Kayıt Ol

Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin

Çevrimdışı

  • *
  • 32
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Yerdeniz
« Yanıtla #30 : 03 Mayıs 2013, 21:38:49 »
Spoiler: Göster


[*]Resim çok büyük olduğu için spoiler kutusu içine alınmıştır. - Fırtınakıran[/*]


YERDENİZ
Ursula K. Le Guin


      Le Guin, serinin birbiriyle ilişkili ilk üç kitabının her birinde bir temadan hareketle öyküyü oluşturmuştur. Serinin kitaplarıyla ilgili bu temaları arka kapak yazılarından çıkarmak mümkündür.

      Serinin ilk kitabı "Yerdeniz Büyücüsü", Le Guin'e göre büyüme temasını işleyen bir romandır. Roman, gelecekte Yerdeniz'in en büyük büyücülerinden biri olacak olan Ged isimli bir çocuğun, ününü borçlu olduğu maceralarından önce başından geçen olayları anlatır.

      Serinin ikinci kitabı "Atuan Mezarları", Le Guin'e göre cinsellik, doğum, yeniden doğum, yıkım ve özgürlük temalarını ele almaktadır. Yerdeniz'in Kargad Diyarı'nda geçen roman, İsimsizler'in Rahibesi olan Ölümsüz Arha'nın (Yutulmuş) Tenar adlı bir kızın bedeninde yeniden doğmasıyla başlar ve Tenar'ın kendi kimliği ile Arha'nın kimliği arasındaki mücadelesini konu alır.

      Serinin üçüncü kitabı "En Uzak Sahil", Le Guin'e göre ölüm temasını işlemektedir.

      Serinin dördüncü kitabı "Tehanu" ve beşinci kitabı "Öteki Rüzgar", uzun aralardan sonra yazılırlar. Le Guin, Yerdeniz ile hesaplaşmasını bitirememiş olacak ki, seriyi "Yerdeniz Öyküleri" ile devam ettirir.
Le Guin, "Öteki Rüzgar" kitabıyla 2002'de "Dünya En İyi Fantazi Roman" ödülü almıştır.(alıntı trVikipedi)  

---

      Her sayfası felsefeyle, bilgelikle ve özlü sözlerle harmanlanmış bir fantastik seri ziyafeti. Bazen romanı elimden bırakıp hikayede geçen bir cümle üzerine uzun uzun düşündüğüm bile oldu. Henüz 3. kitabı okuyor olmama rağmen beni oldukça etkileyen bir fantastik seri oldu şimdiden. Kitaplar diğer serilere kıyasla küçük görünse de anlam olarak oldukça büyükler. En büyük büyücüler anketlerinde yer almasada baş kahramanımız "Ged-Çevik Atmaca" en bilge büyücüler listesinde kesinlikle üst sıralarda. Henüz okumayan arkadaşlar için çok fazla detaya girmiyorum ama mutlaka tavsiye ediyorum. Hazır olun, Ursula teyze okurlarını iki sonsuz evrenin (Düşünce ve hayalgücü) kesiştiği yere götürüyor. İyi okumalar.

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Yerdeniz Serisi
« Yanıtla #31 : 13 Ekim 2013, 03:49:02 »
Yerdeniz Büyücüsü: Geçen sene yaz tatilinde okumuştum ilk kitabı. Aynı zamanda bu benim ilk Le Guin kitabımdı. Okumak istediğim bir yazar ve okumak istediğim bir seriye böylelikle adım atmıştım. Kısa bir kitap olmasına rağmen birkaç güne yaymıştım, nedeni ise kitaptan aldığım tadın bir hayli fazla olmasıydı. Kitabın konusunu büyümek olarak adlandırıyor Le Guin. Yerdeniz'in en güçlü büyücüsü olma yolunda olan Ged'e arkadaşlık yapıyoruz kitap boyunca. Ne denli zeki olduğuna ve karşılaştığı zorluklara cesurca göğüs germesine tanık oluyoruz. Re Albi Büyücüsü Sessiz Ogion'un yanında büyücülük sanatını en ince ayrıntılarına kadar öğrenmesini büyük bir keyifle okuyor ve Ged'le birlikte Yerdeniz adalarını geziyoruz. Ejderhalara uğramayı da ihmal etmiyoruz elbette. Muhteşem serinin ilk kitabı: Yerdeniz Büyücüsü.

