1
Düşler Limanı / Ynt: İçerinin İçerisi
« : 21 Ağustos 2015, 04:32:12 »
Yarış
(rüya)
" Bahisler kapanmak üzere! "
Bahisleri toplayan adam, 1870'lerin İngiltere'sindeki puro içen dükler gibi giyinmişti. Uzun, kürklü bir paltosu, dik kısa yakalı gömleği, şaşaalı siyah ve parlak papyonu ve uzun bıyıkları vardı. Bıyıklarını bu sabah giydiğini düşündüm. Bahisçinin etrafında bir sürü insan vardı; birbirlerine çok benziyorlardı.
" Üç numaraya tüm paranı yatır. "
Konuşan basurum George'du. Sanırım bir süre benimle beraberdi. Ceplerimi karıştırmaya başladım; otuz üç liram vardı.
" 33 lira kaç sterlin? " dedim George'a.
" 7.62124711316 sterlin bayım. " dedi George.
" Hey! Bahisçi! " diye bağırdım.
" Evet bayım? " dedi bahisçi.
" Üç numaraya 7.62124711316 sterlin! " dedim.
" Elbete bayım. " dedi bahisçi.
Tribünde yerimi almıştım. George için yumuşak, karga tüyü yastığımı da almayı unutmamıştım. Neyseki George yastıktan memnundu. Ve yarış başladı! Üç numara hızlı bir başlangıç yaptı. Bu salyangoza doping vermiş olmalılardı. Herkes bağırıyordu. Salyangozlar oldukça hızlılardı. Beş numara birinciydi. Sonra altı, dört ve üç geliyordu. İki numara üç numaraya yaklaşmaya başlamıştı. Ama üç numara kendisini o kadar zorladı ki ardında bıraktığı sarı mukuslar iki numarayı etkisiz hale getirdi. İyice hızlanmıştı! Altıyı ve dördü geride bıraktı. Artık sadece beş kalmıştı. Üç, dört uzun gözünü içine çekti ve esaslı bir nara attı. Onun narası tüylerimi diken diken etti.
" Tuvalete gitmem lazım. " dedi George.
" George, yarış? " dedim.
" Karım doğum yapış. " dedi George.
" Tamam George, ama acele etmeliyiz. " dedim.
Tribünden hızla kalkıp tuvaletlere koştum. Kalabalık bir sıra vardı.
" Yol açın! George'un karısı doğum yapmış! " heyecanla bağırdım. Tüm centilmenler bu durumu kabullenip bana yol verdiler. Tuvalete girdim ve George'a döndüm.
" Hangisi George? " dedim.
" Üç numara, siyah olan. " dedi George.
Siyah kabine girip heyecanla tuvalete oturdum.
" Işık tutar mısın? Burası çok karanlık. " dedi George. Çakmağımı yakıp tuvaletin içine soktum. George ve karısı sarılıp öpüştüler. Sonra George bebeğini koklayıp öptü. Meraklı kalabalık etrafımızı sarmıştı.
" Erkek mi kız mı? " diye sordu birisi.
" Erkek! " dedi George.
" George'un oğlu olmuş baylar! " dedi bir başkası.
" Tebrik ederim George! Yanlış anlama kızın olsa da mutlu olurdum." dedim.
" Biliyorum dostum. Sen benim hep kardeşim gibiyidin; hala öylesin. Çıkışta iki bira içer miyiz? " dedi George.
" Paramız yok George." biraz bekledim. "Yarışı kim kazandı ?" dedim.
" Üç numara ! " dedi birisi.
" Kazandık George! İstediğin kadar bira içebiliriz! Kazandık! " dedim.
(rüya)
" Bahisler kapanmak üzere! "
Bahisleri toplayan adam, 1870'lerin İngiltere'sindeki puro içen dükler gibi giyinmişti. Uzun, kürklü bir paltosu, dik kısa yakalı gömleği, şaşaalı siyah ve parlak papyonu ve uzun bıyıkları vardı. Bıyıklarını bu sabah giydiğini düşündüm. Bahisçinin etrafında bir sürü insan vardı; birbirlerine çok benziyorlardı.
" Üç numaraya tüm paranı yatır. "
Konuşan basurum George'du. Sanırım bir süre benimle beraberdi. Ceplerimi karıştırmaya başladım; otuz üç liram vardı.
" 33 lira kaç sterlin? " dedim George'a.
" 7.62124711316 sterlin bayım. " dedi George.
" Hey! Bahisçi! " diye bağırdım.
" Evet bayım? " dedi bahisçi.
" Üç numaraya 7.62124711316 sterlin! " dedim.
" Elbete bayım. " dedi bahisçi.
Tribünde yerimi almıştım. George için yumuşak, karga tüyü yastığımı da almayı unutmamıştım. Neyseki George yastıktan memnundu. Ve yarış başladı! Üç numara hızlı bir başlangıç yaptı. Bu salyangoza doping vermiş olmalılardı. Herkes bağırıyordu. Salyangozlar oldukça hızlılardı. Beş numara birinciydi. Sonra altı, dört ve üç geliyordu. İki numara üç numaraya yaklaşmaya başlamıştı. Ama üç numara kendisini o kadar zorladı ki ardında bıraktığı sarı mukuslar iki numarayı etkisiz hale getirdi. İyice hızlanmıştı! Altıyı ve dördü geride bıraktı. Artık sadece beş kalmıştı. Üç, dört uzun gözünü içine çekti ve esaslı bir nara attı. Onun narası tüylerimi diken diken etti.
" Tuvalete gitmem lazım. " dedi George.
" George, yarış? " dedim.
" Karım doğum yapış. " dedi George.
" Tamam George, ama acele etmeliyiz. " dedim.
Tribünden hızla kalkıp tuvaletlere koştum. Kalabalık bir sıra vardı.
" Yol açın! George'un karısı doğum yapmış! " heyecanla bağırdım. Tüm centilmenler bu durumu kabullenip bana yol verdiler. Tuvalete girdim ve George'a döndüm.
" Hangisi George? " dedim.
" Üç numara, siyah olan. " dedi George.
Siyah kabine girip heyecanla tuvalete oturdum.
" Işık tutar mısın? Burası çok karanlık. " dedi George. Çakmağımı yakıp tuvaletin içine soktum. George ve karısı sarılıp öpüştüler. Sonra George bebeğini koklayıp öptü. Meraklı kalabalık etrafımızı sarmıştı.
" Erkek mi kız mı? " diye sordu birisi.
" Erkek! " dedi George.
" George'un oğlu olmuş baylar! " dedi bir başkası.
" Tebrik ederim George! Yanlış anlama kızın olsa da mutlu olurdum." dedim.
" Biliyorum dostum. Sen benim hep kardeşim gibiyidin; hala öylesin. Çıkışta iki bira içer miyiz? " dedi George.
" Paramız yok George." biraz bekledim. "Yarışı kim kazandı ?" dedim.
" Üç numara ! " dedi birisi.
" Kazandık George! İstediğin kadar bira içebiliriz! Kazandık! " dedim.