Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Fırtınakıran

Sayfa: 1 ... 20 21 [22]
316
Diğer Fantastik Eserler / Küçük Vampir
« : 01 Mayıs 2009, 16:58:17 »


Orjinal adı "der kleine vampir" olan ve Angela Sommer Bodenburg tarafından yazılan bir çocuk kitabı serisi. Şu ana kadar 20 kitaba ulaşan ama biz küçükken 10 kitabı Türkçe'ye çevrilmiş olan seridir kendisi.

Peki nedir bu seri?

Anton yalnız bir çocuktu ve korku hikayeleri okumaya bayılır. Hele ki vampir hikayelerini. Bir gün penceresinden gelen bir vampir çocukla hayatı değişir. 
Yalnızlığı o gün öyle bir değişir ki, yeni bulunduğu ortam itibariyla hayatı alt üst olur. Artık en yakın dostu Rudiger adından fırlama bir çocuk vampirdir.
Hayatı vampirler ve ailesi arasında sıkışan Anton, hem Rudiger'in kana susamış bazı aile üyelerinden(bkz Dorothy teyze. tam psikopattı) ya da onu seven bağlanan vampirlerle ilginç bir hayata başlar. Rudiger'in kız kardeşi olan Anna ise (o da vampir) Antona'a deli gibi aşıktır.
Anton'Un ailesi Rudiger'i tanımakta ve onun Anton'un arkadaşı olduğunu bilmektedir. Tabii bir vampir olduğunu değil ;). Ayrıca, Anton hiçbir zaman, neden Rudiger'in öyle bembeyaz bir teni ve üstünden hiç çıkarmadığı yırtık pırtık bir pelerinle gezdiğini açıklayamaz.



İlginç tiplemelere bakacak olursak;

*En başta, macera peşinde koşan ve çoğu zaman Anton'un bir ölümlü olduğunu unutarak onun başını belaya sokan Rudiger var.

*Ergenlik çağında vampir olan ve bu yüzden sesi bir incelip bir kalınlaşan, Rudiger'den beter bir abi var ki akıllara zarar :). Tam bir serseridir kendisi. Adı da Bıçkın (unutmuştum Darly söyledi).

*Anna ise Rudiger'in küçük kızkardeşidir ve henüz vampir dişleri tam çıkmadığı için sütle beslenmekte ve emzik emmektedir. Ama kitabın ilerleyen sayılarında bu durum değişir.(hatta Anton da ondan hoşlanmaya başlıyor).Emzik emmesi onun bebek olduğunu göstermiyor ama. O da çocuk vampir.

*Dorothy teyze ise psikopat bir aile üyesi. En kana susamışlardan biri ve Anton ona yakalanmasın diye Rudiger ile Anna bin bir türlü takla atmaktadır.

*Bu da yetmezmiş gibi, mezarlık bekçilerinin hemen hepsi bir vampir avcısıdır. Kargaburun adlı bir bekçi ise, Rudiger ve ailesinin korkulu rüyasıdır.

Bunların dışında, bir avcı tarafından öldürelen eniştemin pelerini Anton'a Rudiger tarafından verilir ve böylece, Anton da bir vampir gibi uçmaya başlar. Ama uçması, Kargaburun'un onun da bir vampir olduğundan şüphelenmeye başlamasına neden olur. Artık o da avın küçük bir parçası olur. (sadece uçarken dikkat etmelidir)

Anton çok çekiyordu bu Rudiger'den xD. Çocuğun başına gelmeyen kalmadı bu vampirler birlikte. Onsuz bir gün bile geçiremiyor. Tatile gittiklerinde bile Rugider ondan önce giidp onu beklemeye başlıyor :).


Çok ilginç bir bağımlılık yapıyor insanda. Bu seriye çocuk kitabı dedim ama yalan :P. Büyükler de çocuklar kadar okuyor. Hatta genelleme şöyle, çocukken okunmaya başlıyor bu seri. Sonra, yenileri çıkınca(yaş geliyor 20 ve üstüne bu sırada) o zaman da alıp okunmaya devam ediliyor :). Feci bir bağımlılığı var. Her kitapta da ayrı bir macera geçiyor. Birbirleriyle bağlantılı değiller.

Kitaplarına bakacak olursak;

1- küçük vampir
2- küçük vampir taşınıyor
3- küçük vampir yolculuğa çıkıyor
4- küçük vampir çiftlikte
5- küçük vampir ve büyük aşk
6- küçük vampir tehlikede
7- küçük vampir iniltiler vadisinde
8- küçük vampir kitap okuyor
9- küçük vampir esrarengiz hasta
10- küçük vampir aslanın ininde
11- küçük vampir esrarengiz program
12- küçük vampir beklenmedik gelişme
13- küçük vampir büyük komplo
14- küçük vampir sınıf gezisinde
15- küçük vampir noel'i kutluyor
16- küçük vampir kont drakula'yı ziyaret ediyor
17- küçük vampir dans ediyor
18- küçük vampir'in doğum günü
19- küçük vampir dehşet gecesi
20- küçük vampir ve son değişim


317
Dipsiz Konak / FRP Denemesi (Tutorial)
« : 25 Nisan 2009, 23:00:59 »
Baktık olucak gibi değil,  Darly Opus bir fikirde bulundu. DM bize bir tutorial oynatsın :). Şimdi aşağıda, deneme amaçlı forumun toplu msnin de oynanan FRP'yi okuyacaksınız.


