Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - diana

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 32
16
Ejderha Mızrağı / Hiç Tartışılmayanlar!
« : 20 Kasım 2010, 01:36:59 »
Bu konudaki tüm sorular ve yanıtları Fırtınakıran'la yaptığımız söyleşilerden derlenmiştir. Hiçbir yerden alıntı değildir. Soruların tümünü ben sormuş bulunmakla beraber yanıtları da Fırtınakıran vermiştir. Ve ikimizinde bu konuya mesaj atacak olan herkesten bir ricası bulunmakta. Lütfen yorum olarak tek cümlelik şeyler yazmayın.(çok güzel, ellerinize sağlık, hiç olmamış gibi cevaplar değil konuda konuşulanlar üzerine yorumlarınızı bekliyoruz).
 Ve de eleştirilerinizi saygı çerçevesi içerisinde gerçekleştirin. .Burada okuduğunuz soru ve cevaplar aklınızda başka sorular yaratıyorsa onları da bu başlık altında paylaşın ki hoş bir tartışma ortamında cevap arayalım.

Zira gereksiz ya da tartışmaya yol açacak her türlü yorum direk Fırtınakıran tarafından silinecektir. Her sorunun başında da hangi kitaplarla ilgili olduğu yazmaktadır.


Ejderha Mızrağı Destan Üçlemesinin tamamı
Spoiler: Göster
 Kitiara mızrak kahramanlarının arasında yer alıyor mu ? Sonuçta yol arkadaşlarından biriydi. Ama onlara karşı savaştı. Fakat bu savaş yine mızrak savaşları sırasında oldu. Bu onu mızrak kahramanlarından biri yapar mı? Bir kaç yerde mızrak kahramanı diye geçiyor. Ama ben yinede sana sorayım dedim.

Spoiler: Göster
İlk kitabın başında Mızrak Kahramanları'nı tanıtırken Kitiara'yı da içlerinde sayar. Ama bence bu yanlış. Mızrak Kahramanı dediğin kişiler bu uğurda savaşanlardır. Kitiara'da savaşmıştır ama Kitiara mızrağın diğer tarafıdır. Bu bakımdan evet bir Mızrak Kahramanı'dır ama asıl karakterlere baktığımızda kendisi baş düşmanlardan birisidir. O zaman Ariakas, Verminand gibi kişilerin de bu "kahramanlıkta" adları olmalıydı bana göre.

Ben şahsen Kitiara'yı bir mızrak kahramanı saymıyorum. Dediğin durum benim de kafamı çok kurcalamıştı. Raistlin bile mızrak savaşında iyi tarafta hizmet vermişti(Öyle ya da böyle yararı dokundu sonuçta). Ama Kitiara, aksine bir mızrak kahramanını öldürdü.
Bu yüzden mızrak kahramanlarının azılı düşmanları listesi olmalıydı bence ve Kitiara orada olmalıydı. Pek doğru bulmuyorum o tanıtımı kısaca.






Kayıp Yıldızın Ejderhaları
Spoiler: Göster
 Ruhlar savaşında Skie ölürken Kitiarayı görmüştü. Sence bu bir hayal miydi yoksa gerçek mi?

Spoiler: Göster
Kitiara pek çok erkeğin kalbini kazanmış bir kadındı. Tanis gibi bir ölümlünün dışında, Lord Soth gibi muazzam güçlere sahip eski bir Solamniya Şövalyesi, Dalamar gibi gücü her şeyden önde tutan bir kara büyücüyü kendine esir etmişti. Onun gibi biri neden bir ejderhayı da kendine aşık edemesinki? Kitapta da ima edildiği gibi, Skie de Kitiara'ya aşıktı. Ruhlar Savaşı'nda, eski günlerin savaş ve zaferlerini anarken Kitiara'yı da sık sık düşünüyor, onun çarpık gülümsemesini ve kıvırcık saçlarını hayal ediyordu.
Peki bunca şeyi neden söyledim? Skie de Kitiara'ya karşı bir tutku beslerken, ölüm anında onu düşünmesi kadar olağan bir şey yoktur bence. Bana göre, Skie bir hayal gördü. Daha önceleri düşlediği gibi, Kitiara'yı düşündü o an. Çünkü artık yolun sonuna gelmişti ve en çok görmek isteyeceği Kitiara'dan başkası değildi.