Atuan Mezarları: Serinin ikinci kitabı ilkinden daha ince fakat ilkini aratmayacak (bir ara arar gibi oldum ama geçti sonra) kadar başarılı. Atuan'ın yüce rahibesi olmak için Tenar adlı küçük bir kız seçilir. Bir inanışa göre ise rahibe ölümsüzdür yani sürekli reenkarnasyona uğradığına inanılmaktadır. Öldüğü gece doğan başka bir bebeğin yerine geçerek hayatını idame ettirir yani. Yeniden doğan rahibe olduğuna inanılan Tenar, Arha adını alıyor. Artık yeni bir kimliğe bürünmüştür ve görevinin yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. İlk kitapta sıkça adını duyduğumuz Ged ise sonlara doğru bizlere merhaba diyor ve kurgu Arha ile Ged arasında örülüyor. Harika bir dili var Le Guin'in. Serinin kalan kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.

Çevrimdışı Thomasward

  • **
  • 352
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi
« Yanıtla #32 : 02 Kasım 2013, 21:26:03 »
Henüz ikinci kitabında olmama rağmen aşığı olduğum bir seri. Büyük bir fantastik eserde aranan niteliklere sahip. Kurgusu tam tadında , karakterlerin hikaye içinde kullanımı ise son derece alışılmadık (kötü değil!) . Baş karakter ikinci kitabın bilmem kaçıncı sayfasına kadar yok ( tek ciltte okuduğum için tüm sayfa sayıları birleşik , o yüzden kaç sayfa bilmiyorum) , ancak bu da değişik bir tat veriyor okuyucuya. Zaten yazılması gerekenler yazılmış , yazan ve tanıtanların ellerine sağlık.

Çevrimdışı freezing_moon

  • *
  • 3
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi
« Yanıtla #33 : 18 Kasım 2013, 02:34:12 »
Yerdeniz serisi mutlaka okunması gerekendir. Bende üniversitede kütüphaneden bulduğumda havalara sıçramıştım. Gerçi o dönem kitapları sırayla bulamadığımdan biraz sorun yaşamıştım. Olsun, yine olsa yine okurum.:)

Çevrimdışı oguzkaan

  • **
  • 92
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi
« Yanıtla #34 : 03 Temmuz 2014, 01:00:12 »
Ben bu serinin 5. kitabı olarak geçen Yerdeniz Öykülerinde o kadar sıklıldım ki sayfa sayısına bakmaktan kitabı okuyamadım. Hatta o andaki ruh halime bağlıdır diye ara verip keyfimin yerinde olduğu bir ara tekrar başladım. Yine de bitirmek için kendimle cebelleşmek zorunda kaldım. Karakterlere ısınamadım. Hikayelerin biri hariç nedense hiç biri ilgimi çekmediler.
Oysa ki ilk 3 kitap harikaydı. 4. kitap "eh işte!" dedirtecek seviyedeydi.
Devam edip seriyi bitirsem mi diye düşünüyorum. Beğeni eğrime bakarsam Öteki Rüzgar, serinin hatrı için, okumaktan itina ile kaçmam gereken bir kitap gibi gözüküyor. Oysa her şey ne güzel başlamıştı.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #35 : 21 Ocak 2016, 23:48:55 »
Nihayet ben de Yerdeniz'e başlayarak "Ayıplar" listemdeki bir maddenin üstünü daha çizdim. Hatta iki... Çünkü bu Le Guin'den okuduğum ilk kitaptı.

Ne yalan söyleyeyim, biraz çekinerek başladım seriye. Çünkü büyücüdür, ejderhadır vs beni biraz sıktı artık. Tamam, yazıldığı dönemde muhteşem bir eserdi mutlaka, zira yeniydi, ilklerdendi. Ancak aradan geçen bunca zaman içerisinde büyücülük okulları, birinin ismini bilmenin kudreti vb temalar o kadar çok taklit edildi ki... beğenmeyeceğimden, hak ettiği değeri veremeyeceğimden korktum.

