Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Daarlan Gardan

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 51
31
Zaman Çarkı'ndaki çeviri ve yazım hataları konusunda serinin ilk kitapları tam bir fecaat diyorum. Okuduğunuz bölümden on sayfa öncesi bölümde ''Red'' olarak çevrilen beygir, bir an karşınıza Türkiye vatandaşı olmuş ''Kızıl'' olarak çıkabiliyor.

32
Teşekkür ederim. Bu konuda çok hassas olduğumu görebiliyorsunuz. Tartışmadan ziyade size bir ayıbım olduysa özür dilerim.

Erkek doğmak başarı veya başarısızlık değildir, kadın doğmak da başarı veya başarısızlık değildir. Engellilere sağlanan pozitif ayrımcılığı da bu iki tarafa sağlanan pozitif ayrımcılıktan ayrı tutmak gerekiyor, bu uygulamalara karşı olduğumu söylerken de özellikle eğitimde uygulanan pozitif ayrımcılıklar üzerinde durmuştum. Robert College'de her sene bir kontenjan belirlenir ve sayı ikiye bölünerek erkek ve kız kontenjanları oluşturulur (okuldaki öğrenci çeşitliliğini çoğaltmanın yanı sıra çok sesliliği arttırmak içindir), elde eşitlik vardır ve bu düzeydeki okullarda uygulanabileceğini düşündüğüm bir uygulamadır, buna yıllardır ne bir kişinin ses çıkardığını görmüş ne de duymuşturum. Bir üniversite bölümüne ''çoğunlukla'' kadınları alarak o bölüme girebilecek daha başarılı erkek öğrencileri almazsanız bu durumdan en çok o bölümün akademisyenleri rahatsızlık duyar. Hiçbir eğitimcinin bir cinsiyetin, bir ırkın mensuplarının gönlü hoş tutulacak diye öğrenci kalitesinin düşmesine göz yumacağını düşünmüyorum. Bu çoğunluğun arasında oraya emeğiyle gelmediği için okuduğu üniversitenin, bölümün kıymetini bilmeyen ve idealistliğin anlamını idrak edememiş öğrenciler olacaktır, bu da akademisyenlerden çok direkt üniversite yönetiminin tepkisini çekecektir, bundan daha önce okulun içte ve dışta prestij kaybına sebep olacaktır.

Hastanede fazladan beş dakika sıra beklemekle, bir insanın bir iki sene boyunca hayatından büyük fedakarlıklar yaparak çalıştığı bir sınavda başarılı olup, üstüne de kabul edilmediğini öğrenmek bir tutulamaz. Kadınlara küçük küçük sürprizler olabilecek haksızlıkla ilişkilendirilemez pozitif ayrımcılıklar desteklenebilir de, fedakarlık yapması gerektiği düşünülen[*]Neden ve ne için?[/*][*]Her koyun kendi bacağından asılmaz mıdır?[/*] insanların hayatını kökünden değiştirecek uygulamaların desteklenmesinin kabul edilebilecek gibi bir yönü olduğunu görmüyorum.

33
Pozitif ayrımcılığın ideal olmayan bir dünyada son derece yararlı olduğu kanaatindeyim. Elbette herşeyde olduğu gibi bunda da yanlış uygulamalar, abartmalar barındıran örnekler bulmak mümkün. Ama bu işin özünü değiştirmiyor. Pozitif ayrımcılık, tarihsel olarak toplum, devlet vb. kesimler tarafından sistematik olarak ezilenlerin, o topluma entegrasyonu ve durumun normalleşmesi açısından itici rol üstlenir. Siyahilere elbette çeşitli ayrıcalıklar tanınmalı. Yıllarca köle olmuş, insan sayılmayan, mal olarak görülen insanlardan bahsediyoruz. Elbette ki gündelik hayata kazanımları açısından desteklenmeli. Katılımlarını arttıracak düzenlemeler yapılılmalı. Kaldı ki hala bu problem çözümden çok uzak. Ülkemizde de eğitime, siyasete, iş gücüne katılım açısından kadınların ekstra teşviki de (varsa öyle birşey!) elzemdir. Çünkü yarı yarıya olan nüfusta bu katılımlar son derece dengesizdir. Başka bir örnekle yaklaşırsak; bir kadının eşine şiddet uygulaması haberdir ve hukuk önünde yaptırımları neyse o uygulanır. Ama tam tersi olan durum, maalesef kroniktir. Buna karşı kamuoyu yaratılır, hukuksal boyutuyla mücadele tek başına yeterli değildir. Algıyla mücadele de gerekir.
En temelinde hukuk önünde eşit olmak paydasında birleşilmeli. Ama bunun yanında yanlış algıları kırmak ve haksızlığa uğrayanların rehabilite edilmesini desteklemek de çok önemli. 