Bunun hayal olduğunu düşünmemin bir diğer yanı ise, Kitiara'nın asla tam olarak birini benimsemeyişidir. Dalamar'a yaralanmış gibi gelişi, Tanis'e olan davranışlarını unutmamak gerek. Ona hayran olanlara karşı ilgisinin belli bir müddeti var. Bu yüzden, her ne kadar kendi ejderhası olsa Skie için bile kalıcı bir ilgiye sahip oalcağını düşünmüyorum. Kaldı ki, Takhisis kıskanç bir tanrıça ve Kitiara'nın Skie'ye görüşmesine bence pek de sıcak bakmayacaktır.




İkizlerin Sınavı Ve Ruhlar Savaşı Üçlemesi
Spoiler: Göster
İkizlerin sınavının sonunda Tas zamanda yolculuk aletini almıştı. Ve de onunla işi bittikten sonra geri getireceğini söylemişti. Tasın bu aletle nerelere gittiği yada neler yaptığı hakkında herhangi bir bilgi var mı?


Spoiler: Göster
Tass'ın sağı solu belli mi olur . O kısımlarla ilgili bir bilgi verilmemekle birlikte, Ruhlar Savaşı'nda bu aleti kullanıışını görüyoruz. Ondan önce ise, Yaz Alevi Ejderhaları'nda Kaos'a karşı neler yaptığını ve Tass'a nasıl veda ettiğimizi okuduk. Tass'tan kurtulamk bu kadar kolay mı? Bilindiği üzere aleti Paladine'dan tekrar istiyor. Ama burada bir "tekrar isteme" durumu söz konusu. Demek ki, ondan önce de bazı işleri varmış . Caramon'un cenazesinde bulunmak için kullandığını biliyoruz.
Bence o kısımlar, Weis ve Hickman'ın atladığı yerlerden. Kesin bir bilgi yok kısaca




Yitik Ayın Ejderhaları
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşının sonunda Paladine bir fedakarlık yapıp Takhisisi öldürmüştü. Peki bu fedakarlığı başka bir ışık tanrısı yapsaydı yine Takhisis'i öldürebilir miydi?


Spoiler: Göster
Bence hayır. Şimdi Krynn düzenine göre yorumlarsak, öncelikle Tanrıların belli bir düzende olduğunu görürüz. 3 adet en büyük tanrı var: Paladine, Takhisis, Gilean. Onlardan sonra gelenler ise çeşitli kollara ayrılıyor. Herzaman bu üçünün en büyük olduğu söylendi. (tabii en büyük derken, tüm tanrıların babasını, Kaos'u, saymıyoruz. Ayrıca Her Şeyi Yaratan ve Her Şeyi Yokedecek olan da dahil değil-Karanlık havari Üçlemesi) Güçler bu şekilde belirtilmişken ve böyle bir hiyerarşik düzen varken, bence bir tanrıyı o büyü ya da güçle (her ne dersek) yok etmek için ona denk bir güce sahip bir başka tanrı yok edebilir. Takhisis'i Gilean yok edebilirdi, ama bir başkası, hayır. Yoksa neden 3 büyük tanrı onlar olsun ki? Belki de o gücü sadece onalr kullanabiliyordur. Ama bu durumla ilgili kitapta hiçbir bilgi verilmiyor. Sadece bu yok etmek gücünden ve bedelinden tüm tanrıların haberdar olduğunu biliyoruz.

Elbette bunlar benim yorumlarım. Öyle kesin konuşmayayım . Toparlarsam, bir tanrıyı yok etmek için ya ondan güçlü bir tanrı lazım ya da ona denk.




İlk Bahar Şafağı Ejderhalarından sonraki tüm kitaplar
Spoiler: Göster
Ejderha mızrağında ruhlar savaşı sırasında kaybolan porthios hakkında sonradan hiç bir bilgi alınabiliyormu? Ve Silvara'nın Gilthanas tarafından bulunduğu doğrumu? Bulduysa ne zaman buldu?

