Bazı anlar vardır... Saniyelerin çok uzun olmadığını farkettiğiniz zamanlar. Ama ne kadar değerli olduğunu anlarsınız işte o zaman. Karşınızdaki insanın değerinin ne kadar da fazla olduğunı ancak o zaman anlarsınız çünkü saniyeler uzun değil ve son beş saniye... Onca zaman geçmiş ama hiç umrunda olmamış saatler. Sadece o zaman mı aklına geldi? Gözlerin o zaman mı doldu? Ve her seferinde aynı hatayı yapabilmek defalarca usanmadan bıkmadan son saniyesine kadar farkedememek... Asıl acı olan da bu ya zaten...
Anneme
Elini sımsıkı tutuyorum... Sanırım kimse benim kadar sana düşkün değil. Sen benim için sadece bir anne değilsin ki zaten. Benim en iyi dostum ve arkadaşımsın. Neden hep son anda aklıma gelir ki bu? Terminale giden serviste koltukta otururken annemin elini tutarken. Aslında koşarak aşağı inip ona sarılmayı o kadar çok isterdim ki... Bu anın değerini bilmeliyim yaşamalıyım ki hiç unutmayayım. Çok zor olduğunun farkındasındır herhalde. Tabii ki öylesin bana ağlama derken senin için ağlıyor. E ben de farklı bir durumda değilim. İçimdeki acı burukluk düğümlenmiş boğazım. Keşke daha çok vakit geçirseydim bu iki günde. Ama ne yazık ki olmadı. Seni şimdiden özledim bu servisin içinde şimdiden...