Oyunun geçtiği evren: Lord of the Rings evreni
DM: Canina
Oyuncular ve karakterleri:

Fırtınakıran
İsim: Marryn Steelrider
Irk: İnsan
Sınıf: Paladin
Yönelim: Lawful good
Silah: Kılıç
------------
Darkguardian
İsim: Cris Adler
Irk: Cüce
Sınıf: Warior
Yönelim: Netural good
Silah: Balta
------------
Demoriel
İsim: Demoriel sigyn
Irk:Elf
Sınıf: Fighter
Yönelim: Chaotic Good
Silah: Ok + Kılıç (iyi kullandığı silahı ok)

Başlangıç hikayesi:
"Üçünüzde, Rohan sınırlarının biraz dışında, yol üzerinde bir handasınız. Hanın adı, Altın Boğa. Her ırkdan yaratık bulunuyor. Kapalı, karanlık bir mekan. Bir köşede cüceler bira içme yarışması yapıyor. Diğer tarafta insanlar barbut oynuyor. Herkes kendi halinde gibi. sizde tek başınıza - ayrı ayrı- oturmuş içkilerinizi yudumluyorsunuz. Bir süre oturduktan sonra, içeriye 4 kişi giriyor. Barmenle hararetli bir şekilde konuştukdan sonra, adamlardan biri kemerinde ki hançeri çekip barmenin boğazına saplıyor. Adamların - insan yani- hepsi silahlı. Liderleri gibi görünen bir adam Hanın ortasına yürüyüp;

'Şimdi herkes, hiç problem çıkarmadan üzerinde ki tüm parayı ve mücevheratı çıkartıp bize versin. yoksa sizi un ufak etmekden çekinmeyiz', diyor ve elinde ki çuvalı masalar arasında gezindirmeye başlıyor."


Fırtınakıran(Marryn Steelrider):
-Bir paladin olarak duruma müdahele etme sorumlulugu hissediyorum ve yavaşça süphe cekmeden ayaga  kalkıyorum. Elimi yavasca pelerinimle örttüğüm kılıcıma götürüyorum

DM (Canina):
-Adamlar seni fark etmemiş görünüyor ve çuvalı masadan masaya dolaştırıyorlar
 Onur sıra sende.

Darkguardian (Cris Adler):
-Elimi baltama götürüyorum lider sanılan kişin yürüdüğü yolun ters yönüne doğruama sayıca üstünler saldırıcak birini arıyorum.

DM:
- Adamlardan biri seni fark ediyor. "Yerine otursan iyi olur, küçük dostum. Paranı bize vermek için bu kadar hevesli olduğunu biliyorum ama sabretmen gerekecek" diyor. Eli kılıcının üzerinde.
 Yağmur sıra sende.

Demoriel( Demoriel Sigyn):
- Çaktırmadan bi ok hazırlıyorum ama herhangi bi harekette bulunmuyorum.

DM:
-Seninde farkında değiller. O sırada çuval sırası Marryn'e geliyor. Marryn Adamın yüzünde garip yaralar olduğunu fark ediyorsun. Çuvalı tutan elindede benzer yaralar var. Sanki bir hafta önce kaşımış ama şimdi iyileşmiş gibi beyaz izler.
 Marryn sıra sende.

Fırtınakıran(Marryn Steelrider):
-Ellerine bakıyorum bir süre ve diyorumki: " Bu paralarla nereye böyle? Yakındaki bi salgın hastalığı durdurmayamı? Eğer öyleyse seve seve paramı size veririm. Ha ama degilse.." bu noktada durup pelerinimi cekiyorum ve kılıcımı haifiçe gösteriyorum.

DM:
-Adam hafifçe sırıtarak sana bakıyor. "Eğer onu yerinden çıkaracak kadar cesaretin varsa, deneme. İyiliğin için söylüyorum. Ortada ki adam, tam bir delidir. buradaki herkesi teker teker öldürebilir." diyor ve senden para almadan devam ediyor.
 Cris.

Darkguradian(Cris Adles):
-Kendimi hazırlıyorum artık baltanın sapını iyice kavradım sadece benden para istiyiceği zamanı bekliyorum.

DM:
-Sana epey kişi var gibi görünüyor. Bu sırada lider gibi görünen adam garson kızlardan birini ellemeye çalışıyor. Elinde çuval olan adamsa demoriel'in hemen önünde birazdan para verme sırası ona gelecek.
 Demoriel.

Demoriel:
-Okumu adamın elinin kenarını sıyıracak şekilde atıyorum ve attığım ok diğer adamın elindeki çuvala isabet edip b ütün paraları yere saçacak  şekilde ayarlıyorum.

DM:
-O şekilde durmuyorlar. Çuval taşıyan adam ile çok zıt noktadalar.

Demoriel:
-Okumu liderin elini sıyırıp barın tahtasına saplanıcak şekilde atıyorum.

DM:
-Okun liderin elini sıyırmıyor, eline saplanıyor. Adam öfkeyle bağırıp sana bakıyor. Çuval taşıyan adam çuvalı fırlatıp, elinde kılıç, sana doğru koşuyor. diğer ikisi kılıçlarını çekmiş bekliyorlar.
Marryn sende.

Fırtınakıran(Marryn Steelrider):
-Onların bana arkalarını dönmelerini fırsat bilip kılıcımı aniden çekiyorum ve en yakınımdaki adamı arkadan yakalayıp arkadan sarılır gibi kılıcımı boğazına dayıyorum ve diyorumki: "Kimse kıpırdamasın!yoksa bunda başlayarak hepinizi temizlerim!"

DM:
-En yakınındaki adama yaklaşmadan adam seni fark ediyor ve elinde ki kılıç ile sana saldırıyor. Kolayca savuşturuyorsun.
Marryn devam.

Fırtınakıran(Marryn Steelrider):
-Savuşturduktan sonra karın boşluğuna doğru hamle yapıyorum kılıcımla.

DM:
-Kılıcın adamın böğrüne saplanıyor. kısa bir kan kusmuğundan sonra adam yere düşüyor. Diğer adam sana doğru geliyor
 Cris şimdi sende.

Darkguardian(Cris Adles):
- (baltanın sapı benim boyum kadar) sapın ucundan tutup Marryn'a yaklaşan adama baltamı savuruyorum.

DM:
- Baltan adamın sağ kolunu koparıyor,adam çığlıklar içinde bayılıyor.
Artık sadece çuvalcı ve lider kaldı. Lider elinde ki oku söküp, ucuyla Demoriel'e saldırıyor ama kolayca savuşturuyorsun.Çuval taşıyan adamda geldi köşeye sıkıştın. Çuval odanın ortasında duruyor
 Demoriel

Demoriel:
- İki ok çıkarıyorum ve ya ya takmadan ikisine birden saplamayı deniyorum.

