Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Raisor

Sayfa: [1] 2 3 ... 55
1
Purgatorio / Ynt: Purgatorio - Sohbet Sayfası // Loqui
« : 01 Eylül 2012, 18:29:57 »
Sufthor gitti Sufthor, bir sonraki yaza kadar kilitli...
Neler oldu ben yokken yahu böyle? Birtek Black Helen kaldi o vakit. Saniyorum Madam idare edebilir.

2
Purgatorio / Ynt: Purgatorio - Sohbet Sayfası // Loqui
« : 01 Eylül 2012, 18:19:19 »
Yöneticiler için de bir sorun teskil etmiyorsa, Black Helen ve TheSpell'den olusan iki oyuncumu devralarak sadece bu bölümde aktif olmak kaydiyla foruma dönüyorum efenim

3
Düşler Limanı / Ynt: Vakit Tamam
« : 24 Ağustos 2012, 03:57:18 »
Dedim ya iyi işler yapmanız yetmez, faydalı işler yapmanız da gerekir. Bakınız, en çok Düşler Limanı’na yönelişimmiş asıl sorun. Ama Düşler Limanı kadar, Kurgu iskelesinde de yazılarım olmuştur, yeri gelmiştir öykü seçkisine de katılmışımdır, yeri gelmiştir saatlerce uğraşıp index hazırlamışımdır. (Bkz: Manga Bölümü.) Tabi şu da vardır, Malkavian bir index hazırlar üç rom gelir, ben bir index hazırlarım bir şey olmaz, unutulur gider. Kaldı ki sırf rom almak için de hazırlamamıştım indexi, haberiniz olsun. Sadece burada bir çeşit ayrımcılık var. Ha belki Malkavian’ın indexi daha güzeldir, daha doğrudur, ama benden daha az emek etmedi, merak etmeyiniz, farkında olunuz.

Diyeceğim o ki insanları ne kadar çok şey yaptığına göre değil, bir konuda ne kadar iyi olabildiğine ve kendini ne kadar geliştirebildiğine göre değerlendirmek gereklidir. Ne kadar emek gösterdiğine dikkat etmek gereklidir. Herkes her konuda iyi olmak zorunda da değildir. Ben de bir fantastik aşığıyım, Hakan abi de bilecektir, örneğin Eragon’un incelemesini ben yapmıştım, lakin Düşler Limanı’nda daha çok aktif olmama bir sıkılma, darılma göstermeniz pek mantıklı değildir. Herkes her dalda iyi olmak zorunda değildir.

Bir müzisyen müzikte iyidir, bir ressam resimde iyidir. Bir ressamı ‘sen müzik yapmıyorsun’ diyerek itelemek, ya da bir müzisyeni ‘sen çizemiyorsun’ diyerek arka planda tutmak biz hümanist insanlara yakışmaz. Bizden uçuk şeyler de beklemeniz gerekmez, her şey olduğu gibi güzeldir zaten. Bakın bu son cümlem çok değerlidir, anlayana. ‘Her şey olduğu gibi güzeldir zaten.’

Gelin gelelim güzel günlerim oldu bu forumda ve birçok şey kattı. Bunu yadırgayamam, hal ortadadır. Bu foruma ilk zamanlar gönderdiğim mesajlar ile şimdi gönderdiğim mesajlar arasındaki kalite farkı meydandadır. Bu yüzden de teşekkürü bir borç bildim zaten yazının başında. Kaldı ki Hakan abimi de çok severim, her ne kadar pek bir samimiyetimiz olmasa da. Radyoda benim şiirimi okuyup bu güzel jestle beni acayip sevindirmiştir kendisi. Bu seviyeli ilişkide ben bir hatasını görmüş değilim. Ama başka bazı şeylerin farkında olunuz lütfen ve birkaç şeyi sorgulayınız. Israrla, üstüne basa basa, yazarlık puanının etik olmadığını sebepleriyle izah etmiş bir adamım. Karşı çıkan çok kişi vardı, bu çok kişi de hep bu yetkiye sahip olanlardı.

