Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Sophié

Sayfa: [1] 2 3
1
Müzik / Index
« : 24 Eylül 2010, 15:02:52 »
0-9

110
3 Doors Down
30 Seconds To Mars
50 Cent
123

A-

AC/DC
ABEA
Acedia
Aerosmith
After Forever
Ahmet Koç
Alice In Chains
Alien Ant Farm
Ali İbrahim "Farka" Touré
Almora
Amon Amarth
Amorphis
Amy Winehouse
Anathema
Anima
Antonio Vivaldi
A Perfect Circle
Apocalyptica
Arch Enemy
Asley Tisdale
Aslı
Athena
Atreyu
Audioslave
Avenged Sevenfold
Avril Lavigne
Aylin Aslım
Azure Ray

B-

Baba Zula
Barış Manço
Beck
Bedük
Beirut
Beyaz Kelebekler
Billy Talent
Björk
Black Eyed Peas
Black Sabbath
Blind Guardian
Blonde Redhead
Bloodbath
Blur
Bob Dylan
Bon Jovi
Bright Eyes
Britney Spears
Bullet For My Valentine
Bulutsuzluk Özlemi
Buzz
Bülent Ortaçgil

C/Ç-

Cat Stevens
Catafalque
Cem Adrian
Cem Köksal
Children of Bodom
Chris Cornell
Cinderella
Coldplay
Cradle of Filth
Çakırkeyf
Çilekeş

D-


Daft Punk
Danzing
Dark Forrest
Dark Funeral
Dark Tranquillity
Darkthrone
Dead Can Dance
Death Cab for Cutie
Deep Purple
Deja-Vu
Deli Gömleği
Demir Demirkan
Denali
Depeche Mode
Dimmu Borgir
Direc-t
Disturbed
Djivan Gasparyan
Doa
Dolapdere Big Gang
Dorian
Dream Theatre
Dreamtone
Dredg
Drowning Pool
Duman
Düş Sokağı Sakinleri

E-
Edith Piaf
Editors
Empyrium
Emre Aydın
Enya
Epica
Episode 13
Evanescence
Ezginin Günlüğü

F-

Fahir Atakoğlu
Fall Out Boy
Farid Farjad
Feridun Düzağaç
Finntroll
Flyleaf
Foo Fighters
Franz Joseph Haydn
G-

Gorillaz
Garbage
Gece
Gogol Bordello
Goo Goo Dolls
Good Charlotte
Goran Bregovic
Gökçe
Grateful Dead
Green Day
Gripin
Grizu
Grup Yorum
Grup Hepsi
Guild Wars Soundtrack
Guns N' Roses

H-

Haggard
Hammerfall
Hard-Fi
Hayko Cepkin
Helium Vola
Hellogoodbye
His Infernal Majesty- HIM
Hoobastank
Hypnogaja


I/İ-

Iced Earth
Imogen Heap
Incubus
In Flames
Interpol
Iron Maiden
İhtiyaç Molası

J-


Janis Joplin

Jefferson Airplane
Jehan Barbur
Jesus Christ Superstar
Joan Baez
Johann Sebastian Bach
Johannes Brahms
John Williams
Joy Division
Justin Timberlake

K-


Kaiser Chiefs
Kamelot
Kasabian
Katatonia
Keane
King Crimson
Koptu Kervan
Korhan Futacı
Korn
Kreş
Kurban

L-

Lacrimosa
Lacuna Coil
Lady Gaga
Lamb of God
Led Zeppelin
Linkin Park
Loituma
Loreena McKennitt
Lostprophets
Ludwig van Beethoven

M-

Manga
Manowar
Marija Serifovic
Marilyn Manson
Maroon 5
Mat
Mavi Sakal
Mazzy Star
Megadeth
Metin&Kemal Kahraman
Michael Jackson
Mikis Theodorakis
Modest Mouse
Moonspell
Mor ve Ötesi
Motörhead
Mr. Big
Murat Kekilli
Muse
My Chemical Romance
My Dying Bride

N-

Nassın, Eyisin? Naptın, Nettin?
Neil Young
Nelly Furtado
Neue Deutsche Härte
Nev
Nickelback
Nightwish
Nil Karaibrahimgil
Nirnaeth
Nirvana
Nouvelle Vague
Novembers Doom
Novembre
Nox Arcana

O/Ö-

Oasis
Ogün Sanlısoy
Omnia
Opeth
Orhan Gencebay
Outlandish
Özlem Tekin
Öztürk

P-

Panik
PapaRoach
Paramore
Pearl Jam
Pentagram
Pilli Bebek
Pinhani
Pink Floyd
Pink Martini
Placebo
Plain White T's
Porcupine Tree
Portishead

Q-

Queen

R-

R.E.M
Red Hot Chili Peppers
Rammstein
Rashit
Reamonn
Rektör
Rihanna
Ritchie Blackmore
Robert Nesta Marley-Bob Marley
Rolling Stones

