Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Cubor

Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9 10
91
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 29 Temmuz 2011, 17:09:11 »
Cevap 1-) Kristen Britain'in yayın hakları hala bağlı görünüyor. Bu nedenle şu anda fazla yapacak birşey yok.

Cevap 2-) Kayıp Öyküler, yayın listemizde, hakları da bizde. Ama tam olarak anlamadığımız bazı sebeblerden orjinal yayınevi kitapları bazı değişiklikler için geri çekmeye karar vermiş ve bizim gibi yayınevlerinden çeviriyi ertelememizi istediler. Biz de bunu bekliyoruz ama 2012 de kesinlikle yayınlanacak.

92
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 29 Temmuz 2011, 00:25:36 »
Hmm önden bir itiraf: Yeşil Süvari'den haberim yok. Ama yarın araştıracağım. Arkasından açıklama, teknik olarak her kitap için ayrı yayın hakkı alınır. Yani eğer bir yayınevi 5 kitaplık bir serinin sadece birinci kitabının yayın hakkını alırsa, başka bir yayınevi kalan 4 kitabı alabilir.

93
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: JBC Yayıncılık Soru Hattı
« : 28 Temmuz 2011, 16:10:31 »
Sayın Jedmau, benim sorum şu: Sizce Umbrella Akademi serisinin ilk çizgiromanı ne zaman çıkacak? Niye hala editorial çalışması bitmedi? Çok merak ediyoruz!!!

 :elf :elf :fight: :fight: :inca :inca :inca :inca :inca

94
Oyunlar / Ynt: Star Wars: The Old republic ve HUN'lar
« : 28 Temmuz 2011, 12:03:55 »
Jedmau'suz HUN olur mu hiç yav? Kim nara atacak ventte, kim wipe yediğimiz zaman önce küfürü basıp sonra ne yaptığının farkına varıp 10 dakika kendini banlayacak, kim gölgelere gizlenip çaktırmadan , 10 kişiyi tespih tanesi gibi arka arkaya temizlicek.....:p

95
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 28 Temmuz 2011, 10:25:28 »
8-) Covenant serisinin 2. kitabı daha yeni çıktı. Aceleye mahal yok lütfen :)  (zati o diyen arkadaşlarına da söyle kitabı satın almıyolar!!!!) Jim Butcher ın 3. kitabı daha yeni çıktı.

[/quote]

Acele giden ecele gider!!! :p

Aslında demek istediğim şuydu: Jim Butcher in 3. kitabı çıktı, aceleye mahal yok, ama covenant nerdeyse hiç satılmadığı için arkası gelmiyor.  Büyük bir başarıyla cümleyi yukarıdaki gibi kurmuş bulunduğum için kendimi tebrik ediyor ve özürlerimi sunuyorum.


Sword of Truth konusunda, zevkler ve renkler tartışmasına girmeyeceğim. Ama dizisinin bile yeteri kadar başarılı olmadığı ve yayından kaldırıldığı düşünülürse, serinin izleyici kitlesinin sizler ve benim gibi zaten bu işin meraklısı olan insanlar olduğunu anlarsınız. Bizler zaten beğenmeye eğilimliyiz (en azından ben öyleyim), ama bir yandan da bu işleri ticari olarak düşünmek lazım.

İşte orda senin, benim fikirlerim devre dışı kalıyor. Aynı ifadeleri Kenyon için de pekala kullanabiliriz. Neyse tabii ki bunlar benim kendi fikirlerim.

96
Oyunlar / Star Wars: The Old republic ve HUN'lar
« : 27 Temmuz 2011, 19:49:35 »
Öncelikle bu bölüme gelip de niye öykü koyuyorsun diyenlere, bu aslında bir öykü değil, bir duyuru!

SWtOR sonunda önsiparişe açıldı ve daha önce pek çok oyunda bir arada oynamış olan The HUN Empire guildi tüm gücüyle SITH'in zaferi için hazırlanıyor.
Duyurudur... :)

                                                GERİ DÖNÜŞ
“Safkan ilk Sith’lerin bildiği ama bizim bilmediğimiz bir şey olmalı” diye diretti Maruk’h Adar.

Neekar’ın gözlerindeki dalgın bakış, güç rahibinin sadece benliğinin küçük bir kısmının onunla birikte olduğunu anlatıyordu. Ama Maruk’h tüm gözlerden uzaktaki Güç Tapınağı’nda geçirdiği uzun yıllarda bu duruma çoktan alışmıştı.