Üniversitelerin özerk olduğu ABD'de siyahilere sunulan pozitif ayrımcılığın Harvard, MIT, Stanford, Caltech gibi üniversitelerde direkt öğretim üyelerinden gelen tepkilerin huzursuzluğa (bkz. öğrenci kalitesinden memnun olmamak) sebep olması nedeniyle son birkaç yıldır ek puan sistemine geçildiğini bilmeniz gerekiyordu, önümüzdeki yıllarda bunun da ortadan kalkacağı söyleniyor; çünkü ek puana rağmen bu okullara giren siyahi öğrenci sayısı düşünüldüğünden bile azdır. Burada pozitif ayrımcılığı desteklemek yerine siyahi nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerde başarı düzeyi daha yüksek olabilecek okullar açılmasını önermeniz gerekiyordu. Haksızlığa karşı başka bir haksızlığı savunmanız büyük bir paradoks, nitekim sizin de yüzde üçlük eyalet dışı ve uluslararası kontenjanına girebildiğiniz bir üniversite başvurusunda gökten düşen ek puanlarla ekarte edilerek hayallerinizi sonraki senelere ertelemeniz mümkün olabilirdi.

Avrupa'daki yabancı öğrenci kayırmacılığının eğitimi desteklemekten çok ticaret tabanlı olduğunu bilmiyorsunuz, Fransa'nın yabancı öğrencilere hiçbir ücret talep etmeksizin yurt vermesi, üstelik yurtları parasız olmasına rağmen yurt bursu adı altında ek burs vermeleri kulağa hoş geliyor, değil mi? Bunların hepsi, bizde şu kadar yabancı kökenli öğrenci var, onlara şöyle hizmetler veriyoruz propagandası yapıp daha fazla yabancı öğrenci çekerek her birinden aklınızın alamayacağı kadar paralar alıp kasa doldurmak içindir.

Kadına ve insana şiddetin insani bir boyutu vardır, pozitif ayrımcılıkla ek puan, ek kontenjan alarak şiddet gören bir kadının kendi ayaklarının üstünde durabileceği bir mesleğe sahip olarak yeni bir hayata başlaması mümkündür, olumludur, yalnız uygulamanın kitlesel bir olumlu reaksiyona dönüşeceğini düşünmek ütopik bir hayaldir.

Siz ve diğer erkek arkadaşlarınız dereceyle kazandığınız Sabancı'dan, Bilkent EE'den, ODTÜ EE'den kayıtlarınızı sildirin sizin yerinize bu bölümlerde kadınlar okuyacak deseniz (ki bunu istiyorsunuz) Türkiye'den bir adım öne çıkacak birkaç kadın dışında hiç kimseyi bulamazsınız. Pozitif ayrımcılığını destekleyeceğinize kadınlar bilimden, mühendislikten neden kaçıyor onu açıklamalısınız. Bunun açıklaması olan genelikle erkeklerin egemen olduğu alandır, kadınlar erkeklerden rahatsız oluyordur görüşüne en radikal sosyalist ve en radikal feminist arkadaşlarım dahi gülüp geçiyor.

Böylesi elit, eğitimli insanların yazdığı bir forumda haksızlığı destekleyecek üyelerin karşıma çıkmış olması üzüntü verici bir deneyim oldu. Bir erkek olarak cinsiyetçi küfürleri rahatsız edici, Türkiye'deki kadının konumunu yetersiz buluyorum, ama hiç kimse herhangi bir ideolojinin takipçisi olduğu için haksızlığı destekleyecek kadar körelmiş bir bakış açısına sahip olmamalıdır.