S/Ş-

Sagopa Kajmer
Sakin
Scorpions
Secret Garden
Sentenced
Sex Pistols
Sezen Aksu
Sigur Rós
Skid Row
Slayer
Soilwork
Spiritualized
Starsailor
Stefan Hantel
Suede
Şanışer
Şebnem Ferah

T-

T.N.K
Tal Bachman
Teoman
The Animals
The Beatles
The Cranberries
The Cure
The Doors
The Fray
The Kooks
The Last Shadow Puppets
The Long Blondes
The Rasmus
The Verve
The Who
Theatres des Vampires
Therion
Tokio Hotel
Tori Amos
Travis
Tupac Amaru Shakur


U/Ü-


U2
Umay Umay
Usher
Üçnoktabir

V-

Vanessa Hudgens
Varg Vikernes (Burzum)
Vega
Volkan Konak
Volvox

W-

White Lion
Wintersleep
Within Temtation
Wolfgang Amadeus Mozart

Y-

Yann Tiersen
Yasemin Mori
Yavuz Çetin
Yelle
Yeni Türkü
Yoko Kanno
Yüksek Sadakat

Z-

Zakkum
Zardanadam
Zeki Müren
Zülfü Livaneli



Şimdi müziğin başı kel mi, di mi efendim? Kendi arşivimmişcesine, özene bezene yaptım hepsini. Buyrun. Yeni açılan ve gözümden kaçan konu olursa da kısmet.

2
Bilim & Teknoloji / FlingPC
« : 24 Haziran 2010, 11:43:52 »


-FlingPC ile bilgisayarınız artık oyun konsolu
-Tek pakette kablosuz joystick, oyun konsolu, airmouse.
-FlingPC kablosuz yeni nesil joystick, içerisinde bulundurduğu hareket ve ivme sensör özellikleri ile gelmiş geçmiş en yetenekli joystick olarak adlandırılıyor.
-FlingPC ile vücudunuzu, kolunuzu veya bileğinizi kullanarak hareket ediyor, hareketlerinizi birebir oyunlara yansıtabiliyorsunuz.
-FlingPC var olan mevcut oyun konsollarından farklı yapısı ve airmouse özelliği ile evinize hareket, bilgisayarlarınıza özgürlük getirerek kullanıcıların bir çok ihtiyacını düşük maliyeti ile kolaylıkla karşılıyor.

Sitesi: http://www.flingpc.com/en/index.asp Ve türkçe içerik: http://www.flingpc.com.tr/en/index.asp



Bir oyun konsolu olduğu için buraya açmanın daha uygun olduğunu düşündüm. Tanıtımın biraz tırt olması da üşengeçliğimden kaynaklı olabilir.
Bununla tanışmam biraz abim sayesinde oldu. Oyun destekleme özelliği gayet iyi denebilir. Gözüme çarpanlar içinde nfs ve devil may cry vardı mesela. Kendi oyunları da Nintendo wii'nin kopyası denebilir zira bu da wii'nin tekelini düşürmek için yapılan bir şey. Hatta wii tanıtımlarında kullanılan "eşyaları odadan çıkarın" muhabbeti aynen anime edilmiş. Bilgisayarda oynanması da ayrı bir artı noktası bence. Aynı zamanda wii'nin üçte biri fiyatına olması gibi birkaç güzel özelliği daha var.

3
Sinema / Before Sunset-Gün Batmadan
« : 17 Ağustos 2009, 20:37:14 »
Spoiler: Göster

Tür: Romantik / Dram
Yönetmen: Richard Linklater
Senaryo: Richard Linklater, Julie Delpy, Ethan Hawke
Görüntü Yönetmeni: Lee Daniel
Müzik: Julie Delpy
Yapım: 2004, ABD, 80 dk.

Oyuncular

Ethan Hawke (Jesse), Julie Delpy (Celine), Vernon Dobtcheff (Kitapçı), Diabolo (Philippe), Mariane Plasteig (Garson)


Amerikalı yazar Jesse ile Fransız Celine, Budapeşte'den Viyana'ya giden bir trende tanışırlar. Birbirlerinden hoşlansalar da, herşey orada kalır. Bundan dokuz yıl sonra yeni kitabının tanıtımı için Fransa'ya gelen Jesse, uçağının kalkmasına çok az bir zaman kala Paris'te Celine ile buluşur. Onlara ayrılmış bu bir kaç saati Paris manzarası içinde dolaşarak ve hiç fırsatını bulamadıkları şeylerden konuşarak ve yakınlaşarak geçireceklerdir.

Richard Linklater'in uluslararası festivallerde epey ilgi gören filmi, her zaman olduğu gibi yazar/yönetmenin insan ilişkilerinin doğasına yapmayı çok sevdiği yolculuklardan biri. Zeka dolu diyaloglarıyla izleyeni ipnotize ediyor.


