Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Black Helen

Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9
91

Mürekkep Dünya'nın yazarı Cornelia Funke'ın yeni kitabı Korkusuz | Taştan Et Arkadaş Yayınları'ndan çıktı...

Farklı ırklar ve bu ırkların birbirleriyle etkileşimleri, teknolojik olarak dünyamıza kıyasla geri olan yapısı, ayakları yere basan ve fantastik öğeleri bünyelerinde ve çevrelerinde barındırıyor olmalarına karşın gerçekçi bir şekilde betimlenmiş karakterler gibi öğeler sayesinde, Funke masalsı bir atmosferin hâkim olduğu bir dünya yaratıyor bizler için.

İsterseniz yazarın kendisi tarafından bu kitap için yazılmış cümleleri okuyalım hep birlikte. Bakalım neler diyor:

Alıntı
Yaklaşık olarak dört yıl kadar önce Mürekkep Dünya'dan ayrılırken, kısa zamanda yeni bir dünya bulamayacağıma emindim. Ancak sonra, bir akşam yemeğinde, sinema filmleri çevirmekle kalmayıp kitapları da benim kadar tutkulu bir şekilde seven Lionel Wigram ile tanıştım ve aynanın arkasındaki dünyayı onunla birlikte keşfettik.

Burası, Mürekkep Dünya'dan çok daha yeni bir dünya. Şimdiden biraz da olsa bizim dünyamıza benzemeye başladı bile. Trenler, fabrikalar, gazeteler var bu dünyada, ama bir yandan da Cüceleri birer köle olarak kullanan bir İmparatoriçe ve ormanlarda meşum pastadan evler de var burada. Henüz bir çocuk olduğum günlerde beni hem büyüleyen, hem de korkutan Grimm masalları, aynanın arkasında gerçek oluyor, Pervasız kahramanım Jakob Korkusuz da, cam ayakkabı ve sihirli sofrayı ararken beni de yanına aldı ve Mavi Sakallar, Su Adamları ve Karanlık Perilerle tanıştırdı. İlk başta Jakob'u sevmemiştim ve kardeşini kendime çok daha yakın hissediyordum. Ancak bir keresinde Leonel çok doğru bir tespitte bulunup şöyle dedi: "İkimiz de aynı Will gibiyiz, ama Jakob olmak hoşumuza giderdi." Şu an Jakob'a karşı sevgim öylesine artmış durumda ki, pek çok serüvende onun peşinden gitmeyi umuyorum.

Çok merak ediyorum, acaba aynanın gerisine geçmeye cesaret ettiklerinde, okuyucularım kendilerini kimin yerine koyacaklar? Acaba bu Jakob mu olacak? Belki de kendilerini bir tilkinin postuna ve bir kızın tenine sahip Tilki'nin yerine koyarlar. Yoksa, aynı bize benzeyen, ancak derileri yeşim taşına ve ametiste, oniks, aytaşı ve kantaşına benzediği için bir yandan da bizden son derece farklı olan Goylları mı tercih edecekler?

Cümleler kalemimin ucundan kağıda dökülmeye devam ediyor olsa da. İlk kez bir hikayeyi başka biriyle birlikte oluşturuyorum. Buna rağmen, okuyucularımın yokluğunda çoktan kendimi yalnız hissetmeye başlamış durumdayım ve bu dünyayı, diğer pek çoklarında beni takip etmiş olanlara bir an önce göstermek için yanıp tutuşuyorum! Bir an önce aynanın diğer tarafına gelsinler diye sabırsızlanıyor ve onların da bu dünyayı en az benim sevdiğim kadar sevmelerini umuyorum.

Sevgilerimle,
Cornelia Funke

Korkusuz, Cornelia Funke'in çok önem verdiği projelerinden biri ve dizinin ikinci kitabı da bu yılın ilerleyen dönemlerinde piyasalarda yerini alacak.

Çevirisini Nazife Mertoğlu ve yayına hazırlığını Boğaç Erkan'ın üstlendiği kitabın ayrıntılı tanıtım ve künye bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz...

