Kayıt Ol

Tebrik ediyorum

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Tebrik ediyorum
« : 29 Mayıs 2011, 02:43:34 »


                                                                        Tebrik


Şu küreselleşen Dünya'da insanların artık daha bilinçli, daha uyumlu olduğunu düşünüyorum. İnsanlar git gide birbirlerine ısınıyorlar, kimse artık kimseyi dışlayamıyor. Herkes işini yapıyor. Kimse eskisi kadar fahişelerin işini yadırgamıyor artık. Ya da Başbakanlara mualefet yapmıyor. Babalar anneleri dövmüyorlar ve kan davaları artık olmuyor. Kimse kimseyi incitmiyor çünkü. Artık karıncaları bile incitmiyoruz.

Ormanları yakmayı bir kenara bırakıp, insanlar yeşilin içinde huzur bulmaya başlamış. Sınırlar neredeyse kaldırılmış. Amerika, ırak vatandaşlarına "Arap" gözüyle değil, "İnsan" gözüyle bakıyor artık. Ha bir de söylemeyi unuttum, uçaklar rotar yapmıyor. Gideceğimiz yere şap diye ışınlanıyoruz sanki. Uçaklar oldukça modernize edilmiş, çünkü "Savaş uçağı" değil, "Yolcu uçağı" üretiyoruz artık...

Üstteki iki paragrafta kaç yalan söyledim bilemiyorum. Ama yalandan da olsa tebrik ediyorum insanları. Bütün bu özverili çalışma, insan sevgisi ve huzur gözlerimi yaşartıyor. İnsanlık yaşama değil, yaşatma arzusuna sahip olmaya bağladığı için gurur duyuyorum onlarla.

Günümüzde bazı kesimlerde, bazı zenginler yaşamaktadır. O kadar zengindirler ki, bin beş yüz metre kare beton evlerini kağıt para ile doldurabilirler. Çoğu da sadece oturarak kazanıyordur ya o parayı, neyse... İşte bu zengin insanları evlerinde sabah kahvaltısı yaparken düşünün. Bir ellerinde olabilecek en pahalı kahve, masa çeşit çeşit kahvaltılık malzeme ile donatılmış, 148 ekran LCD televizyonda sabah haberlerini izliyorlar. Zaten sadece masaya konmuş yemeklerle, bütün şehir doyar neredeyse. Çoğu da çöpe gider o yemeklerin sonradan. Bu insancıkların üstündeki kıyafetler daha  yeni giyilmiştir. 2 saat sonra da atılacaktırlar çöpe.

Bu insanlar işte bu güzel kahvaltıyı yaparlarken haberlere gülüyorlardır, değil mi? Diyelim ki konu Afrika'daki aç insanlardır. Oradaki kemikleri sayılan çocukların görüntüsü, işte bu adamlara komik geliyor. Güleceğine yemeğini gönderse olmuyor sanki... Öyleleri vardır ki, bir günlük maaşı ile Afrikadaki herkesi bir ay doyurabilir. Ama onlar, bunu tercih etmiyor. Çünkü o parayı kazanana kadar çok ter döktüler. Sabah kahvaltısından sonra lüks limuzinlerine bindiler, onbeş dakika boyunca trafikte uyalanıp şirkete vardılar. Orada  birkaç saat oturup beş-altı belge imzaladılar ve tüm gün kahve ısmarladılar. Sonra aynı yoldan geri döndüler evlerine, ertesi gün aynı şeyleri yapmak için.

İşte bu manzarayı tebrik etmemek elde değil. Sonuçta sağduyu, tebrik edilecek birşey değil midir?

Nobel diye bir kimyager vardır. Kesin biliyorsunuzdur, günümüzde Nobel ödüllerine ismini vermiş bir dehadır kendisi. Dumansız barutu ve dinamiti keşfetmiştir Alfred Nobel. Tabi eski zaman, adam nerden bilsin icatlarının ikinci Dünya savaşında kullanılacağını? Bununla ilgili bir makale okumuştum geçenlerde, "Nobel'in kemiklerini sızlatıyoruz" diye bir başlık altında.

Gerçi artık adamın kemiklerini sızlatmıyoruz. Çünkü dinamit kullanmıyor artık insan oğlu...

Makineli tüfekler var! Ve atom bombaları...

