Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - SiYaH

Sayfa: 1 ... 5 6 [7]
91
Sinema / Ynt: Mustafa
« : 27 Kasım 2008, 00:31:09 »
ben bu filmi deyimi yerindeyse aylarca beklemiştim
ADD üyesiyim ve derneğimiz bizi yazın ortalarında mail atarak bilgilendirmişti
Can Dündarın ne tarz bir insan olduğunu bildiklerinden ve daha önce yapmış oldukları işlerden(belgesellerden ve kitaplardan) dolayı derneğin genel merkezi aman bu filme gidin bakın müziklerini Goran Bregoviç yapıyor vs diye epey reklamını yaptılar.

ve film 29 ekimde vizyona girdi
gerek ADD olsun gerek ADTler olsun ve ya diğer sivil toplum kuruluşları misal BKK sinema salonlarını full kapatarak gittiler ilk gün bu filme
çok istememe rağmen 29 ekimde değil, 1 gün sonra 30 ekimde gidebildim bu filme
aslında 1 aya yakın zaman geçmiş o yuzden yanlış hatırladığım yerler olursa düzeltirsiniz

tek bir kelimeyle özetlersem:"beğendim."Can Dündardan beklediğim neyse 3 aşağı 5 yukarı önüme geldi

insanların Atatürkü yok içki içen kadın düşkünü biri olarak göstermiş lafına hayretler içinde kaldım, hatta bazen öyle abartılı eleştiriler okuyorum ki diyorum ki acaba aynı filme mi gittik bu eleştiriyi yapanlarla...

hepimiz az çok Atatürkün rakıya olan düşkünlüğünü biliyoruz
ama düşkünlük derken bunu kadehler dolusu olarak algılamayın
Çankayada onun sofrasına defalarca konuk olan dostları hep aynı seyi anlatır
akşamın ilk saatlerinden sabah şafak sökene kadar devam sofralarda Atatürkün içtiği rakı 1 bilemediniz 2 kadehtir.

Gelelim demişler ki Atatürk yalnız, despot, diktatör biri olarak gösterilmiş
bakın arkadaşlar büyük adamlar, yüzyıla yön veren dahiler asla yaşadıkları dönemde anlaşılmazlar, çünkü fikirleri o dönem için, kaba bir tabir olacak ama, bi kaç beden büyüktür
hoş ben Atatürkün bu dönemde bile tam olarak anlaşıldığını düşünmüyorum

hatırlayın eskiden dünya dönüyor diyen bilim adamlarını, yüzyılın en buyuk tezlerini ortaya atan insanları ölüme mahkum ettiler.neden peki...
onların fikirleri ancak yılllar sonra anlaşıldı

Ayrıca Sarı Zeybek belgeselini izleyenler ve ya kitabı okuyanlar bilir
ki bu anlatacağım anı Hasan Rıza Soyak'ın Hatıraları Kitabında da var
Atatürk ölümüne yaklaşık 2 sene kala Hasan Rızaya kendi ağzından ne kadar yalnız olduğunu anlatıyor.sofradaki insanların bile hep aynı olduğunu, gündüz herkesin kendi işlerini yaptığını onun yapacak bi iş bulamadığını söylüyor.ki zaten son yıllarında Atatürk genellikle TDK ve TTK çalışmalarıyla ilgilenmiştir.

ve Can Dündar buraya kendi yorumunu eklemişti
ve belkide "kafesteki aslan"ı aslan sütüne iten nedenler bunlardı diye
sunuda biliyoruz ki Atatürkün en yakınları başta Kazım Karabekir, Dr Adnan Adıvar, Ali Fuat Cebesoy, yanılmıyorsam 1926 suiskatinde Atatürke suikast düzenleyen örgütün içinde yargılandılar

son dönemlere yaşanan Atatürk-İnönünü kavgasınıda biliyoruz ki bununda en güzel özeti yine Can Dündar imzalı Sarı Zeybekte mevcut

zaten o dönemlerde çekilmiş Atatürk fotoğraflarına bakarsanız ne kadar kalabalık içinde olursa olsun Atatürkün gözleri hep uzaklarda kendini oraya ait hissetmiyor
bakın gene az bilinen bir durum: Atatürk zaman zaman köşkteki protokolden sıkılınca, onu tanımayan insanların olduğu Rum meyhanelerine gizlice kaçar orda eğlenirdi ta ki yaverleri onu bulana kadar...(ki bu Cumhuriyet filminde biraz daha farklı anlatıldı, Atatürk Afet İnanla birlikte balıkçıların yanına gidiyor orda rakı balık muhabbeti yaparken, yaverleri ve korumaları gelip onları buluyor.)

