Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - LegalMc

Sayfa: 1 [2]
16
Güncel / Korkusuz Fotoğrafçı!
« : 15 Mayıs 2010, 22:43:15 »
Objektife pati attı
 

  Bu inanılmaz fotoğraflar tehlikeyle yüzyüze gelmeye yeni bir anlam kazandırdı. Fotoğrafçı Jonathan Griffiths, nefes kesici kareleri çekebilmek için hayatını riske attı. Zaman zaman bir aslan objektiflerine patisiyle vurdu, bir çekimde kaplanın nefesini objektif lensinde hissetti. 32 yaşındaki İngiliz borsa simsarı, -hayvanların güvenini kazanmak- için 3 gün boyunca eksi 40 derece soğuğa dayandı. Yakından görüntülemek için vahşi hayvanları genelde tavukla ayarttı. Aslında Jonathan, ilk fotoğraf makinesine 2 yıl önce kavuştu, nişanlısı doğumgünü hediyesi olarak ona bir makine verdi. Yenidoğan oğullarını fotoğraflıyordu. Daha sonra yerel hayvanat bahçesinde vakit geçirmeye başladı ama yetmedi. Doğanın vahşi kuvvetlerini çekmek istediğine karar verdi ve araştırmaları onu ABD Montana’ya götürdü. Burada her sabah 5 buçukta uyanıp dağ patikalarında yürüyüşe çıktı ve karşılaştığı tehlikeli yaratıkları çekti. Yaşadıklarını şu cümlelerle anlatıyor: "İlk başlarda bu hayvanlara bu kadar yakın olmaktan geriliyordum, zira ne bekleyeceğimi bilmiyordum. İnanılmaz bir adrenalin... O kadar yakınlarındayken yırtıcı ağızlarından damlayan salyaları bile görebiliyorsunuz. Şu ana kadar beni en çok geren siyah leopar oldu... Hayatımdan endişe ettim, her an saldırabileceğinden korktum." Jonathan'ın çektiği hayvanlar arasında siyah leopar, puma, Sibirya kaplanı, aslanlar ve ayılar bulunuyor.

Resimler için: http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/objektife-pati-atti.html?position=0

-Alıntıdır-

17
Kurgu İskelesi / Roma ve Unutulmuş İmparator: Bölüm 1-6
« : 11 Mayıs 2010, 16:00:19 »
                                      Roma ve Unutulmuş İmparator

  Bir imparator... Roma'yı çöküşten kurtaran, batının tek hakimi yapan bir imparator. Ama onun tek suçu diğerlerinden farklı olması. En büyük sırrı ise bu farkı kendinden başka kimsenin bilmemesi. Ta ki ölene kadar. Gerisinde bıraktığı ise yükselmiş ama düşecek olan Roma İmparatorluğu ve üç değerli eşyası. Bu üç eşya karanlıkların içinde, çaresizce bulunmayı bekliyor.

  Bir çocuk... Kaderinden habersiz, normal bir hayata sahip olduğunu sanan bir çocuk. Ta ki imparatorlukla ilgili bir kitap okuyana kadar. Onun bilmediği bir şey vardı: İmparatorluğun kaderinin kendi kaderine bağlı olduğu. Böylece hem imparatorluğun kaderine hem de kendi kaderine yön vermek için o döneme gitmesi ve gerekli olanları bulması şarttır.



                                             İmparator ve çocuğu birbirlerine bağlayan ise kaderleridir...



                                                         LegalMc&RapMaster

18
Müzik / Şarkı Önerir misiniz?
« : 08 Mayıs 2010, 19:03:25 »
Arkadaşlar bana güzel şarkılar önerir misiniz? Ama böyle kafa ütüleyen "Death Metal" falan olmasın :) Bir de Türk-Pop olmasın :) Aklınıza ne gelirse yazabilirsiniz :)

19
Oyunlar / RPG Oyun Önerisi
« : 04 Mayıs 2010, 15:56:37 »
Arkadaşlar bana şöyle güzel ve internetten rahat bir şekilde indirebileceğim RPG oyun önerir misiniz?

