Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Denaro Forbin

Sayfa: 1 ... 116 117 [118] 119
1756
Zaman Çarkı / Ynt: Zaman Çarkı Çizimleri
« : 23 Eylül 2012, 16:32:53 »
Rand Al'Thor


1757
Harry Potter / Ynt: en ilginç aşk hangisi(anket)
« : 23 Eylül 2012, 15:59:31 »
Severus Snape'in Lily (Evans) Potter'a duyduğu karşılıksız aşk tabii ki en ilginç olanı. Her zaman örnek aldığım bir karakter olmuştur Severus Snape.

1758
Liman Kütüphanesi / Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« : 23 Eylül 2012, 15:34:33 »
Şimdi bu tuhaf bir şeydir, ama yaşanması iyi olan şeylerle geçirilen güzel şeyler çabucak anlatılır ve dinlenmesi pek keyifli değildir; öte yandan rahatsız, yürek oynatan, hatta dehşet verici şeylerden iyi bir hikaye çıkabilir, her halükarda anlatılmaları uzun sürer. / Hobbit.

"Ne kadar da gençtim. Ne kadar da budalaydım. Ne kadar da bilgeydim." -Kvothe.

Masallarda aşka yer yokmuş artık. Aşık olan her Kurşun Asker kırılır, her King Kong ölürmüş. Aşkın bulaştığı her masal mutsuz bitermiş.

Hayalet Kitap / Doğu Yücel

"Bir şeyi düşlerin dışında tanımamışsan," diye yanıt verdi Lan, Mandarb'ı topuklayarak, "senin için tılsım gibi bir şey olur."

Dünyanın Gözü / Robert Jordan


"Hayal gücünün kontrolden çıkmasına izin verme." -Smaug.

Hobbit / J.R.R.Tolkien.

"İnsanı şekillendiren ailesidir. İnsana kanını canını verdikten sonra ruhunu da inançlarına göre bir kalıba sokar."

Hayaletin Hatası / Joseph Delaney

"Dürüst bir adamın silahı, onun için yeteri kadar iyi değildir." -Mat.

Dünyanın Gözü / Robert Jordan

1759
Harry Potter / Ynt: En beğendiğiniz HP filmi?
« : 23 Eylül 2012, 15:26:51 »
Kitap ve filmde de Azkaban Tutsağı favorimdir.

1760
Kvothe'den incilere devam...

8-) "Haksız yere suçlanmak zordur, ama hayatlarında bir kitap açıp okumamış veya yaşadıkları yerden yirmi klometre bile uzaklaşmamış kişilerin sana tepeden bakması daha zordur."

9-) "Bizler, bizi oluşturan parçaların bütününden fazlasıyız."

10-) "En güzel intikam iyi yaşamaktır."

11-) "Hiçbir şey rüzgar ya da kadınların ilgisi kadar değişken değildir."

1761
Zaman Çarkı / Ynt: Zaman Çarkı'ndan Akıllarda Kalanlar
« : 23 Eylül 2012, 14:27:23 »
“Savaşlarda, evlatlarım, aptallar, aptalca sebepler yüzünden başka aptalları öldürür. Bunu bilmek yeterlidir.” –Thom Merrilin.

"Kehanetler gerçekleşecek," diye yanıt verdi Aes Sedai. "Ejder yeniden doğdu."

Aes Sedai pelerinden yastığının üzerinde başını çevirdi. Gözleri, Dünyanın Gözü kadar derin görünüyordu. "Buraya yapmak için geldiğimiz şeyi yaptık. Bundan sonra, yaşamını Desen'in dokuduğu gibi yaşayabilirsin. Ye, sonra uyu, Rand al'Thor. Uyu ve evi düşle."

"Ne yapacaksın?" diye sordu Rand.

Nynaeve onu süzdü; Rand bakışlarına sakinlik içinde karşılık verdi. "Bugün, banyo yapacağım. Daha sonra, göreceğiz, değil mi?"