Yaklaşık on yıl önce Hydian Koridor’undaki Mandalore’lilerin  ablukasından sıyrılıp Korriban’a ulaştığında, geleceği Güç yolunda aydınlık tarafı araştıran bir jedi padawanınkinden farklı değildi. Ama sonra Güç rahipleri ona, gerçek gücün karanlık veya aydınlık taraf diye ayrılamaycağını öğretmişlerdi.

“Safkan ilk Sith’erin bildiği ama bizim bilmediğimiz o kadar çok şey var ki, eğer bunların onda birini biliyor olsaydık ne bu tapınağa ne de rahiplerine ihtiyacımız olmazdı sevgili yamağım.”

Kelimeler bir fısıltıdan daha yüksek sesle söylenmemişti, Güç eğitimi olmayan biri belki de bu sözcükleri duyamazdı bile.

Neekar’ın Duros ırkına özgü patlak kırmızı gözleri ilgiyle genç yamağın üzerine çevrildi. Maruk’h bu bakışlar altında kendini rahatsız hissederek, farkında olmadan zihnini Güçle birleştirip, özel bir  meditasyon haline getirdi.

Neekar gülmezdi, aslında genç insan yamak, Duros ırkının gülümseme yeteneğine sahip olup olmadığından bile emin değildi. Ama Neekar gülmezdi. Şu anda gözlerindeki ifade ise, onu tanıyan biri için gülmeye en yakın ifade olarak adlandırılabilirdi. Kırmızı patlak gözleri yüzyılların yaşlandırıp kırıştırdığı, artık koyu bir ton almış yeşil derili yüzünde kısılıp, bir tanesi hafifçe yukarı kalkmıştı.

“Anlat yamak!” dedi aniden.

Maruk’h neyi anlatması gerektiğini çok iyi biliyordu.
“Binyüzondördüncü deney”dedi sakin bir sesle.
“Ahhhh” diye iç çekti Neekar, “toplamları evrenin kanunlarını anlatan bir asal sayı. İçinde bir neşe seziyorum yamak.”

“Aslında evet usta, ama tam sonuçlar birkaç dakika sonra belli olacak. Bu sefer gerçekten umutluyım, hücre dokusu son safhaya kadar bozulmadı, beyin hücreleri ve midi-chlorin sayaçları sınırların dışında ve....”

Neekar bir el hareketiyle onu susturdu.

“Güç dilerse!” dedi derinden gelen sesiyle ve gözlerini klonlama kabinine çevirdi.

Kabinin üzerindeki göstergeler, bundan önce hiçbir deney sırasında olmadığı kadar umut vaadediyordu. Ama Güç’ün başrahibi umuda inanmazdı. Şansa da inanmazdı, kaderlerin bozulabileceğini, geleceğin değiştirilebileceğini bilirdi. Güç’ün mutlak kudreti ile herşeyin mümkün olabileceğini bilirdi.

Ama Jedi’lar Güç’ün yalnızca aydınlık tarafını araştırmışlardı. Karanlık taraftan özenle kaçınmışlardı. Safkan olmayan Sith’ler özellikle karanlık tarafı çalışmışlar, aydınlık tarafı küçümsemişlerdi.

Gözleri tapınağın, bir klonlama laboratuarı haline getirilmiş geniş salonunda gezindi. En yüksek noktada, sadece odayı değil adeta bakanların içini aydınlatır gibi parlayan, kristal bir kalıp içinde etkileşimsiz bir Güç kalkanında duran Exar Kun’un işaret parmağı kemiği duruyordu.

Exar Kun jedi eğitimi aldığı halde karanlık tarafı araştırmaktan korkmamış ve bunun mutlak gücüne ulaşmış son sith idi. Eğer bağnaz sith lordlarının Güç içindeki yansımaları ona gereken desteği vermiş olsalardı, bugün en dış halkadan, en içtekine kadar galaksinin sınırları bambaşka bir şekilde çizilmiş olurdu.

Neekar neredeyse 350 yıl önce ölmüş bu sith ustasının genlerini kullanark aydınlık ya da karanlık tarafa bağlı kalmayacak gerçek güç kullanıcısını canlandırmak istiyordu. Yeniden safkan Sith ırkına kavuşmak istiyordu. Güç’ün tamamının araştırılması için bir zamanlar, Güç’ün beşiği olan Korriban gezegenini ve onun eski sahiplerinin mirasını seçmişti. Ve tabii Exar Kun’un mirasını da.