Hep aynı insanların aynı insanlara yazarlık puanı verdiği, birbiri arasında güzellik açısından dağlar kadar fark olan iki yazı arasında daha az iyi olanının sırf yazarı yüzünden daha çok puan aldığı, bir de tüm bunların örtbas edilmek için ‘Bu yetkiye sahip olanların beğendiğine oy vermesi doğaldır’ dendiği bu günlerde, durum etik değildir. Şimdi diyeceksiniz ki ben daha az güzel olanın beğenildiğini söylüyorum, ama herkesin beğenme anlayışı farklıdır. Ama şunu da görünüz ki ‘Hüseyin Amca’ temalı, edebi dili ve kalitesi saçma sapan, gerzek bir konu ile ‘Kalemimden kuş sesleri yankılanırken dağlardan ceylanlar iniyordu, avcılara duydukları kinlerle’ temalı, üzerinde saatlerce uğraşıldığı belli, gerçek anlamda akıcı ve duyguyu yakalayan konu arasındaki fark da açıktır. Ya da bir Yüzüklerin Efendisi ile Alacakaranlık serisi arasındaki fark da barizdir. Ben zaten kendi yazılarını her zaman yetersiz bulan bir insanımdır, kendi yazılarımı kastetmiyorum bunu söylerken. O aldığım 12 puanın bile yettiğinden fazla olduğunu düşündüğüm olmuştur. Ama etik değildir. Sadece bazılarının ‘daha iyi’ olduğu düşüncesiyle bu yetkiye sahip olması, diğerlerinin ise ‘güvenilmediği’ ve ‘yeterli bulunmadığı’ sebebiyle bu yetkiye sahip olmaması, felsefedeki etik kurallarına uymaz, siz hümanist olduğunu iddia etmiş yönetime de uymaz. Bunu defalarca söyledim, bir o kadar defa daha da söylerim, çünkü hayatta ‘objektiflik’ ve ‘tepeden bakma’ ilkelerine uygun bir düzenin başyapıtlarından biri de budur. Aslında daha iyi olmayan bazı ‘daha iyiler’in üst bir ırkmış gibi beğenmeye hakkı varken, beğenmenin hakkını veren adamların itelenmesi doğru değil. Çözüm önerileri de sunmadık mı biz? Herkes bir şansa sahip olsun diye uğraşmadık mı? E nedir bu kin, bu garez peki?

Hakan abinin içten ve güzel mesajını da yanıtlama isteği doğdu içimde. Hemen ardından koşarak uzaklaşacağım yine. Ha bir şey değişecek mi? Bir anlam ifade edecek mi? Durup sorgulayacaklar mı? Hayır. Bir gün biri çıkar da benim söylemeye çalıştıklarımı daha etkili açıklayabilirse, ne mutlu bana. Arkadaşlık ilişkilerini gözetmeksizin objektif davranmasını istediğiniz üyelere verdiğiniz bu yetkinin, çoğu tarafından arkadaşlık ilişkisi gözetilerek kullanıldığı açık ve netken başkalarına güvenmemezlik etmek mantıksızdır.

Beyler kendimi düşünmüyorum merak etmeyiniz. Sanmayınız ki bunları size söylerken bir çıkar amacım vardır. Ama siz böyle düşünmeyeceksiniz. Ne kadar kıskanç, kin dolu, saçma düşüncelere sahip bir adam olduğumu düşüneceksiniz. Varsın, öyle düşününüz. Varsın kötü düşününüz beni.

Bir de bu iki yılda bilmeden etmişsem sürçü lisan ve kırmışsam herhangi birinizi farkında olmadan, affola. Eğer affedici karakterimden örnek alabilmiş birileriniz olmuşsa ya da affediciliği başka büyüklerinizden öğrenebilmişseniz, şimdi de beni affediniz.

Teşekkürler.

4
Purgatorio / Ynt: Purgatorio - Sohbet Sayfası // Loqui
« : 23 Ağustos 2012, 18:06:28 »
Burada da belirttiğim üzere, Purgatorio bölümü artık sadece Madam Vio'ya aittir ve kendisi benim oyuncularımı oynatmaya devam edecektir.

Hepinize teşekkürler, iyi oynadık arkadaşlar.

5
Düşler Limanı / Vakit Tamam
« : 23 Ağustos 2012, 18:04:59 »

Beyler, şöyle güzel bir veda yapacağımı söyleyemem. Bunun yerine bir teşekkür olarak da alabilirsiniz bunu. Yaşadığım güzel şeylerin anısına, teşekkür ediyorum.

