Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - aysöken

Sayfa: [1]
1
Olaylar üzerinden değil olgular üzerinden konuştum, ortada şeyler, tarihi etmenlerin karışmış olması yalnızca ayrıntı. Neyse, ikimiz de kendi adımıza yeterince şey söyledik, takdir okuyanların. Rtük'ü de hangi kitabı basmasına karar versin diye değil, en azından sözcük seçiciliğindeki şımarıklığa son versin diye önerdim. Bu benim için bir şımarıklık, başkaları için bir lüks, kimileri için erdem olmuş durumda, kimileri ise su akıyor işte, kayığa bin git hesabı. Ama eninde sonunda dil silkinip üzerindekileri attığında elde kalanları göreceğiz. Akla hitap edenleri mi, yoksa tamamen görüntüye dayalı olanları mı.

2
Ben de deliliğin kuş olan Türkçenin sakız halinde yere düşmüş yabancı sözcükleri ekmek sanıp yerken ölmesi olduğunu düşünüyorum. Bu kuş Orta Asya'da bir tür olsun, Anadolu'da bir tür, Sibirya'da bir tür. Özünde tek bir kuşken şimdi kaç farklı biçimde. Burada tarihi bir süreç var diyorum. İki günde bir yeni çıkan kavramları olduğu gibi alacağız duruma mı geleceğiz yani?

Ha chest, ha witcher, hiçbir fark yok. Birini ötekinden ayıran bir şey görmüyorum. Dile böyle sözcük geçmez.

Anglo-saksonlar vs. karışmış olabilir, ezbere de konuştum :D Ama Roma'nın İngilitere adasının yarısına kadar girip daha fazla ilerleyemeyince dillerini bozmaya başlıyor diye biliyorum. Diyelim hepten yanlış biliyorum. Ha öyle, ha böyle bozulmuş bir dil, nasıl bozulduğu beni bağlamaz. Alfabesinde si-ey-ar diye okuduğun üç harfi yan yana koyup kar (car) diye okuyorsun. K nereden geldi :D Daha düne kadar okullarında Latince dersi verip tüm kavramlarına Latince ad koymalar nedendi o halde? Ha yine ben yanlış biliyorum, apayrı bir nedendendi. Ne değişir? Dediğim gibi, bu adamlar Latincedeki gibi sözcük türetemiyor. Kök yok, ek yok, elde avuçta bir şey kalmamış. Deli mantığıyla sözcük türetiyorlar. Kendimizi bunlarla mı yarıştıracağız? Bizim elde tank var, tankı dövme yaparak geliştireceğimizi sanıyoruz.

Şunu da söyleyeyim, o saydıklarınız sanayiyle vs ilgisi yok, televizyonun tv oluşunu anlarım, zaten sözcük birleştirme bizde de olan bir şey, ama sözcükleri ortadan anlamına göre değil de kafana göre bölüp yapıştırıcı ile tutturur gibi birleştirirsen oradan bir tırt çıkmaz. İngilizce sözcük türetmeye gelince vasat bir dil. En fazla başharfleri birleştirirler, günümüzde de tamamen akıl dışı, tamamen görüntüye dayalı yeni bir türetme çıktı ortaya. Anlama dayalı değil, ezbere, göze dayalı bir sözcük yapısı var. Ölmüş dil, helvasını yiyorlar. Türkün aklı böyle çalışmaz. Böyle sözcük dağarcığı olmaz.

Bu ülkeye yayımcılığın bir RTÜK'ü gerekiyor.

3
Öncelikle kimseye karşı kesinlikle kırıcı olmaya çalışmadım. Bu yüzden araya gülücükler de yerleştirmeye özen gösterdim ama böyle birbirimizin yüzünü görmeden yazıştığımız bir ortamda karşındakinin ruh halini seçemiyoruz, ve genelde kötüye yoruyoruz. Ben de saygılı olmaya çalıştım, aksini düşündürdüysem özür dilerim. Eleştiriğe de açığım ama kendi düşüncemi de söyleyebilmeliyim.

