Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Tardis

Sayfa: 1 ... 4 5 [6]
76
Şişedeki Mısralar / Ynt: O Kadar Çok.
« : 25 Ekim 2012, 02:37:10 »
Öncelikle teşekkürler, hoş bulduk.
Eğer şiirimin içinde kendinden bir parça bulmuşsan, ne mutlu bana. Her ne kadar bir dışavurum olsa da biraz da sanat amacı gütmüştüm, beğenmiş olmana sevindim :) Aklıma gelmişken, şunu da paylaşayım:

Kapanıyor aşka dair yollarım.
Ne olur
Gel
Gir içeri
Kapansın Kapılar.
Bir tek sen kal içeride...

77
Şişedeki Mısralar / Ynt: Şeftali Sevgilim
« : 25 Ekim 2012, 02:30:54 »
Çok güzel olmuş, okurken çok gülümsetti önce, ta ki sondan 2. satıra kadar.

78
Tartışma Platformu / Ynt: Yeni Bir Hikayede Unsurlar
« : 25 Ekim 2012, 01:35:27 »
Stephen King'in bir kitabı var yanılmıyorsam ismi Yazma Sanatı'ydı. Okumalısın.

79
Tartışma Platformu / Ynt: Yeni Bir Hikayede Unsurlar
« : 25 Ekim 2012, 01:34:07 »
Eğer farklı bir dünya düşünüyorsan mesela orta dünya ya da farklı bir gezegen gibi, öncelikle orayı oturup güzelce tasvir etmen, toplumları ve geleneklerini belirlemen, teknolojisini, ordusunu, iklimini ve aklına gelebilecek bütün alakadar şeyleri yazman iyi olabilir. Mesela derelerini, denizlerini, dağlarını, saat 3ten sonra havanın nasıl olduğunu, genç kızların vakit geçirmek için neler yaptığını, gelen misafirlere nasıl davranıldığını vs. Rica ederim bu arada :D

80
Tartışma Platformu / Ynt: Yeni Bir Hikayede Unsurlar
« : 24 Ekim 2012, 23:30:47 »
Bence bir kitap yazmak için önce iç güdülerinizi dinlemeniz lazım. Onlar size zaten ne yapılacağını, nerede durulması gerektiğini anlatırlar. Kurgu ve karakter oluşturmak için bence önce çok ayrıntılı bir şekilde karakterlerinizi yazın. En alakasız figüranına kadar. Sonra onlara birer sosyal statü, kişilik, diğerlerinden ayıran özellik verin. Kitabınızda kullanmayacağınız karakterler olsa bile yazın.

81
Tartışma Platformu / Ynt: Yeni Bir Hikayede Unsurlar
« : 24 Ekim 2012, 05:58:26 »
Bence bir süre yazma, bırak geri planda pişsin, yaşadığın her şeyle kitabına yeni bir bölüm eklediğini göreceksin.

82
Şişedeki Mısralar / Zerdeçal.
« : 24 Ekim 2012, 04:41:07 »
Öncelikle, yazdıklarımın en iyisi değil biliyorum da, bu şiir benim için bir milattır. Gerçekten acı çektiğim bir aşkın sonunda gözyaşlarıyla oturup elimden gelen en iyi şiiri yazmaya zorlamıştım kendimi, bir yandan da biten sevdama bir fatiha gibi geleceğini düşünüyordum, evet uzun biliyorum, ama yazmaktan elime kramplar girdiğinde fark ettim uzun olduğunu. Anca dökebildim içimdekileri. Burada paylaştığım ilk şey, umarım beğenirsiniz.

Sen onu o kadar çok sevdin ki
Acısız günlerini unuttun.
Sen onu o kadar çok sevdin ki
Başkasını sevmek nedir, kendini sevmek nedir artık unuttun.

Sen onu o kadar çok sevdin ki
Önce kuru kalmayı unuttu yanakların.
Ayrılamaz oldun hayallerinden.
Derinlerde ufak bir umut tomurcuğu filizleniyordu halsizce
Aradaki engelleri unutturuyordu sanki...
Sustun.
Sadece sustun.