Bakan kızı Hacettepe Tıp'a nakil yapınca da kızmak hataymış demek ki, bundan böyle herkes puanı yetmediği bölümlere kız doğduğu için gökten düşen puanlarla yerleşsin, anlaştık.

34
Benim yakındığım feminizmden çok bu ideolojiyle birlikte gelen pozitif ayrımcılık, bu uygulamanın her türlüsünün absürt olduğunu düşünüyorum. Bir partinin tüm milletvekili adaylarını kadınlardan göstermesi absürttür, ABD'de siyahilere verilen hakla bir beyazın 2300 puanla gireceği üniversiteye onun yerine 1800 puan almış bir siyahi vatandaşı kabul etmek absürttür, Almanya'da NC ilan edilmiş üniversite bölümlerine diploma notu ne olursa olsun ülke dışından yabancı öğrenci kabul etmek absürttür, Türkiye'de üniversite sınavında tüm soruları doğru yapmış öğrenciyle soruların dörtte birini doğru yapmış yabancı kökenli öğrenciyi aynı okulun aynı bölümüne kabul etmek absürttür.

Hem katılıyorum hem katılmıyorum. Nedenlerine gelince. Katılıyorum çünkü ortalama öğrencilerin de bursa ihtiyacı var. İyiler ve zekiler nasıl olsa bir yol bulup ilerlerler.

Bu yorumunuz üniversitesi sınavının acayip kolay olduğu, bir veya iki senede hiçbir şey bilmeyerek sıfırdan çalışmaya başlayan bir kişinin sayısalda ilk dört bine girerek ODTÜ Bilgisayar kazanabileceği, sınavdaki başarı sırası üç yüzüncü olan öğrencinin bu seneki ve geçmiş senelerdeki Abitur sorularının bir çoğunu çözemeyip ya da yanlış işaretleyip  ''Biz üniversite sınavına mı girdik?'' diyerek topuklarını arkasına vurarak kaçtığı, keyif için katılınan dil sınavında beş yüzüncü olarak hiç beklenilmedik anda burslar alabileceğinizi söyleyen derneklerin olduğu bir ülkede ve ortamda geçerlidir. Bu durumda kaliteli öğrenci sayısının az, sınavda dokuzbininci olmuş birinin de burs aldığı bir ülkede binincinin ikibinincinin bursları toplayarak başarı anlamında da sivrilmesi çok zor değildir. Ancak bu yorum başvuru sürecinde bile bir üniversite sınavından on kat daha ağır bir stres yaşatan top target Amerikan üniversiteleri düşünüldüğünde sınıfta kalacak bir yorumdur.

35
Feminizme ihtiyaç var, neden var? Başarılı erkek öğrenciye burs vermektense ortalama bir kız öğrenciye sadece kız olduğu için burs vermek gerekiyor.