Spoiler: Göster
Porthios hakkında sonradan hiçbir bilgi verilmiyor. O yüzden öldürüldüğü varsayılıyor ama bahsedilirken kayıp deniyor.
Gilthanas ile Silvara'nın arasında ise hazin bir olay var ve bu dile getirilmiyor.
Gilthanas'ın korkunç bir sonu olmuş Silvara ile beraberken, ama ne oldu ya da nasıl oldu, hüzünlü bir son olduğu için kimse tarafından ağza alınmıyor.
Kısaca bu konuda da kesin bir bilgi verilmiyor kitapta.

Bu iki olay gibi, bir-iki olayda nedendir bilinmez kitap muallakta bırakarak okuyucunun yorumlamasını istemişler belli ki..



Ruhlar Savaşın tamamı
Spoiler: Göster
 Porthios ölü oalrak kabul ediliyor demişsin ama Ruhlar Savaşı'nda Silvanoshei ve Mina arasında geçen bir konuşma vardı. Silvanoshei bir şey hakkında(ne olduğunu hatırlamıyorum) annesi ve babasının mezarı üzerine yemin ediyordu. Minada ona annesininde babasınında ölmediğini söylemişti. Bu durumda porthiosu yaşıyor kabul edemez miyiz?


Spoiler: Göster
Porthios'u elfler ölü olarak kabul ediyor. Karısı Alhana bile, ne kadar inatçı biliyorsun, içten içe öldüğünü düşünmüyor değil. Mina öyle demişti evet ama benim dediğim elf asilerinin kabullenmesiydi. Bahsederken kayıp diyorlar ama o kadar uzun süredir kayıp ki doğal oalrak öldü diye düşünüyorlar. Mina'nın o cümlesine rağmen Porthios'tan hiçbir iz çıkmıyor. Nerede, ne oldu meçhul. Biz yaşıyor kabul edebiliriz, zaten elf asilerde tam olarak umudunu kesmiyor. Ama düşünsene, çok uzun süredir haber alamadığının birinin öldüğünü sen de düşünmez misin ister istemez ? Durum bu şekil.de Kendisi kayıp ve hiçbir bilgi yok.





Tüm Ruhlar Savaşı ve Karanlık Havari
Spoiler: Göster
Mina, Ruhlar savaşı esnasında Silvonesheiye kendisine aşık olmadığını aslında onun içindeki tanrıya aşık olduğunu söylemişti. Mina Takhisisi kast etmişti. Ama Karanlık Havaride öğrendik ki Minda bir tanrıymış. Bu durumda Mina aslında farkında olmadan doğru mu söyledi? Yani Silvanoshei gerçekten Minanın içindeki o tanrıya mı aşıktı?


Spoiler: Göster
Nasıl ki Chemos ona aşık olduğunda şaşırmıştı, bir ölümlüye aşık olduğunu kabul edememişti, Silvan da onun bir tanrı olduğunu bilmeden Mina'nın çekim alanına girdi. Paladine'a çok bağlı elfler bil onun yolunda birleşti, onun sözlerini dinledi. Savaş alanında, kafası kazınmış, 17 yaşında bir kızken ordular onun önünde eğildi, onların sözlerini dinledi. Neden? Çünkü senin de dediğin gibi o aslında kayıp bir tanrıydı.

Silvan, annesi ve babasının mirasını devralmaya çok istekliydi hatırlarsınki. Doğduğundan beri sürgün ve sürekli birilerinden kaçarak yaşayan biri, tahta çıkıp Silvanesti'nin hakimiyetini alma konusunda oldukça idealist olacaktır. Silvan, böyle bir durumda sıradan bir insan kıza aşık olmazdı bence. Her şeyi geçelim, Mina'nın tanrılığı her ölümlüyü etkisi altına almışken Silvan'ı da alması çok olağan.

Mina doğru söylüyordu, o Mina'nın tanrı yanına aşıktı. Hani Laurana Takhisis ile karşılaştığında, hem korkuyor hem de içinde dayanılmaz bir tapınma isteği oluşuyordu ya, bu da bunun gibi bir şey bence. Silvan gerçekten aşık olmadı, o bir tanrıya karşı koyacak güce sahip değildi o kadar. Tıpkı diğerleri gibi. Bunu yapan bir Raistlin'i gördük zaten .




Ruhlar Savaşı ve Karanlık Havari
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında yurtlarından sürülen elflere ne olduğu biliniyor mu? Yurtlarını geri alabildilermi?