Neyse ki yanılmışım. Evet, ilk basıldığı yıllarda okuyup da her şeyi birinci elden deneyimleme fırsatını kaçıralı çok oldu. Ama yine de Ged ile Estarriol'la tanışmak, büyü okulundaki eğitimlerine şahit olmak, Kurremkammeruk gibi bir ismi tersten düzden okumanın keyfine varmak son derece güzeldi. Bir de ruşvaş çayı var tabii... Benim gibi çay sevmeyen birinde bile feci merak uyandırdı bu isim. (Orijinali rushwash'mış, bir çırpıda anladım keh-keh!)

Spoiler: Göster

Kitapta beni en çok etkileyen iki sahne vardı. Birincisi, tabii ki, Ged'in  ejderhalarla savaştığı ve kadim Yevaud'la pazarlık ettiği kısım. Sanırım hayatımın bundan sonraki kısmında "İsminle Yevaud..." repliğini sık sık tekrarlayıp şöyle bir ürpereceğim.

Beni etkileyen bir diğer bölümse Ged'in yıllar sonra ustası Ogion'un yanına dönüp, "Senden nasıl ayrıldıysam aynen o şekilde döndüm usta, bir aptal olarak," demesiydi.


Kitapta bunun gibi yalın ama vurucu pek çok cümle var, ki Le Guin'in anlatımını etkileyici kılan şey de bence bu. Çok sade ama vurucu cümlelerle anlatıyor. Gölge'yi alt ediş şekli mesela... Basit ama beklenmedik ve inanılmaz derecede mantıklı.

Kitapla ilgili tek sıkıntım virgül zengini olması. Editör pek iyi iş çıkarmamış bu konuda. Olup olmadık her yerde (muhtemelen İngilizce aslında bulunan kısımlarda) virgül var. Neyse ki bir paragraf okuyup da kendinizi kurguya kaptırdınız mı görmezden geliyorsunuz bunu. Çiğdem Erkal İpek'in başarılı çevirisinin katkısı da göz ardı edilemez elbette. (Civanperçemi nasıl bir isimdir Allah'ım?) Bir de son bölümlerde oradan oraya yelken açtıkları yerlerde biraz sıkılmış olabilirim :P

Kısacası çok geç de okuduğum için mutluyum, hatta devam kitaplarını isimleriyle çağırıyorum!
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #36 : 22 Mayıs 2016, 21:30:00 »
 Kral-Katili Güncesi'ni okuyup, "yoksunluğunu" çektiğim zamanlarda başladım Yerdeniz'e. Gerçekten, o kadar bilmeme, fantastik klasiği olarak her yerde görmeme rağmen sadece ve sadece Rothfuss'un Guin'in izini ne kadar takip ettiğini söyleyen eleştiriden dolayı okudum seriyi. Ve utandım kendimden resmen  :) Böylesine bir ustayı öğrencilerinden görüp de öğrenmek! Ayıp resmen.

Guin'den de beklediğim şey aşağı yukarı Rüzgarın Adı'ydı bu arada, çok yanlış beklentilerim varmış meğer. O epik sahneler, Adı ile çağırmanın Rothfuss'taki muazzam betimlemeleri, hiçbirisi yok burada. Her şey daha sade, daha gerçek. Belki de fantastik yazıp da bu kadar realist olabilmeyi başarmasıdır Guin'e günümüzdeki yerini veren, karakterine 50 sayfada 2 yıllık kılıç eğitimi verip 5 kitap boyunca o savaş senin bu ejderha benim koşturtmaktan öte bir fantastiği keşfettirmesidir.

Karakterlerin seri boyunca ejderhalarla, ölüm ile yaşam arasındaki duvarın incelmesiyle, halkın büyücülere, cadılara dair bakışıyla ilgili konuşmalarından her birisi günümüzde iki modern insanın oturup siyasi ideolojiler, bilim, felsefe gibi konularda konuşması ciddiyetinde ve gerçekçiliğinde. Le Guin anlattığı ejderha da olsa o dünyada ejderhaların bir gerçeklik olduğunu sonuna kadar verebiliyor okurlara.

