son şansını da kaybedebilirdi.

En iyisi kitaba bir göz atmaktı. İşine yarayabilecek bilgiler olabilirdi. Nasıl olsa kitapta yazılanlar bir bir yaşanıyordu. Bu durumda Fyodor yapması gerekeni ve sonuçlarını hiç beklemeden öğrenebilirdi. Kitabın 219. sayfasını açtı ve okumaya başladı.

"Şebnemci yolun sonundaki ırmağa gidecek. Denize açılan ırmaktaki gemilerde misafir olacak. Gemilerin sahibi olan intikam arzusuyla dolu süvariler, karanlık efendinin Fyodor'u takip ettiğini bilecekler. Karanlık efendiden intikam almak isteyecekler. Karanlık efendi g....."

Tam sayfanın son ve en önemli cümlesini okuyacaktı ki ensesinde hissettiği elle irkildi. Hemen arkasına baktı, arkasındaki süvarilerden biriydi ve kitapta anlatıldığı gibi kendisini gemide misafir olması için çağırmaya gelmişti. Süvarinin teklifini en çok oda bulunan fakat en küçük olan barınakta kalmak şartıyla kabul etti.

Süvariyle birlikte gemide kendisine ayrılan odanın kapısını açıp içeri girdiler. O sırada gökyüzü kararmaya başladı. Yemyeşil ağaçlar, kırmızımtırak elmalar sararmaya solmaya mecbur kaldılar. Karanlık efendinin geldiğini anlayan Fyodor geminin güvertesine çıktı. Süvariler karanlık efendiyle savaşıyorlardı. Fakat karanlık efendinin saydam vücudu ancak üzerine dökülen güçlü tesir edebilen bir şebnem veya usta bir sihirbazın dudakları arasından çıkan büyüyle zarar görebilirdi.

Fyodor kitabın 219. sayfasını açtı ve hararetini yenemeyerek okumaya başladı.

"Karanlık efendi gemiyi yıkıp parçalayacak. Gemiden sadece usta bir sihirbaz ve bahsi edilen düşman, şebnemci kurtulacak. Bu usta sihirbazla şebnemcinin yolları gökyüzü diyarında birleşecek."

10
Kurgu İskelesi / Ynt: « Melusina »
« : 07 Şubat 2013, 20:49:00 »
Vay bükücüm ! ;D Seni buralarda da görmek ne kadar güzel. ;D Hoş geldin !  ;D

11
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 07 Şubat 2013, 18:18:57 »
Devamlı olarak bölüm bekleyen okuyucular beni çok ama çok mutlu ediyor. İnsan yaptığı şeyin boşa gitmediğini anlıyor ve mutlu oluyor. Yorumun beni çok mutlu etti, yeni bölümü en kısa zamanda yazacağım. Fakat şuan çıkmak zorundayım.  :-\

12
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 07 Şubat 2013, 17:44:13 »
Bu tür konularda daha ilk denemem olduğu için acemiliğimi maruz görün. Fakat en kısa sürede bu konuda araştırma yaparak kendimi geliştirmeye çalıştıracağım.

13
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 07 Şubat 2013, 14:57:17 »
Merak edin biraz canım, ne olacak ki ?  ;D Merak iyidir, iyi. Yeni bölümü bilgisayarda yapacak bir şey kalmayınca yazacağım. ;D

14
Kurgu İskelesi / Ynt: Kıpkısa Kulübü
« : 07 Şubat 2013, 14:23:40 »
"Eğer bir başkasının düşüncelerini okuyabilseydim, aslında yalnız olmadığımı anlayabilirdim. Gösterişlisi de, ezilmişi de aynı şeyleri düşünüyor."

15
Kurgu İskelesi / Ynt: Kutsal Çehre Fyodor'u Seçti
« : 07 Şubat 2013, 13:44:18 »
Biyoloğun gözlerinde parıldayan mavi ışık gitgide büyüyordu. Büyüye büyüye en sonunda biyoloğun tüm bedenini sardı. Biyoloğun kısa kahverengi saçları bir anda uzayarak siyaha dönmüştü. Kısa olan boyu uzamış, cılız vücudu akıl almaz bir şekilde kaslarla dolmuştu. Biyolog bir çeşit evrim geçiriyordu.

Fyodor şaşkınlıktan çılgına dönmüştü. Yerinde duramıyordu, ses çıkarmamak için kendisini zor tutuyordu. O sırada kitabın pelerinin cebinde olduğunu hatırladı. Koyu kırmızı, gösterişli pelerinin soldaki siyah cebinden kitabı çıkardı. 218. sayfadan itibaren okumaya başladı.

"Biz onu seçtik, çünkü o bilgili. Biz onu seçtik, çünkü o saf. Biz onu seçtik, çünkü o boyun eğer. Biz onu seçtik, çünkü o güçsüz !

Karanlığın mavi parıltısı, sisli ağaçların ortasında mistik bir otla canlanacak. Karanlık efendi, en sonunda hayat bulacak. Mistik bitkiler cezbedici kokularıyla tuzağa düşürecek. En derin tutkular ve korkular, en az yaşamak kadar ağır olacak !

Karanlık efendi canlanacak !"

Fyodor bir an için korktu. Bu karanlık efendi de kim olabilirdi ve neler yapabilirdi ? İsminden hiçte iyi birisi olmadığı anlaşılabiliyordu. Biyolog dönüşümünü tamamlamış, siyah uzun saçlı, uzun boylu ve kaslı bir adama dönüşmüştü. Kaslarını örten siyah penyenin altında, defalarca yazılmış, büyük şekilden küçük şekle doğru giden "koyu güç" yazısı okunabiliyordu.

Dönüşümünü tamamlamış biyolog(karanlık efendi) sisli ağaçların arkasında saklanan Fyodor'a doğru yaklaşıyordu. Fyodor iyice tırsmış, bir kaçış yolu arıyordu. Kitapta bundan bahsedilebilirdi.

"Karanlık efendiyi bir şebnemci görecek. O şebnemci karanlık efendi tarafından kovalanacak. Gecenin ayazında, hayat durağanlaşacak. Zaman 10 dakika geriye akacak. Toprak, üstündeki ayakları taşıyamayacak. Şebnemcinin son bir şansı daha olacak !

Karanlık efendi, kırmızı asasıyla yeryüzünü yönetecek ! Fakat bir düşmanı olacak ! O düşman, şebnemci olacak !"

Fyodor bir an için olduğu yerde kaldı. Kitapta bahsedilenler yazıldığı gibi yaşanıyordu. O halde, zaman 10 dakika geriye akacaktı. 10 dakika önce biyolog burada değildi. Yani Fyodor'un kaçmak ve yaşamak için son bir şansı daha vardı.

O anda her şey olduğu gibi durmaya, Fyodor'un başı dönmeye başladı. Düşüncelerinde karanlık efendi vardı. 10 dakika önce karanlık efendi olmadığına göre, kaçıp kurtulabilecekti. Ama bilmediği bir şey vardı ve onun son şansını kullanmasını engelleyebilirdi.

Sayfa: [1] 2