92
Diğer Fantastik Eserler / Dişi Aslanın Şarkısı
« : 25 Mayıs 2011, 18:00:20 »

Epsilon Yayınevi'nden fantastik tutkunlarının iştahını kabartacak yepyeni bir seri başlıyor: Dişi Aslanın Şarkısı.

Serinin ilk kitabı Alanna, İlk Serüven geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini aldı.

Kız olmasına rağmen macera peşinde koşan Trebond'lu Alanna şövalyelik izni sadece erkek çocuklarına verildiği halde şövalyeliğe özlem duyarken; ikiz erkek kardeşi Thom büyü sanatını öğrenmeyi arzu eder. Böylece iki kardeş bir gün yer değiştirmeye karar verir: Kız kardeşinin kılığına giren Thom büyücülük öğrenmek üzere manastıra: erkek kardeşi Thom'un kılığına giren Alanna ise çömez şövalye eğitimine başlayacağı Kral Roald'ın kalesine gider.

Ancak şövalyeliğe giden yol hiç de kolay değildir. Savaş için gerekli becerileri edinen Alanna, aynı zamanda duygularını kontrol edip dostunun ve düşmanının kim olduğunu ayırt etmeyi de öğrenmelidir.

Alanna'nın kılıç ve büyüyle, macera ve kumpaslarla, iyi ve kötüyle dolu ilk serüveni başlar. Onu kendi topraklarında bir efsane yapacak büyülü kaderini ve rüyalarını gerçekleştirmesinin ilk adımı olan bu ilk serüveni büyük bir heyecanla okuyacaksınız.

Emre Yılmaz'ın çevirdiği ve Didem Bayındır Yenici'nin editörlüğünü üstlendiği kitabın tanıtım yazısı ve künye bilgileri için buraya tıklayınız.

93

HBO'nun başarılı dizi uyarlamasından mıdır yoksa 6 sene sonra beşinci kitabın yazılmasının fantastik camiasındaki etkisinden midir bilinmez ama Japon sanatçıları etkilediği kesin! Buz ve Ateşin Şarkısı serisi için yapılan manga tarzı kapak resimleri, serinin hayranları tarafından beğeni ile takip ediliyor. Ken Sugawara, Yasushi Suzuki ve Noriko Meguro tarafından çizilen bu büyülü kapaklar, o büyülü ve kan kokan dünyaya Japon tarzı bir bakış açısı getiriyor!

İşte o kapak resimlerine göz atmak için BURAYA tıklayın!

Spoiler: Göster


Hazır yeri gelmişken konuyla alakalı bir haber daha sunalım sizlere. Dizisi ile kitleleri büyüleyen Taht Oyunları için Hauteslides sitesi, kim kimin neyi, dost mu düşman mı, hangi aileden diye düşünen hayranlarına bir soy ağacı sunuyor! Aile armalarından, akrabalık bağlarına kadar çok geniş bir yelpazeye ayrılmış bu şemada, merak ettiğiniz her şeyi bir bakışta görebileceksiniz! Ayrıca, esprili ifade ediliş şekilleri ile sizi hayli eğlendirecekler.

Konuyla alakalı siteye ulaşmak için BURAYA tıklayabilirsiniz.

94
Korku & Gerilim Eserleri / 11/22/63 - Stephen King
« : 06 Mayıs 2011, 19:15:31 »


Gül'ün çağrısı ile yollara düşen Roland'ı, bekçiliğini yaptığı otelin esiri olan Jack Torrance'ı ve sevdiklerini geri kazanmak için mezar kazmaktan çekinmeyen Louis Creed'in yaratıcısı Stephen King yeni bir öykü ve yeni bir karakter ile karşımıza çıkıyor!

Stephen King kendine has üslubuyla bizleri 1963 Amerikası'na, Kennedy Suikasti öncesine götürecek ve herkesin merak ettiği bir soruya "Kennedy suikasti olmasaydı dünya nasıl olurdu?" sorusuna kendi usulünce cevap verecek. Ve tarih 8 Kasım 2011'i gösterdiğinde tüm dünya bu sorunun cevabını almış olacak...