O kadar çok sevdin ki.
Aynı kendi bedenini canlı canlı bir şarampole yuvarlamak gibiydi.
Nasıl biteceğini bilmeyerek ama nereye gideceğini bilerek.
Canın her darbede daha çok yandı.. Daha çok ve daha çok. Katlandın. Çünkü;
Sen onu o kadar çok sevdin ki!

Barikat kurdun defalarca kendi gönlüne, kapanlar yerleştirdin...
Ama gönlün onu o kadar çok sevdi ki!
Tek parça kalmayı artık unuttu.
Önce yanakların kuru kalmayı unuttu.
Sonra göz yaşların içine akmayı öğrendi.
Dışa vurulmayı artık unuttu.

O kadar çok sevdin ki,
Zehirli bir sarmaşık gibiydi o aşk sana, her dakika daha çok tutunuyordu dallarıyla kalbine.
Her tutunuşu da bin parçayı götürüyordu kalbinden.
Ama yine de öyle çok sevdin ki!
Bir dokunamamak, bin parça daha götürdü kalbinden.
Oradaydı, ama dokunamazdın.
Öyle çok sevdin ki.
Dokunmayı unuttun.


Senin, ya da diğer insanların anlayabileceğinden çok daha üstün bir sihirdi.
Bütün varlıklardan daha güçlü.
Ölümcül ama bir o kadar da günahsızdı.
Adı Aşktı.

Sen onu o kadar çok sevdin ki
Hiç kimseyi sevmediğin kadar.
Ellerin hissetmiyordu yağmurlarını.
Ve unutmuştun başkasını sevmeyi.
Bir şarampoldeydin, yuvarlanıyordu bedenin sonsuzluğa.
Barikatları aşıyordun parça parça olarak
Ağlıyordun her an, korkuyla.
Ama korkunun aşka bir faydası yoktu.
Çoktan aşık olmuştun bile.

Ama o senden o kadar çok nefret etti ki!
Sana unutturdu acısız günlerini.
Başkasını sevmeyi unutturdu.
Yanaklarına önce ıslak kalmayı unutturdu.
Şarampole yuvarladı bedenini, kalbini paramparça eden onun sevdasıydı, oydu.
Sonra gözyaşlarını dışarı vurmamayı öğretti sana.
Ardından, gönlüne barikatlar yerleştirmeni öğretti.
Dokunamamanın acısını o öğretti sana.
Ama, en önemlisi, sevmeyi,
Sevip de susmayı.
Sevip de sevmediğini her söyleyebildiğinde kalbine saplanan ucu zehirli okların can acısını sana
O öğretti.
O, senden o kadar çok nefret etti ki!

H.C.B
16.04.2010/Ankara.


83
Çok güzel bir eser olmuş anında kaydettim elimin altında durması çok güzel olacak teşekkürler.

84
Tartışma Platformu / Ynt: Kitap Okuma İsteğini Kaybetmek
« : 23 Ekim 2012, 05:35:38 »
Aynı sorun bende de vardı, ben de gece evinden sonra böyle oldum :S Şimdi kitap okumayı belirli bir saate koyarak alışmaya çalışıyorum tekrar, yatmadan önce 1 saat okuyorum mesela. Bunu her gün yaparsam alışacağımı düşünüyorum, yavaş yavaş alıştım da sanırım. Normalde gün içinde okuyorum yine, ama geceleri mutlaka okuyorum. Bir de hep aynı türden okumamaya çalışıyorum, elime ne geçerse okuyorum açıkçası. Bir önce A Christmas Carol'u bitirdim, İngilizce olduğu için uzun sürdü. Şimdi Bilge Adamın Korkusu' nu okuyorum, ondan sonra da Psikanaliz Üzerine diye bir kitabım bekliyor. Bende işe yarıyor, öneririm. Biraz serilerden uzak dur farkında olmadan bıkmış olabilirsin.

85
Alice In Wonderland'a çok şaşırdım ben. Daha önce yazarının uyuşturucu alıp yazdığı bir roman olduğu dedikodusunu duymuştum ona bağlayacaklar sandım ama... E hayvanlarda insan kişilikleri varsa tüm fabllar yasaklansın o zaman.

Sayfa: 1 ... 4 5 [6]