"Yani..." Egwene bir sevinç haykırışı ile kollarını Aes Sedai'ye doladı. "Ah, teşekkür ederim. Rand, duydun mu? Bir Aes Sedai olacağım!"

1.Kitap: Dünyanın Gözü

1762
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Wardstone Günlükleri
« : 21 Eylül 2012, 03:40:01 »
Wardstone Günlükleri'ni birçok kişi "çerez seri" olarak adlandırsa da, ben öyle düşünmüyorum. Türkiye'de çıkmış olan 6 kitabını da okuduğum ve 7.kitabını dört gözle beklediğim gayet hoş ve eğlenceli bir seridir. 1.tekil şahısla yazılmış kitaplara olan ön yargımı Joseph Delaney sayesinde bu seriyle kırmiş oldum.

Tom Ward'ın çıraklık maceraları oldukça gerilimli. Hayalet Gregory'nin sempatikliğiyse ayrı bir olay tabii. Tom'un Alice'le birbirlerine karşı olan sevgilerinin derinden işlenişi de seride sevdiğim diğer bir unsur.

Bana olaylar hep kasvetli bir ortamda geçiyormuş gibi geliyor nedense. Karanlık bir hava hakim serinin üzerine.

Fantastik Edebiyat'a giriş açısından çok, çok ideal bir seri Wardstone Günlükleri. Okumanızı önerir, sıkılmayacağınızı temin ederim.

1763
İlk kitabını bitirmek üzere olduğum bir seri. Fikrimce en sağlam fantastik eserlerden birisidir. Kvothe'nin öyküsü detaylı bir şekilde işlenmiş. Çok etkileyici ve gerçekçi aynı zamanda. Kalınlığı gözünüzü korktutmasın, çok akıcı üstelik. Kvothe'nin birbirinden muhteşem sözlerini not ederek okumaya devam ediyorum. İşte onlardan birkaçı.

Kvothe'den inciler;

1-) "Şöhret bir tür zırh ya da gerektiği zaman göz korkutmakta kullanılabilecek bir silah gibidir."

2-) Gurur aptalca bir duygudur, ama çok da güçlüdür."

3-) "Müzik mağrur, sağı solu belli olmayan bir kadın gibidir. Ona hak ettiği zamanı ve ilgiyi verirseniz sizin olur. Ama onu hiçe sayarsanız gün gelir çağrınıza cevap vermez."

4-) "Müzik onu çalanın kulağına hep farklı gelir."

5-) "Her insan yaralı yüreğine sıkı sıkıya sarılıyor, acısını dünyanın en kıymetli şeyiymiş gibi bağrına basıyor."

6-) "Güvende olmanın en iyi yolu, düşmanlarını sana zarar veremeyeceklerine inandırmaktır."

7-) "Ummak ahmakça bir oyundur."

Ve daha onlarcası...

1764
Tartışma Platformu / Ynt: Yazarlık Kursta Öğrenilir mi ?
« : 19 Eylül 2012, 13:45:52 »
Öğrenilebilir aslında. Ama öyle birden bire öğrenilecek bir şey değildir yazarlık. İşin kökü okumaya dayanıyor. İnsan okudukça, farklı kelimeler öğrenir ve yazma konusunda kendi kendini geliştirir. Zor bir şey değildir yazmak, düzenli bir şekilde kitap okuyan bir kişi rahatça düşüncelerini ifade edebilecek, hayal gücünü kullanabilecek seviyededir.

1765
Müzik / Ynt: Hayko Cepkin
« : 19 Eylül 2012, 13:42:11 »
Türkiye'de 2 ses tanırım ben. Cem Adrian ve Hayko Cepkin. İkisini de çok severim ve sıklıkla dinlerim.

1766
Kurgu İskelesi / Ynt: Karanlığın Elleri
« : 16 Eylül 2012, 19:42:43 »
Teşekkür ederim, Acmert. Devamı gelecek yakın bir zamanda.

