Kayıt Ol

Don't Starve

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Don't Starve
« : 26 Aralık 2012, 19:43:22 »
Not: Forumda etraflıca bir arama yaptım oyunun daha önce başlığı açılmış mı, adı geçmiş mi diye; ama bulamadım. Eğer bir şekilde önceden konusu vardıysa tamamen nasıl böyle garip olduğunu anlayamadığımız "forum içi arama" şeysi yüzündendir.


DON'T STARVE

bedeniniz bir iblis tarafından hiç bilmediğiniz bir dünyaya gönderilmiş. Uyandınız, ne yapacağınızı bilmiyorsunuz ve hayatta kalmanız gerek... Ha unutmadan, bir de sakalınız sürekli büyüyor!


Oyunda Wilson adındaki bilim adamı / simyacı karakteriyle oynuyorsunuz. Dediğim gibi, bilmediğiniz bir dünyada uyanmanızla başlıyor oyun (her yeni oyunda harita da yenileniyor), üzerinizde hiçbir şey yok ve ölmemek için etrafınızdaki şeyleri kullanmanız gerekiyor. Çalılar, ağaçlar, çiçekler, böğürtlenler, örümcekler, kuşlar, domuz insanlar, mandalar ve daha pek çok şey var oyun çevresinde. Tüm bu şeyleri birden fazla şekilde kullanmanıza da izin veriyor. Örneğin topladığınız çalı çırpıyı en başta tavşan yakalamak için tuzak olarak kullanabilirsiniz, aynı zamanda gece olduğu zaman ateş yakmanız için de gerekecekler, eğer "bilim makinesi"ni kullanarak araştırırsanız çalılarla ip yapmayı öğrenebilirsiniz. Yapacağınız ip sonrasında mızrak ve çadır gibi çok ihtiyaç duyacağınız yeni eşyalar yapmanızda işe yarayacak.

Oyun temel olarak Minecraft'a benziyor; ancak Minecraft'ın 8-bit görselleri yerine burada 2D ve 3D karışık bir ortamla karşılaşıyor. Gerek çizimleri, gerekse müzikleriyle çok keyifli saatler yaşatabiliyor oyun.


Mandaları eğer yeterince etkili bir silahınız varsa öldürüp etlerini yiyebilir; veya yemek yedikten sonra bıraktıkları dışkılarını kullanarak başta yaktığınız ateşler için tezek ve yetiştireceğiniz yemekler için gübre olmak üzere farklı şekillerde kullanabilirsiniz

Oyunun anladığım kadarıyla belli bir sonu yok. Zaten adından da anlaşabileceği gibi (Don't Starve --> Açlıktan Ölmeyin) amacınız bu dünyada sağ kalmak. Sağ kaldığınız gün sayısına göre (ben henüz en fazla 13 gün dayanabildim) exp kazanıyor ve seviye atlıyorsunuz. Yeni seviyeler ise karakterinizi güçlendirmiyor; ancak yeni karakterleri kullanabilmenizi sağlıyor. Örneğin (kendi bilgim bu kadarına yettiği için) 13 gün dayanan biri 3. seviyeye çıkıyor ve "Willow the Firestarter" adında yeni bir karakter açılıyor (ilk karakterimizin tam adı Wilson the Mad Scientist idi). Bu karakterin Wilson'dan iki farkı. Birincisi, Wilson'ın aksine, Willow'un sakalı yok, ve haliyle gün geçtikçe sakalı uzamıyor. İkincisi ve daha önemlisi ise Wilson'ın aksine gece kendi kendine ateş yaratabiliyor ve meşale, kamp ateşi gibi bazı eşyaları yapmanıza gerek kalmıyor.


