Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - zehir

Sayfa: 1 [2]
16
Oyunlar / Ynt: Steam ve Diğer Platformlar - Son Haberler!
« : 02 Kasım 2016, 12:56:00 »
Şöyle bir paket var Steam'de: http://store.steampowered.com/bundle/1910/

Day of the Devs Bundle 2016 adı altında Broken Age, Grim Fandango Remastered, Lumino City, Massive Chalice, Titan Souls, Day of the Tentacle Remastered ve Oxenfree'nin hepsi sadece 14,28 TL. Bir de paket olarak tanımlandığı için eğer zaten sahip olduğunuz oyunlar varsa fiyattan düşüyor onları.

Aynı oyunlarla Humble Bundle da bir paket hazırlamıştı geçenlerde ancak yerel fiyatlandırma sayesinde bu çok daha avantajlı olmuş. Bilmiyorum ne kadar süre kalacak, özellikle point&click oyunlarını seviyorsanız kaçırmayın bu fırsatı.

Şimdi bir de ufak bir hesaplama yaptım. Eğer hiçbir oyuna sahip değilseniz Humble Bundle'dan 1 dolarlık kısmı satın alıp sonra bu paketi alınca bu 7 oyuna toplamda 3,2+7,7 = 10,9 liraya sahip olabiliyorsunuz.

17
Televizyon / Ynt: Westworld
« : 01 Kasım 2016, 01:06:36 »
Son iki bölümdür kimse bir şey yazmadığına göre Rıhtım'ın ilgisini kaybetmiş anlaşılan. Biraz hareketlendireyim burayı. Beşinci bölümü de az önce izledim ve bazı sorunlar olduğunu düşünsem de şu ana kadar ortaya konulan eserden memnunum. Özellikle gizem unsurunu koruyarak arka plandaki ana hikayeyi yavaş yavaş belirginleştirmeleri hoşuma gidiyor. Her yeni bölümde bazı sorulara cevaplar alıyoruz, bazı yeni sorularla karşılaşıyoruz. Eğer Lost'ta olduğu gibi ipin ucunu kaçırmazlarsa sezon bittiğinde ortaya çıkan büyük resim umduğumuzdan daha güzel olabilir. Ki Jonathan Nolan'ın senaristliği bence Damon Lindelof denilen mendeburunkinden çok daha güçlü, dolayısıyla sezonun soru sormaktan çok cevap verileceğini düşündüğüm ikinci yarısından daha fazla umutluyum. Bundan sonrası sürprizbozan:

Spoiler: Göster
Diziyle ilgili en sık konuşulan teori, izlediğimiz olayların tek bir zaman çizelgesinde geçmediği. Yani siyahlı adam, Robert ve yönetim binasının hikayesi günümüzde geçiyor ancak Dolores, William ve Logan'ın hikayesi geçmişte geçiyor. Bununla ilgili en önemli kanıt iki hikaye örgüsünde Westworld sembolünün farklı olması (sembol 1 - sembol 2). Son bölümle beraber bu teori benim de kafama iyice oturmuş durumda. Ancak yaşadığım sorunlardan birisi bu: Eğer dizi iki farklı zaman dilimini anlatıyorsa bunun izleyiciden bu kadar uzun süre gizli tutulmaması gerekiyordu. Bu kadar önemli bir noktanın hala gizem olarak bırakılmasından mutlu değilim.

Parkın Robert ve ortağı Arnold tarafından kurulduğunu, ancak Arnold'un işin amacından sapıp robotlara bir bilinç kazandırmakla kafayı bozduğunu biliyoruz. En azından Robert böyle anlatıyor. Daha sonra Arnold tüm parkı yok etmek için Dolores'in de dahil olduğu bir plan yapıyor, fakat plan işe yaramıyor ve Arnold ölüyor (ama nasıl?). Ölmeden önce de parkın içine bir labirent ve ev sahiplerinin beyinlerine de çeşitli ipuçları bırakıyor. Son bölümde dikkatimi çeken şey ise Siyahlı Adam'ın Robert'a söylediği "Seni deşersem ne bulacağımı merak ediyorum." lafı. Acaba Robert da bir android olabilir mi? (Konuşmadan da robotlara hükmedebiliyor olmasını da açıklamış olur bu)

