Giriş:Yamato, Anime'nin yaşayan efsanesi Leiji Matsumoto'nun 1974'de yarattığı ve geçtiğimiz yıl 35. yılını yeni yapımlarla kutlayan bir bilimkurgu efsanesidir. 70'lerde Anime'ye ilk kez yoğun drama anlayışının katılması yönünden Gundam'la ortak paydası bulunan öncü bir seridir ve kaçınılmaz şekilde Anime'nin bugünkü anlatım düzeyinin temel taşlarından birisi olarak nitelendirilebilir.
Yaşı şu an 30 ve üzeri olan arkadaşlarımız muhakkak hatırlayacaklardır: Ülkemizde de yayınlanmış bu seri, dramatik bilimkurgu serilerinin ilk atasıdır ve bu yönüyle Anime tarihinde sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek ciddi kırılma noktalarından birisini oluşturur. Aynı zamanda yönetmeni Leiji Matsumoto'yu Anime tarihinin en ünlü yönetmenleri arasında haklı bir yere getirmiştir.
Konu:Bundan binlerce yıl önceki zamanlarda dünya sömürgeci bir ırkın istilasına uğrar ve bu olayla dünyanın eski uygarlığı da sıfır noktasına iner, bizim bildiğimiz tarih başlar.
21. yy'a doğru dünya kendi birliğini sağlamış ve barış sağlanmıştır. Fakat bu kez güneş sistemi dışından gelen saldırgan bir ırk tespit edildiğinde dünya bu saldırıya cevap vermek ve işgale karşı koymak için için harekete geçer. Fakat dünyanın sahip olduğu teknoloji Gamilus'luların düzeyinde değildir. İnsanlar yeraltı sığınakları inşa etmeye ve son savaş için filolarını göndermeye başlarlar. Fakat insanlığin savunması Gamilus'un gücüne ve teknolojik düzeyine karşı hiçbir anlam ifade etmediği için savunma güçleri giderek azalmaktadır.
Hikayemiz Gamilus ırkının güneş sistemine ilk giriş yaptığı hafta başlar ve bu savaşta insanlığın son filosu da neredeyse tamamen yokedilir. Tam da bu sırada ne dünya ne de Gamilus'a ait olmayan tipte bir gemi Mars'a çakılır. Mars'daki bir üste eğitim için bulunan Kodai Susumu enkazı araştırmak için gönderildiğinde ölü bir kızın elindeki mesajı görür. Hemen ardından Mars'a yönelik saldırı başlar ve Mars'daki yerleşimler haritadan silinir. İnsanlık ilk vatanı olan dünyaya doğru kesin dönüşe başlar.
Gamilus'luların amacı insanlığı ya topyekün kölelştirmek yada yoketmektir, bunun için dünya üzerinde meteor bombalarını kullanırlar. Okyanuslar buharlaşır, şehirler topyekün haritadan silinir. 2199'da gelindiğinde radyoaktif kirlenme artık çölleşmiş dünyanın 1 km altındaki yeraltına dek işlemeye başlamıştır ve bir avuç kalmış insanlık son günlerini yaşamaktadır. Hikayemiz başladığında dünyanın önünde sadece 365 gün vardır.
Kodai, Mars'dan getirdiği mesajı dünyaya götürdüğünde insanlar bunun Iscandar adlı, dünyadan 148 000 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegenden geldiğini öğrenirler. Mesajın ekindeki bilgilerden yola çıkılarak, yaklaşık 200 yıl önceki "büyük savaştan kalma" efsanevi gemi Yamato bir uzay savaş gemisi olarak baştan inşa edilir. Dünyayı yeniden yaşanabilir bir yer haline getirmek için 365 gün içinde geri dönmek üzere Iscandar seferine başlanır. Bu bir savaş seferi değildir ama mürettebattaki herkesin savaşmak için bir sebebi vardır, Susumu Kodai de abisinin ölümüne sebep olan Gamilus'lardan intikam almak istemektedir. Öte yandan Yamato'dakilerin bu yolculukları sırasında kaçınılmaz şekilde karşı karşıya geleceği düşmanlar, maalesef sadece Gamilus'lar değil aynı zamanda da bir başkasıdır da!
Düşünceler:Yamato'nun zamanına göre çok farklı bir seri olduğunu söyleyebiliriz. Herşeyden önce artık Anime yetişkinlere de yönelik bir anlatım kazanmaya başlamıştır. Olayların pat diye başlayıp bitmemesi, dost olsun düşman olsun, tüm karakterlerin tek boyutlu karton kişilikte tipler olmaması seriyi çok daha derin bir yapım haline getirir. Herşeyden önce, seri asla kazanılamayacak savaşlara bile giden kahramanlara adanmış bir destan niteliğini taşır.
Konseptin Yoshinobu Nishizaki'nın hazırladığı orjinal hali, Lord of the Flies'deki gibi tamamı çocuklardan oluşan bir kadro ve onların kayıp gezegen Iscandar'ı ararken girdikleri savaşlardı. Leiji Matsumoto birçok ekleme çıkartmadan sonra hikayeyi II. Dünya Savaşı'na, dünya dışı uygarlıklara, atom savaşı fobisine ve insanlığın ortak hümanizm ülküsüne göndermeler yapacak hale getirir. 1974'deki ilk yayını büyük ses getirir zira Yamato'nun ortaya çıkışı Japonya'daki sağcı hareketlerin yükselmeye başladığı dönemlerden birisine denk gelmektedir ki Yamato'nun bu bağlamda Japon bilinçaltında saklı mücadele arzusunu sembolize ettiği de söylenebilir. (Bkz. Yamato'nun son seferi) Yamato aynı zamanda ABD TV'lerinde lokalizasyonla da olsa gösterilmiş ilk 2-3 Anime'den birisidir.
Serinin gördüğü ilgi üzerine yine 26 bölümlük 2 sezon daha 5 uzun metrajlı film adaptasyonu yapılır ki bu filmler zamanı için muazzam bir maddi başarıya ulaşırlar. (Filmler ana hikayeyi takip etmekle birlikte aslında spinoff'lardır) 80'lerin sonu ve 90'ların başında birkaç yeni Yamato OVA'sı yapılmak istenirse de finansal sorunlar yüzünden bu projeler tam olarak amacına ulaşamaz. 2000'lerde serinin DVD olarak vizyona çıkması ve yabancı izleyiciler arasında izlenip anlaşılmaya başlanması üzerine yeniden hakettiği yere gelmeye başlar. Seri 2009 yılında 35. yıldönümünü 2 yeni proje ile kutlamıştır: Yeni Seiyuu'ların katılımıyla yapılan 3D animasyon destekli "Fukkatsu-hen" ve Uchuu Senkan Yamato'nun yüksek bütçeli live action adaptasyonu.

Yamato aynı zamanda Hideaki Anno'nun EVA'yı yaratmasına kadarki süreçte en etkilendiği birkaç yapım (ki bunların içinde ilk Gundam da vardır) içinde yeralır. Anno'nun şu sözleri ilginçtir:
"Yamato her zaman bir efsane olarak kalacaktır. Zira ilk kez bir Anime'nin yetişkinlere de hitap ettiğini hissettik ki bu çocuklar için yapılmış alelacele bir reji kesinlikle değildi. Yamato'yu izlediğimde ortaokuldaydım ve günüm sınıftaki herkesi Yamato izlemeye ikna etmeye çalışmakla geçerdi. Şu an burada bu konuşmayı yapıyorsam, bunu sağlayan şey Yamato'dur."