Ben ne yorum yaptım, ne de yazıyı değiştirdim. Yazıya ekleme yaptım yazarın izniyle. Eğer izin vermediğini iddia ediyorsa benim sözlerimi kullanarak yazı oluşturmasına da açıklaması olsun. Eser hırsızlığını yada eser ortaklığını kabul etmelidir kendisi.
Kelimelerini kullanmasına değil senin sıkkınlığın, bilirim. Okuduklarım her şeyin bir anda nefrete dönüştüğünü anlamama neden oldu, üzüldüm. Her şeyin saygıyla tenezzül etmesi gereken bir Dünya'da Edebiyat biz düşüncelerimizi başkalarına mantıklıca aksettirebilelim diye vardır. Edebiyatın amacının saptırılmasına gönlüm razı olmuyor. Israrla söylenen bazı şeyler var, kırın önyargılarınızı. Aslında hiçbir şey bu kadar karmaşık değildi, sadece böyle olmasını istediniz.
Nefret karşımızdakinin canını yakabilecek boyutlara ulaştığında en iyisi hiç konuşmamaktır. En azından geçmişin anılarıyla, saygıyı eksik etmeden karşımızdakini kırmama luksuna sahip olmalıyız.
"Olan olmuş" gibi basit iki kelime yerine, size son bir nasihatle bitireyim yazımı. Hiçbir zaman mutluluğu arama çabasına tenezzül edilmedi. Oysa Dünya mutlu olmanız için size çok büyük bir hediye vermiş idi. Bu hediyenin değerini bilememiş sizler, bu hediyeyi alamamış olan bizlerden daha kötü bir durumda olduğunuzu sanmayınız. Her mutluluk az biraz acı verebilir, örneğin dondurma yeyip de kilo almak dondurma zevkinin küçük bir bedelidir. Genelleme yapayım, tüm insanlar için bu böyledir, malesef dondurma yemenin verdiği zevkin, kilo alma endişesinden duyulan korkuya oranla daha kuvvetli olduğunu göremiyoruz. Şimdi dondurma yeme zamanıdır.
Hayatın basit anatomisini geride bırakıp aslında hiç olmamış hastalıkları kendimize yakıştırmak edebi bir eserde aksettirilmemesi gereken bir durumdur. "Öyle" olunmadığı halde "öyleyim" dediği için "öyle" olanlar olur. Örnek vermek gerekirse eğer bir anne çocuğuna sürekli "aptal" derse, çocuk buna zamanla alışır ve bir aptal olmamasına rağmen aptalmış gibi rol yapar. Anneler pek çok çocuğun katili oldular bu yüzden. Bir katil kurbanı öldürdükten sonra hapse atılması gereken katilin ebeveynleridir genellikle.
Komplike düşünmeyi bir kenara bırakıp mutlu olabilmeye yönelmek özeldir, önemlidir. Çıkın evinizden dışarıdaki çimlerin üzerinde oynayın, masumane çocukluğunuz aklınıza gelir. Çim yok derseniz gidin bir çiçekçiden tohum alın, bahçem yok derseniz pembe pancurlu bir ev satın alın.
Bunlar yazının devamı niteliğinde anlaşılmasın, yazının edebi kişiliği zaten mükemmeldir, kimse bir ekleme ya da çıkarma yapmadı, yapmaya da hakkı olamaz. Sadece yazının ardından derin bir anlam çıkarmış birileri, belki de öylesine yazılmış bir yazıydı aslında.
Bir suçlu hiç olmadı. Sadece karşınızdakinin suçlu olmaması gerektiğine olan inancınız, sizi kendinizi suçlamaya yöneltti.