Dikkat: Bu kitabı okuduktan sonra boş süt kutularını tekmelemeye kıyamayabilir, kırık şemsiyelerinizi gururla saklayabilirsiniz.Ben bu kitaba nasıl yorum yapmamışım?!
Okuyalı bir hayli zaman oldu ve ben okuduğumdan beri çok kişiye bu kitabı tavsiye ettim. Çünkü bu kitap özgün. Çünkü bu kitap çılgın. Çünkü bu kitap fena bir ters köşe. Her tür basmakalıp macera basamağına her adımda bir tekme savuruyor.
China Miéville'in (bildiğim kadarıyla) genç okurlar için yazdığı tek eser. Ancak genç okurlar deyince "sakın" burun kıvırmayın, çünkü Miéville yine her şeyin sonunda, adeti olduğu üzere politik duruşunu gösteriyor. Mesajını yine veriyor. Evet, yine siyasi bir mesajı var.
Yazarın açıkça söylediği ve kitabın sonuna da eklediği gibi, bu kitap aslında Gaiman'ın Yokyer'inden esinlenilme bir eser. Ancak kimi okurlarca Yokyer'i geçen de bir eser.
Klasik "kehanette belirtilmiş kişi gelip bizi kurtaracak" senaryosuyla açılan kitap, Londra'nın bir yansıması olan Londrakis (o kelime oyunu yok mu), ya da diğer adıyla Un Lun Dun'u konu ediyor. Ancak bir şeyler fena halde ters gidecek ve Miéville, oldukça başarılı biçimde, o kehanetlerin önceden haber verdiği kahramanları bir güzel tiye alacak. Sonra bambaşka, uçuk kaçık şeyler olacak.
Hiç merak ettiniz mi çöpleriniz nereye gidiyor? Dünyada 7 milyar insan var. Onca insanın artığı, evsel atığı, çöpü falan filan ne oluyor? Bir şeyler oluyor olmalı. Gerçekten. Ve oluyor da!
Kullanılmış süt kutuları, kırık şemsiyeler, hayaletler, kehanetler, kehanetleri barındıran dev konuşan kitaplar, seçilmişler ve kirlilik son derece özgün bir alt yapıda şekilleniyor. Ben böyle deyince o kadar da özgün görünmüyor. Ama okurken etobur zürafalar sizi dehşete düşürecek. Kimyasallarla bir bilince kavuşmuş Duman her ortaya çıktığında içinizde bir yer bundan çok rahatsız olacak. Seçilmiş kahramana bir haller olacak. Bu sırada Un Lun Dun'un Londra yansıması çarpıklığında daha binbir çeşit şey göreceksiniz.
Kişisel favorim, kahramanın başarıya ulaşmak için ihtiyacı olan o büyük güçlere sahip (tipik) nesneye giden yolda olanlardı. Güzel alay etmiş diyelim

.
Bu kitabın bir başka güzelliğiyse muazzam çevirisi. Kitabın kendine has çok fazla terimi var ve çevirmenle editör Türkçeleştirme işinde harika bir iş başarmış. Bu alanda benim için en başarılı eserler arasında. Mesela karate yapan çöp kutularını "
karateneke" diye Türkçeleştirmek çok tatlı değil mi yahu? (evet, karate yapan çöp kutuları da mevcut)
Lütfen bu kitabı okuyun

. Hatta böyle giderse
Kitap Zinciri'nde birilerine atamaya hazırım.
Başta klişe bulup biraz sıkılmıştım, ama China Miéville'in klişe şeyler yazacağına nasıl ihtimal verdim, ben de bilmiyorum. Dahası, kitap boyunca verdiği mesaja da gerçekten ihtiyacımız var

.