Spoiler: Göster
Qualinesti elfleri bir zamanlar hor gördükleri insanların yanında çalışıyorlar ve sefalet içindeler. İnsanlar da bunları çok eziyor ama. Kötü davranıyorlar. Ucuz işçilik yapıyorlar. Ailelerine bakmak için demircilerin yanında çalışıyorlar falan. O parıltılı günlerinden hiç eser yok. Toz,toprak içindeler görünüş olarak. Ülkeyi geri alamadılar. Silvanesti'nin sonu da öyle pek muhteşem değil. Onlar da kendi sonlarını getirdi. Yine de Qualinesti'ye oranla nasıllar bir şey denmiyor pek.



Tüm Ruhlar Savaşı ve Karanlık Havari
Spoiler: Göster
Acaba elflerin sürgün olmasında paladineninde sürgün olmasının da bir faktörü varmıdır? Çünkü sonuç olarak elfler paladine tarafından oluşturulmuş bir ırk.

Spoiler: Göster
Paladine ve elflerle ilgili çok güzel bir yorum getirmişsin. Açıkçası ben bunu hiç düşünmemiştim . Ama neden olmasın? Belki doğrudur. Ben daha realist bakıyorum olaya. Şöyle ki, elfler yıllar yılı bir ittifak içine girmeden yaşadılar. Taa Huma devrinde Solamniya Şövalyeleri ile adam gibi bir ittifakları vardı. Ne zamanki ogreler ormanlardan bastırıp Mina ve ordusu çıka geldi, o zamanlarda daha yeni yeni Solamniya lejyonlarıyla ittifak yapmaya başladılar. Ama daha temelden bir birlikleri olsaydı bence bu derece kötü hale gelmezler hatta yıkılmazlardı. Solamniyalılar onlara kibarca gidin dedi bir düşün. Burda bahsettiğimiz adamların Yemin ve Ölçü diye bir kurallar kitabı var ki casusuluk en büyük şerefsizlik oalrak ifade ediliyor bu kurallar arasında. Kendi toprakalrında çadır kuran bu elflere nedne kibarca haydi yolunuza dediler? Geçmişten gelen kırgınlıklar var mutlaka. Elflerin ukalalıkları biraz da sonları oldu. Hepsi bir Laurana olsa bu olmazdı bence .
Yine de yorumun da mantığa çok uygun. Bunun da olma olasılığı vardır yahu ^^. Diplomatik olarak eksikliklere bağlamıştım ben okurken. Bir de dediğin gibi Paladine'in yarattığı ırk ya Takhisis'in özel bir garezi var. Yine de Paladine-Fizban- seçilmişlerini bir yarı-elf ve insanlardan seçti değil mi? Elflerin en büyük kahramnı Huma zamanında bir ejderhayı kesen Kalith Rian'dır. Başka da bilinen yok :/.(severim kendisin ^^).



Efsaneler Üçlemesi ve devamındaki tüm kitaplar
Spoiler: Göster
Dalamar hakkında görüşlerin neler? Sence sadece kendi çıkarları için hareket eden biri mi? Yoksa elf olmasına bağlı olarak haladır içinde iyi bir şeyler varmı? Bu soruyu tanisin dalamara dostum diye hitap etmesine binayen soruyorum.

Spoiler: Göster
Dalamar'ın bence de içinde iyi bir yan var. Hani Tanis Gilthas'ı kral yapmamak için uğraşırken Dalamar çok yardım etmişti ya, "cübbenin rengini mi değiştirmeye çalışıyorsun!" gibi komik bir laf etmişti , oradan belli bence. Raistlin kadar kararlı bir kötü olamadı. Tamam kötü biri ama içinde bir yerlerde elfliğin getirdiği bir yumuşaklık var bence. Hem Tanis ona Raistlin'e güvendiğinden daha çok güvendi ve senin de dediğin gibi dostum dedi.


İkizlerin Sınavı
Spoiler: Göster
Tanis ikizlerin sınavında dalamarın verdiği bir bileziği takmıştı. Dalamar ise bu bileziğe iyi kimselerin dokunamayacağını söylemişti. Birşey daha eklemişti ama hatırlamıyorum.Tanisde bileziği takabilmişi. Burada tam olarak ne olduğunu  anlayamadım. Sence Dalamar tam olarak neyi kast etmişti?

