Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Narr

Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 9
61
Tartışma Platformu / Ynt: Tekrar Okumak
« : 24 Temmuz 2011, 19:36:23 »
Okurum, tamamen sevip sevmememe bağlı. Sevdiğim bir kitabı biter bitmez tekrardan okurum.

62
Harry Potter / Ynt: Hortkuluk Meselesi
« : 21 Temmuz 2011, 22:27:43 »
Beyaz Gölge ben kendimle dalga geçtim, sen haklısın bacak nereden çıktı diye düşünüyorum.:)

Ve hatta şöyle bir yazı buldum dolaşırken: "filmde Harry'nin sol kolunun yaralanmış olduğu görülüyor, ama kitapta sağ kolu yaralanmış".

Yardıran yardırana da şimdi kitabı baştan okumak gerekcek daha fazla takılırsak bu konuya:D

63
Genç Werther'in Acıları, Genç W.'nin Yeni Acıları ve Son olarakta Çavdar Tarlasında Çocuklar. Bu diziliş aslında bu türün üçlemesi gibi bir şeysidir. Werther ile başlayan jugendroman yani gençlik romanı'nın en iyi örnekleri arkasından gelen iki kitapla birlikte, üçüdür. Tabular yıkılır, dönemin özellikleri ve kısıtlamaları ve toplumun içinde bulunduğu ruhsal durum bir gencin gözünden anlatılır. Genç genelde topluma uyum sağlamakta zorlanan, kendini toplum tarafından dışlanmış olarak gören karaktere sahiptir. Sonu acıyla biter.

Spoiler: Göster
Werther kendini öldürür, W. kaza geçirir, Holden ölümden döner.


Bu 3 kitapta bize yüzyılların sıkıntısını anlatır. Hepsini çok sevdim.

Editör Notu: Spoiler kutusunu sevin, sevdirin.

64
Sinema / Ynt: Şarkılarıyla Hatırlanan Filmler
« : 21 Temmuz 2011, 21:13:39 »
Vengo
Shutter Island
Vardır daha.

65
Müzik / Silencer
« : 21 Temmuz 2011, 21:06:01 »
Depressive Black Metal'in baba gruplarından birisiydi kendileri. Tek bir albüm yapabildiler, çünkü solistleri Nattramn "delirdi". Çok fazla kişi beğenip dinlemez çünkü çok ağır ve kulak tırmalayıcı bir müzik yapıyorlar. Küçük bir spoiler atayım, büyük ihtimalle kimse beğenmeyecektir diye, merak eden kendisi araştırır.
[spoiler]http://www.youtube.com/watch?v=WoAsa8dUWlg

66
Harry Potter / Ynt: Hortkuluk Meselesi
« : 21 Temmuz 2011, 20:58:18 »
Part birde Hermione bir anda buldum diyerek kitapların başına koşuyor ve anlatıyor:
Gryffindor'un kılıcı emici özelliğe sahiptir. Harry pnu sırlar odasındayken Basilikse sapladığı için kılıç basilik zehrini emdi ve artık bir zehir gibi davranmaya başladı. . Ben de kolundan ısırmıştı diye hatırlıyorum. . :)

Ve bir nokta daha: Son bölümdeki bütün hortkuluklar dişlerin ya da kılıcın tek darbesiyle yok oldular. E Harry karbonfiber mi kardeşim? Diş koluna girdi ve en aşağı 2 dk öylece durdu ama hortkuluk sağlam kaldı? Tabi bu soruna ben şöyle yaklaştım:

Hortkuluk canlı bir bedene aitse, canlı beden canlılığını sürdürdüğü sürece varlığını sürdürür. . Böyle bakınca daha mantıklı geliyo. . :)


Tamam tamam, çürüttün benim savımı, dinleyince seni haklı buldum.
Not: bacak mı!:D


67
Çizgi Roman & Manga / Ynt: Heavy Metal Türkiye
« : 21 Temmuz 2011, 20:55:25 »
Şu denizkızını öpmeye doğru uçan kelebek kanatlı insan messi değil mi?:D

Değil.