Benim duygu ve düşüncelerim farklıdır. Hayatı insanlardan farklı görürüm. Herkesin düşündüğünü değil, herkesin düşünemediğini düşünmek hoşuma gider. O an ne düşünürsem onu yaparım ama her konuyu herkesten çabuk ve verimli düşünebilirim. Toplumun ya da benim doğrularımdan çok, hakiki doğruların peşinden giderim. Dobrayımdır. İnsanların arkasından değil önünden konuşacak kadar yürekliyim. Siz de öyle olunuz demiyorum. Herkes benim gibi olsa, Dünya kan ve vahşet çukuruna dönüşürdü.

Efendim, izninizle ben gidiyorum. Hatta saçma oldu izin istemek. Ne izni yahu, gidiyorum. ‘Sebep?’ diye sorarsanız, kırgınım bazı kişilere. Hatta dobrayım dedim, sözümün arkasında durayım, benim elimden özgürlüğümü alanlara kırgınım. Bu forumu bir aile olarak gören benim bu aileden dışarı itilmem nankörlük değil de nedir? Kabul görmeniz için iyi işler yapmanız gerekmiyor. Faydalı işler yapmanız gerekiyor. Gece gündüz canla başla hikaye okuyan, özel mesaj yoluyla yazarına görüşlerini bildiren, hikayeler paylaşıp aynısını bekleyen, ama aynı zamanda bunu sırf yorum beklediği için değil, sevdiği için de yapan ben, gidiyorum. Beğenmeye bile hakkımın olmadığı, benden daha az hakkı olanların hakkının olduğu düşünüldüğü, boşu boşuna iki yılımı yemiş bu siteden, gidiyorum böyle yavaş yavaş, sakin sakin. Duygu ve düşüncelere önem veriyormuş gibi görünüp hep kendi yanlışlarını doğru sanan üye ötesi üyelerden bıktığım için, gidiyorum. Purgatorio’yu da Madam Vio’ya bırakıyorum, ondan da özür dileyerek. Zaten daha önceden ayrılmamamın nedeni Puratorio’ydu ama canımın sıkkınlığı sorumluluklarımı reddedecek düzeye gelmiş bulunuyor.

Şimdi sanmayınız ki bireyler çok önemliydi. Bir de, bir insan veda ediyorsa ‘gitme’ denmesini bekliyordur diye veda ediyordur demiştim zamanında bir yazımda. Kendi tezimi çürüteyim. Gitme deseniz de, gideceğim. Bunu özellikle söylememin nedeni, benim ‘gitme’ demenizi beklediğimi sanıp siz bunu demediğinizde üzüldüğümü düşünmeniz memnuniyetini size yaşatmamak. O günler geçti dostlarım. Beni defterden sileni ben neden kafaya takayım ki?

Geriye kalan üyelere de şunu diyeyim, yönetimin her şeyin mükemmel işlediğine olan inançlarının ve benmerkezciliğinin, yobazlaşmış hastalıklı düşüncelerinin ve ahlaka uygunsuz davranışlarının, psikopatça harekette bulunup karmaşa yarattığının, sanki kendileri farklı bir ırktanmış gibi davranıp herkesi küçümseyişinin, en iyisini ben bilirim tavırlarının ve sayamadığım diğer pek çok anti hümanist davranışlarının farkına varmanız için şöyle bir etrafta gezininiz. ‘Şu olursa doğru olmaz ama şu da doğru değil’ dediğinizde kibar bir dille ‘Evet ama senin söylemen bir şeyi değiştirmez, bu bizim işimize geliyor, devam edeceğiz, insanları kandıracağız, kendi yarattığımız evrende kendimizi yücelteceğiz’ türünden iddialaşmalara giren bu kitlenin kelime oyunlarıyla sizi dizginlemesine izin vermeyiniz.

Kendilerinden binlerce kat daha akıllı ve binlerce kat daha mantıklı hümanist kişilere yaptıkları haksızlıklardan hiç bahsetmeyeyim zaten, zira bu yobazlaşmaya sizi de dahil ettikleri için anlamayacaksınız, ama mantıklı düşünüp doğruyu yapmak ve doğruyu düşünüp mantıklı olanı yapmak arasındaki farkı da öğrenip bu cehaletinizden kurtulmaya yaklaşmanızı diliyorum içtenlikle.