Türkçe içselleştirir de uyarlar da. Ama içselleştirmek daha dün gördüğünü olduğu gibi almak değildir. ''Ah, chest buldum, açıp lizard skinlerimi koyayım'' yerine ''ah, sandık buldum, açıp kerkenkele derilerimi koyayım'' demek duruculuk değildir, doğrusudur. Bir İngiliz de ''Ah, i found sandık, let me put inside my kertenkele derileri'' derse sıkıntı onda da büyüktür.

Şunu da söyleyeyim, yayınevleri de açıkçası büyük oranda aldığı paraya bakıyor, yok nasıl çevrilmiş vs. umurlarında değil, veriyor birinin eline, salıyor çayıra. Hele ki sattığı sürece. Kesinlikle sizi hedef almıyorum, zaten çeviriniz hakkında bilgi sahibi değilim, kitabı Türkçesinden okumadım.

Çizgi roman piyasası derseniz baştan aşağı leş zaten. Bence Witcher yerine doğru bir şey konulmaya çalışılsa alacak olan zaten alır, oyunlarla hiç alakası olmayanlar da bu ne diye alıp eline bakardı. Türkiye'de RTÜK öncesi televizyonculuğa bakabilirsiniz, +17,5 tadında, almış başını gitmiş. Yayımcılığın da bir RTÜK'ü olması gerek artık. Çünkü dil konusunda artık -12 olduk, seviyenin biraz yükselmesi gerek.
 
Sword of Destiny kitabında scolopendromorpha diye yazıyor, bunu skolopendromorfa diye mi okuyacağız şimdi kitaptan? Myriapod yazıyor, mayriyapod diye mi göreceğiz şimdi bunu kitapta? Hiçbir şeyi çevirmeye yanaşmayacaksak nasıl çıkacağız işin içinden? Herkes bal gibi çevirmiş Witcher'ı onca ülke, onlara ne demeli? Söyleyin, gerçekten bilelim. Cidden söylüyorum, bu saatten sonra gördüğümüz her yeni sözcüğü olduğu gibi dile aktarınca içsel, dışsal vs. gibi bir durum değil bu. Tamamen üşengeçlik, ve yanında bunu deneyimsizlik, bilgisizlik olarak görüyorum. Zeroth'u Sıfırıncı diye çevirmeyip bırakan çevirmenler de gördük. Ben sözcük avcılığı yapmıyorum, hayır onu kullanma, Türkçesini kullan demiyorum, artık bizim bir parçamız olan büyük bir Arap-Fars kültürü de var, doğru, ama bunlara bakıp 2 gün önce duyduğun şeyi bugün çevirmeye yanaşmayacaksak bunun bir açıklaması olamaz bence. Ama kimse de bilmişlik olsun diye Arapçanın dibi söylediği bir sözcüğü de anlamamı beklemesin bir zahmet. Sözcük dağarcığı her dilden sözcük bilmek demek değildir. Bu ülkenin geldiği son durumda dini konuda biri bir şey söyleyecekken dayıyor Arapçayı, biri aydın kılıklı davranacakken dayıyor -lizmleri, -lojileri, anasınnı örekesi sözcükleri :D Camide cumada el açıyoruz toplu duada, benim anlayacak kadar bilgim var ama yandakilere sorsan açık söylüyorum adam neye amin dediğini bilmiyor. Dediğim gibi, bu tamamen beynin sözcükleri işlemesiyle ilgili. Sözcükler resim, simge değildir.

Ben de witcher'da biraz yorum katmam dışındaki türetmelerimi zaten yabancı sözcüklerin kökenlerine dayalı bir çeviri yaptım, bire bir sözcük çevirisi yani, beğenilmeye de bilir, sıkıntı değil, illa bunlar olacak demedim zaten. Yalnızca olmayacak bir şey değil demek istedim. Elimizi taşın altına koyalım, yeter.

Minibüse dolmuş diyen bir milletiz. Bu uyarlamadır.

İngilizce de ölü bir dildir, mantıklı türetme falan yapamazsın, tamamen göze dayalıdır türetmeler, akla değil. Türkçede sözcükler simgesel değildir, anlama dayalıdır. web ile log birleşip, we- düşüp blog oluyor, video ile log birleşip -ideo düşüp vlog oluyor :D Roma İmparatorluğu'nun katlettiği Anglo-Saksoncadan kalma bir artıktır İngilizce. Bir kökten gelemiyorlar sözcükler. Latince gibi değil yani. O yüzden böyle aşırılıklar yapıyorlar.