Geçtiğimiz haftalarda fazlaca haberi yapılan bu konunun isterseniz gelin şimdi yayınlanmış olan resmi tanıtım yazısını okuyalım! Stephenking.com'da yayınlanan tanıtımı sizler için çevirdik:

Alıntı
11/22/1963

22 kasım 1963'te, Dallas'ta silah patlaması duyuldu 3 kez, Başkan Kennedy öldü ve dünya değişti.
Eğer tarihi değiştirme şansınız olsaydı, yapar mıydınız?
Sonuçlarına değer mi?

Lisbon şelaleleri, Maine'de yaşamakta olan 35 yaşındaki ingilizce öğretmeni Jake Epping, GED Programına devam eden yetişkinlere eğitimlerinde yardımcı olarak ekstra para kazanmaktadır. Bir gün öğrencilerinden birinden bir kompozisyon alır - 50 yıl önce Harry Dunning'in babasının bir gece eve gelip karısını, kızını ve oğlunu çekiç ile öldürmesini anlatan birinci ağızdan yazılmış dehşet verici, yürek parçalayıcı bir hikaye. Harry'nin çarpık yürüyüşünden anlaşılacağı üzere, o ezilmiş bir bacakla kaçmayı başarmıştır.

Çok fazla geçmeden Jake'in bir arkadaşı, yerel lokantayı işleten  Al, bir sır keşfeder: Lokantanın kilerinde 1958 yılına açılan bir portal bulunmaktadır. Al, Jake'i çılgınca (ve bir o kadar da imkansız) bir göreve, Kennedy suikastini durdurmaya gönderir. Böylece Jake'in George Amberson adı ile Elvis ve JFK'li yeni dünyasındaki, büyük amerikan arabaları, sock hop dansları, problemli ve yalnız kalmayı tercih eden Lee Harvey Oswald ve güzel lise kütüphanecisi Sadie Dunhill (daha sonra Jake'in hayatının aşkı olacak kadın) arasında geçecek yeni yaşamı başlamıştı. Bu öyle bir yaşam olacaktı ki, zamanın tüm kurallarını ihlal edecekti.

Çeviri notları:

GED: General Education Diploma, Amerika ve Kanada'da verilen lise eğitimi ile eş değer olan eğitim sertifikası.
Sock hop: 1950'lerde ortaya çıkmış, liselerde daha yaygın olan bir dans türü.

95
Korku & Gerilim Eserleri / Ezelistan - Clive Barker
« : 03 Mayıs 2011, 20:00:32 »


Şehrin tepelerinde başka dünyanın kıyılarına açılan bir kapı var. Ve tepenin eteklerindeki hiç kimse, kaçınılmaz olan değişimden etkilenmeyi başaramayacak. O kapının ötesindeki dehşetleri tanıyan Tesla Bombeck ise o eşiği geçmeden önce şehrin geçmişinde yatan gizemi çözmek zorunda.

Modern kurgunu en ustametafizikçilerinden biri olan Clive Barker'ın Muhteşem Gizli Gösteri'si Ezelistan'da devam ediyor...

Alıntı
Ezelistan'a hoşgeldiniz...

Maceraperest Yayınları'ndan çıkan ve Kerem Sanatel'in çevirisini üstlendiği kitabın tanıtım ve künye bilgilerine ulaşmak için buraya tıklayın.

96
Yıldız Savaşları / Kara Lord 1 Mayıs'ta geliyor!
« : 26 Nisan 2011, 18:33:17 »

James Luceno'nun kaleminden çıkan Kara Lord Darth Vader 1 Mayıs'ta Türk okuyucularıyla buluşacak.

Alıntı
Kara Lord Sidious'un entrikalarıyla kafası karışan, yoldan çıkan Anakin Skywalker ortadan kalkmış ve yerini Darth Vader'e bırakmıştı.

Anakin Skywalker'ın dostu ve eski Üstadı Obi-Wan Kenobi'yi öldürmeye çalıştığı noktadan kara bir hayalet yükselmişti. Bir zamanlar Jedi Tarikatının gördüğü en güçlü Şövalye olan bu kişi şimdi karanlık tarafın hizmetkarı, yüreklere korku salan bir Sith ve galaksinin acımasız yeni İmparatorunun intikam meleği olmuştu.