İlk üç kitaptaki karakter hikayesi her yönüyle çok güzel ama görece yeni bir yazar olan Le Guin'in -bana hissettirdiğine göre- tam özgürlüğe sahip olmadığı için anlatmak istediklerini son kitaplarındaki özgürlüğüyle değil de, bir fantastik hikayede olması gereken olay örgüsü çerçevesinde anlatıyor -özellikle ilk kitapta bu his tavan olmuştu-. Oysa Tehanu'daki vücudu yanmış bir kızın, orta yaşlı annesinin ve güçsüz düşmüş babasının bir köyün sınırındaki evlerinde geçen hikayelerini anlatırken çok daha özgür Le Guin, "Ben bunu söylemek istiyorum!" diye bağırdı bana kitap, öyle bir dünyada da insanların ocak başında oturup birbirleriye olanlar ve olacaklar hakkında konuşacaklarını çok güzel söyledi.

Böylesine farklı bir seri okumak apayrı bir deneyimdi benim için, bütün o cazibeli fantastiklerin fırfırlı bilimkurguların arasında derin soluklar alıp tutmak için çok kullanışlı bir durak oldu. Ve ileriki hayatımda da çok kereler Daha ormandaki yürüyüşüne çıkmadan Ged'in yanına gideceğimden eminim.

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #37 : 22 Mayıs 2016, 22:23:26 »
Seriye yıllar önce başlamış fakat En Uzak Sahil'de bırakmıştım, birkaç kere yeniden başlamıştım çünkü çeşitli sebeplerden. Ama kesinlikle sıkıldığım için değildi bu. Kitapları gerçekten severek okuduğumu hatırlıyorum, fakat şimdi tekrar okumaya ve artık seriyi tamamlamaya karar verdim. En kısa zamanda başlayacağım tekrardan.
İnsan, hayalleriyle vardır.

Çevrimdışı Elodin

  • **
  • 64
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #38 : 19 Ekim 2016, 18:21:44 »
Seriye verdiğim neredeyse bir yıllık aradan sonra az önce Öteki Rüzgar'a başladım. Kitabın öykülerden oluşmadığını anladığım için de ufak çaplı bir şok geçiriyorum şu an.

Kayıp Rıhtım'ın seriye olan bu ilgisini de şiddetle kınıyorum efendim. Üzdünüz. Ayrı bir bölümü bile yok. İkinci sayfada yapayalnız beklerken buldum başlığı. Boynu bükük...

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #39 : 19 Ekim 2016, 18:56:50 »
Yerdeniz Öyküleri var ya öykülerden oluşan :) Öteki Rüzgar nasıl o izlenimi verdi öyle?

Bence de ayrı bölümü olmalı >.> Ama forum ahalisinde ayrı kategorisi olacak denli ilgi yok :/

Çevrimdışı Elodin

  • **
  • 64
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #40 : 19 Ekim 2016, 19:49:28 »
Bendeki ilk dört kitabın baskısında içindekiler kısmı yok. Eh bunda olunca da bölüm başlıklarını ayrı ayrı birer öykü zannettim :D Ama iyi ki diyorum böyle zannetmişim, uzun zamandır bir kitabı okurken bu kadar mutlu olmamıştım. Şu an mutluluktan kitabı okuyamıyorum hatta

İlgi görmemesi konusuna gelince de Kayıp Rıhtım'ın takipçileri üzerinde gerçekten çok büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Bir radyo yayınında sadece adları geçen iki kitabı hiç düşünmeden aldığımı bilirim. Sorumluluk yavaştan size kalıyor ben aradan çekiliyim

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #41 : 24 Şubat 2017, 00:04:11 »
Yerdeniz Büyücüsü'nü bitirdim. Büyü sistemi ve Ged'in büyüyle olan ilişkisi hoşuma gitti. Ged'in zamanla değişen duygu ve tavırlarını da unutmamalı.