Evet değil, haklısın, ama çok fazla benziyor.:D

68
Çizgi Roman & Manga / Ynt: Heavy Metal Türkiye
« : 21 Temmuz 2011, 20:47:56 »
Şu denizkızını öpmeye doğru uçan kelebek kanatlı insan messi değil mi?:D

69
Harry Potter / Ynt: Hortkuluk Meselesi
« : 21 Temmuz 2011, 20:46:06 »
Aslında hortkuluk sadece basilisk dişiyle yok edilmiyor. Part one'ı izlediyseniz orada Goldric Gryffindor'un Kılıcı ile madalyonun kırıldığını görürsünüz. Sadece eşsiz -unique- bir şey olması gerekiyor. Bu cincüceler tarafından dövülen kılıçta olabiliyor, bunun gibi şeyler işte. Basiliskin dişi zehirli olabilir Fawkes gelip onu iyileştiriyor, sonuçta bacağından ısırmıştı değil mi? öyle hatırlıyorum. Hortkulukları bacaklarından öldüremiyorsunuz. Harry o deftere o dişi saplarken, efendime söyliyim ve af edersiniz resmen yardırdı yani. Kafanız karışmasın lütfen.

70
Harry Potter / Ynt: Bellatrix Lestrange vs. Minerva McGonagal ?
« : 21 Temmuz 2011, 20:37:44 »
tabi ki MİNERVA McGONAGAL

tabi ki canım başka bişey düşünülemezdi zaten.

Not: Ölmeden önce yapılacak 100 şey // Madde 91: Üşenmeyip bir foruma üye ol. Sonra forumun en gereksiz konularından birine 4 kelimelik mesaj atıp offline ol. Sonra foruma bile girme ama kirliliğin forumda kalsın. Bir şekilde yaşat kendini her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsan...


Şapka çıkarıyorum. Kahkaha attım.

Devam edeyim efendim. Ben Helena Bonham Carter canlandırdığı için Bellatrix demek zorundayım. Kitabı okur iken tiksiniyordum ama sinemaya uyarlanınca kitaptaki karakterler artık gözümde farklı canlanıyor. Ondan dolayı üzgünüm Mcgonagal, çok saygı duyuyorum sana fakat biraz yaşlısın, biraz da çok babanneme benziyorsun, olmuyor, çok özür dilerim.

71
Düşler Limanı / Dıgıdık Köpeğin Serüveni
« : 21 Temmuz 2011, 11:45:53 »
Dıgıdık Köpeğin Serüveni
Yine yatıyor, yine güneşleniyordu. Parkta neredeyse aynı monotonlukta geçen günler birbirini kovalıyordu. Yine etrafı seyrediyor, uyukluyordu. Dıgıdık, hiçbir değişik özelliği olmayan, tek gözü kör, sarı renkte bir sokak köpeğiydi.

