1
Düşler Limanı / Ynt: Bayan köstebek mavi koltuğundan bildiriyor;
« : 04 Aralık 2013, 10:10:52 »
İnce Damarlar.
Çakır için..
‘Öncelikle herkesin masasına bir ayna koymakla başlayacaksın’ dedi. Peki ya bir kedi koysak? Demek istedim. Vazgeçtim. ‘Ne ye başlayacağım’ dedim. ‘Kendilerini görmeye başlayacaklar’ dedi. ‘Ayna ile mi ?’ dedim. ‘Evet ‘ dedi. ‘Ayna sayesinde mimiklerindeki değişimi görecekler ve..’ diye devam etti. ‘Ve?’ dedim. ‘Ve çirkinleştikleri anda duracaklar’ dedi. ‘Diyalogun ortasında’ dedim. ‘Diyalogun ortasında’ dedi. ‘Hikaye başka türlü sonlanacak bu sayede’
‘İyi de bu kimin ne işine yarayacak’ diye devam edecektim. Vazgeçtim. Kalktım, hafifçe selam verip uzaklaştım. Yol boyunca aynayı düşündüm, aynanın içinde değişen yüzleri. Çatık kaşların yaylara dönüşmesini, köpüren ağızlardan fışkıran damlaların ayna yüzeyinde kurumaya fırsat bulamadan alelacele silinmesini düşündüm. Güzel görünme dürtüsüyle. Aynayı kandırmak için. İyi de bu çok ucuz bir oyun değil mi. Deniz karşısında ne olacak peki. Karşında kocaman bir deniz var, üstelik dalgalı. Nereye koyacağız aynayı? Ya da şu an bu yol. Ağaçlar sıralı, yaprakları sarı. Yapraklar her yerde, saçlarımın, adımlarımın, dalların arasında ve rüzgarın kulaklarında asılı. Hangisinin yüzeyinde yüzün saklı? Kahverengi perdeler ve sarı ince damarlar kaplı yüzeyleri yaprakların.
Bence herkesin karşısına birer yaprak koyacaksın. Ama yeşil yaprak. Sonra tik tak tik tak tik tak ve sararacak yaprak. Kuruyacak. Sonra bitecek. Bitecek.
Uzakta, mavi, serin bir ülkeden geliyor çığlık. Eğer dikkatli dinlerseniz onun genç bir prensese ait olduğunu anlarsınız. Aynalarla dolu bir odada kapalı prenses. Boş havuzlu eski bir sarayın üst katlarında, koridorun en sonunda. Her aynaya baktığında bir çığlık koparıyor. Kenar süslemelerinin hafif boyası dökülmüş yerde duran dev aynaların. Masanın üzerindekilerin kenarları paslanmış, bir tane de elinden biraz önce yatağın üzerine bıraktığı küçük ayna var. Duvarda ise kocaman bir tane, kenarına eski bir aile fotoğrafı sıkıştırılmış.
Yaprakların olduğu bir ülkede aynalara o kadar güvenmemek gerekiyor. Hiçbir ayna hikayenin sonunu değiştirecek güçte değil, ancak bir kedi ölürse belki değişir hikaye. Çünkü ayna gerçeği gösterir, ama gerçeğin ne olduğunu kimse bilemiyor ki, ancak bir kedi, o da belki.
Summertime sadness dinlenebilir Miley cyrus olabilir, Within Temptation da olabilir. Çakır için ağlamak yasak.
Çakır için..
‘Öncelikle herkesin masasına bir ayna koymakla başlayacaksın’ dedi. Peki ya bir kedi koysak? Demek istedim. Vazgeçtim. ‘Ne ye başlayacağım’ dedim. ‘Kendilerini görmeye başlayacaklar’ dedi. ‘Ayna ile mi ?’ dedim. ‘Evet ‘ dedi. ‘Ayna sayesinde mimiklerindeki değişimi görecekler ve..’ diye devam etti. ‘Ve?’ dedim. ‘Ve çirkinleştikleri anda duracaklar’ dedi. ‘Diyalogun ortasında’ dedim. ‘Diyalogun ortasında’ dedi. ‘Hikaye başka türlü sonlanacak bu sayede’
‘İyi de bu kimin ne işine yarayacak’ diye devam edecektim. Vazgeçtim. Kalktım, hafifçe selam verip uzaklaştım. Yol boyunca aynayı düşündüm, aynanın içinde değişen yüzleri. Çatık kaşların yaylara dönüşmesini, köpüren ağızlardan fışkıran damlaların ayna yüzeyinde kurumaya fırsat bulamadan alelacele silinmesini düşündüm. Güzel görünme dürtüsüyle. Aynayı kandırmak için. İyi de bu çok ucuz bir oyun değil mi. Deniz karşısında ne olacak peki. Karşında kocaman bir deniz var, üstelik dalgalı. Nereye koyacağız aynayı? Ya da şu an bu yol. Ağaçlar sıralı, yaprakları sarı. Yapraklar her yerde, saçlarımın, adımlarımın, dalların arasında ve rüzgarın kulaklarında asılı. Hangisinin yüzeyinde yüzün saklı? Kahverengi perdeler ve sarı ince damarlar kaplı yüzeyleri yaprakların.
Bence herkesin karşısına birer yaprak koyacaksın. Ama yeşil yaprak. Sonra tik tak tik tak tik tak ve sararacak yaprak. Kuruyacak. Sonra bitecek. Bitecek.
Uzakta, mavi, serin bir ülkeden geliyor çığlık. Eğer dikkatli dinlerseniz onun genç bir prensese ait olduğunu anlarsınız. Aynalarla dolu bir odada kapalı prenses. Boş havuzlu eski bir sarayın üst katlarında, koridorun en sonunda. Her aynaya baktığında bir çığlık koparıyor. Kenar süslemelerinin hafif boyası dökülmüş yerde duran dev aynaların. Masanın üzerindekilerin kenarları paslanmış, bir tane de elinden biraz önce yatağın üzerine bıraktığı küçük ayna var. Duvarda ise kocaman bir tane, kenarına eski bir aile fotoğrafı sıkıştırılmış.
Yaprakların olduğu bir ülkede aynalara o kadar güvenmemek gerekiyor. Hiçbir ayna hikayenin sonunu değiştirecek güçte değil, ancak bir kedi ölürse belki değişir hikaye. Çünkü ayna gerçeği gösterir, ama gerçeğin ne olduğunu kimse bilemiyor ki, ancak bir kedi, o da belki.
Summertime sadness dinlenebilir Miley cyrus olabilir, Within Temptation da olabilir. Çakır için ağlamak yasak.