pegasus herhalde daha fazla kazanmak için kitapları parçalama gereği duydu, normalde taş çatlasa 700-800 olacak tek kitap büyük puntolar ve aralıklı satırlarla toplamda 1000 küsür sayfalık 2 kitaba bölünmüş, ve bence sonuç güzelim seriyi basitleştirmek olmuş, neyse..
birinci kitabın 2 kısmını da bitirdim, üslubun basitliğini sevmedim büyük puntolarla birleşince çocuk kitabı okuyormuşum gibi hissettim ama konu kesinlikle çocuklara göre değil, hatta çocuklardan uzak tutun kitapları
çok bana göre olmayan bir diğer konu da sürekli artan fantastik unsurlar (unsur kelimesinden emin değililim

) elimizde bir sürü büyü var, bu kadar büyü ile 3 seri yazılabilirdi; büyücülerimiz var, izcimiz, itirafçılarımız, cadılarımız, ruhlarımız, türlü çeşitli yaratıklarımız, kahinlerimiz, görücülerimiz, mord sith'lerimiz, kutularımız... yani oldukça zengin bir evren her köşeyi dönüşte yeni bir şeyle karşılaşıyorsunuz bu da bence hikayeyi aşağı çekiyor çünkü olayın insani ve sosyal tarafı geride kalıyor, hikayenin alt yapısındaki duygu ve fikirler ve karakterlerin evrimi olay örgüsünün altında kalıyor..dolayısıyla ben mekanlarla da kahramanlarla da pek bağ kuramadım, içselleştiremedim.. ama macera inanılmaz

tempo hiç düşmüyor çok sert ve seri ilerleyen bir olay örgüsü var, merak unsuru hiç azalmıyor, sürprizler hiç bitmiyor, başlayınca elden bırakmak gerçekten zor, metro yürüyen merdivenlerinde bile okuyorum hatta merdivenin bittiğini fark etmediğim için düşüyordum

kurgu gerçekten çok zekice, şimdiden sonraki kitapların basılmamış olmasının kaygısı sardı, ne yapalım heyecanla bekleyeceğiz artık