Karakter olarak favorimse Vetch :) Arabulucu tavırları ve sadık dostluğu beni kendisine çekti :)

Ged'in evcil hayvanı konusunda şüpheyle umut karışımı bir beklentim vardı. Sevgili Le Guin bu konuda beklentilerimle oynamadan benim kendimi şaşırtmama olanak sağladı :D

Anlatım tarzında, Büyük Büyücü'nün (Ged'in) geçmişinden bahsedilir gibi yapılırken ileride (sonraki kitaplarda) yaşayacaklarına atıflarda bulunulmasından romanlaştırılmış destan tadı aldım.

Bir sonraki durak, ikinci kitap  :)

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #42 : 08 Mart 2017, 00:38:10 »
     4. kitabı yeni bitirdim. 5. ye geçmeden -öyküleri sona saklamam fısıldandı :)- okuduğum kitaplar için genel duygu ve düşüncelerimi belirtmek istedim.

     Ama önce Le Guin övmek istiyorum. Kendisini Hainli Serisiyle tanıyıp sevdim. Övgüm, Yerdeniz çıkışlı olarak genel hayranlığımı içermektedir:

     Yerdeniz dünyasında sihrin ve varoluş kaynağının, varlıkların taşıdıkları asıl isimlerine dayanmasının; konu edindiği kavram, duygu ve düşünceleri kelimelerin gücüyle anlatmaya çalışan sanat dalında anlatılmasını nasıl yorumlamalı? Cümle içinde doğru kullanılan her kelimenin, okuyucunun zihnini meşgul edecek gizli tılsıma sahip olmasıyla karşılaştırmalıyım belki de. Yerdeniz Büyücüleri isimleri bilerek varlıklar üstünde etki ediyor. Le Guin ise kelimeler yoluyla, hayatın içinden olup da fark edilemeyeni ya da henüz fark edilemeyecek olanı tanımlamaya çalışıyor. Başka zihinlerde ölçülüp biçilmelerinde yardımcı oluyor.

     Şimdi, okuduğum kadarıyla kitaplara kısaca değinebilirim:

     Yerdeniz Büyücüsü

     Le Guin'in de amaçladığı gibi başından sonuna bir büyüme hikayesi. O evrende Ged'in yerinde olsam benzer duyguları tecrübe ederdim. Onun kadar cesur davranabilir miydim, orasını bilemiyorum ama. Eh bu da onu, kendi dünyasında söylenen şarkılara konu olan kahramana dönüştürüyor. O şarkıları duymuyor olabiliriz belki. Lakin onlar gerçek kırıntıları içeren abartılar içerirken, bizler asıl hikayeye tanıklık ediyoruz.
    
     Büyücülük sisteminin nasıl işlediği ve  o dünyadaki varlığı gökten inme değil. Bir çocuğun büyümesini fantastik sosta işlenmek gibi bir niyet yok. Hikaye illaki bir yerde geçecek, illaki insanlar ve efsaneli yaratıklar olmalı ve illaki aksiyon için havalı büyü numaraları olsun sıkılganlığında tasarlanmamış. "illaki" diye başladığım şeyler zaten gerekli. Başka türlü okuyacak ne bulunacak zaten. Anlatmaya çalıştığım, yamalı bohça gibi iliştirilmedikleri. Büyü sistemine kökenlik eden güç, Yerdeniz dünyasının özünde yer alıyor. O dünyanın varoluşu, düzeni, işleyişi, efsaneleri ve tarihi büyünün kökenleriyle iç içe. Büyü gücü yeterli değil, varlıklar sakladıkları asıl ismini de bilmek gerek. Büyü yada küçük numaralar yapabilmenin de belli başlı sorumluluk ve dikkat edilmesi gerekilen tarafları var. Ged'in oyun olsun başlayıp keçi sürüsünce sarılması bunun en masum örneği. Tabii ne Ged ne de ben durumun ciddiyetinin farkında değildik. Ged bunu zor yollardan öğrendikçe ben de onunla beraber öğrenmiş oldum. İkimizde, neden herkesin büyücü olamadığını, dengeyi ve büyülerin neden savurganlıkla yapılmadığını daha iyi anlamış olduk.
    