Hoş anlamayacaklar. İşlerine gelmeyecek. Bir şey değişmeyecek.

Herkese iyi forumlar.

Spoiler: Göster
Bir de neden Düşler Limanına atıyorum bunu, ben de bilmiyorum. Sanırım benimbütünleştiğim bir bölümdü burası :)

6
Düşler Limanı / Ynt: Kısa Kısa Yazılar
« : 23 Ağustos 2012, 18:02:22 »
‘Hayat Güzeldir.’

Bu kalıbı kullanan insanların %86,9u hayatın güzel olmadığını bildiğinden bunu söyler. Yüzyılın göndermesidir aslında bu ve bu göndermeyi bazılarımız fark edemez, saf gibi inanır, sonra da anlayınca hayatın ne mal olduğunu göt olur.

Ben de onlardan biriyim işte. Babam çok söylerdi bana bunu. Hayat güzel, yaşa evlat derdi. Geçen haftalarda konusu açıldı bunun, ‘Ne güzeli baba, yaraktan tayyare!’ dedim. Güldü pis pis. ‘Çözmüşsün.’ dedi.  Zaten gelin şöyle eğri oturup doğru konuşalım, sevdiğin insanı kaybedersen eğer, bir ömür unutamıyorsun onu, özlüyorsun. Daha evvelsi arabayla seyahat yaparken şöyle demişti:

“Beni ne zaman alacak oğul?”

Bir baba der mi hiç öyle şeyler? Benim babam dedi bir kere, dedi yani. Bok olursun, kalakalırsın böyle bir söze. Alsın artık, beni de alsın yanına.

Vergi derdi yok. Benzin parasıymış, okul harcıymış, burs yatacak mıymış derdi de yok. Oh, keyif. Şöyle iki edebi yazı paylaşayım da insanlar yorum atsaymış derdi de yok, mis valla. Bir kere en güzel yanı artık mezara gitmek zorunda kalmayacağım bayramları, direk öpeceğim elini. Tepeden seyredeceğim diğer kayıp verenleri. Onlar da anlayacaklar hayatın onlara hiçbir şey vermediğini, verdiklerini ödünç verdiğini. Alıştırıyor seni bir şeyin varlığına sonra onu senden alıyor, kalan ömrünü o şeyin yokluğuna alışmaya çalışmakla harcıyorsun, öleceğin ana kadar da alışamıyorsun.

Okul bitsin, askere gideyim derdi de yok. Artık biraz da yaratanın takdiridir cennette dans mı ediyorum cehennemde millete mi sataşıyorum; ama burası bana göre değil beyler.

‘Hayat güzeldir’miş. Hadi canım, valla mı? Lan adamın teki doksan yaşında geberiyor, çocuğun biri üç yaşında ölüyor. İstersen Tanrı ol, ikisi arasında tam denk, eşit bir kıyaslama yapamazsın ki? Bana mantıklı bir şey söylesin, artık ışık mı çakar, lamba mı yakar, bilemedim. İsyan eden babayı alır diyorsun da, böyle her kurala uyalım mı yani ne yapalım? Her hükme karşılıksız uyalım. Dömel dersen dömelelim, oldu canım. Bana mı sordun sen beni yaratırken?

Neyse, bunlar derin mevzular bakın. Ayrıca da rağbet görmüyor, tartışılıyor hep. Atalarımızdan geleni sürdürme politikası deniyor buna. Özgür düşünce olarak nitelendirilmiş düşünce aslında bizden büyüklerin zihnimizi ele geçirmesidir. Gelenekleri sürdürmek gerçeği görmemizi engellemektedir. İnsanları ‘korku’ yaratarak köle eden ve Tanrı olarak nitelendirilen şeyin yarattığı emperyalist, anti-akılcı, klişe düzene korkudan karşı çıkamıyoruz. ‘Şu olursa bu olacak’ dendiği için insanlar göt korkusu yaşıyorlar ve de düzenin uygunsuz ve mükemmelciliyet anlayışını katleden yargılarına hapsoluyorlar. Her neyse, konu bu değildi. Ben duygu sömürüsü yapıyordum, hemen döneyim o işe.