Açık konuşayım Witcher sözcüğü de bire bir karşılığı bu yerlikte hayran çevirisinde kullanılan bağıcı sözcüğüdür. Biz yalnızca orada witch gördüğümüz için illa içinde cadı olacak diyoruz ama İngilizce witching, witchcraft gibi sözcüklere bakıldığında bizim anladığımız apayrı bir konu. Aslında yazar da baştan Hexer önermiş, witcher sözcüğü bizim kafamızda özünden uzaklaşmış, kendi kurguladığımız bir kavram olarak kaldı ne yazık ki. Bizim anladığımız ile witcher, hexer gerçekte apayrı şeyler. Cadıcı falan değil yani bu sözcük. Öyle de kastedilmedi zaten hiçbir zaman, ama biz böyle anladık.

4
Ben de düşünçemi açıklayayım.

Evrakgeçer ya da belgeokur değil, belgegeçer veya belgeçtir. Sen, ben kullanmazsak da yerleşmez zaten, faks makinesinin üstüne belgeç diye bir A4 kağıdı yapıştırın, o 10 güne belgeç olur zaten. İmkanın sınırlarını zorlamıyoruz burada. İngilizce de ölü bir dildir. Tarihine bakarsanız görürsünüz. Bak şuradan geçmiştir falan diyorsunuz da bunun tarihini bir olgusu var, kalpsiz sözcüğü de bizimdir, duygusuz da. Ama sen dün çıkan sözcüğü bugün diline information-enformasyon diye duyduğun gibi geçiyorsan orada değil dilin gelişimini, beyin kullanımını bile öldürmüşsündür. Çorun ne olduğunu bilmiyor, cin diyorsan o da kötü. Cini yine bil, o da artık bizden, ama çoru da unutma. İfrit diyorsun, kızgın ruh diye çevirmem, aza diye çeviririm, azmaktan gelir, tarihimizde de vardır, hiç duydunuz mu bu sözcüğü? Azaman, çoraman? İblis kovucuyu herkes biliyor ama. Bilin bilmesine de bizden olanları da unutmayın. Peki ifrit neyden geliyor? Kökü ne? İf- Türkün aklı böyle çalışmaz. Beyin iptal, kastettiğim bu işte. İngilizlerde aza diye bir sözcük varsa ve buna karşın fiery spirit diyorlarsa salaklığına doymasınlar. Burada tarihsel bir süreç var, genel inanış biçimi var, bizde dupduru karşılıkları var zaten. İngilizlerin Roma özümlemesinden sonra neyi kalmış. Anglo-saksonluğu bitmiş bir ırk.

Dil organikliği demişsin, doğallık demek varken, bence bu da sırıtmış, senin tercihin, kimisi mantalitenin paradigması der, kimisi anlayış değerleri, bugün paradigma sözcüğü yerine değer yargısı diye kullanabilen kaç insan evladı kaldı, bilgisayar için kullanırsan değerler dizisidir o. Paradigma, anakronizm, diyince zeki insan olunmuyor, ben bunu gördüm artık. O insan beyin kullanımı öldürmüş gözüyle bakıyorum. Beyin sözcükleri işlemiyor çünkü, olduğu gibi akıtıyor. Sorun yenilikçilik değil, sözcükler artık anlam olarak kullanılmıyor, bir resim olarak kullanılıyor, bu beyin ölümü demektir. Açıp bir youtube oyun yayını izleyebilirsiniz. Aziz Yardımlı da kim bilmem. Açıp da bakmadım bile. Ama eskilerin şunu bunu mu kullanacağız dediği neleri şimdi kullanıyoruz bir bilseniz. Adlarla o kadar ilgiliniyorsunuz Oktay Sinanoğlu der, susarım. Daha iddialı bir isim de yok bu alanda.

Derin düşüncelere dalmaya, kafa patlatmaya hiç gerek yok. Computer'a, hardware'e bilgisayar, donanım diye karşılık bulan insanlara bakıp şimdikilerde neyin eksik olduğunu görebilirsiniz. Hangisi doğru hangisi yanlış?

