aNTiSePTiK,
Bu yazınız ile ilgili, kendi hakkımda hatırladığım bir şey söylemek istiyorum...
Yazmaya yeni başlamıştım. Hem de öyle beş tane altı tane metin yazmışlığım da yoktu. Topu topu iki taneydi ve ilk yazdığım beğenilmişti. İkinci yazdığım ile ilgili ise, yukarıda mit'in yorumuna benzer yorumlarla başbaşa kalmıştım.
Tahminim, bu yazıyı için 'Bir şeyler yazabiliyorum, önceki -ya da öncekiler- bir şekilde beğenildi, yorumlandı ve o yorumlara göre de düzenlendi benim tarafımdan. Eh, o zaman devam etmeliyim. Her bulduğum an yazmalıyım,' diyerek acilen sarıldınız klavyeye, kaleme...
Eğer tahminim doğruysa, kendimi rahatlıkla sizin yerinize koyabiliyorum. Uzun soluklu kurgular için aynı şey geçerli olmayabiliyor ama kısa hikayeler için yazmaya başladığınız an, o anki durumunuz ve başka şeylerle de ilgilenip ilgilenmediğiniz de çok önemli bence. Bir yazıyı yazarken, onun cümleleri ve seçtiğiniz kelimeler üzerinde kafa yorarken kafanızı dağıtmak amaçlı bile olsa yazınızın başından birkaç kez ayrıldıysanız ve ona geri döndüğünüzde aynı hissin sizde bulunmadığını görmenize rağmen inatla devam ettiyseniz sizin için hendikap olacaktır diye düşünüyorum. Elbette bırakmayacaksınız, yazmaya başladığınızda çok iyi hissettiğiniz, ne anlatacağınızdan emin olduğunuz şeyi. Fakat bunun için arada, yarım bıraktığınız yazılarınızı gözden geçirirken onların sizi tekrar kendi içlerine almalarını bekleyebilirsiniz bu devam süreci için...
Bu yazdıklarım tamamen kendimden... Sizin için yazıyorum ama kendimi düşünerek tahminde bulunuyorum sadece. Belki de hiçbir tahminim doğru değildir...