Herkese şimdiden teşekkürler :)

20
Düşler Limanı / Dolunay...
« : 27 Nisan 2010, 17:44:07 »
DOLUNAY
Çoook çok eskiden, yeşil bir vadinin içinde
bir Irmak kıyısında kurulu bir köy varmış,
taa dünyanın öbür ucunda.
Çok eski dedik ya,
o zamanlar gündüzleri pek güneşli geçermiş,
yağmur yağmadıkça;
geceleri hep yıldızlı olurmuş, bulutlar olmadıkça.
Köy sakinleri tarımla uğraşırlarmış,
hayvanlar avlarlarmış, uçsuz, bucaksız arazilerinden,
sularını, kaynağı çok uzakta olan köylerinin içinden geçen,
ırmaktan alırlarmış.
Köyde herkes birbirini sever,sayarmış.
Köyde bir tek kişinin kalbinde, öyle büyük bir sevgi
varmış ki, bütün köyünküne bedelmiş;
Dolun'un İntera'ya olan aşkıymış bu.
Kız, Dolun'u bilirmiş de tanımazmış yakından.
Dolun dayanamamış; bir gün gitmiş kızın yanına,
sormuş İntera'ya onunla evlenip evlenmeyeceğini.
İntera demiş ki, Dolun'a: "Evlenirim evlenmeye ama
benim isteyenim çoktur, her gelen kişiden
aynı şeyi ister benim babam. Ancak babamın
bu isteğini yerine getiren benimle evlenir.
"Dolun şaşırmış. "Sensin benim kalbimin sahibi"
diyerek başlamış sözüne "Senin dileğin benim için bir
emirdir, söyle isteğini hemen yapayım" demiş aşkına.
İntera demiş ki; "Bir çiçek vardır;
yaprakları gümüşten tomurcukları elmastan,
onu ister babam, benle evlenmek isteyenden".
Dolun, "Bekle beni" demiş İntera'ya,"hemen
gidip getireyim o çiçeği ama nerededir yeri?
"İntera parmağıyla göstermiş akan ırmağı;
"işte bu ırmağın kaynağındadır der babam,
kırk gün yürümek gerekirmiş oraya varmak için
ama bir giden bir daha gelmedi şimdiye dek çünkü
oralar büyülüymüş derler, giden geri gelmezmiş
çünkü, buralardan çok daha güzelmiş oralar.
Dolun; "Senden daha güzel ne olabilir ki,
bu dünyada" demiş İntera'ya "Döneceğim, o çiçekle,
döneceğim çünkü seviyorum seni, çünkü sensiz
anlamı olmaz benim için o güzelliğin".
Dolun çıkmış yola sonra.
Kırk gün yürümüş ırmağın yanından. Hep
ne kadar sevdiğini düşünmüş İntera'yı yol boyunca.
Aklındaki İntera'ymış, tek amacı ise; o çiçek.
Kırkıncı gün kalkmış Dolun sabah erkenden,
yüzünü yıkamış ırmaktan,
anlamış çok yaklaştığını kaynağına
ırmağın suyunun serinliğinden.
Devam etmiş yoluna sonra. Biraz sonra varmış
kaynağa, bütün yeşilliklerle çevrili bir göl varmış
kaynakta, gölün ortasında bir adacık,
adacığın üstünde de o çiçek duruyormuş.
Anlamış İntera'nın anlattığı çiçek olduğunu, güzelliğinden.
Yüzmeye başlamış adaya doğru hemen.
Adaya çıkınca karşısında bir adam belirmiş Dolun'un.
Adam Dolun'a; "Her gülün bir dikeni, koruyucusu
olduğu gibi, bende bu çiçeğin koruyucusuyum, eğer
almaya geldiysen; ben Salut, izin vermem buna" demiş.
Dolun şaşkın ve de kararlı bir tonla
"Ben o çiçeği alacağım sonra aşkıma kavuşacağım"
demiş. "Hiç bir şey beni kararımdan çeviremez".
"O zaman beni biraz dinleyeceksin" demiş Salut...
"Sana neden koparmaman gerektiğini anlatacağım,
eğer halâ ikna olmazsan o zaman izin veririm
almana". Dolun ikna olmuş ve çökmüş
yoncaların üstüne, başlamış dinlemeye...
"Eğer bir şeyi çok fazla istersen
ve engelin yoksa önünde; onu alırsın.
Hayat da böyledir, insan engelleri aşarsa
yaşamına devam edebilir. Bu çiçek de
sadece yaşam için bir şeyler yapacaksan
engelleri kaldırır önünden çünkü, onun da bir görevi
var. Bu çiçek, sadece 28 gecede bir açar
yapraklarını ve döker parlayan tohumlarını göle,
bu sayede buradaki sular yükselir ve
ırmaktan taşar gider zamanla. Bu ırmak sayesinde
yaşar bu doğadaki yeşillikler, insanlar, hayvanlar."
demiş Salut. Dolun başlamış düşünmeye,
eğer çiçeği koparırsa kavuşacaktır sevdiğine
ama kuruyacaktır ırmakları bunun yanında.
Sonunda çiçeğin başına çöker kalır Dolun.
Gümüş yapraklarında kendini görür Dolun, çiçeğin.
Yanında İntera vardır ama niye mutsuzdur ikiside.
Aslında kalbindeki tek endişeyi görür Dolun.
Zaman geçtikçe Dolun'un düşünceleri
yoğunlaşır kafasında.
Mutsuzluğunu düşünür,
çiçeksiz, İntera'sız bir yaşam düşünür.
Koparamaz çiçeği günlerce Dolun,
artık yaşamaktan zevk almaz şekilde sadece
aşkını düşünerek beklemeye başlar olacakları.
Bir gece çiçek tohumlarını bırakırken göle
bir tomurcuk da Dolun'un
sertleşmiş kalbinin üstüne düşmüş,
aniden Dolun kalbindeki aşkının
büyüklüğü kadar kocaman bir taşa dönmüş,
taş o kadar büyükmüş ki, dünyaya sığmamış,
gökyüzüne yükselmiş ve Dünya ile dönmeye başlamış.
Böylece Ay olmuş Dolun'un kalbi Dünya'ya.
O günden sonra sadece 28 gecede bir göstermiş
Dolun kalbinin tüm yüzünü,
aşkının bütün parıltısını diğerlerine;
sadece o gecelerde aydınlatmış Dünya'yı
aynı çiçek gibi...