Oyunla ilgili sevdiğim bir başka özelllik işe 15 günde bir yeni güncelleme çıkarıyor olmaları. Örneğin, en son güncelleme, "Long Live The Queen" adıyla çıktı ve örümceklerin bir kraliçesi olduğu fenomenini getirdi. Eklemem gereken başka bir not ise oyunda kendi haritalarınızı da yaratabildiğiniz. Şu anda "ne yapalım haritayı" diye düşünenleriniz olabilir (muhtemelen Heroes III of Might and Magic oynamadıkları için); ama oyunu oynadıktan sonra "Ben de kendi haritamı yapmalıyım!" diye heyecanlanıyor insan.


Gelelim oyuna nasıl ulaşabileceğinize. Şu anda oyunu yasal olarak elde etmenin tek yolu Steam üzerinden satın almak. %20'lik küçük bir indirimleri var ve şu anki fiyatı 11$. Henüz erken-erişim beta sürecinde olan (early-access beta) bir oyun için büyük bir fiyat gibi görünebilir; ama benim gibi yıllardır bilgisayar oyunu oynamayan ve artık eskisi gibi oyunların yapılmadığını düşünen biri için bile son yıllarda gördüğüm en iyi bilgisayar oyunu oldu.

Ayrıca, bu parayı vermeden önce neler döndüğüne bir bakayım diyorsanız, ve web tarayıcı olarak Google Chrome kullanıyorsunuz, Chrome Web Store üzerinden oyunun demosunu indirebilir ve tarayıcınız üzerinde oynayabilirsiniz (ben öyle keşfettim oyunu). Demo versiyonun normal versiyona göre hiçbir eksiği yok ve en son güncellemede oynamanıza izin veriyor. Normal versiyonla aralarındaki tek fark demo'nun size 15 dakikalık bir oyun süresi vermesi. Bir oyunu en fazla 15 dakika boyunca oynayabiliyorsunuz bu versiyonda. Daha sonra tekrar yeni oyun açarsanız 15 dakikanız da tekrar başlıyor. Mutlaka demosunu bir denemenizi tavsiye ederim.

Buyurun bunlar da oyundan birkaç kare:





Buraya tıklayarak http://www.dontstarvegame.com adresinden oyunla ilgili daha fazla bilgi alabilir, videolar izleyebilirsiniz.

Son olarak, oyunu merak eden ve başlamak isteyenlere oynadığım kadarıyla birkaç başlangıç tavsiyesi vermek istiyorum. Bazıları için bunlar "spoiler" olarak algılanabilir ve her şeyi kendileri yaşayıp keşfetmek isteyebilirler; o yüzden "göster" kutusu içinde yazıyorum.

Spoiler: Göster

- Oyunda tıpkı Minecraft'taki gibi ilk geceyi geçirmeniz çok önemli. Eğer gece ateşiniz yoksa, ışık da yok, ışık yoksa gece canavarı gelip öldürüyor sizi. O yüzden ilk gece kamp ateşi yapamıyor olsanız bile meşaleniz olduğundan emin olun.

- Tavşanlara saldırmayın, yakalayamıyorsunuz. Tuzak yapıp içine yem olarak havuç koyacak, öyle yakalayacaksınız.

- Yukarıdaki madde nedeniyle bulduğunuz havuçları kendiniz yemeyin. Sonra bulmak çok zor oluyor. İlk gün yemek olarak böğürtlen "berry" ve tohum yiyin "seed". Bunları bekleyebilirsiniz akşam kamp ateşi kurduğunuzda pişirip yiyin; çünkü tüm yiyecekleriniz pişince daha doyurucu oluyor.

- Tohumlar (seeds) önemli. Yanınızda mutlaka pişmiş birkaç tane olsun; çünkü çok az da olsa canınızı da arttırıyorlar. Eğer bir örümcek ya da başka bir şey size saldırır da zarar verirse bunlar çok işe yarıyor.

- Olabildiğince hızlı şekilde balta yapmaya çalışın ki ağaçları kesebilesiniz. Odun toplamaya başlamadan kamp ateşi yakamıyorsunuz.

- Tavşan etlerini pişirdikten sonra hemen yiyin, yanımda dursun diyerek biriktirmeyin; çünkü bekleyince daha az doyurucu oluyor.