Amerika'nın şu aklına bakınız. Sırf petrol, yani dolaylı yoldan para için Irak'ı bombalayıp duruyordu. Silaha o kadar para harcadı ki, parası bitti. Ekonomik kriz ortaya çıktı. E demek ki bu adamlar sandığımız kadar akıllı değil? Başka bir kaynak sömürme hırsı yüzünden kendi kaynakların tüketilir mi?

Dedemin bana anlattığı ve herzaman aklımda olan bir Sakıp Sabancı hikayesi vardır. Onu anlatayım size bir de...

Sakıp sabancı ölmeden önce bir vasiyet bir de mektup yazmış. mektubu saklamış, vasiyeti de o öldükten sonra okunsun diyerekten avukatına vermiş. Adam ölünce, vasiyeti açılmış tabi ki. Vasiyetinde, beni toprağa gömerken çoraplarımı sakın çıkarmayın demiş. Bırakın çoraplarımla gömüleyim. Mektubun yerini tarif ederek, kendisi gömüldükten sonra mektubun açılmasını ve okunmasını söylemiş.

Tabi vakit gelmiş, Sakıp sabancı gömülecek. Hoca hiç bırakır mı adamın ayaklarında çorabı? Günahtır diyerekten çorapları çıkartmış. Ardından da Sakıp sabancı gömülmüş tabii. Sakıp sabancı gömüldükten sonra da, vasiyeti üzerine mektubu açılmış. Mektupta ise sadece tek bir cümle yazıyormuş:

"Gördünüz mü dostlarım? O kadar param vardı şu fani Dünya'da amma, bırakın servetimi, bir çift çorabı bile götüremedim öteki Dünya'ya."

Bu hikaye de aslında çok şeyi anlatıyor gibi?

Sadece para üzerinden giderek insanlığı anlatmışım ama, İnsanlık para olmuş, para insanlık. Ha gerçi, kendimize insan demek büyük hakaret oluyor ama, başka ne desek de olmuyor... Tebrik ediyorum... Devam edin...

Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı hanne

  • **
  • 326
  • Rom: 4
  • maybe one day...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tebrik ediyorum
« Yanıtla #1 : 29 Mayıs 2011, 09:09:18 »
"İnsanlık para olmuş, para insanlık. "
çok doğru herşeyin para üzerine kurulduğu bir dünyada yaşamaya çalışıyoruz .Bu sistem beynimize o kadar işlemiş ki başka bir yol yokmuşçasına "parayla,para için" yaşamaya devam ediyoruz.

"Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir"
....Sanki bir erik ağacına çıkmıştım da orada üzüm yiyordum  ama bahçe sahibi gelince cevizleri neden yediğimi sormuştu....

Çevrimdışı Demigod

  • **
  • 253
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tebrik ediyorum
« Yanıtla #2 : 29 Mayıs 2011, 12:50:55 »
Dünyanın gerçekleri bunlar işte. Çok iyi bir noktaya değinmişsin. TEBRİK EDİYORUM.
“Bu basit ama anlatması pek de kolay olmayan bir hikaye. Tıpkı bir masal gibi. Masallarda ne kadar hüzün varsa o kadar hüzünlü ve en az masallardaki kadar çoşkulu bir hikaye.”
-La vita è bella

Ynt: Tebrik ediyorum
« Yanıtla #3 : 29 Mayıs 2011, 15:07:10 »
 İyi bakış açısı para insan. Güzel hoş da daha bir farklılık da beklerdim.
Gri

Çevrimdışı Cellox

  • **
  • 142
  • Rom: -8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tebrik ediyorum
« Yanıtla #4 : 29 Mayıs 2011, 18:32:41 »
xD Dünyanın düzelebilmesi için ''İstanbul Kıyamet Vakti'' oyunundaki gibi bir meteor lazım. Yoksa...

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tebrik ediyorum
« Yanıtla #5 : 29 Mayıs 2011, 22:44:22 »
Teşekkükler herkese yorumlar için.

İyi bakış açısı para insan. Güzel hoş da daha bir farklılık da beklerdim.

Ne gibi farklılıklar bekliyordun Lucian? :)
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Ynt: Tebrik ediyorum
« Yanıtla #6 : 31 Mayıs 2011, 22:25:29 »
 Bilmiyorum da şey daha renksiz gri tonun baskın olduğu hayali bir şey ama aynı zamanda gerçeğin kendisi :D
Gri