Bakınız beyler. ‘Hayat güzeldir!’ derseniz hayatın güzel olmadığını ispatlarsınız çünkü bir şey güzel olsaydı zaten güzel ve çirkin diye iki farklı yargı olmazdı. Neden mi? Bir şey %100 o şey ise, o şeyin zıt kavramı neden olsun ki? Olmaz tabi. Neden ‘masa’ teriminin tersi yoktur? Çünkü masa masadır. Bir masa %100 masadır. Eğer hayat %100 güzel olsaydı, çirkin kavramı doğmazdı. Ha şimdi diyeceksiniz bana, neden bir şey %100 siyah olabiliyorken onun tam tersi olan beyaz kavramı var? Çünkü TDK geri zekalı. Siyahın tersi neden beyaz olsun ki? Ben diyor muyum kırmızının tersi mavidir diye? Ne alaka, renklerin tersi neden olsun, iki farklı renk onlar.

Uzun lafın kısası hayat güzel falan değildir, bok gibidir. ‘Hayat Güzeldir’ adlı bir de film vardı hatta. Genelde her izleyen sonunda ağlar falan. Bayağı acıklı bir sonu vardır isminin aksine. Her organizma öldüğüne göre ve birilerinin ölmesi diğerlerinin ağzına sıçtığına göre, ki bu duyguyu çok sevdiğiniz bir şeyi kaybetmenin ne demek olduğunu henüz tecrübe etmediğinize göre bilemiyorsunuz, konuştuklarım mallakta kalıyor, bir insan neden mutlu olsun ki?

Öyledir beyler. En büyük acıdır şu ölüm içerikli acı. Hep son sözleriniz içinizde kalır, söylenemez. Bir gün anlayacaksınız lan. Böyle cenazede insanlar düşüp düşüp bayılacaklar, inim inim inleyecekler, siz de göt gibi olacaksınız. O zaman dersiniz bu adam dediydi diye.

7
Purgatorio / Ynt: Purgatorio - Sohbet Sayfası // Loqui
« : 23 Ağustos 2012, 16:09:14 »
Ben iyiyim böyle, daha oyuncu alırım valla. Sen kaldıramazsan bu benim suçum değil. Bu arada tüm gün televizyona çıkmak, televizyon izlemek, televizyon & sinema eğitimi almak, diğer televizyonik işler yapmak çok çalışmaksa, de get lan oradan adsasdgahdgj.

Beyler inanmayın. Tüm gün göbek büyütüyor, bir de çok çalışıyorum diyor ^^

8
Eğlence & Mizah / Ynt: Dürbünde gördüğünüz gariplikler
« : 23 Ağustos 2012, 16:04:47 »
Malkavian'ın böyle bir sebepten forumdan ayrılacak olması, berre'nin de Malkavian'a bu yetki verilmezse gideceğini söylemesi bayağı bir inandırıcı olmuş. Ama ne vakit ki Fırtınakıran kayıtsız bir ifadeyle 'hadi hadi madem öyle, buyur git' tarzında konuştu, olayı ele vermiş oldu. Siz de sanınız ki Raisor yedi.

Tamam ya neyse, yemiştim. Hay ya.

Beyler, şakaydı, şaka.

Hatta o kadar bir şakaydı ki hala gülüyorum.

Not: Böyle eşek şakası yapma hakkını kendinizde görecek kadar seviyesizseniz ben de terkediyorum bu forumu.

Spoiler: Göster
Çok beklersiniz. Yok yok, çok beklemezsiniz.

9
Kurgu İskelesi / Ynt: Korku Tüneli
« : 23 Ağustos 2012, 05:53:08 »
İşte budur. Budur! Hikaye dediğin böyle olur. Ya da en azından ben kan ve vahşeti çok seviyorum, bilemedim. ^^

Zordur korku türünde hikayeler yazmak. Fantastik öğelerin hikayenin içine girebilme ihtimali çoktur, yazar kendini tutamaz çoğu zaman. İşin sonunda da bir bakmışsın hikaye korkudan uzak, sadece fantastik bir hikayeye dönüşmüş. İnsanları gece uyuyamayacak kadar korkutmak büyük bir emek ister ve bu hikayede bunu yapabilecek potansiyel var.

Yalnız şunu diyeyim, 'de' ekini hiç iyi kullanamıyorsun, üzerinde çalışman lazım. Örneğin ilk paragraftaki 'Bu günde öyleydi.' kalıbındaki 'de' ayrı olmalıydı ya da İkinci paragraftaki 'bir an da' kalıbı da yanlıştı, oradaki 'da' eki birleşik olmalıydı. Ayrıca 'bugün' bir birleşik kelimedir.