Spoiler: Göster
Bilezik olayı tam bir muamma . Tanis ne olursa olsun bence iyi bir karater. Zaman zaman tarafsızlığın sembolü olsa da mızrak savaşında iyilerin önde gelen adamlarındandı. Bir Çin filozofu der ki "her iyinin için de bir kötü her kötünün için de bir iyi vardır" bence bunla alakalı bir şey bu durum.


Efsaneler Üçlemesi Ve Yitik Ayın Ejderhaları
Spoiler: Göster
Efsaneler üçlemesi boyunca kafama takılan bazı sorular olmuştu. Öncelikle Caramon ve Raistlin. Üçleme boyu ikisinin arasındaki duygular durmadan değişti. Bir bakıyorsun birlikte kahkaha atıyorlar. Bir bakıyorsun raistlin caramonun kafasını onlara vereceğine dair devarlara söz veriyor. Sonrada yaz alevinde gelip özür diliyor. Bunları göz önünde tutarsak raistlin aslında caramondan hep nefret mi etti? Yoksa onu hep sevdi mi?

Spoiler: Göster
Aslında şöyle bir durum var, Ruhlar Savaşı'nda Yitik Ayın Ejderhalarında Raistlinin ruhu bir laf ediyordu Gerard'a hatırlıyor musun? Eh, gerçekten kayda değerdi o laf . Kardeşi gibi sıkıcı olduğunu ama aslında kardeşini sevdiğini sadece bazen çok canını sıktığını söylüyordu. Raistlin bence Caramon'dan gerçekten nefret ediyordu ama ölüp de ruhunun kızgınlığı dindiğinde ona tam bir kardeş gözüyle baktı ve sevdi. Bence sonradan sevdi yani . Benim fikrim bu tabii. Önceden seviyor olsa Caramon zil zurna şarhoşken raistlin için) cevap mektubu atardı. Koskoca büyücü istese kardeşinden haber alırdı.


Destan Üçlemesi
Spoiler: Göster
Sence ejderha mızrağındaki en başarılı karakter hangisi?

Spoiler: Göster
Ejderhamızrağının her karakteri çok başarılı. Hep Raistlin gelir akla ilk ama bence Sturm da çok başarılıdır mesela. Bu kadar doğrularından taviz vermeyip, bir anda bir kadına aşık olup onun için her şeyi göze alabilen, tanımadığı insanlar ölürken göz yaşı dökebilen bir erkek o. Tanis de çok başarılı. Dengenin merkezini oluşturuyor bence grupta ve lider olarak alışılmışın dışında biraz. Özellikle hüzünlü geçmişi ve annesinin başına gelen o tecavüz olayıyla .


Efsaneler Üçlemesi ve
Spoiler: Göster
Geçenlerde bir yazı okumuştum. Raistlinle ilgili. Orada raistlinin krynnın kayıp yirmi üçüncü tanrısı olduğuna dair bir şey söyleniyordu. Bu doğru mu ? Tamam raistlin bir tanrı olmaya çalıştı ama sonuç olarak buna pişman oldu.

Spoiler: Göster
Raistlin tanrı oluyordu bir ara. Hani Caramon geleceğe gidiyordu orda her şeyin yitip gititğini görüyordu ya. O sıra Göklerde kumsaati şeklinde bir takım yıldız patıldıyordu ve Takhisis'içoktan yenmiş Paladine ile savaşıyordu. Raistlin'in tanrılığa adaylığı çok cidi bir konu. O bakımdan orada yazan bilgiye yanlış demem doğru olmaz. Çünkü her ne kadar geleceği Caramon ve Raislin değiştirseler de eğer engel olmasalardı Raistlin gerçekten tanrı olacak ve Takhisis gibi 3 büyük tanrıdan birini devirecekti.
Onda bu potansiyel olduğu için23.kayıp tanrı sayılabilir. Sonuçta tanrı olsa kayıp sıfatını almazdı sanırım :. Yine de olmadığı için bu bilgiye tam olarak doğru diyemem




Ejderha mızrağı karanlık havari üçlemesiyle sonlanıyor mu? Yoksa yine devam edecek mi? Zira ortada haladır yanıtlanmamış sorular var.

