Kayıt Ol

Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #15 : 13 Nisan 2015, 21:46:30 »
Bu kitabı okumamakla fantastik edebiyata olan bakış açınızı ne kadar kısıtlı bıraktığınızı tahmin bile edemezsiniz. İddialıyım ve çok ciddiyim. Klişelerin kulaklarından tutup bir köşeye fırlatırken kendi esrarengiz gerçekliğini ilmek ilmek dokumayı da gayet iyi başaran ve kurgusuyla size defalarca takla attıran bu kitap, aynı zamanda muhteşem bir üçlemenin de -hikaye akışı tam olarak aynı olmasa da- yalnızca başlangıcı.

Hayal gücünüzü Halil ibrahim Sofrası'na oturtmak istediğinizde tek tercihiniz bu olsun.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #16 : 13 Nisan 2015, 23:16:08 »
Perdido Sokağı, beni iki arada bir derede bırakan bir kitap oldu. Kitabın artıları çok fazla; tamamen orijinal bir evrende geçmesi, steampunk ve büyü etmenlerini bir arada başarıyla kullanması, kendi ırklarına sahip olması bunlardan sadece bazıları.

Öncelikle Mieville (Mayevil diye okunuyormuş bu arada) çok güçlü bir kaleme ve üsluba sahip. O anki atmosferi size çok iyi yaşatmayı başarıyor. Kurguladığı şehir Yeni Crobuzon, tamamen yozlaşmış, sokaklarında her türlü pisliğin barındığı, kir ve pas dolu bunaltıcı bir şehir ve bunu sürekli hissediyorsunuz. Bu yüzden ilk sayfalar oldukça bunaltıcı geçiyor. Ama dediğim gibi, bu olumsuz bir özellik değil.

Kötü yönü yok mu derseniz var tabii. Mieville, bu kalınlıkta kitap yazan çoğu yazarın yaptığı gibi kendisini oluşturduğu dünyayı anlatmaya feci kaptırıyor. Bu da olup olmadık her yerde tasvir yapmasına neden oluyor. Tam olayın en heyecanlı yerinde 2 sayfa süren tasvirlere boğulmak hiç de hoş bir deneyim olmuyor doğrusu. Ya da en azından benim açımdan öyleydi.

Çeviriyi genel olarak başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Hiç bir anlamsız cümle, kelime, devriklik ya da tutukluk da yok. Yalnız aşırı derecede virgül kullanımı mevcut. Bir de nedense "devinmek" sözcüğü çooook çok fazla kullanılmış çevirmen tarafından. Arada bir "hareket etmek" ya da ne bileyim "kıpırdamak" kelimelerinden birini terci etse harika olurmuş.

Sonuç olarak orijinal kurgusu, ilginç fikirleri ve yaşattığı macerayla güzel bir romandı Perdido Sokağı İstasyonu. Sonu biraz acımasızdı belki ama yine de okuduğunuza fazlasıyla değecektir.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #17 : 14 Nisan 2015, 11:29:28 »
Ben tasvir konusunda İhsan Abi'ye katılmadığımı belirtmek istiyorum. (uyuzum huehuehue) Doğru, kurgusu çok hızlı akan bir kitap değil ve olayların anlatımı arasında gerçekten uzun tasvirler olduğu dikkat çekiyor, bazı insanları sıkmasını da normal karşılıyorum, fekat bunun sebebinin dünyayı anlatmaya kaptırmak olduğunu düşünmüyorum. Kitabın vaat ettikleri arasında kesintisiz bir olay örgüsü, sürekli akan hikaye yok zaten, bu kadar uzun bir kitapta böylesi bir anlatım için de şu an olduğundan çok daha fazla olaya ihtiyaç olurdu. Ben anlatım örgüsü bol bol tasvirlerle, geçmişle, kuramlarla dolu olmasına karşın bazı noktalarda kurgunun ucunu kaçırır gibi oldum; bir de sürekli hikaye üzerinden gidip detaylara inmek yerine hızlı hızlı yazsa muhtemelen işin içinden çıkmak çok daha zor olacaktı. Ayrıca verdiği detaylar, bilimsel noktalar, mekan tasvirleri ve karakterlerin bazen tekrar eden düşünceleri kitabın o yoğun atmosferini oluşturan ana etkenler. Bu kadar yoğun, karanlık ve dolu bir kitap olmasını da tam o detaylara, tasvirlere borçlu olduğunu düşünüyorum.

Kısaca bence tam kararında işlenmişti hikaye-tasvir oranı fekat zevkler ve renkler tabi. *-*
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #18 : 14 Nisan 2015, 11:42:48 »
China Miéville ve eserlerini bence sadece "fantastik" diye sınırlandırmak olmaz. Adamın zaten new weird diye kendi türü var. Öyle de bir insan kendisi. Ama bu durum ona çok yakışıyor.

Daha dün Dikenlikler Prensi için hiç de sert değil demişken bu konuya yorum geldiğini gördüm ve "sahi, Perdido'yu nasıl unuttum?" dedim. Çünkü sert kitap şunun gibidir diye örnek verirken bunu da anmak lazım.