Bunun öncesinde Before Sunrise varmış ki haberim olmadığından ben direk bunu izlemiştim. Siz siz olun önce onu izleyin sonra bunu izleyin. Çokçokçokçokçokçokçok güzel bi aşk filmi. Im juli'den sonra hayatımın ikinci aşk filmi hatta. Gayet gerçekçi bi senaryosu da var bana göre. Sokağa çıkıp hadi aşık olayım dedirtebilir, ben gece izledim ondan böyle bişey olmadı :P. Ayrıca soundtrackleri de mükemmel diye düşünüyorum. Özellikle An Ocean Apart, Je T'aime Tant, A Waltz For A Night, The Human Pump falan.

4
Sinema / A Short Film About Killing
« : 16 Ağustos 2009, 13:38:42 »

Tür: Dram  / Suç
Yönetmen: Krzysztof Kieslowski
Senaryo: Krzysztof Kieslowski , Krzysztof Piesiewicz
Görüntü Yönetmeni: Slawomir Idziak
Müzik: Zbigniew Preisner
Yapım: 1988, Polonya , 84 dk.

Oyuncular

Miroslaw Baka (Jacek Lazar), Krzysztof Globisz (Avukat Piotr Balicki), Jan Tesarz (Taksi Şoförü Waldemar Rekowski), Zbigniew Zapasiewicz (Przewodniczacy Komisji), Barbara Dziekan (Bileterka), Aleksander Bednarz (Kat), Jerzy Zass (Naczelnik), Zdzislaw Tobiasz (Hakim), Krystyna Janda (Dorota)
Toplumdan son derece kopuk bir hayat süren Jacek, insanlarla iletişim kurmakta zorlanan bir insandır. Bir gün bindiği bir taksinin şoförünü öldürür ve yakalanarak mahkemeye çıkartılır.


Görünüşte, cinayeti tamamen sebepsiz yere işlemiştir. Lehine olabilecek de tek bir delil dahi yoktur. Avukatlık belgesini yeni kazanmış idealist avukat Piotr, bütün bu alehte durumlara rağmen Jacek'in savunmasını üstlenir. İdealizm mi gerçekler mi galip gelecektir? Tüm yaşananlar sonucunda, 'soğukkanlı bir şekilde idam emri veren sistemin de, sıradan katillerden bir farkı var mı?' sorusu tüm ağırlığı ile ortada durmaktadır.

Polonya'nın ve dünya sinema tarihinin en usta sinemacılarından olan Krzysztof Kieslowski'nin en unutulmaz filmlerinden olan A Short Film About Killing, aşk üzerine olan çalışması A Short Film About Love ile arka arkaya çekildi. On Emir'den hareketle yola çıktığı on kısa filminden ikisini bu şekilde uzun metrajlı olarak filmleştiren yönetmen, bu filmi ile sadece ölümü değil, toplumsal değerleri de sorguluyor.



Bu o kadar harika bi film ki o kadar harika. Buram buram varoluşçuluk kokmakta kendisi. Öldürme ve hayatın anlamsızlığı üzerine yapılmış. Yalnız kabul etmeliyim ki biraz sıkıcı zira konuşmalar falan fazla doğal.

Gerçekten spoiler :P
Spoiler: Göster
Bi kaç yerde de geçtiği gibi taksicinin öldürülme sahnesinin o kadar uzun sürmesi insanı mahveder ekran karşısında şekilden şekle girersiniz bitsin artık lan diye. O sahneyi atlamadan dayanırsanız siz tam bi mükemmelsiniz benim gözümde, ben de atlamadım :P. Yine o sahnenin sonlarına doğru adamın kafasının taşla ezilmesi olayının kamera açısı öyledir ki sanki taşı sizin kafanıza vuruyomuş gibi gelir.

Yine filmdeki idam sahnesi de aynı derecede öldüğünüzü hissettirir.

Derken daha fazla şeyapmıyım en iyisi. İzleyin öyle konuşalım kafası.


5
Sinema / Koş Lola Koş - Lola Rennt ~ Tom Tykwer
« : 24 Temmuz 2009, 20:42:01 »


IMDB Puanı
8.0/10
Yapım
1998 ~ Almanya
Tür
Aksiyon, Dram, Gerilim, Romantik, Suç
Yönetmen
Tom Tykwer
Senaryo
Tom Tykwer
Yapımcı
Stefan Arndt
Görüntü Yönetmeni
Frank Griebe
Müzik
Tom Tykwer,  Reinhold Heil
Filmin Websitesi
www.sonypictures.com/classics/runlolarun
Süre
1 saat 21 dk
Oyuncular
Franka Potente (Lola), Moritz Bleibtreu (Manni), Herbert Knaup (Lolas Vater), Nina Petri (Jutta Hansen), Armin Rohde (Herr Schuster)

Birbirlerine büyük bir tutkuyla aşık olan Lola ve Manni Berlin'de yaşayan iki genç sevgilidir. Bir çete için bazı işler yapan Manni, metroda giderken içinde yüksek miktarda para olan çantayı kaybeder. Parayı bulmak ve çetenin patronuna vermek için sadece 20 dakikası vardır. Bu süre içinde parayı bulamazsa hayatını kaybedecektir. Hemen Lola'ya telefon eder ve durumunu anlatır. Böylece Lola parayı bir şekilde bulmak için koşmaya başlar...