DM:
-Lider seri bir şekilde okunun ucunu kesiyor, ama diğer adamın gözüne saplanıyor. Adam gözünü tutarak sana saldırıyor.Kılıcının keskin olmayan tarafı karnına geliyor, acıyla yere yıkılıyorsun
Marryn sende. Bu arada çuval hala ortada.

Fırtınakıran(Marryn Steelrider):
-Önüm boş olduğu için,yanımdaki cüceye(Onur'a) bir işaret yapıyorum belki bana yardıme der diye ve dümdüz üzerlerine doğru koşuyorum. Koşma hızımla kılıcımı bi kavisle arkası dönük lidere doğru savuruyorum,ama önce arkadan saldırmak bir paladin için şerefsizlik sayılacağından,"Hey sen! arkanı kolla!" diye bağırıyorum.

DM:
-Adam arkasını dönerek sana bir tekme atıyor ve geldiğin gibi geri gidiyorsun. Cüceler kahkahalara boğuluyor, "siz karışmayın" diyor adam. Hançerini çıkartarak Demoriel'in yanında ki bar tahtasına saplıyor
Cris sende. Bu arada lider saldırıyor tabii sap sap durmuyor,ama kaçınıyorsun Demoriel.

Darkguardian(Cris Adles):
-Arkada içen cücelerin bardaklarından birini adamın sağına fırlatıp solundan baltayla saldırıyorum.

DM:
- Bardak adamın kafasına geliyoradam bayılıp yere düşüyor.Cüceler yerlere yatarak gülüyor.
Çuval halen ortada.Lider yerde sürünüyor
 Demoriel

Demoriel:
-Lideri diğerlerine bırakıp kılıcımla ona saldırıyorum, kafasına kafasına indiriyorum kılıcı- tüm gücümle

DM:
-Kanlar adamın kafasından fışkırıyor. tüm yüzün kanlar içerisinde, adamun yüzünden pek birşey kalmadı. Etrafta beyin ve deri parçaları uçuşuyor. Adamın sağlam gözlerinden biri fırtına kıranın önüne fırlıyor. Hala sağlam durumda.
 Marryn
 (bkz: sadist Dm)


Fırtınakıran(Marryn Steelrider):
-Tepeden bakıyorum ve hiçbişey demeden,kılıcı kalbine gömüyorum

DM:
-Ölüyor. Basitçe.

Darkguradian(Cris Adles):
-Çuvalın yanına gidip bi ganimete bakıyorum sonra kendi paramla,3 ümüze bira ısmarlıyorum

Demoriel:
- Parayı ordan almanın bizim için iyi olduğuna karar veriyorum ve üçümüz arasında bölüştürmeyi öneriyorum, para sahipleri kavgaya karışmadıkları için geri almayı hak etmediklerini söylüyorum.

DM:
-Cevabınız nedir?

Fırtınakıran(Marryn Steelrider):
-Ben çuvala uzanan elini tutuyorum."Hayır. Ne olursa olsun biz de bu parayı hak etmedik" diyorum.

Darkguradin(Cris Adles):
- Bende içimden almayı çok hakkediyorum ama handakilere soruyorum sizi kurtaranlara bağışlamak istemez misiniz diye elimde biramla

DM:
-Herkes parasını geri istiyor.Cüceler
 "Bence hana bağışlayın, ortalık dağıldı o kadar" diyorlar. Etrafınıza baktığınızda her tarafın dağıldığını, kan gölüne döndüğünü görüyorsunuz

Demoriel:
-Hak ettiğim kadarını almakta ısrarcıyım. hanın masraflarından artanı paylaşmayı öneriyorum

DM:

-Han sahibi geliyor ve "parayı bana verin, ben sahiplerine dağıtırım" diyor. "Bu pislikleri öldürdüğünüz iyi oldu. Sürekli gelip bizi rahatsız ediyorlardı. Alın bu ödül sizin" diyor ve kişi başı iki kese altın veriyor.
Bitti


Evet arkadaşlar bu denememiz böyleydi. Arada geçen kendi konuşmalaramızı koymadan sadece frp ile ilgili kısmı koydum :).

Ama asıl şöyle diyeyim, 2 Mayıs-saat 18.30'daki frp'ye(ana frp olacak bu)herkesi bekliyorum. İzleyici olarak dışardan izlemek de ayrı keyif  :). Acaba şimdi ne diycek, ya da acaba DM ne zorluk çıkaracak diye takip etmek de zevkli, emin olun. Hem belki, bundan sonrakilere siz de katılmak istersiniz  :D.



318


Baktık ki frp'ye ilgi az, bizde düşündük ki neden sevilen alemlere çekemeyelimki sizi?
Hakan'a (magicalbronze) bu fikri söylediğimde oldukça hoşuna gitti. Eh, bana da burada duyurusunu yapmak kaldı :).
 
Olayımız şöyle;
İlk olarak Ejderhamızrağı evreninde geçen bir frp ile başlayacağız, ama bunu forumda değil de forumun(ya da sitenin diyelim) toplu msn'inde oynayacağız :fight:. Her oyun bitiminde, o oyunda yaşananları aynen forumda yayınlayacağız ki, diğer üyeler de biz o gün nasıl bir senaryo ve hangi evren üzerinde oynamışız, neler yaşamışız görebilsin diye.
Hem karşılıklı frp oynar gibi aynı anda oynamış olacağız, hem de katılmak isteyenler için daha uygun bir ortam olmuş olacaktır(ya da en azından biz öyle düşündük).
 
"Ejderhamızrağı ile başlama nedenimiz de Weis'e itafen olsun dedik."demişti Hakan(Kocaeli çık aradan xD!).

Öhöm öhöm, nerde kalmıştım? Heh, evet! Evrenimiz belli, ama şimdi oyuncu ve en önemlisi DM'e(zindanefendisi)ihityaç var.