Eğer bir erkekseniz ve yönetimde feministlerin hakim olduğu bir vakıftan burs istemeye gidecekseniz şöyle söylüyorum ki hiç gitmeyiniz. Orada karşılaştığınız muamele, şahit olduğunuz pozitif ayrımcılık öyle bir raddeye ulaşmıştır ki bu tecrübeden sonraki üç hafta boyunca mide bulantısı, sırtınızdaki soğuk ter ve titremeyle yaşarsınız. Ne Bill Hicks ne de Greg Giraldo izlemek sizi eski pozitif halinize getirebilir. Erkekler için SAT'ye ilk girişte 2350 (SAT II) üstü puan alanların başvurularını değerlendiriyorlarmış, kızlar için bu sayılar SAT'ye en fazla üç kere girmek ve 2000 (SAT I) ya da üstü almakmış. SAT'yi bilmeyenler için söylüyorum: 2350 müthiş bir skordur, sınava ilk girişte tüm dünya genelinde %1'lik dilimde olabilirseniz bursu alabiliyorsunuz. Bu puanı Türkiye'den yapabilecek kişi sanmıyorum çıksın, evet birkaç girişte yapılabilir ama o zaman da feministler size burs vermiyorlar. Puanın yüksekliği ve ''erkekler için'' istenilen şartlar dile gelip bizden erkeklere burs yok diyor. Oysa vakıf, burslarını ABD'de Bilgisayar bilimi ve Fizik eğitimi aldıktan sonra tersine beyin göçü yapıp ülkesinde akademisyen olmak isteyen bir erkek yerine görece herkes için kolay SAT I'dan ortalama bir skor yapmış, girdiği üç SAT II skoru da ilk girdiğim SAT II skorunun yanından bile geçemeyecek, ortalaması 4.00'a bile yakın olmayıp kendi okulunda dahi %5'lik kesime giremeyen, Mensa'yı geçtim hiçbir uluslararası kuruluşa üye olmayan, bunun yanı sıra Brown University'de MGMT okuduktan sonra ülkesine uzun yıllar uğramayıp P&G'de çalışacak birine veriyorsa çok da gerek yok bu ideolojiye ya da takipçisi kadınlar bunu eğitime alet etmeseler keşke. Evet ben de biliyorum kadınların 1800'lerde Avrupa'nın göbeğindeki Zürih'te üniversite eğitimine yeni yeni kavuştuklarını ama şimdiki pozitif ayrımcılıklar ideolojinize, asıl amaçlarınıza gölge düşürür. Ada Lovelace, Florence Nightingale, bilim için kendini feda etmiş Marie Curie yaşasaydı ''Bayanlar siz ne yapıyorsunuz? Bizden sonra kadınlar adına sadece akademisyenlerin değil tüm dünyanın adına aşina olduğu bir bilim insanı çıkarabildiniz mi? Madem çıkartamadınız erkeklerin önüne engel koymayın.'' derlerdi. Ha olasılıklar üzerinden hümanizm yapılmaz, bunu da seve seve kabul ederim. Belki aldığım eğitimle uyuşturucu üretmeyi seçen bir badass dude olacağım değil mi?

Feminizm benim için: Kadınlara özgü vakıflar olmamasına rağmen senede iyi yüz kıza, göstermelik olsun da adımız çıkmasın denilerek on erkeğe burs veren vakıfların yöneticilerinin sahip olduğu görüş, yaşayış vs. biçimidir. Neyse ki Fulbright bunlar gibi işlemiyor da yüksek lisansa, doktoraya gideriz hayali kurabiliyoruz. Bu yazının tersini de yazmak mümkün, çünkü çıldırmış gibi sadece erkeklere burs, iş, yetki veren dünyaca vakıf, dernek ve şirket vardır.

Ben konuya eğitim, bilim yönünden baktım, umarım siz de (feministler) bilime çok az katkınız olmasına rağmen (üstelik de taş koyuyorsunuz) bilim adamı Matt Taylor'un yüzüne bakabilirsiniz.

37
Müzik / Ynt: Şu Anda Ne Dinliyorsunuz?
« : 29 Haziran 2015, 12:21:23 »
Şu muhteşem bölüme http://buyuculer.kayiprihtim.org/ şu muhteşem parçalar https://www.youtube.com/watch?v=QLuRPbepaFI arka plan müziği olsa çok iyi olmaz mıydı?

Yirminci dakikadan sonra çıldırıyorum!

38
Tartışma Platformu / Ynt: Vurucu Giriş Cümleleri
« : 07 Haziran 2015, 12:42:40 »
''Louis Wu woke aflame with new life, under a coffin lid.''

Larry Niven, ''Ringworld's Children''

''They buried the great King as twilight streaked the west crimson.''[*]the wall on which the prophets wrote is cracking at the seams upon the instruments of death, king crimson - epitaph[/*]

Gregory Benford, ''Artifact''

39
Diğer Bilimkurgu Eserleri / Ynt: Marslı - Andy Weir
« : 07 Haziran 2015, 12:39:51 »
MIT'deki Biyomekatronik'çiler yorumuna kahkaha attılar. Bizim bölümü de yeşillik olsun diye açtılar dediler.

Kitabı okumadım ve yorumları da hızlı hızlı okumuştum. Tartışmayı yanlış anlamışsam özür dilerim de çoğu kişi bu ikisinin alakasız olduğunu düşünmüştür diye bildiklerimi yazayım dedim. Biyoenformatik'ten haberi olmayan Computer Science öğrencileri gördüğümden ''Ov biz ne zaman kod yazacağız?'' düşüncesinde yaşayan insanlardan burada da olabilir diye düşünmüştüm.