Açıkçası filmi 3 ya da 4 sene izlediğimden aklımda çok bişey kalmamış. Sorulsa keskin olarak kalan şeyleri ancak anlatabilirim. Ama tek kelimeyle güzeldi diyebilirim. Film aynı zamanda Empire'ın 50 independent film listesinde 49. sırada. İzlenmeye değer bi film diyebilirim.

6
Duyurular / 2. İstanbul Zirvesi
« : 22 Haziran 2009, 13:51:52 »
Şimdi biz (Nefertari, magicalbronze) diyoruz ki böyle İstanbul'da olan ve İstanbul'a gitcek olanlar yaz aylarında artıyo baya ee hadi o zaman zirve yapalım. Ortalama tarih falan katılım sayısına göre de değişicek. Ben de ona göre gelebilirim yani :P. İşte şimdi katılanlar parmak kaldırsın istiyoruz. Öyle.

7
Müzik / Loituma
« : 14 Mart 2009, 10:24:54 »

Finlandiyalı bir müzik grubu (Quartet).

1989 yılında Helsinki’de Sibelius müzik akademisinde yedili olarak başladıkları müzik yaşantılarında ilk grupları Jäykkä leipä (stiff bread - bayat ekmek)’yı kurdular. Gruptan ayrılanlar Hedningarna’ya katıldılar. Kalanlarsa amaçları Fin müziğini dünyaya açmakla mükellef Loituma grubunun üyeleri idi. Kullandıkları enstrümanlar sadece kanteles (Fin arpı olarak bildiğimiz) adlı bir çeşit arp ve sadece kendi sesleriydi. (bkz: acapella)

İki albüm çıkardılar. İlki «Loituma» (1995 yılında yayınlandı) (ki bu albüm daha sonra Abd’de 1998’de «Things of beauty» adıyla yayınlanmıştır.) İkinci albümleri «Kuutamolla» 1998 yılı (bu albüm de «In the moonlight» adıyla 1999 yılında yine Abd’de yayınlandı.)

Grup ayrıca 1997 yılında Kaustinen müzik festivalinde yılın grubu olarak seçilmiştir.

Grup üyeleri:

Sari Kauranen : kantele, vocals
Anita Lehtola - tollin : vocals, 5-string kantele
Timo Väänänen : kantele, vocals
Hanni-mari Autere : vocals, keman, 5 telli kantele, double bass, lapin drum

Last fm.

Sadece "Ievan aiti se kammarissa virsia veisata huijutti kun tama poika napurissa amman tittöa nuijutti. Eika tata poiko ammat haitta sillon ko laskoo laiasta laitan. Salivili hipput.." dememin yeteceğini bilsem de, -derken imanım gevrese bile, hem dinleyip hem yazmak çok zor,neyse- tek şarkıyla ünlenmesi sinirimi bozmakta. Çünkü orda burda her yerde çalan tek parçaları Ievan Polka olmuş bulunmakta. Ai, Ai Tass Sattuu, Eriskummmainen Kantele, Hiekkarantakuhertelua, Inttajaispolska, Laulu Laiskana Pitavi, vb. en güzellerindendir. Aslında bütün şarkıları da en güzeldir.

Finlandiyalı sağlam folk gruplarındandır, beni Fince öğrenmeye iten bir kaç etkenden biridir. Dinlenmelidir.

8
Müzik / Koptu Kervan
« : 27 Ocak 2009, 22:33:37 »

Etnik müzik yapan sokak çalgıcıları.
Koptu Kervan; Hintçe, Farsça, Türkçe, İbranice, Yunanca, Lazca ve Kürtçe şarkılardan oluşan 11 şarkılık albümlerinde bize sesleniyorlar, her ne kadar bizim coğrafyamızdan enstrümanlarıyla bizim coğrafyamızdan diller ve tınılarla olsa da henüz ne dedikleri anlaşılmıyor, suçlu onlar değil tabii ki; kendimize ve çevremize yabancılaşıp seçici geçirgen özelliğimizi kaybederken yani ölürken yani ne sunulursa kabul ederken yani yuvarlanırken biz, onlar bize bir şeyler söylüyorlar. Hayır coğrafyamızdan değil söyledikleri, başka bir şey yapılan; yani kültürümüzü ve çevremizi tanıyalım değil olan biten. Düşüncem odur ki pek de bir amaç olmadan hareket edilmenin neticesinde bir yere ulaşılmış, modern insana yabancı ve önemlisi yabani gösterilen, sonra da ikiyüzlülükle bizlere gizemli diye satılan, tanıtılan değil sömürülen kültürlerin yani 'ötekilerin' içinde bulunduğu bir albüm olmuş.
Müthiş bir dinginlik var.


uludağsözlük alıntısı.

