Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - katilav

Sayfa: [1]
1
Tartışma Platformu / Fantastik Ve Bilim Kurgu
« : 07 Haziran 2013, 16:40:31 »
 Yanlışlarım varsa lütfen düzeltin. ;D

FANTASTİK Mİ, BİLİM KURGU MU?

Bu soruya yanıt vermeden önce neyi sorguladığımızı iyice öğrenmek için iki şeyin de tanımını yapmalıyız. Fantastik ve Bilim Kurgu birbirine çok karıştırılır ancak ikisini ayıran çok önemli ve bariz noktalar vardır.
Öncelikle fantastik kavramına açıklık getirelim. Fantastik Edebiyat demek; insanların yazdıklarını bilimsel yollarla kanıtlama kaygısı gütmeden, tamamen hayal gücüne bağlı ve hayal gücünü geliştiren, genelde de herhangi bir siyasi düşünceyi yaymak üzerine kurulmamış bir kurgudan oluşan 20. Yüzyılda J.R.R. Tolkien tarafından başlatılan bir akımdır. Fantastik eserler, çoğunlukla dünyadan uzaklaşıp hayal gücümüzün neler yapabileceğini göstermek için tercih edilen bir türdür.
Evet, fantastiğin tanımını yaptığımı sanıyorum şimdi ise bilimkurguya gelelim. Bilimkurgu fantastik edebiyattan daha önce doğmuştur. Jules Verne, H.G. Wells ilk temsilcileridir. Fantastikle arasındaki en büyük fark yazdıklarını kanıtlama kaygısının olmasıdır. Teorikte mümkün olan ama pratikte mümkün olmayan ya da çok zor olan şeyleri olmuş gibi gösterir. Bu yüzden aslında hafif fantastik tadı vardır. Ama anlattıkları bilimseldir ve fantastik kadar uç noktalara gitmez. Bilim kurgu eserlerinin fantastik eserlerden farkı hikâye kapsamındaki kurgusal ögelerin çoklukla doğa kanunları üzerine yapılmış bilimsel önermeler ya da ispatlar dâhilinde olası olmasıdır (yine de hikâyedeki bazı ögeler hala tamamen yaratıcı kurgulardan ibarettir).
Tanımlamaları yaptıktan sonra şimdi hangisi ne yönden iyi ona gelelim.
Fantastik edebiyatın amacı tamamen dünyanın gerçekçiliğinden, sıkıntılarından kurtulup, evinizin bir köşesine kurulup okuyacağınız türde eserlerdir ve anlatılan konular genelde aynıdır. Ben fantastiği ikiye ayırıyorum; modern ve epik diye. Modern olanlar bildiğiniz gibi (filmleri de sayarsak) Harry Potter, Transformers, Twilight, Star Wars (neden olduğunu anlatacağım) gibileridir. Eski tarzdalar ise Yüzüklerin Efendisi, Narnia sayılabilir.
Fantastik Kurgu, birçok kişi tarafından “çocuk kitabı” saldırılarına maruz kalmıştır. Hâlbuki bu onların hayal güçlerinin yeterince gelişmediğini ifade eder. Çünkü insan hayal gücü gelişirse ancak dünyayı daha iyi bir gözle görebilir ve bunun belki de en etkili yolu fantastik okumaktır. Ancak şu da vardır ki yayınlanan eserlerin birçoğu artık birbirine çok benzemeye başlamıştır. Bunun engellenmesi ne yolla mümkün olabilir? Neden yazarlar daha değişik fikirler üretmiyor? Tamam, üretenler var ama neden bunların çoğunluğu oluşturmuyor?
Aslına bakarsanız yukarıdaki soruların yanıtını tam olarak bilmiyorum. Tahminimi söyleyeyim yine de; bu sorunun kökeni fantastiğin tanımını tam olarak yapamamaktır. İnsanlar fantastik deyince hemen akıllarına karanlık güçler geliyor ki bunlar çok güçlü, iyiler güçsüz ama nasıl oluyorsa onları yeniyor. Düşüncesi bu. Ama sizin de yorumlarınızı bekliyorum. Sadece bu özenti sorunu için değil, yazdığım diğer şeyler için de. Yorumlarınızı bekliyorum. Özellikle özenti konusunda çıkmazdayım, yardım edin, neden özenti?[blockquote]' is not a valid dice string![/blockquote]

2
Tartışma Platformu / Nüfus Konusu
« : 03 Haziran 2013, 01:28:20 »
Merhaba arkadaşlar sizlere şu soruyu sormak istiyorum
Krallıklarda ne kadar nüfus olmalı? En iyisi lotr'dan örnek verin, kitapta o kadar ayrıntıya inilmese de en azından tahmini olarak biliniyordur.  :fight:

3
Tartışma Platformu / Fantastik Edebiyatın Amacı
« : 31 Mayıs 2013, 18:06:55 »
Sorum şudur arkadaşlar;
1-Fantastik edebiyat sadece hayal gücünü zenginleştirmek için mi yazılmıştır?
2-Belli bir düşünceyi aşılamak isteyen fanta kitapları var mıdır?
3-Bunlara örnek veriniz

4
Tartışma Platformu / Anlatım Biçmi
« : 12 Mart 2013, 22:46:17 »
Arkadaşlar, fantastik roman yazmak bayağı büyük bir iştir ve çok fazla ayrıntı vardır. Bu tür eserlerde tek bir karakterin bakış açısından bakmak sıkıcı olur. Ben de hikayemde farklı kişilerin bakış açıları olsun istiyorum. Ama bu nasıl sağlanabilir? Siz hiç öyle yaptınız mı, yaptıysanız nasıl yaptınız, Teşekkürler


Edit: Mesajları smileylerle doldurmayalım.

5
Tartışma Platformu / Fantastik Konu
« : 11 Mart 2013, 09:43:58 »
Ben bir fantastik roman yazma düşüncesindeyim ama konuyu belirlemedim çünkü özgün birşeyler yapmak gerekiyor. Sizler yardımcı olursanız sevinirim. Sanırım her fantastik kitapta krallıklar, ırklar, Yüzüklerin efendisi gibi şeyler var. Harry Potter dışındakilerin çoğu öyle. Daha değişik nasıl bir şeyler yazılabilir?

6
Kurgu İskelesi / Arkadya Efsaneleri
« : 03 Mart 2013, 14:54:24 »
Arkadaşlar benim yeni başladığım bir projemdir kendisi şimdi pilot bölüm gibi birşey yayınlayacağım sonra esas hikayeyi ayrıca bir süre sonra da bu romanla ilgili bilgilerin olduğu bir rehber, sorularınız için.
Bu romanda herşeyi bir mantığa göre yapmaya çalıştım eğer mantıksızlık görürseniz çekinmeden söyleyin
Arkadya Efsaneleri

Burası Arkadya. Sefillikle, zenginliğin; cahillikle, âlimliğin harmanlandığı yer. Aslında burada tam üç yüzyıl süren büyük bir barış vardı. Kıtadaki birtakım güçler, kendi çıkarları uğruna bu barışı bozup, Arkadya’yı eski haline getirdiler. Ama Arkadya’ydı bu. Macera, gerilim, zıtlık, savaş olmazsa yaşanılmazdı.
  Artık Arkadya tekrardan büyük güçlerin birbiriyle savaşırken, küçüklerin ezilmesine sebep olacaktı. Üç yüzyıldan beri süregelen bu barışı sağlayan İmparatorluğun son Kralı Terpoda, artık barışı bozmaya çalışan kötü güçlere karşı gelinmesini herkese bildiriyordu. Zira durum oldukça kötülemişti, Prenses Nera’ya suikast girişimi yapılmıştı. Kral Terpoda, kurmaylarını toplayarak, bir ordu oluşturup bu güçlere karşı mücadele etmek istedi.
  Amacına ne yazık ki ulaşamadı. Birşeyler hep ters gitti. Belki de taht kavgaları, entrikalar. Kimse ne olduğunu anlayamadan, Kral Heros’un kurduğu imparatorluk çökme seviyesine gelmişti. Kıtada yedi tane krallık kurulmuştu. Bunların çoğu savaşçı ve halkına zulüm eden devletlerdi. Zulüm altında yaşayan halkın tek umudu, kıtanın güneydoğusunda, küçük bir alana sıkışmış, toprakları pek verimli olmayan Treod Devletiydi. Ama bu devlet de kötülerin başı Karagon tarafından bir yozlaşmaya mahkum edilmişti. Halk, yaşadıkları bir savaştan yorgun düşmüş, bir daha toparlananamış ve herkes cahildi. Saraydakiler çok büyük bir refah içinde yaşamasa da halk, devletin kendilerine eziyet ettiğini sanıyordu.
Kral Heros, ölmeden önce Beyazdağ’daki büyülü taşlardan dokuz kolye yaptırmıştı. Bunları barışı koruyacak olan asil savaşçılar takacaktı. Ama gelenek kısa sürdü. Artık vezirler ülke yönetiminde daha etkin rol oynamaya başladılar. Son elli yıl içinde de bu dokuz takının hepsi kayboldu. Hepsi birilerine miras kaldı. Birbirinden farklı büyüsel özellikleri olan bu takılar, insanı yenilmez kılmasa da güçlü bir canavar gibi yapıyordu.

Not: Romanda fazla ırk olmayacaktır. Her fantastik romanda karşılaşılan bir özellik olduğu  için yapmayacağım. Ama diğer taraftan karakterlere ve olaylara daha fazla değineceğim. Yorumlarınızı es[/spoiler]irgemeyin. İyi kötü fark etmez.
[/font]
 :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight:


Sayfa: [1]