40
Diğer Bilimkurgu Eserleri / Ynt: Marslı - Andy Weir
« : 05 Mayıs 2015, 19:16:53 »
Makine mühendisliği ve Botanik ne alaka ya? diyenler için:

Grad Program: Brian Bailey, PhD candidate

http://mech.utah.edu/bailey-ph-d-candidate/

Mechanical Stability of Trees Under Dynamic Loads

http://www.amjbot.org/content/93/10/1522.short

Mikro akışkanlar mekaniği ve taksonomik sınıflandırma sistemlerine hiç girmeyelim işin içinden çıkamayız.

ABD'de liberal arts tarzda (Türkiye'de sadece Sabancı Üniversitesi'nde olan hede) eğitim verildiği için Tıp okuyan bir öğrenci pekala Ekonomi ile minor yapabilir. Bazı Alman üniversitelerinde de ''Zellularer Maschinenbau'' adında Biyoloji ve Makine mühendisliği sentezi disiplinlerarası bir bölüm bulunur ve bu bölümde Botanik zorunlu derstir.

41
''When the rewriting begins with the start sting, it is prosibble to iteratively simulate the growth of a simple organism.''

Duane A. Bailey, ''Data Structures in Java for the Principled Programmer''

''The gunpowder that resulted had been carried up through sappy veins to nut cases in the topmost branches.''

Brian Aldiss, ''Hothouse''

''So Moses finished the work.''

''King James Version''

Üst üsteydiler.

Spoiler: Göster
Threesome temalı esprilerinizi bekliyorum.

42
Güncel / Ynt: Takip Ettiğiniz Youtube Kanalları?
« : 05 Nisan 2015, 15:49:44 »
Coursera, Udacity, edX, MIT OpenCourseWare[*]Heil Walter Lewin[/*], UCI OpenCourseWare, Khan Academy, CrashCourse, Stanford[*]Heil Andrew Ng[/*] ve diğer bazı MOOC proje ve girişimleri. Devamında Berkeley Lab, TED, GoogleTechTalks, LikedInTechTalks, MLconf ve PhD programlarını takip ettiğim birkaç Birleşik Devletler üniversitesinin kanalları var diyebilirim.

College Fight Music, Breakthrough Prize, Institute for Quantum Computing, National Institute of Standards and Technology (bu kurumdan burs almış Nobel ödüllü fizikçilerin konuşmalarını dinleyebilirsiniz) ve Lawrence Krauss'un unoffical kanalı gibi güzel kanallar da vardı.

Yurt dışında akademik kariyer yapmak isteyenler, double major yapanlar/yapacak olanlar ya da şu GPA 3.80[*]3.60 değilse Amerika hayal zaten[/*] olsun diyenler MOOC kanallarını takip edebilirler.

43
Güncel / Ynt: YGS
« : 20 Şubat 2015, 22:54:37 »
SAT II'dan yüksek puan almam[*]Math II: 700, Chemistry: 680, Physics: 720[/*] hasebiyle büyük ihtimal önemsemeyerek katılacağım. Dinozor çizip kurtulmayı düşünüyorum. Şimdiden başarılar! Let's go Nerd Nation![*]Palo Alto nationalism[/*]

44
Eğlence & Mizah / Ynt: Tek Cümleyle Kitap Özeti
« : 05 Ocak 2015, 18:07:54 »
Daniel Keyes - ''Flowers for Algernon''

''Eskiden Densa'ya tamam derdim şimdi Mensa'yı beğenmiyorum.''

45
Tartışma Platformu / Ynt: Çok Okumak
« : 04 Ocak 2015, 13:38:47 »
Ben de Dersanem ve okulum yüzünden kitap okuyamıyorum. Size şöyle komik bir şey söyleyeyim; Aileme kitap alıp okumak istediğimde "sen önce derslerine çalış" diyorlar. Yani var mı böyle mantık?!

Ailenize çok okumanın geleceğe bir yatırım olduğunu ve bu yatırımın YGS Türkçe'de en az 35 doğru olarak döneceğini söyleyebilirsiniz.

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 51