Gönül isterdi ki daha düzgün bir tanıtım yapabileyim fakat eldeki bilgiler bu kadar. Müzikleri çok leziz kendilerinin. Yürüyüşte felan dinleyince insana bi gaz geliyo, o an karar verip tüm dünyayı yürüyerek gezebileceğini düşünüyosun :D, bu gidişle yapıcam da zaten :P. Dinlenesi bi grup, bulup buluşturun, napıp edip dinleyin yani. Her şarkısı farklı bi dilde olduğu için sözleri anlayamıyorum fakat tını olarak "Avlaskani" çok güzel. Söz olarak tek anlayabildiğim şarkıları, keşkem diğerlerini de anlıcak dil kültürüm olsa idi, "Hey Gidi Dünya Hey" lezizimsi.

Resimde sağdan gelirken göze çarpan ilk dişi gibi olucam ben büyüyünce.

9
Sinema / Im Juli~Temmuzda - Fatih Akın
« : 03 Ocak 2009, 19:52:32 »

Yapım: 2000, Almanya
Tür: Komedi / Romantik
Yönetmen: Fatih Akın
Senaryo: Fatih Akın
Oyuncular:
Birol Ünel, Mehmet Kurtuluş, Branka Katic, Christiane Paul, Moritz Bleibtreu, İdil Üner, Jochen Nickel, Sandra Borgmann
Yapımcı: Ralph Schwingel
Görüntü Yönetmeni: Pierre Aïm
Müzik : Ulrich Kodjo Wendt, Alex Menck
Süre : 1 saat, 39 dk.
Gösterim Tarihi : 19 Mart 2004

Daniel, öğrencileriyle yakın ilişki kurma konusunda isteksiz davranan, kendi dünyasına gömülü genç bir öğretmendir. Juli ile tanıştıktan sonra yaşamının yeni bir yön alabileceğine inanmaya başlar.

Çünkü kadın, Daniel'in falına bakmış ve hayatının aşkını pek yakında bulacağı konusunda onu ikna etmiştir. Bir süre sonra adam, bir Türk kızı olan Melek'e tutulur ve peşinden Türkiye'ye gitmeye karar verir. Juli ise Daniel'in peşindedir ve birlikte bir dolu süpriz ve tesadüflerle dolu keyifli bir yolculuğa başlarlar.


Çok aradım da bulamadım başlığı. Konu özeti de ayrı bi kısa... Neyse yorum; acayip tatlı, masalımsı bi aşk hikayesi. İnsan izleyince aşık olmak istiyor. Juli'nin felsefesi çok harikadır, acayip etkileyicidir. Hatta itiraf etmek gerekirse dünyayı gezme arzum bu filmi izledikten sonra çok daha güçlenmişti. Ayrıca herkese olur mu bilmem ama sonunda beni ağlatmayı başarmıştır :D.
Juli'de ayrı bi güzeldir.

10
Sinema / Repo! The Genetic Opera
« : 01 Kasım 2008, 19:42:38 »

Yapım: 2008, ABD
Tür: Fantastik / Korku / Müzikal
Yönetmen:   Darren Lynn Bousman
Senaryo: Darren Smith, Terrance Zdunich
Oyuncular:    Alexa Vega, Anthony Head, Sarah Brightman, Paris Hilton, Nivek Ogre, Terrance Zdunich, Bill Moseley, Paul Sorvino
Yapımcı: Mark Burg, Oren Koules, Daniel J. Heffner
Görüntü Yönetmeni: Joseph White
Müzik: Darren Smith, Terrance Zdunich
Dağıtım: Fida Film
Süre: 1 saat, 38 dk.
Gösterim Tarihi: 14 Kasım 2008
2056 yılında salgın bir hastalık yüzünden tüm dünyadaki insanlar organlarındaki bozukluklar nedeniyle perişandır. Bu trajik ortamda bir kurtarıcı gibi ortaya çıkan GeneCo adlı bio-teknoloji şirketi, belli bir ücret karşılığında organ nakilleri yapar.

Ancak ödemelerini aksatanlardan organları geri almak isteyen şirketin adamı 'Repo Man' bu kişileri yakalamak için her an avcılık yapmaktadır. Ameliyat ve ağrı kesici ilaç bağımlılarının yaşadığı ve cinayetin yasalar tarafından onaylandığı bir dünyada, genç bir kız da kendi ender hastalığının tedavisi ve ailesinin gizemli geçmişi hakkında bilgi bulmaya çalışmaktadır.

GeneCo'nun avcılık yaptığı dünyada yapayalnız olan kızın aradığı yanıtlara ulaşabileceği tek yer, herkes tarafından çılgınca beklenen görkemli organizasyon 'The Genetic Opera'dır.

Filmin Resmi Sitesi


Alıntı.

+Geldiği gibi gideceğim film. Yönetmen sağlam, fragmanlar sağlam. İzlemem gerekiyo lan bunu dedirtti gibi. Umarım yeterince kan vardır. Ama bunun yanında Paris Hilton oynamasaydı çok mutlu olurdum sanırım. Ortalıkta bissürü yetenekli oyuncu varken Paris Hilton hoş bi seçim değil bence. Ayrıca afişin alakasızlığı ayrı bi olay, ona girmiyorum zaten :P. Konuyla biraz daha alakalı olabileceğini hissediyorum. Öyle işte.

