Thorgal 1977'de ilk kez Tintin'de (Felemenkçe ve Fransızca yayımlanan ve Belçika menşeli haftalık çizgi roman dergisi) boy gösterir. Serini yaratıcıları, yazar Jean Van Hamme (Belçika) ve çizer Grzegorz Rosiński (Polonya), aslında karakteri tek bir macera için tasarlamışlardır. Ancak Thorgal kimsenin beklemediği bir ilgiyle karşılanır ve sonuç olarak ikili, 29 albüme imza atar. 2007 yılında ise Thorgal yazar Yves Sente (Belçika) ile yoluna devam eder. Aslında bu durum sadece yazar değişikliğiyle kalmaz ayrıca serinin ana karakteri de bi süre Thorgal'ın oğlu Jolan olacaktır.
Ülkemizde ise ilk kez 1981'de Tercüman Çocuk'ta, ardındansa 1986'da Milliyet Çocuk'ta yayımlanır. Ancak bu dergiler seriyi terfikalar halinde verir ve Thorgal, 2001 yılına kadar albüm halinde basılmaz. 2001-2003 yılları arasında ise Remzi Kitap ilk beş albümü yayımlar. Ancak altıncı albümü duyurmuş olmasına rağmen yayımlamaz. Sonrasında ise Özer Sahaf ve Yayıncılık 2009 yılında 6. albümü atlayarak(Bunun sebebini tam bilmiyorum ama telif konusundan kaynaklanıyor olabilir) 7,8 ve 9. albümü barındıran bir albüm yayımlar. Şu ana kadar 6 kitap yayımlayan Özer Sahaf böylece bizleri 24 albümle buluşturmuştur. Ayrıca tüm albümleri yayımladığı zaman ilk altı albümü barındıran iki kitap daha çıkarılacağı söylentileri dolanmaktadır.
Neyse kitabın Avrupa ve Türkiye'deki yayımlanma macerasını kısaca anlattıktan sonra kısaca Thorgal'ı tanıyalım. Daha bir bebekken bir fırtına sonrasında Vikinglerce su geçirmez bir kapsülün içinde bulunan kahramanımıza Thorgal Aegirsson adı verilir. Çünkü bu çocuğun onlara fırtına tanrısı Thor'un ve denizlerin efendisi Aegir'in göndediğine inanmışlardır. Aslında bilmeden bayağı yakın bi tahminde bulunmuşlardır...
Çünkü Thorgal'ın ailesi yıldızların ötesinden gelmiş olmalarına rağmen aslında insandırlar. İşte Thorgal'ın yıldızlara uzanan bu geçmişini ilk kez 2. albümde öğreniyoruz. Aslen Thorgal çok uzun zaman önce, Atlantis olduğunu anladığımız uygarlığın yok olmasıyla beraber, başka bir gezegene göçmüş bir ırkın, dünyamızdaki son temsilcisidir. Büyük göç hareketinden sonra enerji kaynakları tükenen bu ırk, dünyaya bir uzay gemisi göndermek zorunda kalmış, ancak iniş esnasında hasar gördüğü için tüm mürettabat dünyada kısılı kalmışıtır. Tüm tamir çalışmaları sonuç vermeyince Thorgal'ın ebeveyneleride bir gemiyle uzay gemisinin indiği Kuzey topraklarında ayrılmışlar. Ancak gemi fırtınaya yakalanınca yeni doğmuş olan Thorgal, bir kurtarma kapsülüyle denize bırakılmıştır vs. vs.
Her ne kadar Vikingler arasında büyümüş olsa da, Vikingler Thorgal'ı asla kabulenemezler. Zira Vikinglerin aksine Thorgal, bileğinden çok aklına güvenen, yerine göre diplomatik ve gayet barışcıl bir karaktere sahiptir. Birçoklarının korkarak geri çekildiği gizemli durumlarda, Thorgal'ın özgüvenini koruması ve durumun ardındaki gerçeğe ulaşması da zaten bu özelliğinin bi yansımasıdır. Ancak hiçbir çare kalmadığında şiddete de başvurur ki, aslında bu konuda gayet başarılıdır. Çünkü aklına koyduğu şeyi başarana kadar pes etmez ve bu uğurda her türlü riski alır. Müthiş bi okçu olmasınında bu başarıda payı yok diyemeyiz. Hatta bence yayı olan Thorgal ormanda on savaşcı gücündedir
İlk bakışta kılıç ve büyü janrından bir eser gibi görünen Thorgal daha ikinci ciltte bizi şaşırtır. Zira için işine yavaş yavaş bilim kurgu öğeleri girer. Zaten İskandinav Mitolojisinden beslenen bu hikayelere dayalı birçok fantastik öyküye, birde bilim kurgu hikayelerinin girmesiyle gerçekten eşsiz bir yapıya kavuşur. Zaten milyonları aşan albüm satışlarıda bu durumu doğrular niteliktedir. Ayrıca kılıç ve büyü tarzındaki hikayelerde sık sık karşılaştığımız gibi Thorgal, ilk fırsatta kılıcına davranan biri değildir. Bu bağlamda da bir barbardan çok modern insanın bir yansımasıdır.
Açıkçası Thorgal benim en sevdiğim BD'lerden (Bande dessinée, çizgiromanda Fransız-Belçika ekolü) biridir. Bunun en önemli sebebi bilim kurgu ve fantastiği çok güzel harmanlamış ve güzel kurgulanmış bir seri olması. Özellikle zaman paradoksu ve mitoloji temalı hikalyelerin çok başarılı olduğunu düşünüyorum... En sevdiğim hikaye ise Qa Ülkesi isimli hikayeyle başlayıp, Yer ve Işık Arasında ile biten hikayedir.
Özellikle bu hikayede karşımıza çıkan ve sıcak hava balonları sayesinde uçan, hava gemileri çok hoşuma gitmişti.
Ancak seriyi almayı düşünen arkadaşlar için bir uyarı. Eğer Remzi'nin ilk cildini alırsanız (İdefix'te veya çizgi romanla ilgilenen sahaf tarzı dükkanlarda bulunuyor) çizimler açısından biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. AMA ilerledikçe çizimin ve renklendirmenin geliştiğini ve zamanla çizerin tarzını oturtuğunu görüyorsunuz. Bu yüzden lütfen Remzi'den çıkan birinci albümün içersinde bulunan ilk hikayedeki çizimlerle bir yargıya ulaşmayın... Ki serinin devamındaki çizim tarzı, bu albümdeki ikinci hikayeye daha yakın... Bu arada altıncı albümün ülkemizde yayımlanmamış olması beni biraz üzse de, diğer hikayelerde buraya gönderme yapıldığını pek hatırlamıyorum. Bu yüzden her ne kadar önemli bi hikaye olsa da, ana hikayenin gidişatında önemli sekmeye sebep olmadığı için, kabul edilebilinir bir kusur olduğu kanısındayım. Umarım en yakın zamanda altıncı albümü de okuma şansına erişiriz... Ki İngilizce edisyonu da 7. albümden başlatmışlar