Ayla (2017)
Seyirciyi ağlatacağım amacıyla hareket edilmiş. Şikayetim yok. Savaşmak için gelmiş gurbetteki asker, savaş yetimini sahiplenir hikayesinin böyle bir potansiyeli var. Gerçek hikayeye dayandığından "gerçek" etkisinin hüzünlendirme derecesini arttırması da ister istemez olur. Yapımcılarda buna güvenmiş olacak ki dramatikleştirmeyi hep yarıda kesip bir sonraki duygusal ana atlamışlar.
En azından "Amacı gereği başarılı..." demek isterdim, lakin ne yazık ki bana pekte öyle gelmedi. Ortaya anlar atılıp seyirciden duygusallaşması beklenmiş. "Ağlaya ağlaya helak olacağım." hissiyatıyla gidilirse olunur. İşin senaryo ve kurgu kısmındaysa bunu sağlamak için yeterli çabanın verildiğini düşünmüyorum. Bir iki sahnede ancak. O da gerekli altyapı ve zaman bahşedildiğinden
Filmin duygusal anlar sunmak haricinde pek bir derdi yok gibi. Savaş filmi desem, askerler ve savaş tecrübelerine dair pek bir şey sunulmuyor. Askerimiz övülüyor desem, topluca değil, bireysel başarılardan, özverilerden ve bir iki güzel sözden yola çıkılarak yapılan bir şeyler var. Savaş temalı macera desem, sadece izlemesi keyifli iki sahneye sahip.
Genel olarak, iyi bütçeyle çevrilmiş televizyon filmi havası hakim. Potansiyelinin yanlış veya aceleci tercihlerle harcandığı kanaatindeyim.
Olumsuz yönlerini bu kadar öne çıkarmamın sebebi, filmi beğenmemem değil. Şaşırmayın. Evet, kötü değil. Sinema değil de tv filmi olarak değerlendirirseniz güzel. Oscar Aday Adayı olarak sunulduğundan daha iyisini beklemiştim. Ağlatan filmlerde piyasa var diyerek Babam ve Oğlum olmaya çalışılmış. İç piyasada kar elde edebilmesi için doğru bir hamle. Ama hedefte ona göre küçültülmüş. Üstüne üstlük o küçültülen hedeflerde ulaşmak içinde yarım ve aceleci davranılmış.
Film boyunca, Kore Savaşı'na katılan askerlerimizin yorumları aklıma gelip durdu. Verdikleri kısa bilgiler beni Ayla'dakinden daha çok etkilemişti. "Savaş dediğin, yaşamak için insanın insanı öldürmesidir.", "Amerikalılar, Korelilere insan gözüyle bakmazdı.", "Kore'nin kışı serttir.", "Bizimkisi şehit olduğunda sahiplendiği çocukta kaçtı gitti."... Bu filmdeyse bunların hiçbiri yok
Pekala, bu filminde konusu gerçek bir öyküye dayanıyor, biliyorum. Haber yapıldığı zamanı da hatırlıyorum. Etkilenmesem de ilginç ve hoş gelmişti. O hikayenden çıkartılan filmse bunu çarçur etmiş
Teknik imkan ve çabalar ortadayken potansiyeli yüksek konular küçük hesaplara kurban edilmesin be
Ayla güzel film ama eksiklikleri çok fazla. İlk yarısını daha çok beğendim ama 2. yarısı hadi oldu bittiye getirelim bitsin havasında çekilmiş. Çetin Tekindor'u beğenen biri olarak burada Süleyman amca tiplemesine uymamış. Bana kalırsa gazetecilerin Ayla'yı aradığı sahneden sonra Çetin Tekindorlu sahne değil direkt belgeseldeki sahne koyulup bitirilmesi daha güzel olurdu. Zaten cast akarken belgeselden sahneleri koydular.
İsmail Hacıoğlu işin altından kalkmış oyunculuğunu oldukça beğendim. Ayla'yı oynayan koreli kız çok tatlı o da harikaydı. Ali Atay yine sanki L&M oynuyormuş gibiydi. Ay mı la filan demesini bekledim
Murat Yıldırım eh işte. Çok sırıtmamış.
Genel olarak Oscar alacak bir film değil ama içimize işleyen bizden bir film. Türk insanı olarak eminim çoğumuz öyle bir durumda olsak o çocuğu sahiplenirdik. Dünyanın en çalışkan disiplinli akıllı milleti olmayabiliriz ama merhamet konusunda epey öndeyiz.