     Büyümek, anlayamadığın; anlayamadığın için inkar ettiğin; inkar ettiğin için budalaca davrandığını kavrayabilmek. Meydan okuma, kendini ispatlama, herşeyi bilebilme ve biricik olduğun arzusuyla yola çıkılır. Felaketlerden sonraysa, geri çekilme, kendine güvensizlik, bilemediklerin için korkuya kapılma ve özel olmadığın gerçeğiyle yüz yüze gelme. Ged'in ki gibi bir dünya da değiliz ve onunki gibi sorunlarla karşılaşmadık. Satır aralarında hissettiği ve düşündüklerini kendi hayatlarımızla karşılaştırınca, oldukça tanıdık ama aynı oranda fark edilmesi güçleşebilen benzerlikler ortaya çıkıyor. Yani Ged öğrendi, ben farkına vardım. İkimizde bir şeyler öğrendik yine.

     Tabii Ged sayesinde, Yerdeniz dünyasıyla; denizlerini, deniz yolculuklarını, cadı ve büyücülerinin yaptıkları ve yapamadıklarını, batıya göçmüş ejderhaları, dönüşüm büyüsüyle karşılaşmaktan gına gelmiş sıradan insanlarla, tanışabilme fırsatı buldum.

     Atuan Mezarları

     Bu seferki bambaşka bir büyüme hikayesi. Kadın ana karakterimiz, kendisine empoze edilen hayatın içinde büyüyor. Ailesinden küçükken kopartılmış ve kutsal geleneklerden ötürü, kendine ait olmayan bir adı, bir belleği, bir tarihi ve bir bilinci taşıyacak biçimde eğitilen Tenar var.

     Etrafını çevreleyen rahibelerin güç vadettiği, inanıp inanmadıkları belli olmayan bir saygıyla hazırladıkları Tenar, getirilmek istendiği makamca ele geçirilmeye uğraşılıyor. Kurallar hatırlatılarak, nezaketler edilerek, Tapınak sistemi, yüzyıllardır tekrar ve tekrar sahnelenen bir oyunu sürdürmek için insanlar toplanmış. Oradaki herkes, yıllar öncesinden yazılmış roldeki insana dönüştürülüyor, dönüşüyor, dönüştürüyorlar. Kurbanlar aynı zamanda adı konulmamış suçların azmettiricileri gibiler. Teslimiyet ve gelenekleri uygulama, özgür irade, yeni fikirler ve yapılması gereken maskesindeler. Uygulayanların bile farkına varamadığı veya varsa da umursamadığı sinsi bir düzen var.

     Tenar’ın sorumluluğuna verilen mağara, ikili anlamlar taşıyor. Keşfetmesine izin verilen kısımlar ona dayatılan bilinç; bir başka kişi ve geçmiş. Keşfetmeye çalıştığı bölümlerse, içgüdüsel olarak kendi öz bilincini -kendini- arama yolculuğu gibi. Mağara, başkası olmaya yönlendirilirken kendisi olmayı da bulabileceği bir mekan. Mağaranın bir yeniden şekilleniş ve doğuş mekanı olması gibi bir durum da var. Tenar o mağaraya her girip çıkışında bilinci de şekilleniyor. Sistemin uygun gördüğü biçimde dönüştüğü sürece bunun sakıncası yok. Özetlemeye çalışırsam, mağara bir taraftan zihni temsil ederken bir taraftan da rahmi (doğumun ve doğamamanın (ölümün)) temsil ediyor.

     Tenar’in içinde sürüklendiği girdapta yabancı olanla (mahrem ve kötü olanla, öteki olanla) münasebeti kilit rol oynuyor.