Diğer taraftan Outer Rim'deki bir dünya olan Murkhana'da Jedi Üstatları Roan Shryne, Bol Chatak ve Padawan Olee Starstone Ayrılıkçıların kalesine düzenlenen bir saldırıya komuta etmekteydiler ve herşeyin onların aleyhine dönmek üzerine olduğuna dair hiçbir fikirleri yoktu...

Arka Bahçe Yayıncılık'tan çıkacak kitabın çevirmenliğini Cem Demirkan üstlenmiş. Tanıtım ve künye bilgileri için buraya tıklayabilirsiniz.

97
Unutulmuş Diyarlar / "Cadı Kral'ın Vaadi" Çıktı!
« : 21 Nisan 2011, 17:14:10 »

Daha önceden ön okumasını gerçekleştirdiğimiz R.A. Salvatore'nin yazmış olduğu Kiralık Kılıçlar serisinin ikinci kitabı Cadı Kral'ın Vaadi Laika Yayınları'ndan çıktı!

Alıntı
Cadı Kral;
Halkın, yok edildiğini sandığı; ama bir şekilde bölgeyi elinde tutmayı başaran, tarifi mümkün olmayan güçlere sahip bir liç...

Şövalye;
Suikastçıların karanlık sırlarına sahip, iyiliğin şampiyonu;
kara elfin sahip olduğu en alışılmadık müttefik...

Entreri ve Jarlaxle;
Kantaşı Toprakları'nın engebeli ve merhametsiz dağlarına yabancı olsalar da zorlu yerlere yabancı değildiler. 'Güç delisi' bir liçin hayaleti ve yeminlerle bağlanmış bir şövalyenin haklı öfkesi arasında kaldıklarında da kendilerini evlerinde gibi hissedebilmişlerdi...

Galipcan Altınkaya'nın çevirdiği kitabın tanıtım yazısı ve künye bilgilerine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

98
Çizgi Roman & Manga / Dresden Dosyaları Çizgi Roman Oldu!
« : 19 Nisan 2011, 18:37:50 »

Fantazya okurları tarafından büyük beğeni ile takip edilen Dresden Dosyaları, 13'ü bulan kitap sayısı ve TV dizisinden sonra şimdi de çizgi roman oldu!

Harry Dresden, kitap serisi dışında bir de artık çizgi romanda boy gösteriyor!

İlk sayısı olan "Welcome to the Jungle"da yazar Jim Butcher, serinin ilk kitabı Fırtına Büyücüsü'nden önceki bir zamanları anlatıyor. Dahası, bu çizgiroman Hugo Ödülleri'nde En İyi Çizgi Roman Hikayesi adayı!

Çizimleri Ardian Syaf tarafından yapılan çizgi roman, Dabel Brothers tarafından basıldı.

İlk kitap Fırtına Büyücüsü ise, 2 sayı olarak karşımıza çıkıyor. Yine çizimlerini Ardian Syaf'ın yaptığı bu iki sayıda, kitaptan uyarlayan Mark Powers oluyor.

Şu sıralar okurların gözü kulağı, ikinci kitap olan Kurtadamlar'ın çizgi romanında! Tıpkı Fırtına Büyücüsü gibi iki sayı olarak çıkacağı açıklanan bu uyarlama, hayranlarının yoğun ilgisi ile çıkış tarihini bekliyor.

Yayımlanan çizgi romandan bazı görüntüleri aşağıda bulabilirsiniz. Kapak resmi için buraya tıklamanız yeterli.


İç çizimler için portalımızda bulunan habere uğrayabilirsiniz.

99



Murathan Mungan'ın 15 yıl boyunca beklenen ve nihayet geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini alan Şairin Romanı kitabı okurları tarafından büyük beğeni görüyor!

Adı Yerküre olan bir gezegen. En büyük kara parçası sayılan Anakara'da farklı yerlerden farklı nedenlerle Odragend'e varmak üzere yola çıkan gezginler. Elli yıl sonra yurduna dönen bir bilge şair. Yıllarca evinden hiç çıkmadan yaşadıktan sonra, çıraklarıyla birlikte kendisini yollara vuran bir şiir filozofu. Yalnızca şairleri öldüren bir katilin izini süren atlı polis ve yardımcısı.

