Kayıt Ol

İkiz - Fyodor Mihailoviç Dostoyevski

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
İkiz - Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
« : 25 Ekim 2014, 19:43:19 »

"İşte baylar, benim ilkem: Başaramazsam güçlenirim, başarırsam tutunurum ve hiçbir koşulda sinsilik yapmam. Entrikacı değilim ve bununla gurur duyuyorum." Bay Golyadkin.

Dostoyevski'nin ikinci romanı "İkiz". Yani henüz gençlik eserlerinden. Bu romanı yazdığında henüz kendi ülkesinde bile bir üne kavuşmuş değildi. Türkiye'de daha önce "Öteki" ve "Öteki Ben" adlarıyla yayınlanan eser, Can Yayınları tarafından "İkiz" adıyla çevrilmiş. Sabri Gürses'in çevirilerini beğenen biri olaraktan, ben de bu versiyonunu okumayı tercih ettim.

Uzunca bir önsöz yazmış Sabri Gürses ve neden bu isimle çevirdiğini açıklamaya çalışmış. Şahsen ben haklı buldum. Fakat bu versiyondan okumak isteyen kişilere kitabı bitirdikten sonra önsözü okumalarını salık veririm. Ben de öyle yaptım. Çünkü önsözde epey bir spoiler bulunmakta.

Kitap hakkındaki yorumlarıma gelecek olursam eğer. (Hafif spoiler.)

Kısaca, başarılı bir Dostoyevski romanı olduğunu söyleyebilirim fakat peşinen de eklerim: okumayı becerebilenler için. Peki bu ne demek tam olarak? Akıcı ve sürükleyici bir yanı yok bence fakat şizofrenik bir birey olan Bay Golyadkin'in bölünmüş kişiliğini ustaca anlatmış Dostoyevski. Özellikle karakterler arası diyaloglarda bunu gözlemek mümkün.

Bir gün dışarıda "ikiz"ine rastlayan Bay Golyadkin, kendisinin yerine geçip, hayatını ve iş düzenini mahveden bu ikinci kişiliğine karşı bir savaş verecektir öykünün sonuna dek. Bay Küçük Golyadkin ve Bay Büyük Golyadkin merkezli bu roman, 1840'lı yıllarda geçiyor.

Dostoyevski'nin bir insanın iç dünyasını anlatmakta ne kadar başarılı olduğunu görmek için okunmalı.

Çevrimdışı Müstehzi

  • *
  • 38
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: İkiz - Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
« Yanıtla #1 : 29 Şubat 2016, 17:55:17 »
Bu kitabı okuma hikayem diğerlerinden farklı. Normalde kitaplarımı internetten uzun uzun araştırır alırım. Belki de şu an halihazırda okuyacağım yüz kitap vardır listemde. Ancak İkiz'le tanışmam tamamen şanstı. "Dostoyevski" adını görmüştüm ve artık ayaklarım bana itaat etmiyordu, rafa yaklaşıp kitabı elime aldığımda ve arka kapağı okuduğumda kitaba sarılasım gelmişti.

Tabi derhal aldım ve okumaya başladım. Sonra gördüm ki Dostoyevski bile kariyerine "mesih" olarak başlamamış. Oldukça güzel bir hikayesi olduğunu, ilgi çekiciliğini reddetmek imkansız. Anlatım ve diyaloglar içinse aynı şeyi söylemek güç bence (belki de Golyadkin'in çaresizliğini yaşamak beni çıldırttı ve Dostoyevski'ye saldırmak istiyorum). Hele de sürekli tekrar edilen isimler yok mu? İnsan bir yerde biteceğini düşünüyor ama hayır, asla bitmiyor. O isim aynı cümle içinde tekrar tekrar ve tekrar söyleniyor. Kitabı Dostoyevski sanırım bir kez düzenlemiş. Bir kez daha düzenleseymiş muhteşem olabilirmiş. Belki de sorun tamamen bendedir (ki muhtemelen de öyledir) bilemiyorum.
“Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.”
- Fernando Pessoa