Karanlık Havari en son çıkan üçleme. Weis devam etmeyeceğim dedi kestirdi attı . Şimdi ara kitaplar var. Cüce Derinlikleri Ejderhaları falan var ya. Karanlık Havari'den sonra kayıp tarihçeler üçlemesi çıktı ana serinin yazarlarından. Daha da devam etmeyecekler bildiğim kadarıyla.
Ben tadında bırakılması gerektiğini düşünüyorum aslında. Yazsalar daha ne yazacakalar? Kopuk zaman ve havada kalmış konuları(mesela Kharas'ın çekicini nasıl bulduklarını) bu kayıp tarihçeler üçlemesiyle zaten anlattılar.


Yaz Alevi Ejderhaları ve Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Yaz alevi ejderhalarında tanrılar krynnı terk etmişti. Hatta fizban veda bile ettiğini gördük. Ancak ruhlar savaşında öğrendik ki Takhisis dünyayı çalmış. Ve Tas o zaman olması gereken geleceğe gittiğinde tanrıların dünyada olduğunu görmüştü. Yani aslında tanrılar dünyayı terk etmemişti. Onu takhisis çalmıştı. Fakat yaz alevi ejderhalarının sonunda terk ettikleri söyleniyordu. Daha doğrusu kaosun peşinden gitmek zorunda kaldıkları. Bu durumda ne olduğuna pek fazla çözemedim doğrusu.

Spoiler: Göster
Yaz Alevi Ejderhaları'ndaki olay benim de kafamı karıştırmıştı. Biz her ne kadar ardı ardına okusak da Ruhlar Savaşı ve Yaz Alevi Ejderhaları'nın Amerika'daki yazım tarihleri arasında uzun bir zaman var. Bence bu durum yazarların bir mantık hatası. Çünkü dediğin gibi gayet normal terk edip gittiler. Güzelim serimin bir ayıbı bence bu . Yakışmadı seriye. Ama şşşt görmemiş gibi yap xD. Diyelim ki mantık hatası değil, o zaman bence Takhisis çok entrikaçı bir tanrıça olduğu için herkesi uyutmak maksatlı Fizban kılığına girdi. Eh o bir tanrıça bunu yapabilecek güce sahip. Dünyayı çalmayı önceden planlıyorduysa insanları kandırmak için veda ediyor, ve daha sonra insanların isyan ettiği, terk ediyor havasına büründürmüş olabilir. Bence mantık hatası ağır basıyor .
Bir de şu var ama, artık dünya işlerine böyle Fizban gibi gelip karışmıycaz uzaktan izleyeceğiz demek için gidiyoruz demiş de olabilirler. O zaman da Takhisis bundan yararlanıp dünyayı çalmış olur.


Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında tanrılar dünyayı terk ettiğinde Astinusa ne olduğu hakkında herhangi bir var mı? Bazıları onun tanrı Gileanın kendisi olduğunu söylüyordu. Kimileride Gileanın sözcüsü. Eğer o Gileansa gitmiş olması gerekir. Ruhlar savaşı boyunca Astinustan hiç bahsedilmedi. Bu durumda giti kabul edebilirmiyiz? Eğer o gittiyse bu durumda krynn tarihini kim yazdı?

Spoiler: Göster
Ben Astinus'un Gilean'ın avatarı olduğuna inanıyorum aslında. Yoksa neden Gilean gidince Astinus da gitsinki? İnsanlar yaşamaya devam etti ve tarihler yazılmak zorundaydı. O kısımlar sonradan yazıldı diye düşünüyorum. Yaşandı ve sonra tanrılar geri gelince Gilean tanrısal güçleriyle onlar yokken olanlara bir göz attı. Ama şu varki Gilean döndükten sonra da Astinus gelmedi.(Karanlık Havari'de de yoktu diye hatırlıyorum).


Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında Palin ve Jenna buluştuğunda, jenna paline; Dalamar, kendisi ve bir beyaz cübbeliyle kaosa karşı savaşmak için yola çıktıklarını söylemişti. Hatta dalamar bu macerada oldukça yaralanmıştı. Acaba onların ne yaşadığından bahseden herhangi bir kitap var mı? Yada ne olduğu biliniyor mu? Gece göğünün gözyaşlarında Dalamar jenna bir plandan bahsetmişti ama bunun ne olduğu yazmıyordu.