Reddit'te Willam ile Siyahlı Adam'ın aynı kişi olduğu ile ilgili bir teori var. Kısaca Arnold'un ölümünden sonra William'ın şirketinin parka ortak olup parkı iflastan kurtardığı, William'ın da parkta geçirdiği onca zamandan sonra Siyahlı Adam'a dönüştüğünü söylüyor. İlk bölümdeki güncelleme sayesinde Dolores de eskiden olanları hatırlıyor ve labirent arayışı yeniden başlıyor. Bu Siyahlı Adam'ın Arnold için söylediği "Bu yeri neredeyse yanında götürüyordu. Neredeyse... ama sayemde bu olmadı." lafını da açıklıyor. Gördüğüm en sağlam teori bu galiba.

Siyahlı Adam'ın labirenti arama nedeni ise hasta ve ölmek üzere olması olabilir (Robert: Bununla birlikte aciliyet
karaktere pek uymuyor. Belli bir kaygıyı açığa vuruyor.). Belki Arnold ölmeden önce bilincini robotlara aktarmanın bir yolunu bulmuştur ve Siyahlı Adam'ın da labirentin sonunda bulmayı umduğu şey bu teknolojidir.

Bir diğer sıkıntım da müzikler. Aslında güzeller ama çok aşırı kullanılıyorlar. Rosemary'nin dediği gibi olur olmadık yerlerde çalan gerilim dolu müzikler yüzünden her sahnede sanki çok önemli bir şeyler oluyormuş hissine kapılıyoruz. Yine de dizinin yapay görünmesinden şikayetçi değilim. Kimin robot kimin insan olduğunu bilmediğimiz, her şeyin bir eğlence parkında geçtiği havasını güzel yansıtıyor bence. Ha bir de dış dünyadaki teknolojiden hiç bahsedilmemesinden de rahatsızım. Androidler, yapay zeka ne kadar yaygın hiçbir fikrimiz yok. Sanki tüm dünyada yapay zeka çalışması yapılan tek yer burasıymış gibi bir izlenim uyandırıyorlar ki öyle değildir herhalde.

Tabi daha hikayede cevabını bilmediğimiz çok fazla soru var, cevaplamak için de yeterli zamanları. Üsttekilerin tamamı yanlış da çıkabilir. Başlangıçta dizinin "yapay zekanın bilinçlenip isyan etmesi" konusunu biraz daha farklı bir yaklaşımla işleyeceğini düşünüyordum. Şimdi ise olayların çok daha farklı bir noktada sonuçlanabileceğini düşünüyorum. Umarım fazla seyirci kaybetmez de sonraki sezonlarda hikayenin nerelere gidebileceğini görebiliriz.

18
Tartışma Platformu / Ynt: E-kitap Ve Normal Kitap
« : 30 Ekim 2016, 16:10:00 »
Bu e-kitap - basılı kitap tartışmalarında konunun hala kitap kokusu, sayfaların çıkardığı ses gibi yerlere geliyor olması bana artık komik geliyor. Mesele klişe olmaları falan da değil, mantık çerçevesine oturtulamayacak, en iyi ihtimalle tamamen romantiklikten doğan savlar olmaları. Yani mesela birisi çıkıp da "Ben bilgisayardan veya telefondan müzik dinleyemiyorum. O albümü elime almam, müzikçalara takmam lazım, CD'nin dönerken çıkardığı sesi duymam lazım." dese neler hissedersiniz? Ya da bir adım ileri taşıyayım örneği. Belki duymuşsunuzdur, şu an yaygın olmasa da yapay et çalışmaları yapılıyor. Bundan 50 yıl sonra, yapay et gerçek etle aynı besin değerlerini daha ucuz ve daha erişilebilir bir şekilde sağladığında (diyelim ki etin kokusu daha farklı olsun) "Ama gerçek etin verdiği hissi vermiyor, gerçek etin kokusunu içime çekmem lazım." diyebilir misiniz? Belki diyebilirsiniz ancak dünyadaki hayvan nüfusu önemli derecede azaldığında bu sözler nasıl karşılanır? (Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi'de canlı hayvan beslemek önemli bir saygınlık sebebiydi. İlginç olarak Yaban Diyarlardaki Yabancı'da da insanların evinde gerçek çimen olması bir zenginlik belirtisi olarak görülüyordu.)