Klonlama tankı durdu. Kabinin kapısı açılırken, içindeki canlı hareketsiz bir şekilde bacta borularına bağlı olarak duruyordu.

“Bir Zabrak!” diye gözlemledi Başrahip.

İkinci klonlama tankı da açılınca, yarım kalmış gibi duran cümlesini tamamladı,

“Ve bir insan.”

“Farklı ırkların genlerini ana genle karıştırmak zorunda kaldık efendim” diye açıklamaya girişti Maruk’h.
“Her klonlama tankına, sith geni, Usta Kun’un geni, farklı ırklardan gelen özel bir karışım ve tabii ki katalizör geni kullandık. Zaten baştan beri herşeyi karıştıran katalizör geni idi.”
“Bu tankta kullanılan katalizör geni nerden geldi?”

Maruk’h, başrahibin çevresinde garip bir Güç aurorasının belirmeye başladığını hissdiyordu. Yaşlı Güç rahibi, bir kandırmaca arıyordu. Vücutsal algıları kendini kapatmış, Güç’e uzanmış, yamağının ve laboratuarda çalışan diğer rahiplerin zihinlerini tek tek araştırıyordu.

Genç yamak, bildiği her meditasyon tekniğini kullanarak kendini Güç’ün içinde gizledi.

İki tanktan çıkan bir zabrak ve bir insan erkeği, bacta kablolarının serbest bırakılmasıyla gözlerini açtılar. Keskin bakışları odayı tararken, elleri çıplak bedenlerinin üzerinde silah olabilecek birşeyler arayışındaydı ama kısa bir süre sonra buna ihtiyaçları olmadığını kavramışçasına vazgeçtiler.

Zabrak elini havada gezdirerek, çevresini bir ağ gibi saran bacta kabloalarını, Güç’ü kullanarak iki tarafa fırlattı. Yavaş ama kendinden emin adımlarla ileriye doğru bir adım attı.

“Katalizör geni??” diye haykırdı Neekar. Güç onu bu sefer başarısız etmişti aradığını bulamamıştı ve yeniden bedensel algılarına geri dönmüştü.

Maruk’h başı önde diz çöküp,
“Sol, adı verilen bir sistemdeki tarihi bir gezegenden Usta,” dedi, “Çoğunu anlamadığımız bazı yazıtlarda, bir zamanlar orada savaşçılıkta eşi benzeri olmayan vahşi bir ırkın yaşadığından sözediliyordu ve biz de düşündük ki....”

İkinci tabuttaki insan da kendini bacta kablolarından kurtarmıştı. Şimdi her iki klon da, gözlerini üçüncü  tanka dikmişlerdi.

Üçüncü klon tankının kapağı patlarcasına dışarı doğru açıldı. Alnının üstünde yönetici kasta ait olduğunu gösteren mor çizgileri, alnının ortasından başlayıp ensesine doğru giden boynuzsu uzantıları ve gözlerindeki  delici eflatun bakışlarıyla bir zabrak erkeği kendini saran kabloları kopartırcasına büyük salona adım attı.

Yüzünde şaşırtıcı bir şekilde hem şefkat, hem öfke vardı, hem yalnızlık, hem de onbinlerin sırdaşlığı, hem anlayış, hem de küçümseme....

Hem razı oluş, hem de delicesine bir isyan vardı.

İlk iki tanktan çıkan zabrak ve insan tek dizlerinin üzerine eğilerek aynı anda selamladılar sonradan geleni.

“Yüce Usta!”


Yüce Usta ne çıplak olduğuna ne de nerde olduğuna aldırmadı.

“HUN nerede?” diye gürledi. Güç çevresinde dans ediyordu. Odadaki herşey, rahibi, ustası, kablosu, hatta yerdeki taş ve duvardaki sarmaşıklar, varlığını ona ilan ediyordu. Önce kilometrelerce, sonra çok daha uzaklara ulaştı. Yaşayan güç, evrenin dört bir yanından onun doğuşunu kutluyordu sanki.

Maruk’h korkuyla başı önde odada biriken gücü hissetti, ustasının üstünlük için çağırdığı kudreti ve bunun ne denli yetersiz kaldığını hissetti. Güç’ün muhteşem kullanıcısını yaratmıştı. Ama safkan Sith geninin içine bir başka gen daha katıldığını bir tek o biliyordu. Hun geninin yetmediği yerde aydınlık tarafın jedi’larının geni eklenmişti.