Spoiler: Göster
Jenna ve Dalamar'ın savaşlarını anlatan, bildiğim bir kitap yok açıkçası. Detaydan yoksun bir başka konu daha :/. Yazarlar bunu özellikle yapıyor bence. Okuyucuyu hayal etmek zorunda bırakıyor. Bu da çok kötü bir şey değil sanırım .



Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında Gerardla konuşan Raistlinin hayaleti miydi? Eğer hayaletse Gerarda nasıl pelerinini verebildi? Ve bu sefer dünyaya geldiğinde büyüsü yanındamıydı? (yaz alevinde yoktu)

Spoiler: Göster
Raistlin'in hayaletiydi o ama her evrende hayaletlerin içinden geçip gidilmiyor . Ayrıca oraya Raistlin tanrılar tarafından gönderilmişti. Bu da onu sıradan bir hayalet yapmıyor. Ama Raistlin'i kısa bir süreliğine dirilttiler diyemeyiz. Tanrısal güçleriyle Raistlin'in ruhunu dünyaya yolladılar ve Gerard'a yardım ettiler . Yanında büyüsü olup olmadığına dair hiçbir bilgi yok. Muhtelemen yoktur çünkü tanrılar böyle bir riski almazlar. Raistlin cehennemde güçlerini bıraktı ve bence hiçbir tanrı ona güçlerini geri vermez . O da yeni halinden şikayetçi değildi.


17
Spiderwick Günceleri ve Sonrası - Nixie'nin Şarkısı

Spiderwick Günceleriyle aynı uslüp kullanılmış. Anlatım her zamanki gibi hoş içine çeken cinsten. Tüm Spiderwick kitaplarında olduğu gibi bir anda bitirip tadını damağınızda bırakıyor.

18
Güncel / Ynt: Bayram
« : 16 Kasım 2010, 21:23:09 »
Tüm kayıprıhtım ahalisinin bayramı kutlu olsun. Herkes bu güzel bayramı gönlünce yaşasın. :)

19
Ejder Kız-Thuban'ın Mirası

Çok basit.Resmen çocuk kitabı gibi.
Zamanlar,olaylar,kişiler herşey birbirine girmiş.
Okumaya değeceğini düşünmüyorum.

20
Diana;

Keşke sonunu yazmasaydın kitabın ya. xD Üç kitap da elimde ama şimdilik sadece Açlık Oyunlarını okudum. Diğerlerini de kafamı tamamen kitaba vermek istediğim için zamanımın bol olduğu bir zaman okuyacağım ama kitabın bence aşk temasından çok Capitol olayı ele alınmalı ki zaten yazar da bunu kendisi söylemiş, ( tam ne dediğini hatırlamıyorum ) Açlık Oyunları bence çok iyiydi zaten en kısa sürede bitirdiğim kitaplardan birisi olarak da beni ayrı bir etkiledi ( 3 gün =) )

Ben onu spoiler kutusuna alarak görevimi yaptım galiba.=)
Sen niye açıp okuyorsun ki.:P Hiç heyecanı kalmamıştır şimdi kitabın senin için .

21
Efendim sonunda Alaycı Kuş'uda okuyup seriyi tamamlamış bulunmaktayım. Ama sanırım tamamlamamış olmayı tercih ederdim. Çünkü kitap beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Sanki olaylar biran önce bitirilmek istenmiş gibi aceleye getirişmişti.

Aslına bakılırsa kitabın başlangıcı gayet iyiydi. Ama sorun kitap ilerledikçe ortaya çıktı. Okurken Kattnis'in nerede olduğunu yakalayamamaya başladım. (Tabi bu benden de kaynaklanıyor olabilir)Bu sebebten olsa gerek olaylar bazı yerlerde fazla iç içe girmişti. Kimi yerlerde olayı kavramak için bir kaç sayfa geri gitmeniz gerekebiliyordu.

Velhasıl Alaycı Kuş, Ateşi Yakalamak kadar iyi değildi. Ki Ateşi Yakalamak'ında Açlık Oyunları kadar iyi olmadığını göz önünde bulundurmak gerek.