DM, yani zindanefendisi, olmak ya da oyuncu olarak katılmak isteyen arkadaşlar lütfen buraya belirtsinler. FRP bilmek zorunda da değilsiniz :). Hiçbirimiz usta bir FRP oyuncusu değiliz bu forumda  :elf :fight:. Hevesliyiz ama ^^.
Aklında bir senaryo olan ya da oyuncu olarak katılmak isteyen herkesi bu başlık altında bekliyoruz. Katılıma göre, bir gün ve saat belirleyeceğiz.

Not: Karakterinizi burada belirtmek zorunda değilsiniz. Ejderhamızrağı evrenine ait olsun yeter.


319
Ejderha Mızrağı / Lord Soth'un Şarkısı
« : 28 Şubat 2009, 13:14:30 »
Bir Ejderha Mızrağı alıntısıdır. Efsaneler üçelemesinde, kitapta geçen bu eseri burda göremeyince, herkesin de Soth'a duyduğu saygı-sevgiyi göz önüne alarak, paylaşma gereği duydum :).


Mumun,meşalenin ve çürüyen tahtanın,
Işığını bırak bir yana,
Ve duy yükselen kanına yakalanmış
Gecenin dönüşünü.
Geceyarısı ne kadar sakin aşkım,
Kuzgunların uçtuğu yerdeki rüzgarlar ne sıcak,
Hani o mehtabın aşkım,
Kararan gözlerinin solduğu yerde...
Kalbin ne kadar yüksek sesle çağırıyor,
Karanlık göğüsüne ne kadar yakın.
Ölmekte olan bileğinden çekilen,
Nehirler ne kadar da telaşlı...
Ve sevgilim narin tenin nasılda gizliyor ısıyı,
Tuz kadar saf ölüm kadar tatlı...
Ve karanlıkta nefesinin kızıl ateşine,
Kızıl ay binmiş gidiyor...


Yazan:Michael Williams



320
Ejderha Mızrağı / Gece Göğünün Gözyaşları
« : 20 Şubat 2009, 16:25:27 »
Bir aşk hikayesi bu. Paladine'in Yüca Rahibesi Crysania ile, beyaz cübbeli büyücü Valin'in aşkı...

Kör rahibe Crysania'nın tek derdi,uzun zamandır bağlantı kuramadığı tanrısı Paladine'e ulaşmaktır.Örs Yazı tüm yakıcılığıyla sürerken,tanrılardan hiç ses yoktur.Ama gözden kaçırdığı bir şey vardır; genç büyücü Valin'in ona olan aşkı...
Crysania'nın güzel fikriyle,büyücüler ve tapınak arasında bir dostluk kurmak amaçlanmıştır. Büyücüler konseyinin göndereceği bir kişi,belirli bir zaman diliminde tapınakta konuk olacaktır. Bunun üzerine konsey,Paladine tapınağına bir beyaz cübbeli olan Valin'i gönderir.
Valin'in süresi dolmuştur,ama aşkı onu Crysania'dan ayıramamaktadır.Her gün kör kadının yanında ona eşlik ederek varlığıyla mutlu olmaktadır.
Karşındaki kadın ona duyduğu aşkı bilmese de...
Valin Crysania'dan yaş olarak oldukça gençtir,ama durum Valin'in umrunda bile değildir.
Tek istediği,fark edilmektir.Ya da en azından,bu kör kadının yanında olmak.

Bu sırada Dalamar, ejderha taşları denilen üç adet taş bulmuştur ve bu konuda konuşmak için Crysania'ya haber gönderir.Tanrıları bulmak için bir yol mu bulmuştur?
Bu yolculuk için Crysania,Valin'İn erke kardeşi ve bir beyaz cübbeli olan Valin'in abisini karısı gidecektir.Metalik ejderhalar da Paladine'in saygıdeğer rahibesi için yardıma gelir.Yolculuk Neraka'yadır.Bir Paladine rahibesi için oldukça ironik olmasına rağmen,macerayı güzel yapan bir öğe olmuştur kitapta :).
Valin'in onlarla gitmesi engellenir.Bunun üzerine Dalamar ona bir ayrıcalık tanır.Tanır ama bir de bedeli vardır...

Bu kitapta Crysania,Dalamar ve Jenna dışında bir ara tanıdık olarak Steel ve Palin'i görüyoruz.
Ruhlar savaşında Crysania'yı ziyarete gelip gittikleri sahnenin orjinalini aynen burada yarım sayfada koymuşlar.Onları kısa bir süreliğine de görmek güzel oluyor.
Kitabın bir yerinde ise,Astinus'la konuşan,cehennemden yeni çıkmış Raistlin'i görüyoruz.Hikayede bir yeri yok ama,Crysania için ettiği bir söz var ki insan hayret ediyor.Bu kısım da orjinal ejderha mızrağındaki gibi.Sadece bir iki cümle eklenmiş konuya bağlı olarak.

Weis ve Hickman'ın yazdığı ejderha mızrağı dışında,başka yazarların bu seri için yazdıklarını beğenemeyen ben, bu kitaptan oldukça keyif almıştım.Aşk hikayelerini sevmesem de, bu aşk oldukça güzel ve ağızda hoş bir tat bırakan cinsten.

Son olarak Raistlin'e burdan bir mesaj göndermek istiyorum: Yemeyenin Malını Yerler!   :ayh


321
Ütopya/Distopya / Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
« : 16 Şubat 2009, 18:11:45 »
Önce gazı boşaltırsınız her gün yaptığınız gibi, sonra alevleri püskürtürsünüz aynı umursamazlıkla. Kitaplar...Onlar okumak için değil, yakmak içindir.Bana inanmıyor musunz? O zaman gelin kendiniz bakın...

Guy Montag bir itfaiyecidir. Ama bu zamanda itfaiciler yanan evleri kurtarmak yerine,kitap yakarlar. Evler yangınlara ve alevler çok uzun zaman önce dayanıklılaştırılmıştır. Bir ev asla yanmaz burda ve dolayısıyle kimse bir kurtarıcı aramaz.