     Hikaye olarak durduğu noktaysa şu yönden dikkatimi çekti; genel yapısı itibariyle, büyük bir maceranın yan öyküsü olarak kısaca bahsedip geçiştirilebilirdi. Le Guin yan karakterin hikayesini merkeze alıp romanlaştırmış gibi. İkinci planda olan (ya da ikinci plana itilen) karakterlerin de dikkate değer olduklarının altı çiziliyor. Kadın karakterin içinde bulunduğu durum ve kendisine biçilen genel ve özel rolle de örtüşüyor. Roman her yönden anlatmaya çalıştıklarına dikkat çekiyor.
          
     En Uzak Sahil

     Belirtildiği gibi ölüm kavramının bilinmezliği kitaba işlemiş. Umutsuzluk içinde umut arayışı var. Ana karakterlerden genç Prensin bakış açısında yabancılık, gizem ve şüphe kol geziyor. Büyü gücü ve büyücüler sorgu altındalar. Prensin yol arkadaşı Baş Büyücü ister istemez bu tutumdan nasibini alıyor. Hayat deneyimi çok olan da az olan kadar bu yolculuğun nereye varacağını kestiremiyor. Ölüm ve yaşam birlikteliği ve aralarındaki dengenin önemi, Yerdeniz dünyasının kalbindeki akıl sır ermez güçte dengesizlik olarak yansıyor. Büyü gücü ve büyünün yer aldığı dünya arasındaki bağın organikliği, ölüm konusunda tekrar masaya yatırılıyor.

     Tehanu

     Yaşlanmak. Kaybetme. Utanç. Hayattaki değerini sorgulama. Bir önceki kitap olan En Uzak Sahil’de, kahraman iyi dileklerle şereflendiriliyor ve Yerdeniz’de dolanan şarkılara konu olacağını hissedilerek bitiyordu. O kadar. Sonuçta büyüdü, olgunlaştı ve ölümle yüzleşti. Ondan bekleneni yapmıştı. Bundan sonra adının ve yaptıklarının şarkılara konu olması yeterliydi. Bizim için kahramandı, özeldi. Yolculuğu bitti. Bizim kahramanımız olmasını sağlayacak gerekçeleri de tükendi. Ya kendi için? Yapabileceğini yapmış, gidebileceği noktaya gidebilmiş kahramanlar/insanlar için bu ne anlam ifade ediyor?

     Tehanu, dikkatten kaçan bu konuyu merkezine alıyor. Yerdeniz’in kötü zamanlarının bitimiyle yeni çağının başlangıcı arasında geçiyor. İlk üç kitap zaten farklı hava ve tatlardaydı. Bu da öyle. Bu sefer büyücüler üzerine değil. Kahramanlık üzerine de değil. Yerdeniz’in kaderiylen de fazla bir alakası yok. Kadınlık ve erkeklikten bahsetse de, onlardan geçmişte kullanılan kimlikler olarak bahsediyor. Yaşlılık, kaybetme, utanç ve değerini sorgulama; dördünü birlikte konu ediniyor. Hataları ve başarılarıyla, ellerinden gelenin en iyisini ortaya koyduktan sonra ortada kalanların hikayesini anlatılıyor bu sefer. Anneler, Evlatlar, Krallar, Büyücüler, Kadınlar, Erkekler hepsi bu noktaya bir biçimde varıyorlar. Ha tabii aynı zamanda bitişlerin ardından yeni başlangıçları da müjdeliyor. Yeter ki deneme fırsatı olsun.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #43 : 10 Mart 2017, 15:55:55 »
Şu sıralar Öteki Rüzgar'ı okuyorum. Önceki kitaplarda geçen olaylardan bir iki cümleyle bahsedilince içim bir tuhaf oluyor. Nasıl yaşandığından, ne çileler çekildiğinden haberdar olduğum hikayelerden, uzak geçmiş ve efsaneyle gerçeğin karışımı gibi bahsedilmesi "Nereden nerelere şimdi?" diye iç geçirttiriyor. Yerdeniz Serisinin hayatla alakalı gizli bağlarından biri daha; şimdi için düş gibi gelen ve bir iki cümleyle özetlenip anılan geçmiş :-\

Spoiler: Göster
 

Kendimi tutamayıp erken tahminde bulunacağım: İlk dört kitapta bireylerin büyümesini okuduk. Bu kitaptaysa, büyüme sırasının Yerdeniz dünyasına geldiğini düşünüyorum.

