Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Elis

Sayfa: [1]
1
Kurgu İskelesi / Ynt: Hızır'ın Çırağı -11-
« : 11 Mayıs 2012, 19:29:39 »
"Sonunda!" diyerek başlamak istiyorum. :D Keyifle okuduğum, her bölümünü  merakla beklediğim bir öykü bu. Eleştiri yapılacak pek bir şey kalmamış, kalemine saglık. Uzun aralar vererek yazmış olman beni her ne kadar meraklandırıp heyecanlandırsa da geriye dönüp baktığımda buna değmiş diyebiliyorum. Gerçekten çok beğendim, tebrik ederim. Alice harikalar diyarı tadını aldım, bilindik şeyleri hatırlatan öykülerden sıkılmama rağmen bunda hiç öyle bir şey hissetmedim. Tebrik ederim, çok çok iyi bir yazar olmanı diliyorum ...

2
Kurgu İskelesi / Ynt: Lilyum
« : 14 Eylül 2011, 01:57:18 »
 Şükürler olsun! Günler,haftalar ve belkide aylardır bekliyordum bu öykünün devamını... :D Beklenen ve özlenen bir öyküydü. Ama beklediğime değdi sanırım. :) Yeterince konuya giriş yapılmamış olmasına rağmen benim çok hoşuma gitti.
Olay oldukça tanıdık fakat farklı tatlar bırakabiliyor. Her bölümü insanı daha derin düşüncelere daldırıp tatlı bir merak uyandırıyor.

Eğer olumsuz bir yorum yapmam gerekirse bende bölümlerin kısa oluşundan şikayetçiyim. Tam odaklanıyorum neler olacak, konu nereye varacak diye heyecanlanıyorum vee bir bakıyorum bitmiş.

İlk bölümden ikinci bölüme bu şekilde tamamlamış olman beni oldukça şaşırttı doğrusu.Her yeni bölümde acaba ne olacak diye merakla beklemekteyim.

Acaba ne olacak?

3
Bilim & Teknoloji / Ynt: En İyi Cep Telefonu Markası?
« : 08 Eylül 2011, 01:07:31 »
Seçenekler arasına bile almamışsınız ama şu anda piyasadaki en iyi telefon htc sensation bence. Her bakımdan harika bir telefon.

4
Düşler Limanı / Ynt: Yağmurda
« : 23 Haziran 2011, 20:27:55 »
Gerçekten çok mutlu oldum. :)

5
Düşler Limanı / Ynt: Yağmurda
« : 23 Haziran 2011, 19:52:06 »
Teşekkür ederim :) Böyle düşünmenize sevindim. Bunları göz önünde bulunduracağımdan emin olabilirsiniz.

6
Düşler Limanı / Yağmurda
« : 23 Haziran 2011, 16:39:08 »
  Yağmur yağıyordu, bulutlar bir daha hiç ihtiyaçları olmayacakmış gibi boşaltıyorlardı içlerini yeryüzüne. Yollar suya doymuş, artanları da biriktiriyor sanki, her yer su birikintisi. Dolmuş bekleyecekti bu havada ama neyse ki şemsiyesini almayı akıl etmişti. Eskiden beri böyle temkinliydi zaten. Çok beklemedi. Durağa gelir gelmez dolmuş da yanaştı. Bindi, ön sıradaki boş koltuğa oturdu. Parayı uzattı. Üşümüştü.İçinde bir his vardı, aradığını sanki bu yağmurlu akşamda bulacaktı. Yıllardır beklediği, bu yağmurla gelecek, öyle diyordu içindeki ses. Bu his içini biraz daha ısıttı. Camdaki buğuları silip, dışarıyı seyre daldı. Hayat devam ediyordu, tüm ıslaklığına rağmen...

  Şehrin başka bir köşesinde dolmuş bekliyordu insanlar. Hepsinin ellerinde şemsiye... Hepsi kendi yalnızlıkları içinde dolmuş gelsin diye dua ediyorlardı. Biri hariç hepsi şemsiyeliydi. O eskiden beri sevmezdi şemsiyeleri. Hiç şemsiyesi olmamıştı bu güne kadar.. Sırf yağmura olan sevgisine ihanet olur diye tüm şemsiyeleri yasaklamıştı kendine. Bir dolmuş yanaştı durağa, herkes hücum etti kapıya. O ve iki kişi dışarıda kaldı. " hayırlısı" deyip beklemeye devam etti.

   Cam buğulandıkça siliyor ve dışarıyı seyrediyordu. Hep böyle olmuştu. Yağmuru hep camın ardından seyretmişti. Hiç yağmurda ıslanmamıştı o.
Yine öyleydi ve içindeki ses giderek büyüyordu. Yanındaki koltuk hala boştu ve bu ona göre bir işaretti. Dolmuş durağa yanaştı bu arada.

   Durağa dolmuş yanaştı. Önce şemsiyeli iki kişi bindi sonra o... Ön sırada bir kişilik boş yer vardı, oraya oturdu, parayı uzattı. Saçlarından yağmur sızıyordu, ayakkabısına su girmişti ve burnu kıpkırmızıydı. Ama sonunda binmişti dolmuşa. Yandaki koltuğa baktı, göz ucuyla, dışarıyı seyrediyordu. Sonra birden kendisine dönünce seyrettiği kişi, bakışları karşılaştı, kaçırdılar bakışlarını.

Tekrar cama döndü dışarıyı seyre devam etti ama aklı hala yan taraftaydı. Dışarıya bakmak değil de yan tarafa bakmak geliyordu içinden ama olmuyordu işte. Utangaçlığı, içine kapanıklığı engelliyordu onu. Hep de engellemişti. Kaç defa böyle anlar yaşamış fakat hep susmuştu. Yine öyle duruyordu bu yağmurlu günde. Beklide yanında oturandı geleceğine inandığı...

 Elleri iyice ısınmıştı artık titremiyordu. Burnu da eski rengine kavuşmuştu. Bir kez daha baktı yan tarafına, dışarıya bakıyordu o. Çok güzeldi gözleri ama çekingendi galiba. Keşke bir daha görebilseydi gözlerini.

"Neyse." dedi ve oda yolu seyre daldı.

Yolu çok uzundu, dışarıyı seyretmekle bitmezdi yol.. Sağ tarafına dönmek ve onunla göz göze gelmek için zorluyordu kendini ama olmuyordu, yapamıyordu. Uzun süre uğraştı kendisiyle, yine olmadı.
Bir taraftan yolu seyrediyor, diğer taraftan göz ucuyla onu seyrediyordu. Tuhaf bir hali vardı sanki. Hani ona bakmak istiyor da bakamıyor; bakmaya kıyamıyor gibiydi. Ve içinden " Ne olur bir kez dönüp gözlerime bak ve cesaret ver." diye geçirdi.

En sonunda tüm cesaretini topladı. İçindeki kavgayı kazandı. Yanaklarının kızarmaması için dualar etti ve tam yüzünü çevirecekken o acı ses geldi sağ yanından:

"Müsait yerde lütfen!"

Sayfa: [1]