21
Tartışma Platformu / Fantastik Seri Anketi
« : 19 Nisan 2010, 19:51:15 »
Okuduğum serileri eklemedim.Bu arada 15 gün içinde en çok oyu alan seriyi okuyacağım.O yüzden oyunuzu kullandıktan sonra yorumda yaparsanız sevinirim :) (2 Oy verme hakkınız var.)

Not: Vampirli, zartlı, zurtlu şeyleri eklemedim.
       Eee bide Zaman Çarkı'nı eklemedim.Malum biraz cep yakıyo :D

Çok şey istiyo gibi olucam ama bide serideki kitapların isimlerini yazarsanız çok yardımcı olursunuz :) Ama uğraşamam diyorsanız yazmayabilirsiniz.:)

22
Korku & Gerilim Eserleri / Zaman Hırsızı - Clive Barker
« : 13 Nisan 2010, 21:25:32 »
Z A M A N  H I R S I Z I
Clive Barker

 Can sıkıntısından kurtulmayı düşlerken, gerçek bir karabasana dalıveren çocuğun gerilim dolu romanı!

 Korku edebiyatının dâhi yazarı kabul edilen Clive Barker’ın çocuklar için yazdığı ilk roman, yine
kendi yaptığı siyah-beyaz desenlerle daha da etkileyici. Sürükleyici, korkutucu, fantastik, ama
bir o kadar da düşündürücü öyküsüyle kitap okumayı sevmediğini düşünen çocukların bile bir solukta okuduğu kitap, gerçek bir gerilim klasiği.