Daha önce de zaujas bahsetmiş, bir de kitaba sahip olma meselesi var tabi. Bu neden pek dile getirilmiyor çünkü insanlar da biliyorlar kitabın fiziksel haline içeriğinden fazla değer verildiğinde, bir kitapseverden İnstagram'a Kürk Mantolu Madonna fotoğrafı koyan birine dönüşüyorsunuz. Tamam abartıyorum, sonuçta o kitabı hala okuyorsunuz belki ama yine de eğer iki taraf arasına bir çizgi çizersek çizginin diğer tarafına geçmiş oluyorsunuz. Açıkçası benim de hoşuma gidiyor kitaplığımda onlarca kitap olması, ara ara onlara bakıp kendimle gurur duymuyor değilim. Bunu da kendimde bir eksiklik olarak görüyorum, kapitalizmin içimize yerleştirdiği mülkiyet ile tatmin olma duygusu. Bir kitaba herkes eşit bir şekilde ulaşabiliyor olduğunda fiziksel kitaplar da fetiş olmaktan çıkacaklar, biz de yavaş yavaş kurtulacağız bu ilkel duygulardan.

Zaten bu tartışmalar teorik olarak güzel olsalar da pratikte pek bir anlam ifade etmiyorlar. Kabul etsek de etmesek de teknoloji ilerliyor, e-kitaplar basılı yayınlardan daha karlı olduğu anda piyasa o tarafa dönecektir tamamen. Distopyaları, Black Mirror'u falan ben de çok seviyorum ama biraz da gerçekçi olmak gerekiyor. Distopyalar yapıları gereği tamamen negatif noktalara odaklanıyorlar ve olumlu sayabileceğimiz şeyleri mümkün olduğunca es geçiyorlar. Teknoloji nasıl iktidarlara belli kolaylıklar sağlıyorsa aynı imkanları bizlere de veriyor. Birilerinin çıkıp bir kitabın internetteki bütün kopyalarını değiştirebilmesi ihtimali, yine aynı kişilerin o kitabın bütün basılı kopyalarını toplaması ihtimalinden daha az. E-kitap sayesinde sansür olmayacak mesela. Ahmet Şık'ın dağıtımı engellenen kitabını hiç satın almayacak insanlar internetten indirip okudular. Kitapların baskısı asla bitmeyecek, seyahate çıkarken hangi 2-3 kitabı götürsem sorunuyla karşılaşmayacaksınız (bu çok büyük rahatlık gerçekten, elimde basılı olarak bulunan bazı kitapları bile Kindle'dan okuyorum artık). Elinizin altında her an binlerce kitap olacak (Bilgiye erişimin kolaylaşması onun değerini düşürür mü? Günümüzde cevap evet gibi görünüyor ama bence tamamen kişiye bağlı bu. Bilgiye hak ettiği değeri vermeyen insanlar bundan yüz sene önce yaşasaydılar o bilgiye ulaşmak için çaba sarf eder miydi? Hatta bence bu sayede bilginin değerini ulaşılabilirliği değil de içeriği belirlemiş oluyor. Herkesin her şeye ulaşabildiği bir toplumda isteyen herkes alim olabilir.).

E-mürekkep teknolojisi normal kağıttan farklı değil artık ve kalitesi de gün geçtikçe artıyor. Her yerimiz priz dolu, şarj sıkıntısı yok. Arka ışıklandırma sayesinde karanlıkta dahi olabilecek en iyi şekilde okuma imkanımız var. Kitabın yazı fontunu, font büyüklüğünü değiştirebiliyoruz. Bilmediğimiz kelimelerin anlamını öğrenmek için kelimenin üstüne bir süre dokunmak yeterli. Kitabın temini, nakliyesi, kaplayacağı yer gibi sorunlar çağ dışı oldu. Yani bana kalırsa kazananı uzun süredir belli olan bir karşılaştırma bu.