O Exar Kun’du, o safkan sith idi, o binlerce farklı ırkın en seçme özellikleri ile donatılmış bir savaş aracı idi. O HUN idi...

O gücün hem karanlık tarafının hem de aydınlık tarafının karışımıydı.
Jedi’lar için karanlık bir çağ başlıyor, Sith’ler için ise yeni bir düzen geliyordu.

HUN geliyordu...




http://www.swtor.com/guilds/27739/hun-empire

 8) 8) 8) 8) 8) 8)

97
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 27 Temmuz 2011, 19:41:43 »
Memory, Sorrow and Thorn konusu yeterince soruldu sanırım. Cubor'a müsade edin de boş zamanında cevaplasın.

/deep bow :)

98
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 27 Temmuz 2011, 18:02:01 »
Merhabalar ben Gediksavaşlar Efsanesi: Gölgeler Meclisi Serisinde bulduğum bir kaç şeyi belirtmek istiyorum;

Serinin İkinci Kitabı; Tilkiler Kralı birinci sayfa birinci paragtafta geçen

"....Roldem Limanı, yani Adalar Krallığı'nın aynı isimli başkentinin limanı..."

Burada Roldem değilde Rillanon yazması gerekiyor sanırım.

Serinin Üçüncü Kitabı; Sürgünün Dönüşü, sayfa otuzda "Overn Suyu" adı ile belirtilen bir yer geçmektedir. Bu yer daha önceki tüm serilerde "Overn Dibi" olarak çevrilmiştir, sanırım editör değişikliğinden kaynaklanmaktadır.

Eğer bu iki nüansa sonraki basımlarda bir gözden geçirirseniz memnun olurum.

Düzeltme: O dönemde hem bir çevirmen değişimi yaşamıştık ve benim dikkatsizliğim yüzünden, zaman yok diye çeviride yalnızca çeviri kontrolü yapılmıştı. Kısmet olur da ikinci baskıya girersek, söz düzeltiriz.

99
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 27 Temmuz 2011, 14:42:31 »
   Öncelikle kayıprıhtıma teşekkürler bence çok faydalı bir çalışma olmuş şimdi sorularıma geçiyorum.
    İlk olarak çok fazla ümidim olmasa bile yinede soruyorum.Robin Hobb'ın Farseer serisinin devamı olan Liveship Traders Trilogy ve The Tawny Man Trilogy'iyi çevirecek misiniz?
    Daha sonra şu kitap serilerinden çevirmeyi düşündüğünüz var mı?

    R. Scott Bakker - Prince of Nothing
    Joe Abercrombie - First Law
    Tad Williams - Memory,Sorrow and Thorn
    Steven Erikson - Malazan Book of the Fallen
    
    Gerçi Erikson'un yayın hakları sizde değilmiş o zaman diğer serilerden yakın tarihte yayınlamayı planladığınız var mı?Lütfen cevabınız evet olsun ayrıca The Kingkiller Chronicle'ın yayınlanmasında ufacık da olsa katkısı olan herkese çok teşekkürler.

Robin Hobb konusundaki yorumum şu idi: BU seri bir tane bile satsa çevirip yayınlamaya devam edelim. Bence tüm fantastik kurgu eserleri içinde farseer serisi edebi yanı en ağır basanlardan biridir. Ama bu sebebden midir nedir bir türlü benim iddia ettiğim ilgiyi görmedi. Kim alır bu kitabı dediğim Shannara serisinin yok sattığı, işte sanat budur dediğim farseer in az sattığı bir ülkede yaşıyoruz. Sanırım ben yaptığım işi çok iyi bilmiyorum :/  Neyse kısacası, Robin Hobb benim altın listemde ama önce halihazırda yayınlanmış olan kitaplarının satış adetlerinin artması lazım. Kısmetse önümüzdeki yıla bizimkileri kandırıp Tawny Man serisini yayınlatmayı düşünüyorum.

Bakker ve Abercombie halihazırda okuma listemde, o yüzden birşey söylemek için erken.

Tad Williams'ın Shadowmarch'ını daha yeni bitirdim, ne yalan söyleyeyim, çok da yayınlatasım gelmedi. Ama belli olmaz tabii.