1767
Kurgu İskelesi / Ynt: Karanlığın Elleri
« : 16 Eylül 2012, 19:15:17 »
Merhaba, TheSpell. Hoşbuldum.

Evet, tam olarak dediğiniz gibi. İlk defa 1.şahıs ve korku türünde yazmaya çalışıyorum. Eleştirilerinizi dikkate alacağım. Yazacağım her bir bölümde daha iyi olacağını ve anlatımı bozabilecek unsurlardan kaçınacağımı belirtmek isterim.

Teşekkür ederim yorumunuz için.

1768
Kurgu İskelesi / Ynt: Karanlığın Elleri
« : 16 Eylül 2012, 18:15:51 »
Merhaba. Hoşbuldum.

Bu benim ilk 1.tekil şahısla yazma deneyimim. Daha önce hep 3.tekil şahısla yazardım fakat kendimi 1.tekil şahısla da denemeye kara verdim. Bu yüzden cümleler genellikle böyle olmak zorunda, bu 1.tekil şahıs için değişmez bir kuraldır diye düşünüyorum.

Amacım heyecanı sürekli üst seviyede tutmak değil, yer yer tattırmak. Birkaç bölüm sonra öykü son bulabilir. Amacım kısa bir şey denemekti zaten. İmla kurallarına oldukça dikkat ederim, evet.

Ve son olarak değerli yorumunuz ve güzel dileğiniz için teşekkür ederim.

1769
Kurgu İskelesi / Karanlığın Elleri
« : 16 Eylül 2012, 16:12:53 »
Her gün olduğu gibi o gün de erkenden uyanmıştım. Çünkü yıllardan beri değişmeyen bir huyum vardı. Fazla uyuyamıyordum. Bu nedenle hep erken uyanırdım. Erken uyanmaktan kastım, öyle güneşin doğduğu saatler değil, çok daha öncesi. Horozların dahi henüz ötmediği vakitler. Uyuyamıyordum işte, zorlamanın da bir mantığı olmasa gerek, öyle değil mi?

Eh yine hiç kimse uyanmamışken ben günlük koşuşturmalarıma başladım. Önce dışarı çıkıp bahçede aşağı yukarı on beş dakika kadar hava aldım. Uyandıktan sonra temiz hava ciğerlerime gayet iyi geliyordu. Bunun nedenini tam olarak bilmiyordum ama en azından ben öyle hissediyordum diyebilirim. Günüm daha iyi geçiyordu büyük ihtimalle. Yani temiz hava almamın başka bir nedeni varsa da şu an için bilemeyeceğim. Neyse, bu konuya bu kadar takılmamıza gerek yok aslında. Anlatacağım şeylerle uzaktan yakından alakası olmayan bir konu ne de olsa.

Ciğerlerimi yeteri kadar temiz havayla doldurduktan sonra içeriye girdim. Her yer karanlıktı doğal olarak. Banyoya doğru yöneldim. Lambayı açmak için kapının yanında bulunan düğmeye bastım. Ama ışık yanmadı. Pek şaşırmadım aslında, elektrikler sürekli kesilirdi bizim evde, daha doğrusu bulunduğumuz mahallede. Alışıldık bir şeydi elektriklerin kesilmesi. Bu yüzden sürekli kullanmış olduğumuz bir gaz lambası bulunuyordu evde. Dış kapının hemen girişine asılıydı lambamız. Lambayı almak için geri dönmem gerekiyordu ama tembellik edip dönmedim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra gider alırım dedim kendi kendime.

Banyoya girdim, göz gözü görmüyordu. Lakin ben içeride iki çift göz gördüğüme yemin edebilirim. İkisi de bana bakıyordu sanki. Bir anda rüyada mıyım yoksa gördüklerim gerçek mi anlayamadım. Neden sonra bana bakan parlayan gözler kayboldu. Derhal kapıya doğru koştum. Kapının arkasında asılı duran gaz lambasını elime aldım ve ışığını yaktım. Şimdi etrafımı çok net bir şekilde görebiliyordum.