Perdido Sokağı İstasyonu sabır isteyen bir kitap. O 730 sayfanın hakkını vermek gerekiyor. Aynı zamanda yarım bıraktığım da bir kitap, ama beğenmediğimden değil. Çünkü dünyasının çarpıklığıyla yazarın tasvirleri birleşince boğulur gibi olmaya başlamıştım. Üstelik çok sıkıntılı olduğum bir dönemdi. Bu da kötü bir şey değil; tam tersine, bu eserin ve yazarın bir başarısıdır.

Perdido'nun karanlığı hemen ilk akla gelen şiddetten ve cinsellikten de gelmiyor hani. Öyle çarpıklıklar, öyle hayatlar ve düzenler var ki orada yaşamadığım için çok kez şükrettim. Bence aldığı Arthur C. Clarke Ödülü'nü de oldukça hak ediyordu.

Velhasıl, bu kitaba geri dönmem gerek. Ayrıca İhsan abinin dediği o acımasız sonu da biliyorum, gerçekten çok fena. Ama böyle bir kitaba da öyle tokat gibi ve rahatsız edici bir son yakışır. Bizi alt üst ediyor, resmen duygularımızla oynuyor.

Kurgu edebiyatını seven herkes mutlaka bu yazara şans vermeli. Orijinal, özgün şeyler mi arıyorsunuz? Bu adama bir bakın. Gerçekten karanlık eserler mi görmek istiyorsunuz? Perdido size bunu verecektir. Zekice kurgular ama sade bir dil mi istiyorsunuz? Hemen Miéville'in diğer eserlerini araştırın. [*]Kendi sosyalist bakış açısını da satır aralarına her eserinde yedirir. Bu bakımdan da göründüğünden daha dolu yazıyor aslında[/*]

Türkçede okuduğumuz için mutlu olduğum yazarlardan. Ama bazı kitapları bazı okurlar için sabır istiyor. Özellikle bu Bas-Lag Üçlemesi (Perdido Sokağı istasyonu, Yara ve Demir Konsey) dünyayı her açıdan ele aldığı için tasviri bol sayfalarla dolu.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #19 : 14 Nisan 2015, 12:08:43 »
Konu açılmışken sormam gerek. Sertliği neyle ölçeriz? Vickers, Rockwell ile mi? Bu bana kişiye özel bir kavrammış gibi geliyor. Kiminin içinde yaşamadığına şükrettiği kiminin cenneti olabiliyor. Örneğin bir chan sıçanına bu kitabı okuttursak bunu sert bulanlara gülerdi. Sadece dozajdan değil. Kültürel farklılıklar da bu görüşü etkiliyor. Örneğin kitaplardaki iki eşcinsel arasındaki ilişkiyi bazıları sert ve çarpık bulurken bazıları da bunu gayet normal bularak okuyor. Olaya sadece asmak kesmek kelle uçurmak hırsızlıktan altın bulmak olarak da bakmamalı.

Hazal veya başka on kişi Dikenlikler Prensini sert bulmazken bir başka on kişinin sert buluyor olması tamamen kişisel düşünce farklılıklarından dolayı. Bu biraz da görmüş geçirmişlik ile de alakalı. Bizi şu an çok şaşırtan olaylar İhsan abi yaşında biri için dikkate değer şeyler bile olmayabilir.  :)
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #20 : 14 Nisan 2015, 12:19:15 »
Kişisel düşünce farklılıkları kadar okumuş olduğunuz kitaplarla da alakalı aslında. Yani hiç bu tür şeyler tecrübe etmemiş olabilirsiniz ama Damızlık Kızın Öyküsü, Otomatik Portakal, Dövüş Kulübü ya da Gökdelen gibi kitapları okumuşsunuzdur. Ve bu saydıklarım gibi okurunu tokat manyağı yapan kitaplardan sonra Dikenlikler Prensi'nin size hafif gelmesi çok normal.

Hayatınızda Küçük Prens, Ejderha Mızrağı, Harry Potter vs sertliğe sadece bir yere kadar izin veren eserler okuduysanız... işte o zaman başka.

Perdido'nun "sertliği" içerdiği cinsellikten ileri gelmiyor, ki eser miktarda da olsa cinsellik (hiç de beklemeyeceğiniz şekilde) var. Kitabın sertliği anlattığı dünyadan, o şehrin yozlaşmışlığından, boğuculuğundan, Hazal'ın değindiği "iyi ki orada yaşamıyorum" dedirtmesinden ileri geliyor. Ki hakikaten de çok boğucu bir atmosferi var ama kötü anlamda değil. Mieville bunu amaçlamış zaten ve daha ilk sayfalardan itibaren size o şehirde yaşamanın nasıl bir şey olacağını hissettiriyor.

Yine de tasvirler bence biraz fazlaydı u_u (Uyuzluksa uyuzluk huehuehue). Yani evet, en ince ayrıntısına kadar tasarladığın şehri betimleyeceksin elbette ama bunu aksiyon sahnesinin ortasında yapmayacaksın güzel kardeşim. Acaba ne olacak diye sayfayı çevirdiğim anda bir anda karşı dağlardan, tepelerden, şehrin ötesinde gözüken binalardan bahsedersen o olmaz... Neyse ki böylesi çok değildi.