Erikson içinse zati üst postta açıklama yapmıştım.

Diğer serilerden de diğer postlarda da söylediğim gibi yakın zamanda çıkacak Feist'in Darkwar serisinin ilk kitabı, Silverberg'in Dying İnside'ı, Pratchett'in yeni bir kitabı daha var. Bunlarla ilgili çıktıkçada bilgi veririm.

Ama tabiii en önemlisi Ağustos 5'de çıkacak olan Rüzgarın Adı! Gerçek bir başyapıt ve umarım hepimiz keyifle okuyacağız.

100
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 27 Temmuz 2011, 10:37:22 »
''Malazan book of the fallen'' ı istiyoruz Cubor ! :D

Ya Erikson'u ben de çok istiyorum. Ama yayın hakları başka bir yayınevinde diye görünüyor. Bakalım basacaklar mı...

101
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Ölüm Kapısı Serisi
« : 27 Temmuz 2011, 00:16:25 »
Şiddetle tavsiyeye katılınır :) Özellikle hiç bir kitabı alıp okumamış olanlar için şu anda bizimkiler uçuk kaçık bir de indirim kampanyası başlattılar. MArgaret Weiss'i sadece Dragonlance'den bilenler için hayli eğlenceli bir sürpriz olacak! :)

102
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 27 Temmuz 2011, 00:10:40 »
Merhabalar;
Zathura, Terabithia Köprüsü gibi bazı filmlerin uyarlandığı kitaplar türkçeye çevrilmemiş. Bu kitapları cevirebilmeniz mümkün mü? Cevabınız için şimdiden teşekkürler. :)

Özellikle Terabithia Köprüsü filmini çok sevmiş ve hatta ordaki ufaklığa (kız olana), bayılmış biri olarak samimi bir şekilde su soruyu soruyorum: Bunları roman halinde gerçekten okumak ister misiniz?

Şahsen ben yaklaşık 120 defa filan seyrettiğim halde Star Wars: A new hope'un kitabını ellinci sayfa civarında bırakmıştım. Bence bazı eserler kağıt üzerinde, bazıları ise beyaz perdede güzeldir. (çok ender olarak her iki tarafta birden)

Bu nedenle, doğrusunu istersen sen sorana kadar  bu iki eserin kitabını çevirme fikri aklımın ucundan bile geçmemişti. Senden ricam kendine şu soruyu sorman, piyasada okumamış olduğun yüzlerce birbirinden iyi eser varken, bu ikisinin sence sıralamada yeri nerde olur? Eğer ilk ona sokarım diyorsan, söz veriyorum yarın ajanstan TR de telifi olup olmadığını soracak ve okuma kopyalarını isteyeceğim :)

p.s. Ama lütfen dürüst ol! :)

103
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 26 Temmuz 2011, 18:45:58 »
Özel mesaj rica ediiim önden  :P  Mazallah başkaları kapar felan :D

104
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 26 Temmuz 2011, 18:43:01 »
Kamuoyu yoklamasını Biz Bunu İstiyoruz projesi ile yapıyoruz, Rıhtım olarak :). Aslında ayrı bir çabaya gerek var mı, bilemedim.

Daha çok, daha çok yapın. Beni ikna etmeye çalışmayın, ben zati sizden biriyim :) Patronları ikna etmem için bana bol bol malzeme hazırlayın.

Sayın FırtınaKıran, bilmem sesim geliyor mu? :D :)

105
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 26 Temmuz 2011, 18:29:33 »
Sayın Cubor cevaplar için çokkk teşekkürler şimdi Sherrilyn Kenyon serisine bir çok arkadaşımız ve ben öldük ,bittik ,mahvolduk.Özellikle mitoloji ile harmanlanmış olması bizleri çok feci etkiledi.Erko'dan çıkan Gece Yaşayanlar muhteşemdi.Pegasus yayınevinde çıkacak diye çok sevinmiştik ancak umudumuz suya düştü..Lütfen bu yazarı tekrar düşünün ve kahramanımız olun :D İsterseniz Facebook sayfanızda yada burada bir kamuoyu yoklaması yapın :D İnanın taliplisi çok.

Bu mesajı olduğu gibi copy paste edip bizzat bizim patrona ileteceğim :)

Tabii onun da bana soracağı düşünülürse, bana 100-200 imzalı bir mail yollamanızda fayda var :D

Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9 10