Tekrar banyoya doğru yöneldim. Yavaş ve temkinli adımlarla ilerliyordum. Bu arada dışarıdan horozların sesleri gelmeye başlamıştı. Ben banyonun önüne geldiğimde banyonun lambasının yanmakta olduğunu gördüm. Elektrikler gelmiş olmalı diye düşündüm. Gaz lambasını söndürdüm ve banyonun girişine koydum. İçeri girdim ve etrafıma korku dolu gözlerle bakmaya başladım.

Fazla korkak biri değildim aslında ama o an korkmuştum. Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldıktan sonra tekrar açtım. Her şey yolunda gibi gözüküyordu. Banyonun havalandırmasından da anlaşılacağı üzere gün ağarmaya başlıyordu. Ellerimi ve yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Çıkarken de kapının yanında bulunan gaz lambasını alıp tekrar yerine astım.

Odama geçtim ve o gün giyeceğim pantolon ve tişörtü almak için dolabın kapağını açtım. Tam o sırada yattığım yatağın yanında bulunan duvardaki pencerenin açık olduğunu fark ettim. Ben açmamıştım. Gerçekten o pencereyi ben açmamıştım. Perde rüzgarın da etkisiyle içeriye doğru dalgalanıyordu. Pencereyi kim açmıştı? Hayır, hayır ben açmış olamazdım. Çünkü asla pencere açık uyumazdım. Daha doğrusu uyuyamadım. İçim rahat etmezdi. Uyumadan önce pencere açık olsa dahi, pencereyi kapattıktan sonra uyurdum. Sonra annem aklıma geldi. Ben uyurken annem gelip açmış olabilir mi? Bir müddet bu tez üzerinde düşündüm. Fakat doğru olabileceğine ihtimal dahi vermiyordum. Annem ben uyurken neden gelip pencereyi açsın ki? Annem geceleri odama giriyor olsa bile yapacağı tek şey eğer üstüm açıksa örtüp geri dönmek olurdu. Bunun haricinde odamın penceresini açmakla neden uğraşsın? Hem de bu sonbahar gününde. Geceleri havanın serin olduğu bir zamanda?

 Hayır artık çok emindim. Annemin gece ben uyurken odama gelip pencereyi açmış olma ihtimali, benim en çok sevdiğim tatlının yapılmış olduğu bir gün onu yememe ihtimalimden çok daha düşüktü.

Bir süre yatağımın üzerinde oturdum. Geçen süre zarfında hava tamamen aydınlanmıştı. İnsanlar yeni bir günle birlikte uykularından uyanarak işlerine doğru yola çıkmıştı. Ayağa kalktım tekrar ve dolaptan çıkarmış olduğum kıyafetleri giyindim daha sonra annemin odasına doğru yöneldim. Evimiz iki katlı olduğundan, annemin odası üst kattaydı. Merdivenleri teker teker çıktıktan sonra annemin yattığı odanın önüne geldim. İçeriye kafamı uzatıp baktım ve annemin uyumakta olduğunu gördüm.

Yaşamakta olduğumuz Sentos kasabası, küçük bir kasabaydı. Bu kasabada yaşayan insanların birçoğu birbirini tanırdı. Annem de çok saygın biri olarak tanınırdı kasabada. İyi kalpli ve yardımsever biridir annem. Çocukları çok seven bir kişiliğe de sahiptir. Yaşlı Niggleton dendiğinde annemi tanımayacak kişi tanımıyorum Sentos kasabasında.

 Ve ben de onun oğluydum. İlk ve son çocuğu. Rick Gron.

1770
Kurgu İskelesi / Ynt: General
« : 14 Eylül 2012, 18:36:12 »
Öncelikle şunu belirteyim. Kişiler arası diyaloglar çok başarılı. Bunun haricinde yazdıkça kendini daha da geliştirebilirsin diye düşünüyorum. Şimdilik iyi gidiyorsun, imla hataların yok denecek kadar az. Yeni bölümlerini bekliyorum.

Sayfa: 1 ... 116 117 [118] 119