@Rosemary
Teşekkür ederim. Diğerlerinden daha çok şey tecrübe edip etmediğimi bilemem fakat tecrübe ettiklerimi daha iyi görüyorum, diyebilirim. Çıldırmamak konusuna katılıyorum, kontrolu kaybedip bu insanların eline koz vermemek gerek. Ya da çıldırıp, kendi ruhunu onlar yüzünden kaybetmemeye çalışmalı. Varoluşsal açıdan, direnmeye ve kendini korumaya devam etmeli. Ancak, gittikçe daha zorlaşıyor bu durum. Bir ton şey yazabilirim bu konuda ve muhtemelen yazacağım fakat burada değil.
@Thael
Gittikçe kötüleştiği kesin. Bilim bu ülkede zerre saygı görmeyen bir uğraş; ne halk arasında bir bilinci var, ne siyasetçilerin umurunda ne de başka herhangi bir kimsenin. Şu an içinde yaşadıkları dünyanın bilimin getirileri üstüne kurulu olduğu gerçeğini önemsemiyorlar. Güç sahipleri, buna katkı yapmak da istemiyor. Varsa yoksa kısa vadeli hesaplar, bencillik ve açgözlülük. Ama iş dine geldi mi her şey değişiyor. Onlara her türlü kaynak var. Bizim esamemiz okunmuyor. Tabii, bir de biatçıların yalakalıkla ele geçirdiği pozisyonlar ve niteliksizlikleri var ki sorma.
Bu yüzden, bu kadar dokunuyor. İşler iyiye gitse, onca çabanın ve çekilen şeyin bir işe yaradığını görsek yine iyi. Ancak, büyük resim içinde sadece küçük zaferler elde edilebiliyor. Bir açıdan, insan bunların değerini daha iyi biliyor ve savaşma ruhu güçleniyor diyebilirim. Öte yandan, zamanların daha da karanlıklaştığı gerçeğini değiştirmiyor bu durum. Tavsiye vermek ya da benzer bir amaçla yazmıyorum, aklımdan geçtiği için söylüyorum; gerçekçi olmak durumundayız. Şu an içinde bulunduğumuz zamanları hafife almak ölümcül bir hata olur. Yine de, işin umut boyutunu bilemiyorum. İçimde bir şeyler ölüyormuş hissinden bir türlü kurtulamıyorum. Umutsuzluk mu, yoksa gerçekçilik mi?
@RedElf
O zaman umarım bunları yaşamazsın, diyorum.
---
Pek çok şey yazdım yazdım sildim. Denilebilecek çok fazla şey var fakat bir etkisi olmayacak. Bilimin doğasını çok iyi anlamış olmam bu insanlara bir şey ifade etmiyor. Onlar kahvelerde kıçlarını yayıp, salak programlar izlerken benim hobi olarak modern devletlerde kuvvetler ayrılığı ya da bilimde determinizm üstüne makaleler, bunun dışında sayısız kitap okumuş ve üstlerine düşünmüş olmam bir şey ifade etmiyor. Kendi felsefi teorilerimin olması bir şey ifade etmiyor. Daha sayabileceğim pek çok şey, bu insanlar için hiç bir şey ifade etmiyor. Etmeyecek de. Yirmili yaşlarımda yıldım bu insanlardan fakat umudumun tükendiği yerde, öfkem onlara boyun eğmemi önlüyor. Ruhumu onlara kaybetmemi önleyen şey, umudumdan öte öfkemdir; adaletsizliğe olan öfkem.
Bir anım var bu seneye ait. Bu çürümüşlere boyun eğdiğim bir an. Yılmışlıktan ses çıkarmaya mecalimin kalmadığı bir an. Hayatımda kendimden hiç bu kadar tiksindiğimi hatırlamıyorum. Bir daha gerçekleşmesine izin vermeyeceğim. O izleyenlerden birisi haline geldiğim an, ruhumu bu adamlara kaybettiğim andır.