- İlk gün olmasa bile ikinci gün "çanta" yapın kendinize. Size fazladan 8 slot verecek eşya koymak için.

- Hiç değilse mızrak (spear) yapana kadar hiçbir şeye saldırmayın.

- Dal ve çalılarınız her zaman olabildiğince çok olsun. Her şeyde bir şekilde işe yarıyorlar.


Umarım oynayan herkes benim kadar keyifli vakit geçirir oyunda. Oynadıysanız, oynuyorsanız, gördüklerinizi yazın, paylaşın.

Keyifli oyunlar!



Hayatımda da ilk kez oyun başlığı açmış oldum.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #1 : 26 Aralık 2012, 20:10:13 »
Ellerine sağlık, ilk olmasına rağmen gayet doyurucu bir inceleme olmuş :). Oyunu Steam'de gördüğümden beri merak ediyordum, fakat demoya hiç uzanmamıştım. Nedir, ne değildir derken incelemen geldi, merakım sona erdi.

Beni çizimleriyle tavlamış bir oyun açıkçası. Anlattığın kadarıyla da kişinin çevreyi gözlemleme ve kullanma yetisine de büyük önem veriyor. Özellikle tezek detayı en çok hoşuma giden kısım oldu :D.
Nasıl bir başarı elde edecek ve bu türün oyuncularından ne kadar not alacak meraktayım açıkçası.

Ha bir de, Steam için güzel bir ekleme yapayım:

Alıntı
Includes two copies of Don't Starve - Send the extra copy to a friend!

Yani 11 dolar verirseniz bir tane de arkadaşa hediye etmek üzere fazladan bir adet veriyor size :). Aynı anda 2 tane almış oluyorsunuz. Tabii tek oyunculu olması bu durumu biraz üzücü hale getiriyor. Arkadaşla birlikte oynama hayalleri kuruyorsanız o kopya bu işe yarayamayacak.

Son olarak bir de selam durmak istiyorum:
Alıntı
Şu anda "ne yapalım haritayı" diye düşünenleriniz olabilir (muhtemelen Heroes III of Might and Magic oynamadıkları için)

Bu sözle birlikte çok uzaklara gittim geldim. Tüm o harita editörü ekranı, oyunun kendisi, hero'lar, birimler falan filan derken bir harita yapabilmek için ne kadar uğraştığım geldi aklıma. Bu da ayrı bir hoş oldu :).

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #2 : 26 Aralık 2012, 22:10:00 »
Benim de merak ettiğim ama üşengeçlikten (ve oynamadığım bir dolu oyunum olduğundan) hakkında çok fazla araştırma yapmadığım bir yapımdı. Gerçekten de enteresan bir şeymiş, çok güzel özetlemiş bir de utanmadan(!) özendirmişsin. Ellerine sağlık.

Eski bir Heroes harita editörü olarak bir selam da benden gelsin ayrıca :)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #3 : 17 Nisan 2013, 00:12:09 »
Yazdığım ilk mesajda bazı hatalar varmış, onun için özür dileyeyim önce. Var mıdır başka oynayan, gören?

Bir de ilgilenenler için küçük bir "en başta hayatta kalmanın incelikleri" şeysi yapabilirim..
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Erymnys

  • ***
  • 496
  • Rom: 8
  • PKBL
    • Profili Görüntüle
    • Erymnys
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #4 : 16 Eylül 2013, 18:31:09 »
Bir arkadaşın tavsiyesiyle başladım ben bunu oynamaya. Konusu, içeriği çok basit olmasına rağmen çok fena sarıyor insanı. Hiç başından kalkmadan yedi sekiz saat oynamışlığım var ki oyun oynamaktan hiç hazzetmeyen biri olarak büyük bir başarı bu bence. :D

Ha ben gele gele sekizinci güne kadar geldim ama ölmelerim hep insanın başına ne gelirse meraktan gelir mantığında gerçekleşti. Hayır nedendir dur ben şu arıları bir ateşle dürteyim, bakayım örümcekler ısırıyor mu, bu öküzlerden kaç kilo et çıkar bir keseyim ben bunları diye düşünmek. :D Sonra acı gerçekle karşılaştım tabi her seferinde. :D

O değil de öküzleri kesebileydik eyiydi. Ne kadar et çıkar onlardan. :P
Elleri kalem tutanlara bu kadar düşman varken biz çok acı çekeriz daha, çok ölürüz kan kaybından!..

