Uçağın kanatlarında delice dönen hayatlar var. Kalbimi bu kanatlardan birine kaptırırsam geldiğim yere geri dönebilirim. Onlardan uzak durmalıyım. Uzak. Kendisinin bir kuyu olduğuna inanan, damarları kopmuş bir hayattan kaçıyorum. Kanatlardaki hayatlar, hayalleri titretir boşlukta ilerliyorlar.
Kimselerin gözleri önüne
düşmüyorlar.
Fırtınaları emen motorlar, kendilerine fırsat verilse uçaktakileri ''EYVAH! DÜŞÜYORUZ!'' diye bağırtmaya günler önceden baş sallayarak kabul ederler. Işık hızının bini bin para olmadığı yolculuk. Bedenimin motoru, üstünden kaymakta olduğumuz baharın açık yeşili adaların üstünde koşturan atlar gibi atmakta. Oturduğum yerden kalkıp on adım atsam, atacağım on adımın sekizi kırık olacaktır. Kalemi kıracak hakim kadar kararlı değilim hayata. Gözlerimin şahit olduğu, ruhumun her santiminin kaçmak için fırsat kollayamaya başlatıkları olaylar zinciri. Nasıl olmuştu? Kızıl kızıl elmaların ağaçların dallarına yapışmaları kadar tatlı değildi.
***
Kara kazların tüylerini yolup geceye yapıştırmışlardı. Zifiri karanlık. Yıldızsız bir geceydi. Ayağımın altına bir şeyler dolaşmaktaydı. Bu yüzden olsa gerek kendimi alıp dolaşmaya çıkmıştım. Sokaktan geçen arabaların farları gözlerime vuruyordu. Gözlerimin rengini aydınlatmanın onlara ne gibi bir faydası olacağını bilmiyordum. Beynim küreksiz bir kayıktı. Eksik bir şeyler vardı. Beynim destek olmadan BEY-liğini yapamıyordu. Sebebi hazırdı. Karım kucakladığı bavulların arkasında kaybolarak gitmişti.
Bir şarkı tutturur gider kuralına uymamıştım.
Kulaklarımı farklı sesler doldurmuştu. Camların ardından gelen uğultular. Yorulmuş birinin çıkarabileceği seslerden şiddetli sesler. Poşetlenmiş çöplerin arasından fırlayan kedi. Pis işler.
Gözlerimde yokluktan beliren parıltıları hissedebiliyordum. Bıçak. Kefen kadar beyaz gömlekli, şapkasına gariplikler eklenmiş bir adamın elinde duruyordu. Hamleler üstüne hamleler katlıyordu. HAMLE-t bunu görmemeliydi.
Kan. Duvarlara kandan resimler yapılmaz. Kadının kanı adamın bıçağını dehşetengiz kılıyor. Adam parlak yüzünü cama döndürüyor. Süzgeç dikkatliğinde süzüyor.
Askere benziyor.
Kadın uzak diyarların
düşesi olma güzelliğinde, yüzü kanla parıldıyor.
Düşüyor.