Alkarısı dediğim şeyi yeni doğum yapmış kadınların saçına bağlanan kırmızı kurdelasına bakarak da görebilirsiniz. Eski köye yeni adet gelmiyor, yerleşik bir şey zaten. Bizde dervişin karşılığı alperen vardır, sen dervişi de kullan istiyorsan ama İngilizde alperen var mı da dervişlik olmuş? Bu çoğrafyada yoğrulmuş mu, derviş, ifrit diyorsun. Öyle Allah Allah, çevrilmesi olanaksız bir sözcük çıkarsa bırakalım, olduğu gibi kalsın. Ama ağaç iyesi diyeceğin şeye kalkıp da dryad deme bir zahmet. İye kavramı bile İslamiyet öncesi Türk inanışlarında Yunan söylencelerindeki dryaddan kat be kat geniş ve yaygın bir kavramdır. Siz de yayıncısınız galiba, bunun en büyük sorumluları da sizsiniz zaten. Bir Harry Potter çevirisine bakarım, bir de adı çevrilmekten aciz kitaba? Hortkuluk sözcüğü de ne derdim küçükken. Meğer ''hort''lamaktan gelip, hortku diye hortlatan olup, hortkuluk diye hortlakmalık oluyor, şimdi bu insanlar sözcüğü Horcruxes diye bıraksaydı mı zekilik etmiş olacaklardı? Nasıl herkes şimdi hortkuluk diye biliyor, o kadar basit işte. Bal gibi de yerleşmiş, kapağa da Witcher diye yazacağına bir şeyler yapmaya çalışsan ondan da bir şey olurdu. Şimdi bunu yapan kim var, yayıncıysanız gösterin, gerçekten merak ediyorum, ben öyle pazara hakim biri değilim. Ama görünen köy kılavuz istemez. Bu sektör artık ele ayağa düşmüş, deneyimsiz, bihaber, körpecik 20'lerinde, ya da aklı o günlerden beri duraklamış insanların eline kalmış. Hayır efendim, bilgin yetmiyorsa o iş olmaz diye bir şey yok, bilene danışacaksın. Hele çizgi roman alanında ortalık kan gölü. Japon çizgi romanları işin içine girdi gireli Japonca-Fransızca çeviri görüyorum :D Çok kültürlendik, çok şükür.

İnsan da dil gibi doğar, yaşar, ölür, ama yaşatacağım diye siyanür verirsen ''tüh öldü bu'' diye başını dövemezsin. 2 gün önce duyduğun sözcüğü bugün diline olduğun gibi, yazılışını bile değiştirmeden alıyorsan orada sıkıntı büyüktür.

Sözcük türeteceksin, bakıyorsun öneriler bile Arapça, Farsça. Türkçe buz gibi akan akarsu gibi canlı. Dünyanın en matematiksel dili. Rahat olun.

http://witcher.wikia.com/wiki/Witcher

Dediğim gibi, inin aşağıya ''name'' kısmına bakın. Orada bu sözcüğün karşılığını bulmuş tüm o ülkeler geri zekalılık etmiş demek ki, demek ki bu adamlar her gün topraklarından bir witcher çıkarıyor olacaklar ki anca yerleşmiş dillerine de hepsi kendi dilinde bir ad vermiş. Tüh onlara. Witcher diye bir şey söylencelerinde var mı Lehlerin, o bile kesin değil, bence yazarın kendi kurguladığı bir olgu, ona bile ad koymaya üşeneceksek, kendimizi aşağı göreceksek, oturup ağlayalım.

Yahu bir düşünsenize, uzaya hep sipeyz demişiz, biri uzay diye karşılık öneriyor, biz onu yeriyoruz :D O zaman da mı Öztürkçe diyecektik? O zaman Öztürkçe olan şimdi Türkçe mi oluyor? Sınırı nerede çizeceğiz? Ya da bir sınır var mı?

Öztürkçe ile Türkçe arasındaki farkı bilmem, Türkçe Türkçedir. Öztürkçe konuşmak istersem Göktürkçe konuşurum. Uygurca konuşurum. Fransızca da Türkçe değildir ama, Türkçe içinde şunu bunu kullanınca o Öztürkçe oluyorsa, İngilizce, Fransızca kullanınca da Untürkçe, Le Untürkçe oluyor galiba.