Biliyorum çok uzattım ama Bay_Karamsar'ın gönderisi üzerine de bir şeyler söyleyeyim. Ticaret konusunda hiçbir bilgim yok, ancak internetteki korsan içerik[*]özellikle torrent[/*] durumuna bir çare bulamadıkları sürece söylediğiniz hiçbir şeyin sorun olacağını düşünmüyorum. Oyunlar üzerinden gidersek, mesela bir oyun sorunlu yayınlandığında ve yapımcı çözüm sunmadığında hemen kullanıcılar devreye giriyor. Topluluk yapımı yamalar ortaya çıkıyor. Aynı şey sorunlu kitaplar için de yapılabilir. Kullanıcı kaliteden veya fiyattan memnun olmadığında korsanını temin edebileceği sürece yapımcılar kullanıcının memnuniyetini ön plana koymak zorunda. DRM koruma yöntemleri geliştikçe onları kırmak için de yeni yollar bulunacaktır. Eğer bir gün Steam kapanırsa ve oyunlarıma erişemezsem[*]ya da aynı kalitede bir servis bulamazsam[/*] korsana yönelirim, aynısı e-kitaplar için de geçerli.

19
Sinema / Ynt: Kubo and Two Strings (Sinemalarda)
« : 29 Ekim 2016, 01:33:11 »
Amerika'da çıkaramadı ama diğer ülkeleri de kattığımızda kılpayı geçtiler 60 milyonu. Aslında baya da reklamı yapılmıştı, en azından sosyal medyada ünlü isimler birkaç aydır tanıtıyorlar. Yine de festival filmi olmasından ziyade filmin arkasında güçlü bir dağıtımcı olmayınca bu kadar oldu ancak. The Secret Life of Pets isimli [*]bence[/*]vasat animasyon ise dünya genelinde 864 milyon dolar kazanmış. Eğer Kubo'nun afişinde Pixar falan yazıyor olsaydı muhtemelen ilkokul öğrencilerinin çantalarını Kubo'nun karakterleri süsleyecekti bu sene.

20
Sinema / Ynt: Kubo and Two Strings (Sinemalarda)
« : 29 Ekim 2016, 00:48:46 »
Çok büyük bir heyecanla bekliyordum bu filmi, ancak bulunduğum şehirdeki üç sinemaya da gelmemiş.  Mecburen bir süre daha izleyemeyeceğim. Yine de biraz reklamını yapayım burada :)

Film hakkında okuduğum yorumların neredeyse tamamı filmi göklere çıkarıyor. Bakın mesela Pat Rothfuss aynı gün içerisinde attığı iki tweette ne demiş:

Alıntı
Kubo ve Sihirli Telleri dahiyane. Bayıldım. Tek bir tweet'e sığdırabileceğimden daha fazla mükemmellik içeriyor. Kesinlikle zamanınıza değecek.

Bütün gündür Kubo ve Sihirli Telleri'ni düşünüyorum ve galiba yeniden görmeye gideceğim. Daha önce hiçbir filme iki kez gitmedim.

Neil Gaiman da filmi çok seven bir başka isim. Ekşi sözlük'ten bir yazar da baya beğenmiş.

Film tamamen stop-motion kullanılarak yapılmış. 72 ayrı set kurulmuş, sadece başkarakter Kubo için 48 milyon farklı yüz ifadesine olanak sağlayan 23.187 prototip üretilmiş. Filmin girişindeki bot sekansını çekmeleri 19 ay sürmüş. Yapım aşamalarıyla ilgili şöyle iki şahane video var:

https://www.youtube.com/watch?v=plXmbLAUTRg

https://www.youtube.com/watch?v=zHyTYL1Z1aM

Dublajın her zaman bir soru işareti olduğunu biliyorum ama açıkçası özellikle animasyonlarda hiç de fena iş çıkarmıyoruz. Dublajlı fragmandan anladığım kadarıyla bence yine kötü olmamış.