Yanında bankta oturan adamın dinlediği müziğin kuru gürültüsünden bıkmış bir halde, sırt üstü dönüp karnını ortaya çıkardı. Fakat bir tepki alamadı.  Salyalarını etrafa saçıp, ayaklandı, Dıgıdık. Herkes onu Dıgıdık diye çağırırdı. Dıgıdık ne demek bilmiyordu,  toprağa gömülü unuttuğu dandik kemikler kadar önemsizdi onun için bu mesele.  Bankın yanındaki ağaca doğru yürümeye başladı.  
Hava çok sıcak diye düşünüp gökyüzüne doğru baktı.
Karşıdan yanına doğru uçan bir kuş gördü. Bu deli serçe “Dışın Dışın”dı.  Yere konup konuşmaya başladı.
-“Whatz ap Dogy Dog? “ dedi,  "Nassın bilader,  Annıyorsun buralar benim bölgem gelmeyeceksin demedim mi? Brolarıma haber vermem an meselesi, buradan ikile annıyorsun ??
Dıgıdık gözlerini birkaç saniye dikip, kuşların fazla heyecanlı ve yaşama kendini kaptıran yaratıklar olduğunu düşündü.
-“Dışın Dışın biliyor musun biraz önce elinde taş atma aletleriyle 3 tane küçük insan geldiğin yere doğru gidiyorlardı, sanırım kardeşlik tehlikede ha? Annıyorsun mu diyordun? Annıyorsun? Kuş vuracaklarmış acıkmışlar öyle dedi insancıklar.” Birkaç kez yalanıp, dilini dışarı çıkarttı Dıgıdık.
-Watta fak ar yu sayin meen?? Ne tarafa gittiler??”
Kanatlarını çırpıp Dıgıdıkın başının etrafında dönmeye başladı.
-Dıgıdık, ”Senin geldiğin tarafa gittiler ondan diyorum ya, ben nereden bileyim şuan onları takip mi ediyorum sence?
Dışın Dışın gazını çıkardı ve boğazını temizledi. Uçmaya hazırlanırken Dıgıdık'a dönüp, "Dogy Dog buradan gideceksin anladın mı derhal burayı terk et hemen geri dönüp seninle ilgilenicem unutma;  -“Be rich or die!”
Tam o sözcükleri söylediği anda, bir taş gelip kafasından vurdu.
Dıgıdık bir an iğrendi kan görmeye dayanamazdı, midesi bulandı. Gözlerini kapatıp bekledi.  Birkaç dakika sonra  küçük beyin parçalarına hücum eden karıncaları fark etti. Onlara seslendi.
-“Pit stop mu yaptı Dışın Dışın Dışın aceleniz ne?”
Karıncaların arasından en büyüğü bir adım öne çıktı. Sarı renkte bir karıncaydı. Adı Atomik’ti.  “Kıt’a dur! Sen Dıgıdık çeneni kapatıyorsun! Olay mahallini derhal boşaltıyorsun, etrafta kimse kalmasın bu acil bir durum, beyin çok az bulunan ender yiyeceklerdendir.  Hahahahahhahaha!”
“Ağustos böceğini getirin!”
Kısa süre sonra kafesin içinde ağustos böceğini getirdi çok sayıda karınca ittire ittire.
Ogust koçum keyfin yerinde mi?  Dedi sarı karınca.
Dıgıdık’a bakarak:  “Ogust diyoruz ona, kendisi bunu uygun gördü beyfendilerimizin! Hahahahahahha!”
Ağustos böceği  cevap vermeye karar verdi. “–Yani gün içinde yemek falan dert olmuyor fakat tırnaklarım falan uzadı artık banyo da yapmam gerekiyor çok pislendim. Lutfen bir şeyler ayarlayabilir misin Atomik’im canım?” Bi’ de azcık yiyceği  artırsak iyi olur. Möücükler öpücükler!”
Atomik-“ Ee kes be, yüz veriyoruz başka bir yerin kalkıyor, yüzün nerede senin tosunum?? Şimdi çeneni kes bize güzel bir şeyler çal, beyin bulduk beyin!”
Dıgıdık’ın ilgisi dağıldı, kuşu almaya gelen küçük insancıkları izlemeye başladı. Garip uğultular dışında pek bir şey anlaşılmıyordu konuşmalarından. Bağırıyor gibi hep “Woaaa Woaaaa” sanki yavaşlatılmış video kayıtı gibiydiler.
Ama severdi insanları, nedenini bilmiyordu ama çok severdi.  Ayağa kalkıp onlara doğru koştu. Uğuldayıp onu sevdiler. İnsancıklardan biri Kuşu gösterip onu işaret ediyordu. Dıgıdık yerinde duramayıp zıplamaya başladı. O sırada bankta duran büyük insan da yanlarına gelmiş kulaklıklarını çıkarmış çocuklarla bir şeyler uğuldaşıyordu.
Arkadan da Ogustus’un sesi duyuluyordu.  
“Aman aman çabuk toplayın beyni, kurursa suyunu içemeyiz ha!”
Yine dikkatini insanlara verdi Dıgıdık, çok heyecanlanmıştı. Sanki ondan bir şey istiyordu insanlar. Bir şey isteyince onlar  hemen yapmalıydı, çok hoşuna gidiyordu.  Isınmaya başladı.
“Bir ki bir ki, ayakları açıyoruz, ısınalım, kaslarımızı gevşetelim evet, zıpla zıpla! dur şimdi! Nefes nefese kaldım yine”
Çocuklardan biri kuşu kaldırıp parkın duvarlarının arkasına doğru fırlattı.
“As yu wişşşşş may mastır” nidalarını fırlatarak peşinden koştu Dıgıdık.  Nefes nefese kaldı salyalarını etrafa saça saça dilini sanki kendisine ait bir organ değilmiş gibi dışarda sağa sola sallaya sallaya duvara zıplayıp ileri atıldı.
O sırada yolda:
“Papa’nın odasından geceleri garip sesler geliyor.” diyordu Bir rahip diğer rahibe. “Sanki acı çeken çocuk sesleri gibi. Anlam veremiyorum. Birazcık uzaklaşmam iyi olur deyip atladım geldim buralara. Azcıkta tatil yapıp plajda birkaç kıza dinimizin gereklerini anlatırım hesabındayım.  Ama sesler çok garip kulağımda çınlıyorlar George.”
Diğer rahip çenesini sıvazlayıp, “Bilirsin,” dedi “ insanlar yaşlandıkça çocuklaşır. Papa’nında durumu bundan ibaret olsa gerek, yoksa neden çocuk sesleri gelsin ki? Kendini çocuk gibi hissedip birden ağlayıveriyordur. Senin de taktığın şeye bak Billy.”
“Olabilir evet de, geçen gün odasından ağlaya ağlaya çıkan bir çocuk gördüm. Gecenin köründe. Çok garip.” dedi Billy
“Ona dertlerini anlatmıştır, Papa çocukları “çok” sever.” diye gülerek yanıtladı George.
“Her neyse , hadi sahile inelim çok merak ediyorum etrafı, denizi, belki de kızları.”
Önlerindeki parkın bitişinde sahile giden yol vardı. Yavaş yavaş yürümeye devam ettiler.  Yanlarından  geçen arabadakiler, ülkede çok fazla rahip olmadığı için garip garip bakıyorlardı onlara. Fakat onlar farkında değildiler. Parkın yanından geçerken, duvarına yazılmış yazıları okumaya başladı Rahip Bill.
“Ayşe senin %&+’%!”
Üstü karalanmıştı son kelimenin.
“ Sigaramı sararım, keyfime bakarım, alemin kralı benim, kafam güzel derim”
Gülmeye başladı, gençler hayatlarını yaşamayı en iyi bilenlerdi.
Tam o sırada dünya ters döndü.
Dıdıgık duvardan hızlıca kuşun atıldığı yönde atlamıştı, fakat yere doğru düşerken bir adamın tepesine bindi. Adam sendeleyip geriye doğru düştü ve tam o sırada arkalarından geçmekte olan motorun altında kaldı. Bağırsakları dışarı çıkmıştı Billy'nin, cansız vücudu yerde yatıyordu.
Dıgıdık, adamı görüp, afalladı.
“Yine mi kan, bugün ne kan gördüm be! Mide bırakmadınız Dıgıdık’ta! Hem kuşum! Nereye gitti O??
Çok sinirlenmişti, insanlar ona bakınca havlayan vahşi bir köpek görüyorlardı. Kuduza benziyordu. Dıgıdık ise sadece heyecanlanmıştı  ve onlara kendini anlatmaya çalışıyordu. İçlerinden garip adamın biri öne çıkıp, belinden  siyah renkte bir alet çıkardı. Etrafındakiler ondan uzaklaştı.
Dıgıdık anladı ki kuşu bu adamdaydı!
Ona doğru koşmaya başladı, kuş parıldar gibi oldu ve etraf karardı.