bir de Atatürk diktatör gösterilmiş iddiaları var bunu zaten son derece komik ve absürd buldum bunu söyleyen bir kişi bile açıklayamadı bu filmin neresinde vardı diye sorduğum zaman

gerçekten aramızda öyle düşünenler varsa lütfen bana açıklasınlar bu filmin neresinde vardı?

sonra en çok eleştiri alan konuda su
Atatürk okula ilk başladığı dönemlerde, din ile eğitim veriliyor tabi ki, suan ismini hatırlayamadığım bir hocadan ağzından burnundan kan gelecek sekilde dayak yiyor ve o şekilde okuldan ayrılıyor bu da sonra Atatürkün askeri hayatına başlamasına ufak bi vesile oluyor.filmde devrimler anlatılırken medreseler kapatıldı dendikten sonra Atatürk hoca X ten bu sekilde intikamını almıştı gb bir cümle kuruluyor(ki Can Dündar keşke bu cümleyi koymasaydım çok yanlış taraflara çekildi dedi)

bu cümleyi tamamen tersten yorumlayanlar söyle dediler:vay efendim bu nasıl olur Atatürk medreselerin kapatırken, laik sistemin altyapısını oluşturuken intikam duygusuyla mı hareket etti.

size de komik geliyor değil mi onca devrim, ki devrimlerin temelini laiklik oluşturur, sırf bağnaz bi adamdan intikam almak uğruna mı yapıldı
dünyanın en ahmak insanı bile yadaen hırslı insanı bile böyle bişey yapmazken biz yüzyılın dahisi Mustafa Kemalden bahsediyoruz

bu filmi beğenmeyenler benim düşünceme göre Atatürkü tanrılaştıran, putlaştıran insanlar maalesef.Burda bize gösterilmeye çalışılan Atatürk de senin benim gb bir insandı o sadece insanın gücüne inandı ve başkalarının hayal bile edemeyeceği seyleri 15 yıl içinde yaptı, ömrü yetse kimbilir daha neler yapacaktı...

bi yerde okumuştum çok hoşuma gitmişti cümle tam olarak söyle:Atatürk insan üstü değildi aksine "O" tam bir insandı.

Ayrıca Atatürkün bunla ilgili bi vecizesi de vardır:"Bana olağanüstülük yüklemeyin, benim tek olağan üstülüğüm Türk olarak dünyaya gelmemdedir."

sonra bu filmde Atatürkün aşklarını görüyoruz. gene bu konuya Atatürkün bi anısını aktarmak istiyorum.bi davette bi hanım konuk soruyor.paşam siz hiç sevdiniz mi diye.Atatürk de aynen söyle cevap veriyor:"Hanım efendi askeriz diye bizim kalbimiz yok mu sandınız?"

sanırım bu anı yorum için diyecek pek de bişey bırakmıyor bana

ben kendi adıma konuşayım Atatürkle Corrinin mektuplarını seyrederken yüzüme bi tebessüm yerleşti çünkü çok bilmediğim bi konuydu bu.mektup direk beyaz perdeye Atatürkün ve Corrinin el yazılarıyla yansıdı
bu belgeler ilk kez bu film için açığa çıkarıldı
benim epey geniş bi arşivim vardır Atatürkle ilgili, ancak bazı fotoğrafları inanın ilk kez filmde gördüm

biz Atatürkün hep Çanakkele Zaferinden sonraki hayatını öğrendik bu film sayesinde daha önceki hayatında da bilmediğimiz noktalar açığa çıkıyor, karga kovalaması dışında tabiki...

film müziklerine zaten tek laf eden taş olur olağan üstü müziklerdi ki bi ekleme yapayım "Mustafa Film Müzikleri" albumu çıktı bile...