Kısaca eğer sinemada izleme imkanınız varsa lütfen gidip izleyin. Film zaten 60 milyon dolarlık bütçesini zor çıkardı. Gerçekten büyük emek harcanan böyle yapımlar hak ettikleri karşılığı bulamayınca bu insanlar sektöre küsecekler diye çok korkuyorum. (Ayrıca İç Anadolu şehirlerindeki hakim sinema kültürünü de alkışlıyorum(!) buradan)

21
Televizyon / Ynt: Westworld
« : 19 Ekim 2016, 21:53:39 »
Diziyi izlemeye henüz başlayamadım ama yapılan yorumlarla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Anladığım kadarıyla birçoğunuz dizinin hikayesinin kısa sürede tükeneceğini düşünüyor. Ancak daha önce çıkan haberlerde Jonathan Nolan'ın dizinin 5-6 yıllık senaryo planlamasını yaptığı belirtilmişti. Hatta sırf bu planlama süreci bitsin diye beklenenden biraz daha geç başladı ilk sezon. Nolan'ın bir önceki dizisi Person of Interest de ağır, hatta sıkıcı bir şekilde başlamıştı ama ilerleyen sezonlarda anlaşıldı ki aslında o bölümlerde yapılan şey altyapının kurulmasıymış. Dizinin kalitesi gün geçtikçe arttı ve özellikle üçüncü sezondan itibaren PoI çok farklı bir yapıya büründü. Bence Westworld için de biraz daha sabırlı olmak lazım, PoI'de olduğu gibi hikaye hiç umulmayan taraflara gidebilir.

22
Yazarlar / Ynt: Neil Gaiman
« : 02 Ekim 2016, 18:34:20 »
Harika bir kaynak olmuş Burak, çok teşekkürler. Bunu görünce sevinçten havalara uçacak bir Fiddler kişisi tanıyorum :) (O da almadıysa tabii).

Rica ederim abi :)

Görmüş olsam kesinlikle alırdım, çok güzel düşünmüşsünüz. Elinize sağlık.

Ufak bir rica: Bildiğim kadarıyla birden fazla formatta geliyor hb'dan alınan kitaplar. Elinizde varsa epub olarak alma şansımız olur mu acaba bunları? Pdf'ten çevirmek pek mümkün olmuyor da.

Haklısınız, epub versiyonları da indirilebiliyor. Ben eserlerin çoğu çizgi roman olduğu için pdf olarak koymuştum ama madem o daha çok işinize geliyor, onları da yükledim.

Buyrun bu da epub linki: https://www.dropbox.com/sh/pj4wf43axhzeku3/AAAiPSSJ1tbnxRMXBsZlGQG8a?dl=0

23
Yazarlar / Ynt: Neil Gaiman
« : 01 Ekim 2016, 23:41:45 »
Geçenlerde ekşi sözlük'e yazmıştım, aklıma düşmüşken buraya da ekleyeyim. Humble Bundle'ı bilenler bilir, geçen sene "Neil Gaiman Rarities[*]Nadideleri[/*]" adında çok bilinmeyen Gaiman eserlerinden oluşan bir paket sunmuşlardı. Ben de almıştım hemen. Üstünden baya zaman geçti, şimdi bu eserleri internette dahi bulmak pek mümkün değil. Ben de hepsini tek tek indirilebilecek şekilde Dropbox'a yükledim. Dilleri haliyle İngilizce, aralarında öyle ahım şahım bir şey de yok pek. Yine de meraklısı varsa buradan inceleyebilir ve indirebilirsiniz:

https://www.dropbox.com/sh/17kl6t29ne6mq0u/AAD6iUHEjwGw08GzDCdmrUfqa?dl=0

20 eserin tam listesi de şöyle (burada da Goodreads sayfaları var):