Bu itfaiyeci hiçbir şeyi soruglamayan bir adamdır,işini yapar sadece;yani kitap yakar.Kitap saklayanların korkulu rüyalarıdır onlar.Her gün bir kütüphane basılır ve cayır cayır yanar kitaplar.
Birgün 17 yaşında hayat dolu bir kızla tanışana dek bu işi yaptı Guy.Kız hep amcasını anlatır ona.Her gün aynı köşede karşlıarşırlar.Amcası çılgın bir adamdır.Sürekli hapse girip çıkarSuçları ise, otobanda hız yaparak keyfini çıkarmak yerine, yol kenarında çiçkleri izlemek için yavaş gitmesidir. Evet bu zaman böyle şeyler yasaktır. Siz aşırı hızdan birini öldürseniz, gülerek kaçarsınız sadece. Kimse peşinize bile düşmez.

Sakın kitapları okumayın! Okumak düşünmektir! Keyfinize bakın ve bu kitabı da ateşlere atın.Ya da bir itfaiyeci çağırın ve evinde kitap saklayan herkesi ispiyonlayın. Gaz boşlasın,alevler verilsin ve kitaplar yansın...

Guy Montag gibi gizli gizli iç cebinize kitaplar sıkıştırmayın... Çünkü insanlar, düşünerek var olurlar...

Dilim döndüğünce kitabı size kendi cümlelerimle tanımladıktan sonra şunu söyleyebilirm;türü bilim-kurgu. Ancak ben bilim-kurgu sevmeme rağmen bunda tek bilim-kurgu yanı gelcekte geçmesidir.İnanılmaz bir sorgulama yaptırıyor size. Ya bir gün biz de elimizden düşürmediklerimizi yakarsak?

Kitap künye bilgilerine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz...

322
Bir drow bebeği sakat doğarsa,o anda öldürülür bilindiği üzere.Sakatlık gibi kusurlar,drowlar arasında asla kabul ve hoş görü görmeyen bir unsur,dahası utanç kaynağıdır.Mükemmeliyete karşı saplantı besleyen bir halkta,birgün bir iblis kehaneti gerçek olsa ve bir drow bunu kendi çıkarları için kullansa...

Keraunzaa ailesi,Menzoberranzar'ın 23.ailesidir.Evin en büyük kızı Valerrny'e bir iblis tarafından bir kehanet fıısldanmıştır,karanlık ve dehşet dolu rüyalarından birinde.Annesinin hamile olduğu kardeşi,bir kız olacaktır.Kötü olan bu kız sakat doğacaktır.Onu öldürmemesini tavsiye eder Valerrny'e.Eğer annesini devirip matron olmak ve evini sefil bir 23 yerine ilk 10'da görmek istiyorsa doğacak sakatın yaşamını bağışlamalıdır.Kız kardeşinin bebek bedeninde taşıdığı muazzam gücü kendi lehine kullanmayı becerebilirse,kız büyüdüğünde Valerrny'in en büyük yardımcısı ve dahası en büyük hizmetkarı olacak sadakata da sahiptir.Kendinden sonra gelen,3 kızkardeşi daha olan Valerrny için matronluk bir aslanın ağzındadır.Bitmeyen aile içi matornluk kavgası içinde bu beklediği fırsat olabilir.Aradığı piyon,bir yeni doğacakta saklıymış demek...
Peki sakat bir bebek nasıl kabul görürü ki?

Valerrny'nin planı işe yarar mı?
Lloth,doğacak sakat drow kızını,rahibesi olarak kabul edecek mi?Peki ya Lloth etmezse,kim edecek?
Ya bu kardeş,bir piyon yerine matronun ta kendisiyse....
Ve en önemlisi,iblisin bu işten çıkarı ne...?


Menzoberranzar'ın sakat rahibesi...güçlü rahibesi...bir unutulanın seçilmişi...

Pek Yakında


323
Diğer Fantastik Eserler / Diablo Üçlemesi
« : 21 Ocak 2009, 11:45:10 »
Warcraft dışında,Blizzard'ın efsanevi oyunu Diablo'nun da kitap olarak bir üçlemesi var.

Bu kitaplarda,Yanan Cehennemin üç iblis lorduyal ve özellikle en güçlü kardeş olan Diablo'Yla,oldukça yakın temaslarımız oluyor.Her kitapta başka bir karater,başka bir hikaye ve bu hikayelerin altından başka iblisler çıkıyor.Olay böyle olsa da,değişmeyen tek şey Diablo'yla bir yerden dönüp dolaşıp bağlantıyı yakalması.

1.Kitap-Bartuc'un Mirası
Yazar.Richard A.Knaak



Bu yazarı ilk defa okuduğum ve sevdiğim kitaptır.
Konuya bir bakacak olursak,bir paralı askerin bir mezar soygunu ardından,onun haberi dışında üzerine yapışan(herhalde böyle demek en iyisi)kanla boyalı bir zırhla zorunlu bir maceraya atılması konu alınıyor.
Arada.zırhın eski sahibi,efsanevi iblis lordu(ama kendisi bir insan)Bartuc'a dair anılar görmekte olan kahramınız,artık zırhın güçleri sayesinde yer altından impler gibi çeşitli yaratıkları kendi hizmeti için çağırma özelliğine de sahip oluyor.
Garip olan,bir yere doğru ilerleyişi,iblisleri çağırması ya da başka garip olayları kendi isteyerek yapmaması.Hiç bilmediği bir lisanda emirler vermesi ve durmadan yürümesini zırh kontrol etmekte.
Bir başka yerde ise,bir komutan bu zırhın miğferine sahip.Bartuc'un zihnini en iyi gören mğferle yetinmeyen komutan ise zırhın tamamını istemekte.Zırhın tek amacı birlşemek olunca,bu iki adam birbirlerine doğru çekilmekte...

Bartuc,öldürdüklerini kanıyla zıhrını yıkayan bir lidermiş zamanında.Onun hortalayan korkunç anılarına karşı bir sorcerer gelir peşinde,yok etmek için...

Bir çingeneyle iş birliği içinde olan Xaxaks adında bir iblis var ayrıca.

