46
Tartışma Platformu / Ynt: Çeviri - Witcher - 2. Başlangıç Öyküsü - Yazgının Kılıcı
« : 13 Mart 2017, 14:39:32 »
Öncelikle tanımadığım insanlara hitap ederken senli benli konuşmanın nezaketsizlik olduğunu düşünüyorum, ben size "siz" diye hitap etmeye devam edeceğim.
TDK faks makinesine "belgeokur veya evrakgeçer" demeye çalıştı, bilgisayar çipine "yonga", dart oyununa "oklama" demeye çalıştı, vs. Tutmadı. Geç kalmıştı, insanlar halihazırda kullanmaya başlamıştı o kelimeleri ve imgelemlerinde hiçbir şey ifade etmeyen sonradan türetilmiş bir kelimeyi kullanmayı tercih etmediler. Örneğin bilgisayar sözcüğü aynı akıbeti yaşamadı çünkü bilgisayarın kendisi hayatımıza tamamen girmeden önce "bilgisayar" sözcüğü türetildi, kabul gördü ve kullanıma girdi. Bu yüzden bazı sözcüklerin türetilmesi hakkında "geç kalınmış" tabirini kullandım.
"İngilizce ölü bir dildir." Bu sizin hüsnü kuruntunuz.
"Oktay Sinanoğlu der susarım." Oktay Bey muhteşem bir kimya profesörüydü. Bu onu dil uzmanı yapmaz. Türkçe konusunda Fatih Terim'i veya Aziz Sancar'ı referans almayacağım gibi, onu da almam.
"Siz de yayıncısınız galiba, bunun en büyük sorumluları da sizsiniz" Gurur duyarım.
Harry Potter'ın çevirisinde "hortkuluk" çevirisi işe yaramış olabilir. Bunun sebebi, daha önce de dediğim gibi dilde daha önce "horcruxes" gibi bir sözcüğün hiç kullanılmamış olmasıdır. Witcher sözcüğü Türkiye'de neredeyse on yıldır kullanılan bir sözcük. Witcher dediğiniz zaman hitap ettiğiniz kitle suratınıza bön bön bakmaz. Ne demek istediğinizi anlar. Aynı kitleye "alçeri" dediğiniz zaman, sizi anlamaz. Ha onlara Türkçe "alçeri" demişsiniz, ha Çince "nihao" demişsiniz. Farkı yoktur.
Ben, "Ey vatandaş! Böyle konuşacaksın! Bunları söyleyeceksin! Böyle düşüneceksin!" diye direten, yeri geldiğinde baskıcı olan bir anlayıştan ziyade, kabaca, "İnsanlar böyle konuşuyor, böyle anlaşıyor, ben de onların beni anlamasını istiyorum, onların dilini kullanırım. Esas olan anlaşılabilmektir," olarak özetlenebilecek bir düşünceyi benimsiyorum. Kendi anlayışınızı bana "zorla" benimsetmeye çalışmadığınız sürece, istediğiniz gibi çevirmekte, düşünmekte "hürsünüz". Ben kimseye zorla bir şey dayatmıyorum, baskı kurmaya çalışmıyorum. Kullandığım sözcükleri beğenmiyor musunuz? Kullanmayınız efendim. Bu kadar basit. Ben de sizin sözcüklerinizi kullanmıyorum.
TDK faks makinesine "belgeokur veya evrakgeçer" demeye çalıştı, bilgisayar çipine "yonga", dart oyununa "oklama" demeye çalıştı, vs. Tutmadı. Geç kalmıştı, insanlar halihazırda kullanmaya başlamıştı o kelimeleri ve imgelemlerinde hiçbir şey ifade etmeyen sonradan türetilmiş bir kelimeyi kullanmayı tercih etmediler. Örneğin bilgisayar sözcüğü aynı akıbeti yaşamadı çünkü bilgisayarın kendisi hayatımıza tamamen girmeden önce "bilgisayar" sözcüğü türetildi, kabul gördü ve kullanıma girdi. Bu yüzden bazı sözcüklerin türetilmesi hakkında "geç kalınmış" tabirini kullandım.
"İngilizce ölü bir dildir." Bu sizin hüsnü kuruntunuz.
"Oktay Sinanoğlu der susarım." Oktay Bey muhteşem bir kimya profesörüydü. Bu onu dil uzmanı yapmaz. Türkçe konusunda Fatih Terim'i veya Aziz Sancar'ı referans almayacağım gibi, onu da almam.
"Siz de yayıncısınız galiba, bunun en büyük sorumluları da sizsiniz" Gurur duyarım.
Harry Potter'ın çevirisinde "hortkuluk" çevirisi işe yaramış olabilir. Bunun sebebi, daha önce de dediğim gibi dilde daha önce "horcruxes" gibi bir sözcüğün hiç kullanılmamış olmasıdır. Witcher sözcüğü Türkiye'de neredeyse on yıldır kullanılan bir sözcük. Witcher dediğiniz zaman hitap ettiğiniz kitle suratınıza bön bön bakmaz. Ne demek istediğinizi anlar. Aynı kitleye "alçeri" dediğiniz zaman, sizi anlamaz. Ha onlara Türkçe "alçeri" demişsiniz, ha Çince "nihao" demişsiniz. Farkı yoktur.
Ben, "Ey vatandaş! Böyle konuşacaksın! Bunları söyleyeceksin! Böyle düşüneceksin!" diye direten, yeri geldiğinde baskıcı olan bir anlayıştan ziyade, kabaca, "İnsanlar böyle konuşuyor, böyle anlaşıyor, ben de onların beni anlamasını istiyorum, onların dilini kullanırım. Esas olan anlaşılabilmektir," olarak özetlenebilecek bir düşünceyi benimsiyorum. Kendi anlayışınızı bana "zorla" benimsetmeye çalışmadığınız sürece, istediğiniz gibi çevirmekte, düşünmekte "hürsünüz". Ben kimseye zorla bir şey dayatmıyorum, baskı kurmaya çalışmıyorum. Kullandığım sözcükleri beğenmiyor musunuz? Kullanmayınız efendim. Bu kadar basit. Ben de sizin sözcüklerinizi kullanmıyorum.