- Adventures in the Dream Trade (Kısa öykülerden, şiirlerden, denemelerden ve şarkılardan oluşan bir derleme.)
- Gods & Tulips (Yaptığı üç konuşma.)
- Free Speeches (Bol miktarda çizimle zenginleştirilmiş bir başka konuşma derlemesi. Bu sefer Frank Miller, Dave Sim gibi başka isimler de var.)
- Being An Account of the Life and Death of the Emperor Heliogabolous (24 saatte yazıp çizdiği bir çizgi roman.)
- Ghastly Beyond Belief (Kim Newman ile hazırladığı fantastik kurgu- bilim kurgu alıntıları derlemesi.)
- Sweeney Todd & Other Stories (Michael Zulli'nin çizdiği, bitirilmemiş Gaiman çizgi romanı.)
- Angels & Visitations (Kısa öyküler, kurgu dışı yazılar, şiirler.)
- Day of the Dead (Babylon 5 senaryosu.)
- An Honest Answer & Other Stories (Bryan Talbot ve Dave McKean'in çizdiği Gaiman çizgi hikayeleri.)
- Feeders & Eaters With Mark Buckingham (Mark Buckingham'ın çizdiği Gaiman çizgi hikayeleri.)
- Neil Dreams (Gaiman'ın iki rüyasının çizgi romana dönüştürülmesi.)
- Outrageous Tales From the Old Testament and Seven Deadly Sins (80'lerde baya olay olmuş, Dave McKean, Alan Moore, Dave Gibbons gibi isimleri de içeren çizgi roman derlemesi.)
- Duran Duran (İlk baskıdan sonra tekrar yayınlanmamış, Gaiman'ın hiç yazmamış olmayı dilediği Duran Duran biyografisi.)
- Love, Fishie (Neil ve kızı Maddy'nin yazdığı öyküler, şiirler. Gaiman'ın 42. yaş günü hediyesiymiş.)
- A Little Gold Book of Ghastly Stuff (Kısa öyküler, denemeler, şiirler.)
- Manuscript Found in a Milk Bottle (Kısa öykü.)
- Blood Monster (Gaiman'ın yazdığı korku çizgi öyküsü.)
- Seven Deadly Sins (Yine Alan Moore, Bryan Talbot, Dave Gibbons'un falan dahil olduğu çizgi roman derlemesi.)
- Sculpture Stories (Lisa Snellings'in yaptığı heykelcikler ve Gaiman'ın çeşitli yazıları.)
- A Fall of Stardust (Charles Vess'in resimlediği bir Gaiman öyküsü ve birkaç şiiri.)

24
Bilim & Teknoloji / Ynt: Kindle Soruları
« : 26 Eylül 2016, 23:07:02 »
Örneğin ePub formatında 30 tane kitabım var. Calibre'den çevirirken toplu çevirme yapabiliyor muyuz? Ayrıca Kindle'ı önerir misiniz? Ülkemizde resmi olarak satışta olmadığı için lisans veya dil sorunları çıkıyor mu? Cihaz etkinleştirme kolayca yapılıyor mu? Bazıları reklam çıkıyor diyor, o durum nedir? Bunlara açıklık getirirseniz mutlu olurum.

Selamlar. Diğer arkadaş şu an çevrimdışı galiba, hazır görmüşken ben elimden geldiğince cevap vereyim.

2 yıldır Kindle Paperwhite 2 modelini kullanıyorum ben de. Epub formatındaki kitaplarınızı Calibre üzerinden topluca mobi'ye çevirebilirsiniz. Calibre'nin arayüzü zaten Türkçe, kullanımı da oldukça basit. Bir kez alıştıktan sonra birçok konuda işinizi baya kolaylaştıracaktır.

Ben Kindle'dan çok memnunum. PW2 almayı düşündüğünüzü söylemişsiniz gerçi ama yine de belirteyim, kesinlikle ışıklandırmalı bir model alın. Zaten bir e-kitap okuyucuyla yapabilecekleriniz oldukça kısıtlı olduğu için diğer markaların da aşağı yukarı işinizi göreceğini düşünüyorum. Kindle alacaksanız da içiniz kesinlikle rahat olsun.

Lisans ve dil sorunu derken tam olarak neden bahsettiğinizi anlamadım. Ürünü amazon.com hesabınıza rahatlıkla ekleyebiliyorsunuz. Kindle'ın kendi arayüzü İngilizce ama şimdiye kadar Türkçe karakterlerde bir sorun yaşamadım. Reklamlar da aslında okuma zevkini baltalayan bir şey değil, yine de Amazon'un canlı yardım kısmına bağlanıp Türkiye'de yaşadığınızı, dolayısıyla reklamların bir faydası olmadığını söylerseniz onlar kaldırıyorlar. Ben öyle yapmıştım.

Umarım yardımcı olabilmişimdir :)

Sayfa: 1 [2]