Yol boyu içinden geçtikleri yerler, yaşamlar. Surlarında şiir bayrakları dalgalanan şehirler. Kanatları göğün gizemlerini birbirine bağlayan kuşlar. Sayıların, sözcüklerin, şifrelerin ardında ömür tüketen matematikçiler, dilciler, sözlükçüler, şairler... İnsanların ruhlarını sağaltan rüya terbiyecileri.
Batı'nın modern çağ fantazi romanlarıyla Doğu'nun Binbir Gece Masalları'nın özgün bir bileşimi. Şairin Romanı, tabiata, emeğe ve şiire bir övgü.

Mungan kitapla ilgili Radikal'e verdiği röportajda şöyle diyor:

Alıntı
"İkinci bir 50 yaşım olduğundan şüpheliyim, çünkü romandaki gezegende yaşamıyoruz... Bir telaşım var, ama telaşa kurban etmemem gereken yeteneğim ve malzemelerim de var."

Eylem Can ile Müge Gürsoy Sökmen'in editörlüğünü üstlendiği ve Hakkı Mısırlıoğlu'nun kapak tasarımını yaptığı kitabın tanıtım ve künye bilgileri için buraya tıklayabilirsiniz.

100
Düşler Limanı / Hepimiz Uyuyalım
« : 12 Nisan 2011, 18:08:30 »
*Artık bazı şeylere çok sinir olduğum için kaleme aldığım bir nevi köşe yazısıdır. Rahatsız olacağını düşünen arkadaşlar için Türk insanına eleştiri vardır.

Yanına iyi gider tık!

Hepimiz Uyuyalım

Sene 1993. Yer Bosna Hersek. Beş günde sekiz bini aşkın kadın, çocuk kısacası sivil öldürüldü. Biz ne yaptık? İzledik. Hem de canlı olarak. Her anı, her kareyi sadece söz oyunlarının ardına saklanarak izledik. Televizyonun dili olsa utançtan çığlıklar atacağı, vicdanı kan sızdıran o görüntüleri elimizde çekirdeklerle takip ettik. Ve eğer bugün siz hala insanların duygusuzluğunu eleştiriyorsanız, üzgünüm efendim ama kendinize başka bir evren bulmanız gerekir. Çünkü bizim evrenimizde “Ölenle ölünmez gari!”

Her gün içimizde üçüncü sayfa haberlerini açıp okumaya zahmet edenlere sesleniyorum. Siz ne görüyorsunuz o kırmızı gölgeli sayfada? Sizi bilmem ama benim gördüğüm şey kocaman ve hüzünle ağırlaşmış kapkara bir delik. O kara delik, içindeki pisliklerle adeta bir bataklığa dönüşmüş durumda. Ve bir gün, bizi, hepimizi, ülkemizle beraber yutacak.

Türk insanı çok rahat bir milletin çocuğu. Gelin bundan yakının. Başına gelmediği sürece dünyayı kötü olaylardan arındırılmış, tozpembe bir rüzgar gülünün ardından izler. Bu rüzgar gülü döndükçe hipnotize olur, unutmaya devam eder. Bildiğiniz öküz- ten ilişkisi.

Öyleyse şunu söyleyebilirim, insanlar bayram günü çocukları kestikçe, en yakını olacağı halde azraili olup karılarını linç eden kocalar bulundukça, genç kadınlar töre cinayetlerine kurban gittikçe veya kafaları kesilip gitar kutularına kondukça ve en fenası, anneler kendi öz çocuklarını doğradıkça Türk insanı uyumaya devam edecek.

Peki bunda medyanın payı nedir? Sonsuz. Eğer medya hala kendince “dram” sandığı haberlerin arkasına adını bile bilmediği halde Mozart'ın Summer Overture'unu koyup ( ki Türk insanı bunu Requim For A Dream olarak da bilir, hatta onu da bilmez ya neyse), üç dört haber sonra magazin bülteni moduna geçip, gündüz vakitleri da benim “Kimin eli kimin cebinde?” demeyi çok sevdiğim, hiçbir yararı olmayan, aksine milleti daha çok uyuşturan ve insanımızdan nefret etmeme yol açan o izdivaç programlarını yayınlıyorsa niye uyansın bizim ahali?