Olaylar ise,Diablo ve kardeşlerinin cehennemde esir alındığı zamanlarda geçtiği için,baş iblis farklı.Xaxaks ve onun gibiler Diablo'nun işinin bittiğini düşünür ama...Diablo ile alakasız bir biçimde ilerleyen konuda güzel bir süpriz var D.
Şiddetle tavsiye ederim bu kitabı.


2.Kitap-Siyah Yol
Yazar:Mel Odom
[/color]


Eğer bir kusurla doğmuş olsaydınız,hiç şüphesiz sizde bundan kurtulmak isterdeniz.Hele ki cahilliklerle dolu bir ortamda iseniz,bu kusurunuz lanetlenme gibi algınalabilir.(emsela yapışık ikizlik).
Ya bir gün bir mucize iner ve herkesi iyileştirmeye başlarsa?
Tek yapmanız gereken,tapınak içindeki bir yolda yürümek ve çıktığınızda işte iyileştiniz!
Soru şu,sizi iyileştiren asıl güç kim...ve neden...?

Zorlu bir deniz mücadelesiyle başlıyor kitap.Kahramınımızın acılarını ve kaybettiklerine tanık oluyoruz.Konuyla uzaktan alakalı kalan bir korsan(yoo işlevi büyük aslında :)),bencil bir rahip ve acılı bir denizci.

Bütün iblisler sanırsız değildir.Kabraxis ise buna en büyük kanıttır bu kitapta.

3.Kitap-Gölge Krallığı
Yazan:Richard A.Knaak



Ureh adlı kayıp bir şehir,Cennete giden kapı olarak görülmekteydi.İçindeki tüm zenginiliğini de onunla bilirkte götüren şehir,her bin yılda birNYmr dağına gölgesi düştüğünde onu bulanlara zenginliğine suncaktı.

Bir büyücü ve onunu tuttuğu bir paralı asker bu uğurda Nymr'e gelirler.
Her şey göründüğü gibi miydi acaba?
Gölge Krallığına çekildiklerin başta hiçbir şey anlamadılar.Zaman-mekan dengsi içinde sıkışıp kalmış Ureh,göründüğü kadar güzel miydi gerçekten?Yoksa bu bir tuzak mıydı?

Bu bir tuzak gibi duruyor değil mi?Peki bunun arkasında kim var?
Umulmayanı Cennetten çıkma gibi gösteren güçler,belkide karanmlığın ta kendisidir!
Sonunda bize etkileyeci bir biçimde veda eden üçlmenin son kitabı.

Gördüklerinize inanmayın.Ziraa,her şey perdenin arkasında saklı...


324
Diğer Fantastik Eserler / Ateş Rüzgarı (Üçlemesi)
« : 19 Ocak 2009, 16:41:14 »
"Etrafı duvarlar çevrili kent devleti Aramanth'da sınavlar her şeydir. İnsanların yaşamı, sınavlardaki başarılarına göre belirlenmektedir. Aramanthlı genç bir kız olan Kestrel Hath bu sisteme başkaldırınca Başmüfettiş ailesini en ağır cezaya çarptırır. Kestrel,ailesi için bir çıkış yolu ararken, rüzgar çalgısının sırrını öğrenir ve ikiz kardeşi Bowman'la birlikte, Aramanth'ın geleceğini tehdit eden korkunç gücün kaynağına doğru zorlu bir yolculuğa çıkar"

İlk kitabın arkasında yazan bunlar.Ama bir de ben anlatayım size.

Kitabımızın baş kahramanları, biri kız diğeri erkek olan Kestrel ve Bowman.
Yaşadıklar kent ülkeleri oldukça ilginç bir kast sistemine dayanıyor. Kent(aynı zamanda ülkeleri)dıştan içe doğru halkalar şeklinde ev içeri doğru yaşayan sınıf güçleniyor. Yaşama standartlarınızın hangi çember, daha doğrusu hangi renk(çemberler renklerle ifade ediliyor)olacağı sizin sınavlardki başarınıza bağlı.
İş yerindeki başarınız, bebeğinizin 1den 10a kadar sayabilmesi ve okuldaki durumunuz. Okulda oturduğunuzu sıra bile seviyenize göre.
Bir de rüzgar çalgısı var bu şehirde. Yüzyıllardır sesi duyulmamış bir demir parçası olarak görülüyor. Kestrel'in saklanma mekanı, şehir için basit bir demir yığını.
İnatçı Kestrel sisteme karşı gelince olaylar karışıyor. Birbirleriyle telepati kurabilen ikizler Bowman ve Kestrel bir anda maceraya başlıyor.
Peki ya Bowman? Onun bu maceradaki rolü ne? Maceraya Kestrel neden oldu ama,ya onun yapacakları?

Bu sistemli kent sadece ilk kitaba özgü.2.ve3. kitapta olaylar çok değişiyor.Basit bir kitap serisi aslında.Kafa yormadan okuyabilirsiniz.
3.kitabın sonunda anladığınız bir şey ise,3kitaptır bildiğinizi,yani ezberiniz bozuyor.

1.Kitap-Rüzgar Çalgısı
2.Kitap-İmparatorluğun Köleleri
3.Kitap-Ateş Şarkısı

Spoiler: Göster



325
Ejderha Mızrağı / Huma ve Magius' a Dair Kayıp Bilgiler
« : 17 Ocak 2009, 16:43:32 »
Biliyoruz ki ,Ejderhamızrağı'nın efsanevi iki kahramnı Huma ve Magius'a dair, Ejderhamızrağı serisinde çok az bilgi var.
Huma Destanı var dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama Huma Destanı'nı yazan Richard A.Knaak'ti. Yazarı takdir eder ve yazdıklarını beğenirim genelde ama, Huma ve Magius'u yaratanlar Weiss ve Hickman üstatlarımızdır. Onların ağzından bu karakterlere dair bir şeyler duymak güzel olmaz mıydı? Yani gerçekleri.
Bilmediğimiz bazı şeyleri buldum desem... :shrlock

Dilimize çevrilmeyen kitaplarda meğer ne nimetler yatıyormuş. Bunlardan birine sahibim. Adı: The Best of Tales-Volume 2. Adından da anlaşıldığı üzere birçok hikaye yer alıyor içinde. Farklı yazarların yazdığı Ansalon'da geçen hikayerli Weiss ve Hickman seçmiş.  Ama olayın konuyla alakası ne? Asıl nimet kitabın en arka sayfalarında yatıyormuş!
Tracy Hickman tarafından yazılan, Ejderhamızrağı FRP rehberi ve FRP oyun senaryoları yer alıyor kitapta. Adını duymadığımız karakterler de yaratmış kendisi ve levellarını, güçlerini, kişiliklerini, zayıflıklarını vs. yazmış. Kısaca FRP'de karakter nasıl yaratılırsa öyle yapmış. Her bir karakter içinse birer senaryo var.
Ve...bu karakterler arasında Huma ve Magius da var! Geçen sene kitabı aldığımada inanamamıştım!Karakterlere dari bilmediğimiz özelliklerini yazmış üstelik!