  Harvey, her çocuğu mutlu edecek, sonsuz mucizelerle dolu Tatil Evi’ni ilk gördüğünde, eğlenceden başka bir şey düşünmez. Hood’un yarattığı bu cennetin nimetlerinden sonuna dek yararlanmak, ağaç evinde Wendell’le oynamak, Lulu’nun odasında zaman geçirmek harikadır. Ancak Harvey, Tatil Evi’nde geçirilen her dakikanın korkunç bir bedeli olduğunu fark ettiğinde, kendisinden çalınan zamanı geri almak için zorlu bir mücadeleye girişecektir…


 Kısa Bir Not:Bu kitap genelde çocuk kitabı olarak bilinir ama bence her yaştan çocuğa hitap eden bir kitap.Okumaya değer...

23
Diğer Fantastik Eserler / Jimmy Coates
« : 13 Nisan 2010, 21:11:16 »
                                                        H E D E F
                                                        Joe Craig

      
Spoiler: Göster


 Jimmy, hurda yığınının içinde çırpınıyordu, ama hurdalar, büyük bir kuvvetle çalkalanıyordu. Öğütücü Jimmy'yi borunun içine doğru çekiyordu. Jimmy, çaresizlik içinde, Kurtulabilecek miyim? diye düşündü. Beynini kemiren pek çok düşünce vardı, ama onu en çok korkutan kendi gücünün bile bu yok edici makineden kurtulabilmek için yeterli olmayacağıydı.

 Jimmy Coates Özel Operasyon birimi NJ-7'den kaçmaktadır. Saklanabileceği bir yer, NJ-7'nin onu ortadan kaldırmak için yapmayacağı şey yoktur. Jimmy'nin olağanüstü yeteneklerinin sınırları test edilecektir.

 Dünyanın en etkili silahı tıpkı sizin gibi biriyse hayatta kalmayı nasıl başarırdınız?




Not: Bu kitabı daha okuyamadığım için kişisel görüş bildireniyorum.Ama en kısa zamanda okuyup kişisel görüşlerimi de katacağım.

K  A  Ç  I  Ş
                        
                          
Spoiler: Göster

 
"Beni neden istiyorsunuz?" diye sordu Jimmy.Uzun boylu adam,"Sen neden kaçıyorsun?" diye karşılık verdi hemen.
"Kim olduğunuzu bilmiyorum." dedi Jimmy.
"Kim olduğunu bilmiyorsun."


                 % 62 HEYECAN
                 % 38 GİZEM
                 % 100 MACERA

 Jimmy'yi şehrin bir ucundan diğer ucuna kovalayan bu esrarengiz adamlar kim?
 Neden onun peşindeler?
 Annesinin ve babasının Jimmy'den sakladıkları nedir? Jimmy kime güvenebilir?
 ...Ve nasıl oluyor da aniden bu insanüstü hareketleri yapma yeteneği kazanıyor?

 Jimmy Coates'un bir sırrı var ; kendisinin bile bilmediği bir sır.
 Ve bu sır her ne ise, artık bir ölüm kalım meselesi...

...tam anlamıyla kusursuz bir macera.Biraz Bond, biraz Matrix ve hiç okumadığınız pek çok şeyden biraz var.Biri bunun filmini çeksin!
                                                                                                         Flipside
 Sürprizlerle dolu, sürükleyici bir gerilim.
                                                                                                         Funday Times

 Joe Craig'in, yeni nesil erkek çocuklarını kitaplara bağlayan alaycı bir tarzı var.Bu da başlı başına bir süper kahraman işi!
                                                                                                         The Times



Kişisel Görüşlerim:
 The Times'ın yorumunda da olduğu gibi Joe Craig'in tarzı kitaba ayrı bir güzellik katmış.Bazı yerlerde kendisinin de genç olmasının verdiği avantajla gençlerin nasıl düşüneceğini biliyor,yazarken de buna göre yazmış.Kafasında çok güzel karakterler yaratmış.Karakterler okuyucuyu seriye bağlıyor.Bir süre sonra bir sonra ki sayfayı merak etmeye başlıyosunuz.Hatta o sayfayı atlayıp bir daha ki sayfayı okumak bile istiyorsunuz (Bana oldu şahsen ;D).
 Yani Joe Craig daha 26 yaşında olmasına rağmen kitleleri ayağa kaldırabilecek bir seri yapmış.Ayakta alkışlanacak bir durum bana göre.