11
Sinema / Strajk ~ Grev - Volker Schlöndorff
« : 27 Ağustos 2008, 01:59:13 »


Yönetmen:Volker Schlöndorff

Oyuncular:
Katharina Thalbach
Andrzej Chyra
Dominique Hortwitz
Andrzej Grabowski

Sıradan Bir İnsan Tarihin Akışını Değiştirebilir mi?
Tek bir kişi tarhin akışını değiştirebilir mi? Değiştiremez, ancak tek bir kişi zorlu bir gelişimin hızlandırıcısı olabilir. Polonya'da "Dayanışma Hareketi" oluşumunun gözardı edilen kahramanı Anna Walentynowicz'in esin verdiği bu dayanışma destanı, Alman sinemasının usta yönetmeni Volket Schlöndorff'un elinde tarhisel olgular çerçevesinde ele alınıyor. Müziklerini Jean Michel Jarre'ın yaptığı film, işine kararlılıkla bağlı olmasına rağmen bir iftira yüzünden işsiz kalan işçi Agnieszka'yı öykülüyor. Arkadaşları Agnieszka'nın işe geri dönebilmesi için dayanışma içinde greve gider. Beklenmedik biçimde, önce tüm tersane, ardından Polonya'daki tüm fabrikalar greve katılır. Dayanışma Hareketi'nin doğuşu artık an meselesidir.

Dvd'nin arka kapağından alıntıdır. :P

#Mükemmel ötesi sahiden izlenmeye değer bi film, müzikleri de mükemmel filmin kendisi de. Alınması gereken mesajlar var. İzleyin lan.

12
Düşler Limanı / Liman Kuralları Ve Duyuruları
« : 25 Ağustos 2008, 14:42:39 »
"Fantastik edebiyat dışı 'çalışmalarınız'..."

# Yazarı belli olmayan, maille forward edilmiş, klişeleşmiş konuları olan saçma salak yazıları bu bölümde yayımlamayınız. -Mümkünse hiç yayımlamayınız :P ve daha önce açılan bu tarz konuların tümü kilitlenmiştir. Yakında hepsi tarafımdan imha edilecektir.-

# Yazarı belli olan ya da nereden alıntı yapıldığı belli olan alıntıları "Genel Kültür" bölümünde yayımlayabilirsiniz. -Daha önce açılan bu tarz konular tarafımdan "Genel Kültür" bölümüne taşınmıştır.-

# "Düşler Limanı" bölümünün açıklamasında yazdığı gibi sizin "çalışmalarınız". Sadece yazılar değil, örneğin, fantastik dışı grafik tasarımlarınızı da bu bölümde paylaşmalısınız. -Çizgi bölümünün temizliği daha sonra yapılacaktır.-

# Haftalık, aylık hatta belki yıllık yazılarınız için, kısaca yazı dizileri için "Gezginler Kamarası" adlı bölüm açılmıştır.

# Başlıklarda ve yazılarda Türkçe kullanımına dikkat edilmelidir.

# Yine yorumlarda da Türkçe kullanımına dikkat edilmesini rica ediyorum.

# Yorum yaparken üst üste ve gereksiz mesajlar atmamaya özen gösterin. "Teşekkür etmek" veya "çok güzel" demek için Rom sistemimiz var.


13
Liman Kütüphanesi / Leonardo'nun Makineleri - Mario Taddei
« : 24 Ağustos 2008, 12:41:46 »
Leonardo da Vinci’nin çalışmaları her zaman gerçek bir dehanın çalışmaları olarak kabul edilmiştir ve onun şifreli defterleri, çizimleri "ve onların içindeki sırları" gizem ve yanlış algılamalar içinde gömülü olarak kalmıştır; ta ki şimdiye kadar.
Bu büyüleyici, eşsiz kitap çağdaş bilgisayar imgelerini özgün şifreli defterlerin çalışmalarıyla birleştirmektedir.
Kitapta Leonardo’nun mekanik buluşlarından 30’dan fazlası daha önce hiç yapılmamış bir sanat çalışması seti şeklinde bir araya getirilmiştir.

Alıntı.

#Kitabın ortalarında olduğumdan çoook mükemmel bi yorum yapamıyorum ama okuduğum kadarıyla mükemmel açıklayıcı çizimleri var. Özellikle "Uçuş Makineleri" bölümü ayrı bi güzel. Ejderha sineğini inceleyerek başladığı çalışmalar hayranlık vericidir. Tavsiye edilebilir.
Ayrı bi tavsiye de herhangi bi kitapçıya gidip sormayın derim, birazcık dokunabilir fiyatı :P. Sanırım gördüğüm en uygun fiyat Kitapyurdu'ndaydı, Kitapyurdu'nu öneririm size.