72
Yüzüklerin Efendisi / Ynt: Frodo neden gitti?
« : 21 Temmuz 2011, 10:23:12 »
Evlenip mutlu bir hayat sürdükten sonra ölüyor zaten. Kral'ın Dönüşü'ndeki ekler kısmında var bu da, Aragorn ve Arwen'in hikayesi kısmıydı yanlış hatırlamıyorsam. Onların öyküsü anlatılıyor o ekte.

Evet, evet. Doğrusun. Hatta çocukları 200 yıl falan yaşıyor, kendisi de muhtemelen 200 yıl falan yaşamıştır. Biz burada 70e razıyken..

73
Yüzüklerin Efendisi / Ynt: Frodo neden gitti?
« : 20 Temmuz 2011, 19:23:34 »
Af edersiniz, ben Yüzük Taşıyıcılarının orta dünyayı terk ettiğini sanıyordum. Yüzüklere sahip olanlar terk ediyorlar. Bunun açıklaması yok muydu? Bir devir kapanıyor, güç yüzüklerinin devri ve güç yüzüklerine sahip olmuşlar ve olanlar orta dünyadan ayrılıyor. Bilbo ve Frodo'nun gidişi bundan dolayı. Nitekim Terk edenler arasında Galadriel'de var o da yüzük sahibi. Onun dışında sanırım Elrond'unda var, o da terk ediyor. Kısacası yüzükler devri kapanıyor. Böyle değil miydi? Yoksa bence psikolojik bunalımlar, dertler etc. bunlar neden olamaz:D

74
Sinema / Ynt: Hayat Ağacı | The Tree of Life (2011)
« : 19 Temmuz 2011, 10:25:46 »
Fransa'da 17 Mayıs'ta, Cannes gösteriminden hemen sonraki gün vizyona girdi, fakat Türkiye'de öyle bir girişim yok sanırım. Filipinler ve Arjantin'de bile gösterime girmiş...
Ruh halimi yansıtan şey tam olarak budur:
[spoiler]http://www.youtube.com/watch?v=hwKuYrQvypk

75
Sinema / Ynt: The Dark Knight Rises
« : 19 Temmuz 2011, 10:17:53 »
Spoiler: Göster


gerçekten çok fazla güldüm, efektini yapamıyorum üzgünüm:D

Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 9