İlk dört kitap boyunca büyüme kavramı üzerine, farklı karakterlerden farklı pencereler vasıtasıyla duruldu. İlk kitap, hatalardan ve korkulardan ders çıkararak büyümek. İkinci kitap, başkalarınca yönlendirilerek bir kalıba sokulmaya çalışarak büyütülmek. Üçüncü kitap, ölümle yüzleşerek hayat ve işleyişine saygı duymayı öğrenerek büyümek. Dördüncü kitap, büyüdüm artık, daha ilerisi olmaz derken, yeni şeyler öğrenip deneyim edilebileceğinden bahsederek büyümenin devam ettiğini hatırlatmak.


Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #44 : 18 Mart 2017, 18:04:01 »
     Öteki Rüzgâr

     Le Guin iyi ki seriyi devam ettirmiş. Üçüncü kitap En Uzak Sahil’le bitse Yerdeniz dünyası biraz eksik kalırmış. İşin komiği, Le Guin devam kitapları yazmasa, bunun farkına varamayacak oluşum. Dördüncü kitap Tehanu geçiş evresi gibiydi; asıl son için nefeslenip düşünme payı gibi. Genel itibariyle, her kitapta o evrenin başka bir yüzüyle karşılaşmak, eski efsanelerini ve geçmişini öğrenmek farklı bir hissiyat oluşturdu. Her kitapta bilmemiz kadarını bildik. Bir sonrakinde o dünya daha da genişledi. Ve en sonunda, o dünyaya yön veren olayların kökenini (başlangıcını) keşfederek elveda dedik. Bilmemiz gerek her şeyi öğrenmenin yanı sıra, sahte sınırlarının ötesinde daha fazlası olabileceğini öğrenebilmek ve bundan tatmin olmak ne tuhaf?

     Kitapları arka arkaya okusam da, o kitaplarda geçen önemli olaylardan bahsedilmesi nostalji yaşattırdı. Geçmişte şöyle bir şey olmuştu içerisinde, o zamanki şartları ve kişiliklerini hatırlamaya çalışıyorum. Olayları anan kişilerin şimdiki şartları ve değişen karakterlerini dikkate alarak değerlendirmeye çalışmaksa “Nereden nerelere?” dedirttiriyor.

     Olgunlaşan ana karakterlerin yanında, gelişmeye ve değişmeye başlayan karakterler hikâyeye heyecan katıyor. Beraberlerinde getirdikleri yeni hikâyeler ve bilgiler, eski dostların artık daha ileri gidemez dediğim hayatlarında yeni birer sayfa açıyor. Kitap sadece eski karakterlerden oluşsa, nostalji hissiyatı bir süre sonra sıkıcılaşırdı. Karakterleri oturmuş olduğundan ve karşılaştıkları yeni sorunlarla yüzleşebilmeleri için gereken yeni bakış açılarından mahrum olurlardı. Bu da kitabı anlamsal olarak biraz içine kapalı ve konuyu takibi sıkıcı yapardı. Serinin genel özelliği bu galiba; her kitapta yeni birileri üzerinden, uzun zamandır var olup da henüz bilmediğimiz yeni şeylerle karşılaşılıyoruz.

     Tabii bir de sıradan gelen hikayelerin anlatım sayesinde sıradışı ve etkileyici gelmesi hadisesi var. Seriye özgü bir şey değil bu; Le Guin'in tarzıyla alakalı. Etkileyici olmak için sürprizlere başvurulmuyor. Etkileyici olan o anın anlamı ve karakterler için önemi. Aslında bu sebeple, mutlu veya dehşet verici olan hadiseler, beklentileri karşıladıkları kadar farklı da geliyorlar.

     “Kadınlar, Rüyalar ve Ejderhalar”; Le Guin'in makalelerinden oluşan kitabın ismini hatırladıkça Yerdeniz'i; Yerdeniz'i anarken de o isim aklıma gelecek :)

     Son durak Yerdeniz Öyküleri :)