14
Müzik / Stefan Hantel-Shantel
« : 23 Ağustos 2008, 20:52:59 »

Shantel

2001 yılında köklerini keşfetmek üzere çıktığı Bucovina yolculuğu, Shantel’in Frankurt’taki elektronika ve freestyle’a dayanan DJ’liğine yeni bir boyut kazandırmıştı. Şimdi ise, Bucovina’nın savaş öncesi olan kozmopolit kültürel yapısı ve etnik farklılıkları Shantel için önemli bir ilham kaynağı oluşturuyor.Geçmişinden dolayı çingenelerle olan bağlantısı Shantel’in bir diğer esin kaynağı. Çingenelerin Balkan Müziği’ne olan güçlü katkısı, Shantel’in müziğinin temeli.Çingeneler, farklı ülkelere ve kültürlere olan yolculukları boyunca, birçok melodiyi, ritmi ve sesi toplayarak ve tamamen kendilerine özgü bir tür yaratmıştı.

Alıntı.
#Fazla bi bilgi sunamadığım için üzgünüm, kaynaklar...
Neyse şey, her ne kadar "Disko Partizani" ile ayağa düştüğünü düşündürse de çoğunluğun diğer şarkılarını önemseyip dinlememesinden ötürü hala içimde ufak bir sempati vardır kendisine karşı. Balkan müziklerini yeniden yapılandırması falan hoş tabii. Biraz da Goran Bregovic havası taşıdığından sevilebilir kendisi. "I'll Smash Glasses" hoştur. Bu çalışmasında Osman Aga'yı kullanması daha bi hoştur ve saire. Bi şans verip dinleyin derim.

Sonradan gelen uyarı: Şarkı isminde "Disko" kelimesi geçiyorsa kaçın bence o şarkıdan.

15
Müzik / Goran Bregovic
« : 23 Ağustos 2008, 20:34:11 »
Goran Bregoviç (1950, Sarayova), Sırp-Hırvat besteci ve müzisyen.

1950 yılında sırp bir anne ve hırvat babanın cocuğu olarak dünyaya göz açmıştır. 16 yaşındayken konservatuardaki klasik keman eğitimini bırakarak Yugoslavya'nın en başarılı gruplarından sayılan "White Button" (bijelo dugme, "Beyaz Düğme") adında bir rock grubu kurdu.

Film müziğine ilk olarak 1978'de Mica Milosevic'in Nije Nego filmiyle başladı. Bregovic'in en renkli ortaklığı yönetmen Emir Kusturica ile gerçekleşti, 1989'da Dom Za Vesanje, 1993'de Arizona Dream, 1995'de Cannes Film Festival'ini kazanan Underground ve 1998'de Crna Macka gibi Emir Kusturica filmlerinin müziklerini yaparak Kusturica ve Bregovic çok başarılı bir ikili haline geldi. Sanatçı Türkiye'de İstanbul, Bursa ve Ankara illerinde de konserler vermiştir. Sanatçının parçalarından bazıları Sezen Aksu ve Candan Erçetin gibi Türk müzisyenler tarafından Türkçe sözlerle seslendirilmiştir.

Biyografi


22 Mart 1950 yılında Hırvat baba ve Sırp bir annenin çocuğu olarak Sarajevo'da doğdu. Babası Yugoslav halk ordusunda subaydı. Anne ve babası boşanınca annesi ile Sarajevo'da yaşadı. Balkanların en tanınmış bestecilerindedir. Kendisini Yugoslav olarak tanımlar.

30 yılı aşkın süredir Balkanlarda müzisyen ve bestekar olarak söz sahibidir. Iggy Pop, Cesaria Evora gibi çeşitli sanatçılara besteler yaptı. Yugoslavya’da rockın temel taşlarından olan ve yıldızlığa yükseldiği Bijelo Dugme’de gitar çalarak ünlendi. Uluslar arası arenada sesini Emir Kusturica’nın filmleri “Time of the Gypsies”, “Arizona Dream” ve “Underground” ile duyurdu.

Goran müzik okulundayken keman çalıyordu. Yetenekli olmadığı farzedilerek ikinci sınıfta okuldan atıldı. Bu yüzden müzik eğitimi azaldı. Annesi ona ilk gençlik yıllarında gitar alana kadar arkadaşları müzik konusunda onu eğittiler. Goran iyi bir sanat okuluna kayıt olmak istedi. Ancak teyzesinin annesine okulda eşcinselliğin yaygın olduğunu söylemesi üzerine apar topar onu teknik liseye yazdırdı. Annesi karşılıklı uzlaşarak saçlarını uzatmasına izin verdi. Mercedes marka arabası ile okula çarptı ve kısa zamanda bu okuldan da atıldı. Ardından dil okuluna gitmeye başladı ve okuldaki “Bestija “ müzik grubunda gitar çalmaya başladı. 16 yaşına geldiğinde annesi onu yalnız bıraktı. Kendine bakmak zorundaydı. Konjicte bir barda gitar çaldı, inşaatlarda çalıştı ve gazete sattı.

Bestije ile kendini gösterdiğinde Zeljko Bebek onu Kodeksi grubuna bass gitar çalması için davet etti. Goran memnuniyetle kabul etti.