24
Mitolojiler / Theseus
« : 06 Nisan 2010, 22:29:47 »
Theseus (Yunanca: Θησεύς) Atina'nın efsanevi kralı. Annesinin Ethra, babasının Egeus veya Poseidon olduğu söylenir.

Theseus, İyonyanın baş kahramanıydı. Atinalılar onu büyük bir reformcu olarak kabul ediyorlardı. Attika'nın Atina önderliğinde siyasi bütünleşmesini sağlayan kişi olduğu kabul ediliyordu.

Efsaneye göre, Atina'nın kadim krallarından Egeus, çeşitli kadınlarla evlenmesine rağmen çocuk sahibi olamaz. Sonunda Troezen kralının kızı Ethra ile evlenir. Ethra, Egeus'tan, bir söylentiye göre ise yüzerken birlikte olduğu Poseidon'dan hamile kalır. Egeus çocuğun doğmasını beklemeden Atina'ya döner, ancak gitmeden önce sandaletini ve kılıcını dev bir kayanın altına bırakır ve Aethra'ya çocuğun büyüdüğünde kayayı kaldırıp emanetlerini alabileceğini, böylece hanedana mensup olduğunu ispatlayabileceğini söyler.

 
Theseus ve Minotor, çömlek, MÖ 6.yyTheseus büyüdüğünde gerçekten kayayı kaldırır ve babasının emanetlerini alır. Annesi genç Theseus'a gerçek kimliğini açıklar. Bunun üzerine Atina'ya yola çıkan Theseus yolda pek çok yolkesen haydutu öldürür.

Çeşitli maceralardan sonra Atina'ya ulaşan Theseus, Egeus'a gerçek kimliğini açıklamaz. Ancak Egeus'un eşi Medea, Theseus'un veliaht olduğunu anlar ve kendi oğlu Medus yerine tahta geçmesinden endişe eder. Ölmesini sağlamak için kendisinden Maraton boğasını öldürmesini ister. Ancak Theseus boğayı yakalayıp Atina'ya kadar getirmeyi başarır ve kurban eder. Bunun üzerine Medea, Theseus'u zehirlemeye karar verir. Son anda Egeus kılıcı ve sandaletleri görerek Theseus'un oğlu olduğunu anlar ve zehiri döker.

Girit kralı Minos'a yenilen Atinalılıar, barış anlaşması gereğince dokuz yılda bir, Minotor adlı öküz başlı canavara yedi genç kız ve erkeği kurban etmek zorundadır. Theseus, canavarla savaşmaya gönüllü olur. Babasına eğer muzaffer olursa dönüşte beyaz bir yelken açacağını söyler.

Kral Minos'un kızı Ariadne, Theseus'a aşık olur ve Minotor'un içinde bulunduğu labirentten çıkabilmesi için ona bir ip yumağı verir. Theseus, Minotor'u çıplak elleriyle öldürür, Atinalı gençleri kurtarır ve ip yumağını kullanarak labirentten çıkmayı başarır. Ariadne'ı da yanına alıp Atina'ya yelken açar ancak Nakşa adasında mola verdiklerinde onu adada "unutur".

Theseus, Atina'ya yaklaştıklarında da beyaz yelkeni çekmeyi unutur. Kıyıdan koyu renk yelkeni gören baba Egeus, denize atlayarak intihar eder (Ege Denizi'nin adını bu olaydan aldığı söylenir).

Babasının trajik ölümünden sonra Theseus, Atina kralı olur ve Amazonlar'ın kraliçesi Antiope ile evlendir. Bu evlilikten oğlu Hippolitus dünyaya gelir. Ancak eşi bir savaşta Theseus ile birlikte savaşırken ölür. Bunun üzerine Theseus, Ariadne'ın kızkardeşi Faidra ile evlenir. Faidra, Hippolitus'a zalimce davranacaktır.

Efsaneye göre Theseus, Atina'dan ayrılarak hayatının son yıllarını Skiros adasında huzur içinde geçirir.