Spoiler: Göster
Bu arada kitabın sonu gerçekten berbattı.Ne yani koskoca direnişin sembolü olan Alaycı Kuş'umuz, Katniss Everdeen kırkaltı yaşında, iki çocuklu bir ev kadını mı? :hemk Gerçekten berbat :dl

Ama sanırım Peeta konusunda idare edebilirim. :P :D


Tüm bu eleştirilerime ramen kitabı okumayan arkadaşlara tavsiye ederim.Özelliklede serinin diğer kitaplarını okumuşsanız.

22
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Kane Günceleri
« : 17 Ekim 2010, 16:38:15 »
İstanbul'da bazı D&R'larda bulunabiliyor.

Bursayada gelmiş.Bir arkadaşım söyledi.:)

23
Alaycı Kuş//Suzanne Collıns

Serinin ilk kitabı kadar güzel olmamakla beraber yinede fena değil.

24
Eğlence & Mizah / Ynt: lucius v.s bellatrix
« : 04 Ekim 2010, 03:23:59 »
Tabikide bellatrix.Aralarında ki fark o kadar bariz ki.
Zaten lucius korkağın teki.

25
Ben bu konuya yorum yazmadım mı? :o Neyse şimdi yazarım.

Şöyle diyeyim Konuş Benimle Angel beni çok uzun süre etkisi altına aldı. Kitabı okurken yaşam ve ölümle ilgili bir çok şeyi tekrar tekrar sorguladım. Ve çok şey öğrendim.

Kitap oldukça enteresan yazılmıştı zaten. Örneğin kahramanımızın adı hiç verilmiyor. Olaylarda birinci kişi tarafından anlatılıyordu.

Kahramanımız olan genç kızın yaşamdan ölüme giden yolculuğunda gerçekten çok şey öğrenilebilir.Okuyun derim...

26
Satranç//Stefan Zweıg

Uzun öykü şelinde yazılmış kısa bir kitap. Kitap olayları dışarıdan gözleyen birinin ağzından anlatılıyor. Vede ne kadar sayfa sayısı azda olsa içinde bir çok şey barındırıyor. Tabi bunun nedeni olarak yazarın son kitabı olmasının faktörüde oldukça büyük.

27
Raistlin Tarihçeler-Silah Kardeşliği//Margaret Weis&Don Perrin

Silah kardeşliği;raistlin tarihçelerinin ilk kitabı olan ruhdöveni kadar iyi değil.İlk kitapta sırf raistlin üzerine yoğunlaşılıyordu.Ve daha hoş bir dili vardı.Ancak ikincisinde Kitiaranında üzerinde duruyorlar.(sanırım bu kitap biraz raistlin tarihçelerinden çıkmış :D)Ve ilki kadarda akıcı değil.Ama yinede okunulası.

28
Harry Potter / Ynt: En sevdiğin yoldaşlık üyesi kim?
« : 19 Eylül 2010, 16:26:35 »
Severus Snape ve Albus Dumbledore.

İkiside hem serideki hemde yoldaşlıktaki favorilerim.=)

29
Raistlin Tarihçeleri-Ruhdöveni//Margaret Weis

Beklentilerimin çok daha üstünde.Weis tek kelimeyle harika bir iş çıkarmış.

30
Ejderha Mızrağı / Ynt: Kara Dalamar
« : 12 Eylül 2010, 18:33:44 »
Kara Dalamar;her ne kadar edebi değer açısından Weis ve Hickman'in yazdıkları kadar iyi olmasada,olay örgüsü bakımından en az onların ki kadar güzeldi.

Kitapta Dalamarın yaşamının bir kesiti anlatılıyor.(hizmetçilik yaptığı zamanlardan raistlinin çıraklığına girene kadar)Bazı yerlerde gereğinden fazla hızlı ilerlesede okuyanı yormuyor.Kitap boyu Dalamar hakkında bilinmeyen birçok şey açığa çıkıyor.

Her ne kadar verilen bilgilerden bir ikisi Weis ve Hickmanın yazdıklarıyla uyuşmuyor olsada(en azından bana öyle geldi) genel olarak kitap gayet zevkli.

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 32