Birkaç ay içinde Kodeksi değişime geçti ve Goran bass gitardan gitar liderliğine geçti. 1970 yazında Kodeksi grubu Goran Bregović, Željko Bebek, Zoran Redžić ve Milić Vukašinović’ten oluştu. Bunların hepsi ileride Bijelo Dugme’nin üyeleri oldular. Zamanında Led Zeppelin, Black Sabbath tan çok etkilenmişlerdi. Gruba bu tarz müziği onlardan çok etkilenen Milić Vukašinović bulaştırmıştı. 1970 yılında Zeljko artık grupta ihtiyaç duyulmadığından ayrıldı. 1970 yılının sonunda Goran’ın annesi ve Zoran’ın abisi Napoli'den onları alarak Sarajevo’ya geri döndüler.

1971 sonbaharında Goran üniversiteye girdi ve felsefe ve sosyoloji okumaya karar verdi. Kısa zamanda buradan da ayrıldı. Milić Vukašinović Londra'dan dönmüştü Goran ve Zoran Jutro adlı bir grupta çalıyordu. Grup ileriki yıllarda çok değişti ve 1 Ocak 1974 ‘te Bijelo Dugme olarak ismini değiştirdi. Bijelo Dugme 1970’lerin ortaları ile 1980’lerin sonuna kadar Yugoslavya’nın en meşhur rock grubu oldu.

Birjeo Dugme dağılmaya başlayınca Goran film müzikleri dünyasına gidi. İlk projesini Emir Kusturica’nın Çingeneler zamanı ile yaptı. Hem film hem müzikler çok başarılı oldu. Goran ve Emir’in ortaklığı bir sonraki film olan Arizona Rüyasında da devam etti. Bir sonraki önemli projesi Kraliçe Margort filminde oldu. Film 1994 Cannes Film Festivalinde 2 ödül aldı. Bir sonraki yıl Goran’ın müziklerini yaptığı Underground Altın Palmiyeyi kazandı.

Goran’ın müzik kariyeri Balkanlardaki geleneksel çoksesli müzik ile popüler müziğin birleşimi ile güney slav ve çingene temaları üzerine devam etti. Bunun sonucunda Doğu Avrupada çok popüler oldu. Goran çoğu zaman Balkanlardaki orijinal folk müziği ve çingene müziklerini çaldığı ve kendi bestesi gibi yorumladığı şeklinde suçlandı. 1997 yılında Sezen Aksu ile Düğün ve Cenaze albümünü yaptı. Bundan sonraki albümlerinde bir çok ünlü şarkıcı ile karışık albümler yaptı. 1999 yılında George Dalaras ile Thessaloniki - Yannena with Two Canvas Shoes adlı albümü yaptı. 2000 yılında Polonyalı ünlü şarkıcı Kayah ile Kayah i Bregović albümünü çıkardı. Albüm Polonya'da 650,000 sattı.

2005 yılında ise Bijelo Dugme ile 3 büyük konser verdi. Sarajevo, Belgrad, Zagreb’de yapılan konserlerin her birini 100,000 den fazla kişi izledi.

Goran 1993 yılında uzun süre arkadaşlık ettiği Dženana Sudžuka ile evlendi. Ema ,Una, Lulu adlarında 3 kız çocuguna sahip. Birde Zeljka adında evlilik dışı bir çocuğu var. Goran dünyanın çoğu yerinde evlere sahip ancak zamanının büyük bir bölümünü müzik arkadaşlarının yaşadığı Belgrad’da geçiriyor. Diğer kısmınıda Eşi ve çocuklarının yaşadığı Paris’te geçiriyor.

Diskografi

    * Kad bi' bio bijelo dugme - 1974(1974)
    * Ima neka tajna veza (single) (1974)
    * Şta bi dao da si na mom mjestu - 1975 (1975)
    * Eto! Bas hocu! (1976)
    * Milovan / Goodbye Amerika (single) (1976)
    * Koncert kod Hajducke Cesme (1977)
    * Bitanga i princeza (1979)
    * Dozivjeti stotu (1981)
    * 1974 - 1975 arası tüm bestelerinin single (1982)
    * 1976 - 1980 arası tüm bestelerinin single (1982)
    * Uspavanka za Radmilu M. (1983)
    * Kosovka djevojka (1984)
    * Pljuni i zapjevaj moja Jugoslavijo (1986)
    * Ciribiribela (1988)
    * Ima neka tajna veza (1994)
    * Sanjao sam nocas da te nemam - Velike rock balade (1994)
    * Rock &Roll - Najveci hitovi (1994)
    * Iz sve snage (1995)


Alıntı.
# Mükemmel ötesi bir insan olduğu söylenebilir. "The Landlord's Walk" ile gayet güzel coşulur, dans bile edilir. Mesecina Moonlight ona keza. Örnekler böyle çoğaltılır. Ayrıca tavsiyedir, mutlaka canlı performansını izleyin derim, mükemmeldir.



Sayfa: [1] 2 3