çok uzun yazdığımın farkındayım ama sunuda eklemek istiyorum son olarak
maalesef bizim ülkemizdeki insanlar kadar birbirinden etkilenen insan topluluğuna dünyanın başka hiçbiyerinde rastlanmaz
bi film olsun yada bi kitap hiç reklamı yapılmasa bile misal babam ve oğlum kulaktan kulağa yayılarak insanlara duyruluyor
bu yuzden herkes birbirinin fikriyle düşünüyor yada etkileniyor
bu film için 3 5 kişi çıkıp kötü Atatürkü söyle göstermiş böyle yapmış dedi ya bizim insamız da maalesef filme bu önyargıyla gitti ve sonuc olarak çoğunluğa uydu beğenmeden çıktı salondan
ilk gün haberlede seyrettinizmi bilmiyorum filmden her çıkan ağlıyordu ama 2. gun insanlar birbirinin düşüncelerinden etkilendi ve beğenmeyen bi grup sayesinde filmin adı kötüye çıktı

bilmem izledinizmi 2 yada 3 hafta önce Can Dündar filmi konuşmak üzere Genc Bakışa konuktu.orda bi kız öğrenci aynen söyle dedi 2 kere gittim bu filme ilk gittiğimde beğendim 2. de beğenmedim.Can Dündar da söyle cevap verdi:İlkinde kendin izledin, 2.sinde insanların düşüncelerinden etkilendin
bilmem başka sey söylemeye gerek var mı?

Can Dündara çok üzülüyorum, böylesine emek verdiği bir yapıt haksız yere yerden yere vuruluyor.ki bu adamın ne olduğunu hepimiz biliyoruz.film vizyona girmeden 1 gun önce Can Dündar hakkında bu tarz seyler söyleneceğini bilseydeniz asla inanmazdınız değil mi, aksine güler geçerdiniz.

Ben büyük üstada sonsuz teşekkür ediyorum, herşeyden önce Atatürkü anlatan bir film yoktu o boşluğu doldurduğu için.Bir gün Atatürkü çok tanımayan birisi gelirse nasıl bi "insan"dı derse ona sadece bu filmi veririm izlemesi için...

uzun yazdığımın farkındayım.yazdıklarımı sonuna kadar okuma azmi gösterenleri hakkaten tebrik ediyorum
ama bu filmle ilgili çok hassasım bu yazdıklarım bile benim için asla ve asla yeterli değil.

son sözüm izlemeyenlere, gidin kendi gözünüzle görün Mustafa'yı ama salona girerken önyargılarınızı salonun kapısında bırakmayı unutmayın  ;)






92
Eğlence & Mizah / Ynt: Yetişkinlikten İstifa Ediyorum
« : 26 Kasım 2008, 18:29:02 »
kimin yazdığı belli değil bana maille gelmişti

93
Harry Potter / Ynt: En sevdiğin Harry Potter Kitabı Hangisi?
« : 26 Kasım 2008, 00:42:53 »
zümrüdüanka-çok uzun ve doyurucu olduğu için
ölüm yadigarları-tüm soruların cevaplarını bu kitapta bulduğum için
azkaban tutsağı-çapulcularla bu kitapta tanıştığım için

ama genel olarak hepsini seviyorum tabi ki

94
Televizyon / Ynt: Kavak Yelleri *
« : 26 Kasım 2008, 00:39:51 »
iyice suyu çıkan dizilerin başında
böyle zoraki sürdüreceklerine artık finish deseler ii olacak ;)

95
Televizyon / Yol Arkadaşım
« : 25 Kasım 2008, 23:17:23 »
Bir kadın hikayesi, bir Ege masalı…

“Yol Arkadaşım” nin ana karakteri AYLA (Özge Özberk), Ege'nin şirin bir kasabasında doğmuş, ailesini kaybettikten sonra kendisine çok düşkün olan babaannesi ve yıldızının barışmadığı amcası tarafından büyütülmüştür.