Size bu iki efsanevi karakterin,bimediğimiz yönerlini,yaratıcısının bilgileriyle aktarmak istiyorum.

Şimdi Işık Çağı'ndayız....Hoşgeldin sevgili okuyucu.


Magius: efsanevi büyücü ve asasıyla ayrı bir üne sahip büyücümüz, Huma Destanı'nda anlatıldığı gibi şımarık çocuk hareketleri ve ukalalığı diz boyu olan bir karater kesinlikle değilmiş meğer. Magius'un en büyük özelliği agresifliği.
Oldukça gergin bir insan kendisi. Öyle ki, senaryoda bir yerde Huma ve Magius hayaletlerle dolu bir yere girerler. Ancak, Magius'un damarına basan hayaletlerin sonu vahim olur. Öfkesi hayaletleri bile sindirmiştir. Derler ki, Magius kızmasın diye çok kişi söyleyeceklerini yutarmış(Hickman öyle diyor).
Magius'n diğer özelliği ise zeki laf sokmaları. İğneleyici laflarını alaylı bir tavır yerine ciddi bir biçimde yüzlerine vuruyor. Zaman zaman ukalığı var evet,ama iğnelemeleri insanları çıldırtsa da, hazırcevaplığı onun önünde durmalraına mahal vermiyor. Sert bir karakter Magius. Ama Huma söz konusu olunca içinde derin bir sevgi var. Çoğu kişi tarafından yanlış tanınıyor. Onu en iyi tanıyan kişi bilindiği üzere Huma ve bu nedenle Huma'ya olan bağı çok derin.
Kitapta level 10 olarak geçiyor. Özel saldırıları: ateş kalkanı, 4.seviye yaratık çağırma, soğukölüm.
Magius Huma gibi sarışın,ama dalgalı saçlı.

Huma: Huma bir Solamniyalı için fazla merhametli. Girdiği her savaştan sonra, yaraladığı ve öldürdüğü herkes için vicdan azabı duyan bir kahraman o. Paladine tarafından seçilmesina şaşırmamalı, tam anlamıyla bir iyi o. Öldürmesine öldürüyor düşmanlarını, bu konuda gözünü kırpmıyor. Ama,savaş bitip, olaylar duurlunca bir vicdan azabı sarıyor onu. Merhametli bir kalbi ve güçlü bir bileği var. Magius'a olan bağlılığı ise tartışılmaz derecede.
Bir Taç Şövalyesi olan Huma, gerektiğinde pratik zeka olmayı iyi beceriyor. Ejderhamızrağı dışında, greatsword kullanbiliyor ve bir ejderha binicisi olduğu için ağır zırh giymiyor.
Larakterimiz ejderhamızrağı konusunda paylaşımcı. Onu kullanmak isteyenlere verip, kendisi greatswordunu ölümcül bir biçimde çekerek, seçilmişliğini göstergesi olarak görevini hakkıyla yapıyor.
Huma bildğimiz üzere sarışın ve mavi gözlü.

Umarım bu kitap dilimize çevrilirde, daha nice bilgileri böyle kuytularda kalmış kitaplardan yaratıcılarının anlatımları ve bilgileryile öğreniriz.

326
Tartışma Platformu / Fantastikte Ayrımcılık
« : 13 Ocak 2009, 11:21:55 »
Bilmiyorum sizin dikkatinizi çekti mi,ama benim dikkatimi uzun zamandır çeken bir konuya değinmek istiyorum bu yazımda.

Fantastik kitapların kapak resimlerine ya da internette gezinirken göreceğiniz, fantastik temalı resimlere baktığınızda belirli bir ortak nokta çıkar karşınıza. Hep bayan karakterlerin erkek karakterlerin yanında pek bir transparan durduğunu görürsünüz. Bir sırıtma söz konusudur bir anlamda. Mesela, aklıma gelen ilk örnek bir kitap kapağı oldu şimdi. Kapak resminde takipte gibi görünün bir kadın ve bir adam vardı. Etraf karla kaplı bu arada,kar diz boyu. Adam, ağır zırhı ve kürklü peleriniyle dikkatle ilerliyor gibi görünürken, kadın karakterimizin üzerinde onu soğuktan koruyacak sadece kürklü bir pelerin var! İçinde mi? Siyah bir bikini tarzı bir şey giydirmişler. Pelerinin önü açık tabii, o bikinimsi  şey korur ya soğuktan(!) hiç şüphesiz. Beline de yapıştırmışlar hançeri, buyrun size dişi savaşçı! Yahu ne kadar dayanıklı bir ırk değil mi şu kadın milleti? Baksanıza kar, kış demeden dayanıyorlar!

Gerçekten bu imajı mı çizmeye çalıştılar dersiniz? Ben hiç sanmıyorum. Kimse kusura bakmasın ama bu bir erkek egemenliğinin kanıtıdır bence. Erkeklere suç buluyor muyum peki? Pek değil. Kızların fantastik konusunda birçok önyargısı var sonuçta, bu yüzden erkek kesime pekte lafım yok. Ama, yine de yukarıdaki resimlerde göreceğiniz üzere, bu kadarın da olması abartı bence. Bu resimler bir de aralarından seçtiğim en usturuplularıdır.