25
Mitolojiler / Kerberos
« : 06 Nisan 2010, 22:26:49 »
Yunan mitolojisinde, Hades'in yönettiği, ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik yapan üç başlı köpek (Hesiode'a göre 50, Horace'a göre ise 100 başı vardı). Kuyruğu bir yılan olan ve sırtında sayısız yılanbaşı bulunan , ısırıkları zehirli bu köpek Herakles'ün 12 görevi arasında yer alır. Kerberos Yunanca 'çukur (çok derinlerdeki, şeytani çukur) iblisi' demektir. Yarı kadın yarı yılan Ekhidna ile dev Typhon'un oğlu olan Kerberos'un kardeşi Orthros 'tur. Dev zincirlerle bağlı olan bu köpeğin görevi yer altına giren ölülerin tekrar yeryüzüne çıkmalarını önlemektir. Sadece beş kere yenilmiştir:

Son görevi Kerberos'u yakalamak olan Herakles tarafından yakalanarak.,
Müzik yeteneğini kullanan Orpheus tarafından uyutularak,
Lethe ırmağındaki su yardımıyla Hermes tarafından uyutularak,
Roma mitolojisinde, ilaçlı keklerle Aineias tarafından uyutularak,
Yine bir Roma masalında, ilaçlı keklerle Psykhe tarafından uyutularak.
Kerberos özellikle kapıların, eşiklerin ve sınırların bekçisi olmanın arketipi olmuştur. Orta Çağdan günümüze kurgu yapıtlarda sıkça bu özelliğiyle yer almıştır (Dante'nin İlahi Komedya'sında ve Fluffy olarak J. K. Rowling'in Harry Potter ve Felsefe Taşı adlı kitabında.) Ayrıca günümüzde güvenlik ve savaş alanında da kullanılmaktadır (MIT tarafından geliştirilen Kerberos protokolü gibi.)

 Herakles'in Onikinci Görevi
Herakles'in onikinci ve son görevi, Hades'in krallığını yaptığı ölüler diyarının bekçi köpeği olan Kerberus'u Atina'ya getirmekti.Görevi aldıktan sonra, diğer tarafa geçmek için Eleusis'tan yardım ve bilgi alan Herakles, Tanareum bölgesinde ölüler diyarına geçiş yapabileceği girişi bulur. Athena ve Hermes'in yardımı ile girişten geçen ve Charon'u da yine Hermes'in yardımı ile geride bırakan Herakles Kerberus ararken, Ölüler diyarında Hades tarafından zincirlenen Thesus'u sihirli kelepçelerinden güç de olsa kurtarır.

 
Herakles'in Kerberus'u yakalarken yapılmış tasviri,Sebald Beham 1540Hades ve Persephone'nin karşısına çıkıp durumunu anlatan Herkül, onların onayını alarak Kerberus'u geri getirmek üzere izin alır. Kerberus'un karşısına çıkıp, güreşte onu yenmeyi başaran Herakles, Kerberus'u yeraltı dünyasından çıkararak Atina'ya; Eurystheus'un karşısına çıkarır. Korkudan nereye saklanacağını bilemeyen Eurystheus, yakınında bulunan büyük bir amfora'nın içerisine saklanır. Herakles'in Kerberus'u yeryüzüne çıkardıktan sonra,etrafa saçılan zehirli salyasından dünya üzerindeki ilk zehirli bitkiler oluşmuş ve buradan yayılarak diğer ülke ve topraklarda da yetişmeye başlamıştır.

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Kerberos_(mitoloji)" adresinden alındı."

26
Mitolojiler / Hades
« : 06 Nisan 2010, 22:24:00 »
Hades Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Zeus,yeryüzünün hakimiyetini kardeşleri arasında paylaşırken Zeus'a gökyüzü, Poseidon'a denizler ve Hades'e yeraltı düşer. O artık ölüler ülkesi tanrısıdır, korkunç bir tanrıdır ancak kötü değildir. Yer altının tüm hazineleri Hades'in olduğu için Romalılar onun adını Pluton olarak değiştirmiştir. Karısı, Demeter ve Zeus'un kızı Persephone'dir.