Okuması için kasabadan İstanbul'a gönderilen Ayla, yıllar sonra İstanbul'da mutlu bir evlilik yapmış ve Eylül adında bir kız çocuğuna sahip olmuştur.

Ayla'nın evliliği bir gün eşinin kendisini aldattığını öğrenmesiyle sallantıya girecek ve kızı Eylül'ü de alan Ayla bir süreliğine , yıllar önce ayrıldığı kasabaya gidecektir. Kasabaya dönüş Ayla için, arasının bozuk olduğu “amcası”yla, kendisine yabancı gözüyle bakan “ kasaba” ile ve en önemlisi “kendisi” ile bir çatışma yaratacaktır.

Tüm bu çatışmalar arasında kendisine hala ilgisi olan “ilk aşkı” SUAT (Polat Bilgin) ile aralarında tekrar bir yakınlaşma başlayacaktır. Öte yandan kızı Eylül için herşeyi yapmaya hazır olan Ayla, kızı kasabada kalmalı mıdır, yoksa kızı için dönmeli midir?

“ Yol Arkadaşım “ şirin bir Ege kasabasında var olmaya çalışan Ayla'nın draması ve şiveli konuşan Egeliler'in doğallığının iç içe geçmiş bir hikayesidir.



Yol Arkadaşım her pazartesi 22.15te Kanal D de ....


96
Televizyon / Ynt: Beyaz Show artık 22:30'da
« : 25 Kasım 2008, 23:11:47 »
Beyaz Show artık 23.00da :)

97
Eğlence & Mizah / Yetişkinlikten İstifa Ediyorum
« : 25 Kasım 2008, 23:06:49 »
Bu belge ile resmi olarak yetişkinlikten istifa ettiğimi bildiririm. Tekrar 8 yaşın tüm sorumluluklarını kabul etmeye hazırım.

Yağmur sonrası çamurlu sularda tahta parçası yüzdürmek, kayalarda yürümek istiyorum.

Çikolatanın paradan daha iyi olduğunu çünkü daha tatlı ve yenilebilir olduğunu düşünmek istiyorum.

Sıcak bir yaz gününde bir meşe ağacının gölgesinde oturup arkadaşlarımla limonata satmak istiyorum.

Hayatın daha basit olduğu zamana dönmek istiyorum.

Bütün bildiğin, renkler, çarpım tablosu ve ninniler ama bu kadar az bilmek seni rahatsız etmiyor çünkü ne bilmediğini bilmiyorsun ve umurunda da değil. Bildiğin tek şey mutlu olmak, çünkü seni üzecek veya kızdıracak şeylerden tamamen bihabersin.

Dünyanın adil olduğunu, herkesin iyi ve dürüst olduğunu düşünmek istiyorum.

Her şeyin mümkün olduğuna inanmak istiyorum.

Yaşamın karmaşıklığını unutup, yeniden küçük şeylerden fazlasıyla heyecanlanmak, zevk almak istiyorum.

Tekrar basit yaşamak istiyorum.

Günümün, bilgisayar arızaları, kağıt yığınları, üzücü haberler, bankada para olmadan ay sonunu getirme kaygıları, doktor faturaları, dedikodu, hastalık ve sevdiklerin kaybedilmesinden ibaret olmasını istemiyorum.

Aşkın varlığını (daha doğrusu yalan olduğunu) bilmek dahi istemiyorum.

Gülümseme, kucaklaşma, tatlı bir söz, doğruluk, adalet, barış, rüyalar, hayaller ve kardan adam yapmanın gücüne inanmak istiyorum.

İşte, çek defterim ve arabamın anahtarları, kredi kartlarımın ekstremleri,gelir belgelerim. Resmi olarak yetişkinlikten istifa ediyorum.

Eğer bu konuda benimle daha fazla konuşmak istiyorsanız, önce beni yakalaman lazım, çünküüüü; Ebeee, elim sendeeeee!

Sayfa: 1 ... 5 6 [7]