Bu durumdan en çok çeken elfler hiç şüphesiz. Güzel bir ırk şimdi doğruya doğru. Ama, yazıktır bu ablalarımıza da!Oyunlarda düştükleri durumlar içler acısı zaten.

Her yeni çıkan oyunda daha bir şeffaflaşıyor kıyafetler. Hiçbir şey giydirmeyecekler artık bu hatunlara neredeyse. Bir de savaşçı olacak bunlar sözüm ona. E ne biçim savaşçı bu??? Her yeri ortada saldırıya açık! Bir kılıç savursan karnı boydan boya kestin! İkinciyi savurdun hoooop, kol koptu! Yaaa işte, kara göğüs geriyor ama kesici aletlere karşı şansı yokmuş; vah vah(!)... E o zaman, "Hadi canım, erkeğinin arkasına!", diyorlar çizerler sanırım. Öyle mi?

Erkek karakterlerin daha çok öne çıktığı kitaplarımız var. Karşı değilim ama, biraz abartıya kaçıyor bence artık. Yanına bir bayan karakter veriyorlar omuz omuza savaşsınlar diye, kadının ilk özelliği çıplaklı! Tebrikler! Herkesi bu şekilde yenebilrsiniz! Nitekim, kimse o hatundan gözünü ayırmaz, bu durumdan yararlanan erkek karakterimizde herkesi kese biçe yoluna devam eder. Stratejimiz bu demek ki.

Artık oyunlara bile abartılacak şekilde konulan bu durum çok garipsenir oldu. Sadece ben değilim ama. Bunu garipseyen erkekler de var. Durumdaki mantıksızlığı görmek hiç de zor değil. Durumu dile getiren başkalarını da görünce yalnız değilmişim dedim.

Kısaca hem ölümcül hem de savaşçı olmak için şeffaflaşıyormuşuz(!). Burdan bu çıkar. Herkes ağzı açık kadın karakterimize yoğunlaşmışken erkek karakterimiz geliyor ve hepsini temizliyor,hikayede mutlu sona eriyor... Evet ayrıca, bayanımızın erkeğine ne kadar yardım ettiğini de görüyoruz. Ayak altından çekil tarzı bir tartışmaya hiç gerek kalmıyor!Savaşı aldık, mutluyuz.
Bir de, hepsinin yüzünde bir acizlik ya da baştan çıkartan bir hava vardır. Ya tek silahı milleti baştan çıkarmaktır (bu durumda belindeki silahı hiçbir işe yaramaz) ya da masum ve saf bir kız olarak ortalıkta gezinir. Erkek karakterimize umutsuzca aşıktır bir de bunlar. İyice saçma bir hale sokuluyorlar. Korunmaya muhtaç tabii kızcağız ne yapsın.
Ne işi var o zaman savaş alanında? Madem korunmaya muhtaç niye her kavgada o da orda! Silahı olanda da iş yok olmayanda da. İyileştirsin, şarkı söylesin üzerine bir de dans etsin. Doğayla bütünleşsin ama söz savaşa gelince sahneyi terk etsinler. Güçleri var ama kullanmayı bilmiyor demek bunlar. Öğreten yazarları nerede peki?

Toparlarsak, giydirilmiş elfler ve gerçekten savaşan kadın karakterler görmeyi umuyoruz. Sanırım bunun için, kızların fantastiğe karşı olan önyargılarını yenip, ellerine bir kitap alarak bizim yürüdüğümüz bu yola adım atmaları ve bu epik havayı koklamaları gerekiyor...Beklemedeyiz.

Not: Tartışma platformu olunca aklıma bu yazım geldi. Ben de blogumdan alıp burda sizlerle paylaştım.
Orjinali için buradan buyrun

327
Müzik / Kahramanın Yol Türküsü
« : 09 Ocak 2009, 20:35:20 »
Madem burası bir fantastik forum,o zaman her birimizde bu hikayenin(yani bu forumun)kahramanlarıyız.
Gelin bize bu yolculuğumzda ve önümüzde bekleyen maceralarda her birimiz için birer şarkı eşlik etsin.
Kahramanlıklar,savaş,dostluk ve daha ötesi için kurulan power metal seçemelerimle yolumuzda bir fon müziği yaratalım.

(Not:Şarkıların mumara sırası keyfi yapılmıştır,yani şu an aklıma gelenlere göre.Beğenileri ya da önem sırasını göstermemektedir.)

1. Blind Guardian-The Bard's Song(in the forest)
2. Blind Guardian-The Bard's Song(The Hobbit) ***Adından anlaşaıldığı üzere Hobbit kitabı için yazılmıştır.
3. Blind Guardian-The Soulforged ***Ejderhamızrağı kahramanı Raistlin Majere için yazılmıştır.
4. Blind Guardian-Curse of Feanor ***J.R.R Tolkein'in Silmarilion kitabındaki elf Feanor için yazılmıştır.
5. Blind Guardian-Time Stands Still ***Orta Dünya için yazılmıştır
6. Blind Guardian-Nightfall ***Orta Dünya için yazılan başka bir şarkıdır.
7. Blind Guardian-Into the Storm ***Yine Orta Dünya için yazılan bir şarkı daha
8. Blind Guardian-Past and Future Secret ***Avalon'un Sisleri için yazılmıştır
9. Blind Guardian-Lord of the Rings***Açıklamaya gerek var mı :)?
10. Dungeon-Legend of Huma ***Yine bir Ejderhamırzrağı kahramanı olan efsane Solamniyalı Huma için yazılmıştır(şarkıya youtube'dan ulaşabilirsiniz.ben bir tek orda gördüm)9.Rhapsody of fire-Dawn of Victory
11. Rhapsody of fire-Holy Thunder Force
12. Rhapsody of fire-Knights of İmmortal Fire
13. Rhapsody of fire-Dawn of Victory
14. Hammerfall-Crimson Thunder
15. Hammerfall-Angel of Mercy
16. Hammerfall-The Templar Flame
17. Hammerfall-Dreamland
18. Elvenking-On the Morning Dew
Spoiler: Göster


Sayfa: 1 ... 20 21 [22]