Al sana Japonya örneği. Hatırlıyor muyuz Japonya'yı? Yooo! Niye peki? Çünkü artık o tarz haberler yayınlayıp arkasına da “Requim For A Dream” koymuyorlar.

Bırak kardeşim, rahatsız etme. Sen de uyu, ben de uyuyayım. Hepimiz uyuyalım.

101
Diğer Fantastik Eserler / Amerikan Tanrıları
« : 30 Mart 2011, 17:48:37 »


Yarattığı kahramanlar ve atmosferlerle hayal gücünüzü şenlendiren Neil Gaiman, Amerikan Tanrıları'nda size hem tanıdık hem de tamamen yabancı bir dünyanın kapılarını aralıyor...

Amerika'da tanrılar ve mitolojik yaratıklarla yapacağınız bu müthiş yolculuk başınızı döndürecek...

Alıntı
"Amerikan Tanrıları bir tür mucize. Okunması gereken çok önemli bir kitap..."
- Jonathan Carroll

"Gizem, hiciv, seks, dehşet, şiirsel anlatı -Amerikan Tanrıları tüm bu unsurları bir araya getirerek okuyucuyu avucunun içine alıyor."
- The Washington Post

Hugo ve Nebula ödüllü dünyaca ünlü yazar Neil Gaiman'ın kaleminden çıkan Amerikan Tanrıları'nın çevirisi daha önceden farklı bir yayınevinden çıkmış fakat baskısı bittikten sonra yenisi gelmemişti.

İthaki Yayınları'ndan çıkacak kitabın çevirisini Niran Elçi, editörlüğünü Evrim Öncül, kapak tasarımını ise Ethem Onur Bilgiç üstleniyor.

Kitap hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz!

Düzenleme: Kitap çıkmıştır, online kitap satış siteleri ve kitapçılarda bulabilirsiniz.

102
FRP Genel / LARPCon 2011 Başlıyor!
« : 28 Mart 2011, 18:58:12 »

Bu yıl birincisi düzenlenen LARPCon, Kızılay'da gerçekleşecek. Fiction Experience takımının gerçekleştirdiği organizasyona dair yaptıkları basın açıklaması ise şöyle:

Alıntı
Fiction Experience'ın bu sene birincisini düzenlediği LARPCON'a hepiniz davetlisiniz!

LARPCON, sadece Canlandırmalı Rol Yapma Oyunlarının yer aldığı bir şenliktir. 9-10 Nisan tarihlerinde Ankara'da, Uykusuzlar(eksi Timsah Bar)'da düzenlenecek olan bu aktiviteye katılmak istiyorsanız, sitemize göz atmanız yeterli!

Aktiviteye gündüz katılamayacaksanız da üzülmeyin, 9 Nisan akşamı yine Uykusuzlar'da yapılacak olan Kostümlü Parti'mize en sevdiğiniz karakterin kıyafetleriyle katılabilirsiniz!

Bu güzel etkinlikte hepinizi görmek dileğiyle.

Fiction Experience Team

Oyunlara katılmak ve daha detaylı bilgi almak için www.fictionexperience.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca Facebook etkinlik sayfası için buraya tıklamanız yeterli.

103
Çizgi Roman & Manga / Spartaküs - Arenanın İlahları
« : 24 Mart 2011, 21:08:59 »


Cnbc-e'de yayınlanan Spartaküs: Kan ve Kum (Spartacus: Blood and Sand) adlı ilk sezonun ardından altı bölüm olarak çekilen Spartaküs: Arenanın İlahları (Spartacus: Gods of The Arena)nın, aynı ismi taşıyan çizgi romanı çıktı!

Hikâye okurları Spartaküs ve öncesine götürüyor. O sıralarda Roma'da iki gladyatör okulu var: Batiatus ve Solonius. Çizgi romanda o okulda yetişen gladyatörler ve onların mücadeleleri konu alınıyor. Spartaküs, Crixus, Barca ve Theokoles'in arenaya geliş hikâyeleri anlatılarak onların nasıl arenanın yıldızları haline geldiği gözler önüne seriliyor.