Hayat koşturmacasından çeviri yapamıyorum ama istersek bal gibi olur demek için yaptım bu karşılık önermelerini. Gayet de oluyormuş.

5
@mit

Metin çevirisi konusundaki önerileriniz için teşekkür ederim, daha sonra yaptığım çevirinin üzerinden geçeceğim. İşe giriştim ama şu aralar içimden hiç gelmiyor :D İngiltere baskısını kullanıyorum kaynak metin olarak.

Ad seçimlerine gelince Dryad Yunan söylencelerinden gelmedir, ağaç ruhu demektir, bire bir çevirirsek ağaç iyesi olur, İslamiyet öncesinde Türklerde her varlığın olduğunu düşündüğü ruhun adı diye biliyorum. Druid ise Kelt inanışının bir parçası. Sanırım Hristiyanlıktan önceki çoktanrıcılıkta bir rahip. Bu kavramların Slav söylenceleriyle bir ilgisi yok sanırsam. Ha, olsaydı da ben yine Türkçe yapmaya çalışırdım, bizden başka dillere bir kitap çevrilse, o kitapta da ağaçeri, orman ereni dense yüzde yüz eminim ki bunları Türkçe bırakmazlar, kendi dillerine çevirirlerdi. Nedense bu yanılgıya bir tek biz düşmeye meraklıyız. Daredevil'a bile Gözüpek diyemez hale geldik. Anladığımız adıyla değerini gözümüzde küçültüyoruz, anlamadığımız olunca nedense değeri artıyor.

Witcher'a da illa bir şey denmesi gerekiyor. Zaten aslı Wiedzmin olan şeyi biz niye İngilizce ifadesiyle kullanıyoruz anlamadım, bunun mantıklı bir açıklaması olamaz.

http://witcher.wikia.com/wiki/Witcher

Name kısmına bakarsanız, bütün dünya bunu kendi diliyle ifade ediyor. Bizse... Allahlık demiyeyim de ne diyeyim. Bu karşılık adları da benim önermemdir, tüm olay bu. Bunları nerede desem biriyle tartışmaya giriyorum, sadece benim görüşüm ama ben daha iddialı bir tutum göremedim. Şöyle bir bakınca, genel tutum olarak, bu tür konuların 15 yaşında çocukların yargısına kalması gerçekten içler acısı. Elinde en ufak bir sav, elle tutulur bir düşüncesi olmadan biz oyunlardan böyle gördük diyen çocukların aklıyla hareket eden bir pazar görüyorum yalnızca. Bu da bana dokunuyor açıkçası.

Yine de bağıcı ve de efsunger denmesini takdir ettim, en azından bir şeydir yani.

6
Merhaba arkadaşlar,

Geralt ile Ciri'nin 3 bölümlük başlangıç öyküsü vardır. Çevirdiğim bu bölüm, ilk bölüm olan Son Dilek kitabındaki Bedel Meselesi'nden sonra okunmalıdır.

Eleştiriye açığım. Bunu niye çevirdiğime gelecek olursak, bazı kavramların öylecene yabancı kalmasına içim el vermedi, ben de okuyucuyu ısındırmak adına elimden geldiğince laftan fazlasını yapmaya karar verdim. Hem birbirimize yardımcı olursak da sevinirim.

Düzelti-

Witcher sözcüğünün artık bağıcı olduğunu düşündüğüm için çeviriye devam etmeyeceğim. Kendi türetmeminse yazarın kendi koyduğu addan bile daha iyi bir tanımlama olduğunu düşünüyorum, kendisi de zaten kendi dilince bağıcı demekle kalmış. Witch sözcüğü gördüğümüz için aklımız sürekli cadıya gidiyor ama hiç de cadılık bir mevzu değil, cadının yaptığı işleri yapan türden (witching, witchcraft), bizde ''dilini bağlama'' vs. diye hayat bulmuş karşılığı gayet bağıcılıktır. Gördüğü sözcüğün bire bir çevirisini yapmaya üşenen yayımcı ellere kalmışız ne yazık ki.

Sayfa: [1]