Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - hanne

Sayfa: [1]
1
Televizyon / Master Chef
« : 21 Mart 2011, 19:50:46 »

"Yarışmanın jüri üyeleri alanında isim yapmış Murat Bozok, Batuhan Piatti ve Erol Kaynar olurken, sunuculuğunu ise Öykü Serter yapıyor.

Ekranların yeni yarışma programı "Master Chef Türkiye", kıyasıya bir yemek yapma mücadelesini evlerimize taşıyacak. 50 yarışmacının Türkiye'nin Master Chef'i olma yolundaki adım adım ilerleyişinin sergileneceği yarışmada, her hafta 2 yarışmacı elenecek. Program sonunda birinci olan yarışmacıyı ise Türkiye'nin Master Chef'i olma ünvanının yanı sıra 100 bin TL'lik para ödülü de bekliyor."

Bu Show tv'nin açıklaması bana göre yarışma insanların gururunu incitiyor ve bunu yapmak benim açımdan hiçte doğru bir şey değil.-güzel-yemek yapmak için işin içinde sevgi,neşe gibi duygular olmalı.Ama bu yarışmada o yok.Bir de yarışmada elenenler oradaki bütün bulaşığı yıkamak zorunda. :hıö

2
Düşler Limanı / Sevmek zordur
« : 01 Şubat 2011, 09:13:03 »
Sevmek zordur insan öyle her önüne geleni sevmez fakat bir gün bir anda öyle biri gelirki..İşte o zaman bir başka bakar dünyaya....
             
                    Bu hikaye dünyaya bir başka bakıpta
                                                dünyası başına yıkılanlara....

                                                 ~..~
   Her zamanki gibi uyandı, yine yeni bir gün diye sızlandı.Sevmiyordu hayatı,insanları,yaşamı.Engelleri olmasaydı katlanmazdı bu yaşama.Hazırlandı ve gitti okuluna...Derslerden nefret ederdi hele ki arkadaşlarından..Neden kimseyi sevmediğini bilmiyordu "sevmek çok zor" diye düşünüyordu.Kimseyle arkadaşlık yapamaz kimseyle anlaşamazdı.Sırasına oturur kimseyle konuşmaz daima resim çizerdi.Belki de  bu yaşamda zevk aldığı tek şey resim çizmekti.Okula karşı ilgisiz olduğu için bu gün okula yeni birisinin geleceğinden haberi yoktu.

  3.derste öğretmeni onları yeni gelen bir çocukla tanıştırdı.Fakat kafasını kaldırıp bakmadı bile, umrunda değildi.Sadece "o günü" bekliyor ve düşlüyordu,kurtulacağı o günü..Her şeyin bitip yeniden başlayacağı o günü...

   Aradan bir kaç gün geçmişti.Yine resim çizerken arkadan birisi ona seslendi :'Ders programını verir misin?' Dönüp baktı bu oydu ,yeni gelen çocuk,defterini uzattı.Birkaç dakika sonra çocuk defterini geri verip teşekür etti.Hala onu nasıl farketmediğini anlayamıyordu sanki birden orada bitivermişti.

   İlk defa birine karşı "böyle şeyler" hissediyordu.Gözlerine dahi bakamıyordu.Akşam eve gidince uzun uzun ağladı, sebbebini kendisi de bilmiyoru.Ertesi gün hep onu izledi,resim dahi çizmedi.Yanından geçerken parfümününün kokusunun büyüsüne kapılıyor arkasıdan hayran hayran bakıyordu..Artık "o gün"ü bile unutmuştu. Adeta "bir başka bakıyordu dünyaya"...

   Ama daha sonra o çocuğun nasıl biri olduğunu anladı.Hani bazı insanlar sevmeye kıyamaz,utanır adeta ; bazıları da vardır her gün başka biri, sevmek onlar için oyuncak..İşte o çocuk da sevmeyi oyuncak gibi görenlerdenmiş..Bunu anladığında "o gün"ün geldiğini de anladı.Yıkıldı.Kapattı kendisini odaya.O,oda,bir de bir ip...

    Hasretle beklediği "o gün"..Çocuğun ne suçu ne de haberi vardı aslında ama o olaydan sonra "yıkıldı dünyası başına"...Ve o , enkazın altında kaldı, bir daha çıkmamak üzere , ve başında bir mermer taş üzerinde şu dizeler:
 
                                   " Sevmek zordur
                                              fakat sevilmemek
                                                              daha zor."

     

3
Düşler Limanı / Yalnızlık
« : 31 Mart 2010, 21:42:29 »
Gözlerini yağmura dikti yağmurun o usulca yağışını,huzur verici sesini,dünyada hiç bir şeye değişmeyeceği  kokusunu hissedince yağmuru ne kadar çok sevdiğini hatırladı..Gözlerini kapadı ,yağmurun yanaklarında aşağı süzülmesine izin verdi.Artık bu koca dünyada tek başınaydı,kimsesi kalmamıştı..Sevdiği herkes onu bırakıp gitmişti.Tüm bunlar niye onun başına gelmişti..Niye bunları o yaşamak zorundaydı..Düşüncelerin sonsuz boşluğunda süzülerken birisi yavaşça omzuna dokundu.Bu dokunuş tüm o düşüncelerden sıyrılmasını sağlamıştı.Arkasını dönüp baktığında o elin kime ait olduğunu anladı.Oturduğu bankın yanında duran dört-beş yaşlarında küçük bir kız çocuğuydu.O küçük gözlerini ona dikmiş hayretle bakıyordu.Küçük çocuğa :
''Senin bu gece vaktinde burada bir tek başına ne işin var.'' diye sordu.Küçük kız:
''Ben tek başıma değilim ki..'' diye cevap verdi.Küçük kızın ,karanlıkta bile farkettiği, altın rengindeki saçlarını okşamaya başladı.Kız:
''Aslında bu dünyada hiç birimiz yalnız değiliz sen belki de yalnız kaldığını düşünüyorsun ama bir insan hiç bir zaman yalnız kalmaz yanında daima hayallerini,ideallerini ve en önemlisi umutlarını taşıdığın sürece asla yalnız kalmazsın..''
Bu sözler onu gerçekten etkilemişti o küçük kız bu konuda haklı olabilirmiydi .Bunu ancak deneyerek görebilir ve bilebilirdi.Sonra tekrar kıza dönüp teşekür edecekti ki kız orada yoktu..
O belkide sadece onun yardımına gelmiş hayata tekrar tutunmasını sağlamış bir melekti...

Sayfa: [1]