Dört bölümden oluşan çizgi romanın her bölümü farklı bir ekip tarafından yaratılmış. Televizyondaki canlı renkler sayfalara olduğu gibi taşınmış. İşte o sayfaların arasında sizi bekliyorlar. Onlar, yani Arenanın İlahları...

Figen Günel'in çevirdiği çizgi romanın künye bilgisi için  buraya tıklayabilirsiniz.

104
Sinema / Voltran'ın Filmi Geliyor!
« : 21 Mart 2011, 22:05:54 »

Nostalji severlerin dikkatine;

1984 yılının unutulmaz çizgi dizisi Voltran: Evrenin Savunucusu beyazperdeye çıkartma yapmaya hazırlanıyor! Sinema dünyasındaki son dedikodulara göre Transformers tadında bir film çekmek isteyen Relativity Media, efsanevi robot aslanları ve onların cesur pilotlarının maceralarını sinemaya aktarma konusunda hayli hevesli. Öyle ki Voltran'ın haklarını elinde bulunduran World Events Productions ile görüşmelere başlamışlar bile.

Durun, daha bitmedi! Atlas Entertainment firmasının yapımcıları Charles Roven(Batman Begins, The Dark Knight) ve Richard Suckle, senarist Thomas Donnelly ve Joshua Oppenheimer (bu ikili yeni çekilecek Conan the Barbarian ve Uncharted: Drake's Fortune filmlerinin de senaristi aynı zamanda) ile birlikte senaryo üzerinde çalışıyorlar. Oblivion Andree Wallin serisinden tanıdığımız çizer ise filmin konsept çalışmalarını hazırlamakla meşgul. Hatta bu çizimlerden bazıları internete sızmış durumda. (Haberimizin sonunda resimleri bulabilirsiniz.)

Bu çalışmalara baktığımızda ise gözümüze önemli bir detay çarpıyor, o da filmin tıpkı Transformers gibi Amerika'da geçtiği... Oysa çizgi filmde Voltran, Arus gezegenini koruyordu. Hayranlar şimdiden bu konuyla ilgili şikâyetlerini forumlarda dile getirmiş vaziyette.

Filmin 2013 ya da 2014 yılında piyasaya sürülmesi bekleniyor. Yani tam da serinin otuzuncu doğum gününde...

Bize de o zamana kadar kimin siyah aslanı alacağını tartışmak düşer.

Konsept çizimlerine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

   

105
Genel Kültür / Reza Deghati
« : 21 Mart 2011, 20:02:23 »
Reza Deghati


Alıntı
Onun fotoğrafları bu dünyaya ait değil, çektiği portreler sanki bu dünyadan çok uzaklarda çekilmiş gibi… Reza benim için dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biri. Fotoğraflarındaki duruluk, sessizlik, insanın insana anlatımı harikulade. Onun fotoğrafları sessizliğin içindeki sesi size duyurur. Duygular öyle bir geçer ki size, artık o bir Reza fotoğrafı değil, sizin gözünüz, sizin gördüğünüzdür.

Bu cümleler benim çok sevdiğim fotoğrafla uğraşan bir abime ait. Beni Reza'yla da o tanıştırdı zaten. Onun söylediği cümleler benim görüşlerimden ne bir eksik ne bir fazla. Reza gerçekten gelmiş geçmiş en büyük fotoğraf sanatçılarından biri. Yarı İranlı yarı Fransız. Ve kendi ülkesindeki 1979 devriminde çektiği fotoğraflarla uluslararası saygınlık kazanmış bir fotoğrafçı. Fotojurnalist olarak yıllarca National Geographic için çalışmış ve UNİCEF de dahil bir çok hayır kurumuna yardım etmiş.

 Bu adam üzerine fazla bir şey söylemeye gerek yok. Zaten çektiği fotoğraflar onun hakkında her şeyi anlatabilir size.
Şöyle bir fotoğrafı var ki bence Afgan Kızı'yla yarışabilecek güzellikte bir kare.

Spoiler: Göster


Onun dışında şunlar da benim favorilerim.
Spoiler: Göster




Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9