Ve ben bu kitabı çok sevdim, keyifle okudum ayrıca! Sözlerim yanlış anlaşılmasın. 10 üzerinden 8[*]Vurma Hazal![/*] veririm helalinden, seve seve.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #21 : 14 Nisan 2015, 12:25:19 »
Kitap okumak da bir tecrübedir elbette. Bunu burada değil ama bence mutlaka tartışmalıyız abi. Güzel bir konu değil mi? Hazala bir radyo konusu çıktı hatta :p belki de çoktan yapmıştır :)
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #22 : 14 Nisan 2015, 13:00:22 »
Kitap okumak da bir tecrübedir elbette. Bunu burada değil ama bence mutlaka tartışmalıyız abi. Güzel bir konu değil mi? Hazala bir radyo konusu çıktı hatta :p belki de çoktan yapmıştır :)

Yav siz isteyin, buna özel program yapalım. Hadi bakalım, haftayanın konusu edebiyatta "sertlik" neye göre ölçülür olsun :). (Bu haftanınkini yeni duyurdum çünkü)

Bunu ayrıca hiç işlemedim, ama bazı konularda buna değindiğim oldu. Madem böyle güzel bir tartışma oldu, bu konuya özel bir program neden olmasın?

O değil de Perdido'nun sertliği İhsan abinin dediği cinsten işte. Ve sertliğin kişiye göre değişiyor oluşuna da katıldım ayrıca. Okuma tecrübesiyle alakalı :). Ama zaten her yorumumuz öznel değil mi? Bizim kullanıcımızla yapılmış her yorum, bizim düşüncelerimizi taşımıyor mu :D?

(Dayanamadım *-*)

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #23 : 14 Nisan 2015, 13:29:26 »
Vuhuuuu! Maryuz seni öpebilirim! Ama FRP'de... Nasıl olsa aynı odada yatmışlığımız var... Ama FRP'de! (Forumdaki çarpık ilişkiler yumağı... FRP'de!)

(O da dayanamadı...)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville
« Yanıtla #24 : 20 Eylül 2015, 13:58:03 »
Ben beğendim kitabı. Üstte sert mi değil mi tartışması dönmüş, bana pek sert gelmedi. Biz neler gördük ohooo :D

Steampunk vardı, büyü vardı, fantastik ırklar olaylar vardı çeşitli. Hepsini karıştırıp güzel bir şey yapmayı başarmış yazar. Ben kitabın ilk yarısında yapılmaya çalışılan şey[*]spoiler vermeden bu kadar oluyor[/*] hakkında yapılan bilimsel açıklama tarzı yerleri sevdim en çok. Ama kitap boyunca yavaş yavaş anlatılan yan olaylar, bunların hepsinin en sonda birbirine bağlanışı vs. de başarılıydı.

Şehrin karanlık atmosferi, çarpıklıkları, insanların yaşamları çok iyi anlatılmış. Ben betimlemelerden sıkıldım dersem yalan olur. Betimlemelerinden sıkıldığım bir iki kitap var -Lovecraft- ancak bu onlardan biri değil.

İhsan abinin de söylediği gibi "devinmek" sürekli kullanılmış. Tüm movement kelimelerini ve fazlasını devinmek olarak çevirmişler herhalde, bir yerden sonra çok aşırı rahatsız edici oldu benim için. Çeviri, editörlük konusunda bundan başka bir sıkıntı görmedim.

Kitabın sonu beklediğim gibi olmadı, ne beklediğimi de bilmiyorum gerçi ama böyle bir şey beklemediğim kesin. Açıkçası biraz yetersiz buldum bu sonu. Tamam vurucuydu, şaşırtıcıydı, şok şok filaş filaştı ancak ana karakterlerin ne yapacağını, nereye gideceğini, hayatlarının nasıl devam edeceğini bilmeden boşlukta kalmış bir şekilde bitti kitap.

Ayrıca en sondan biraz önce geçen ihtimal çalmak, sizin kanunlarınız bizim kanunlarımız konulu konuşmayı pek başarılı bulmadım. Çok düz adam gözüyle bakıyorum, her iki taraf için de eşit derecede kötü bir şey olması gerekiyor o olayın diye düşünüyorum. Siz anlamazsınız insanlar, bizde böyle büyük günah gibi şeyler söylüyor da, kardeşim bizde de günah değil mi yani :P Bilmiyorum belki fular yetmezliği yaşıyorum, ondan anlayamıyorum orada verilmek istenen mesajı :D

Sonuç olarak kitaba 9 puanı çaktım. Niye 9 verdin, bence bunu hak etmiyor diye gelmeyin pls. Puanları tamamen kendi keyfime göre veriyorum, objektif bir eleştiri sunma amacım yok. Dil ve anlatımı güzel, evreni güzel, kurgusu güzel. Türler arası başarılı bir sentez olmuş, farklı tadlar arayanlar kaçırmasın okusun.



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.