'Bugünlerde çok yalnızım' ve 'bugün de gelmedi' arasında farklar vardır, ben sana iyi anlatamam, ama TDK'dan 'de' ekini araştırmanı tavsiye edebilirim.

10
Eğlence & Mizah / Ynt: Dürbünde gördüğünüz gariplikler
« : 23 Ağustos 2012, 05:10:29 »
Ben Fıtınakıran'a katılıyorum, ki yöneticilerde bile özel mesajları görebilme yetkisinin olması çok gereksizdir. Ha eğer biri özelden taciz ederse diye bir moderatöre bildir yazısı olmalıdır, ama her istediğinde yöneticilerin bu yetkiyi kullanabilmesi hiç adil olmazdı. Bu yüzden Hakan abi, lütfen sadece Malkavian'dan değil, herkesten bu yetkiyi alınız, kendinizden bile. Artık işin sistematik kısmını ben de bilmiyorum.

Birincisi ben ki hayatımda özel mesajla kimseyi taciz etmiş insan değilimdir, her şey açıktır kontrol da edilebilir, çok rahatsız oldum bu işten. Mesaj atmak bile sakıncalı çıktı forumda. Malkavian iyi ki ağzından baklayı çıkartmış diyorum.

İkincisi, Malkavian, kaç senedir bu forumdasın, ben de sana güveniyorum, eminim yöneticiler de güveniyordur, ama güvenmeyenler de olacaktır, seni tanımayanlar falan. Bu insanlar neden kimin kime mesaj gönderdiğini bilmene göz yumsun? Bu noktada bu yetkiyi istemeni ben yaşına yakıştıramadım, yüzsüzlük olarak algıladım, hiç etik değildi. Hele hele de sırf bu yüzden forumdan çıkacaksanız zaten bu forumda bunca zaman ne işiniz vardı?

Beyler benim mi etik kavramımda bir sorun var bilemiyorum?

11
Eğlence & Mizah / Ynt: Dürbünde gördüğünüz gariplikler
« : 22 Ağustos 2012, 02:02:35 »
Ben de diyorum bir ben mi açıkgözlük yapıp değiştiriyorum yaptığım alıntıyı? :D.

İki yıllık üyeyim böyle sahtekarlık görmedim :P.

Kandırıldık beyler, dağılın.

Edit: Kandırılmamış mıyız yoksa?

12
Eğlence & Mizah / Ynt: Dürbünde gördüğünüz gariplikler
« : 22 Ağustos 2012, 01:40:41 »
Ben 3. temayı kullanıyorum belki ondandır bilmiyorum. Ama inanın ben de sizler gibi üyeyim bir özelliğim adminliğim yok yani :)

Şu siyah olanı diyorsan benimki de o da, ben öyle göremiyorum. ^^

Bu arada Şuradan dürbüne giriyoruz. Silvarath sormuştu.

13
Eğlence & Mizah / Ynt: Dürbünde gördüğünüz gariplikler
« : 22 Ağustos 2012, 00:45:52 »
Malkavian, dehşetengiz bir pot kırdın. O özel mesajları okuyordur herhalde bir de üst kesim?

Yok mudur özel hayat? Ne demek yahu, ben kime özel mesaj atıyorsam görünüyor mu? :d

Bunu öğrendiğim iyi oldu. Bazı yöntemlerim var.

14
Duyurular / Ynt: Beyoğlu Sahaf Festivali
« : 21 Ağustos 2012, 23:09:50 »
Neden, neden okulların açılmasına yakın oluyor bu işler!

Ben bineyim uçağa geleyim. Hem benim uçak biletimi Madam Vio kesiyormuş. Ama farklı bir yerde buluşma düzenleyelim, daha erken olsun hem. Tabi siz bu fetivalde de buluşursunuz da, ondan önce bana özel, (adadadfjklj) bir buluşma daha düzenleyin. Olmuyor böyle.

15
Buz ve Ateşin Şarkısı / Ynt: Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi
« : 21 Ağustos 2012, 23:05:30 »
Lütfen spoiler kutucuğunu kullanalım.

Edit: İlk ben uyaracaktım, olmadı.

Sayfa: [1] 2 3 ... 55