Kelime anlamı olarak "Hades" görünmez manasına gelmektedir. Onu görünmez yapan bir miğferi vardır. Yeraltı zenginliklerinin sahibidir, yerden çıkan değerli metaller onu bolluk çokluk ve servet tanrısı yapmıştır. Acımasız ve hatta korkunçtur; ama sözünden dönmez ve birçok tanrının aksine kaprisli bir tanrı değildir. Mitolojik öykülerde adı çokça yer almamaktadır. Bilinen en önemli öyküsü karısı Persephone'yi kaçırması ile ilgili olandır. Ancak Hades'in en önemli sıfatı, ölümün tanrısıdır. (Ölüm de başlıbaşına bir tanrıdır: Thanatos)

Hades aynı zamanda ölüler ülkesinin de adıdır. Hades ülkesi Asphodel, Tartaros ve Elysium olmak üzere üçe ayrılır. Ölen insanlar, fani yaşamlarında iyilerse Elysium'da, ne kötü,ne de iyilerse Asphodel'de yaşamlarını sürdürürler. Zeus ve Olimpos tanrılarının düşmanları, katiller vb. kişiler ise ceza olarak Tartaros'a atılırlar.

Enteresandır ki, Hades'in yeraltı ülkesine yaşayanlar da ölmeden geçebilmektedir. Ancak diyarın girişini üç kafalı şeytani bir köpek olan Cerberus korur. Herkes o köpeğin dehşetinden korkar ve kimse o kapıyı geçemez. Herkül bir macerasında bu köpekle yüzleşmeye gider.

Hades her ne kadar birçok zenginliğe sahip olsa da ortalıklarda pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, kendi yeraltı ülkesinde oturmayı tercih eder. Çünkü sahibi olduğu yeraltı ülkesi o kadar çirkin bir ülkedir ki, efendisi sürekli saklanır. Bir keresinde Poseidon, Hades'i utandırmak için üç başlı mızrağını yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades'in çirkin yeraltı ülkesi meydana çıkar. Az utanıp sinirlenmemiştir Hades.

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Hades" adresinden alındı."

27
Hadi bakalım!.. En sevdiğiniz Harry Potter büyüsüne oy verin ve neden olduğunu açıklayın...

Bence Sectumsempra ;) Kitapta zaten çok hoş bulmuştum filmdede görünce iyice beğendim  :D

28
Mitolojiler / Atlantis
« : 05 Nisan 2010, 19:06:59 »
                              A  T  L  A  N  T  İ  S
Atlantis (Yunanca Ἀτλαντὶς νῆσος, "Atlas'ın adası", Platon'un Timaeus ve Critias kitaplarında bahsettiği[1] efsanevi batık bir kıta ve uygarlık.

Platon'a göre Atlantis, "Herkül Sütunları'nın ötesinde" yer alan, Batı Avrupa ve Afrika'nın birçok kısmını fetheden ve Solon'un zamanından 9,000 yıl önce (yaklaşık M.Ö.9500) Atina'yı fethetmeye çalışan, ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır.

Platon'un diyaloglarında gömülü bir hikâye halinde olan Atlantis, genellikle Platon tarafından kendi politik teorilerini anlatmak için yaratılmış bir efsane olarak görülür. Bir çok akademisyen için Atlantis hikâyesinin amacı belirgin olmasına rağmen, Platon'un hikâyesinin ne kadarının eski hikâyelerden derlendiği bir tartışma konusudur. Bazı akademisyenler Platon'un hikâyeyi Thera yanardağ patlaması veya Troya Savaşı'ndaki bazı öğelerle oluşturduğunu savunurken, bazıları ise M.Ö. 373'te gerçekleşen Helike'nin yıkımı veya M.Ö. 415-413 yılları arasında gerçekleşen Atina'nın başarısız Sicilya işgali gibi olaylardan esinlendiğini savunurlar.

29
Arkadaşlar herşeyi tamamiyle bana aittir.Okuduktan sonra görüşlerinizi bekliyorum  :D

Sayfa: 1 [2]