Çocuk Yetiştirme Sanatı Üzerine Bir Deneme --->Erymnys

Beklerim efendim...

Çevrimdışı Thomasward

  • **
  • 352
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #5 : 01 Kasım 2013, 21:08:15 »
Keşke oynayabilseydim dediğim oyunlardan biri. Hem vaktim yok hem de oyun kardeşlerimden geçer not alamadı. Ama bir gün oynarım.,

Ayrıca bu harika tanıtım için çok teşkkürler. Tadında olmuş çok uzun olunca okumak sıkıyor.

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #6 : 21 Kasım 2013, 17:08:50 »
Her ne kadar çok geç farkına varsam da, Minecraft'ın sıkmaya başladığı son zamanlarda imdadıma yetişen hayatta kalma oyunu oldu. Son bir aydır wiki sayfasıyla sürekli haşır neşir oldum bu oyunun. Sürekli yeni bir şey çıkıyor karşınıza ve ne olduğunu bilmediğinizden heba etmek istemiyorsunuz. Onlarca kez oynamama rağmen mesela daha bir hafta önce mandrake otu ile karşılaştım ki akşamları kopardığınızda mal mal zıplayıp şarkı söylerek sizi takip eden bu manyak, oyunda Chester'dan sonra en sevdiğim tipleme oldu :D

E tabi biraz da şans etkeni önemli. Çoğu oyunda yokluktan öldüğümü biliyorum. Mesela bazen yiyecek doğru dürüst bir şey bile bulamamak var oyunda. Hele çoğu oyunda isyan edip ulen koca haritayı açtım bir tane bile altın çıkmaz mı diye krize girip intihar etmişliğim var. Yahu mezarlıkta altın var, taş bölgelerde var, olmadı Domuz Kral saçıyor zaten eğer hediye verirseniz, ama biriyle bile karşılaşmaz mı insan. Yoksa bana özel bir durum mu oluyor bu -_-

Ama çok eğlenceli bir oyun olduğu kesin. Özellikle kışı geçirme olayı on numara. Gerçi yakındaki bir madene atlayarak kış geçene kadar madeni keşfetmek gibi ufak bir kolaylık olmuş sonraki güncellemelerde ama yine de detaylar ve zorluk seviyesi gerçekten süper.

En uzun oynayışım 148 gün sürdü. Onda da canım sıkıldığı için karakteri öldürdüm. Sürekli kazanda yemek pişiyordu, buz kutusu ağzına kadar yemek doluydu, neredeyse bütün teknik aletleri yapmıştım, tarlalarım, böğürtlen ağaçlarım, hound saldırılarına karşı kurduğum onca tuzağım vardı ve etrafı taş duvarla kapatılmış bir alanda günlerimi geçirirken, yeter ulen yeni kararter açayım sıkıldım bundan deyip bufalolara kafa atmaya gidip intahar etmiştim.

Şahsen en sevdiğim karakter Wolfgang. Karnını doyurduğunuz sürece oyunun en etkili karakteri oluyor. Keşke multiplayer seçeneği de olsaymış dediğim güzel, tavsiye ettiğim bir oyundur kendisi.

Çevrimdışı Sweet Leaf

  • *
  • 1
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #7 : 30 Mart 2015, 23:00:46 »
Multiplayer versiyonunun adı Don't Starve Together olan oyunun açıkçası o hali daha güzel, zira tek başınıza oynamak bir yerden sonra rutine bağlarken Together versiyonunda özellikle iyi bir arkadaşınızla oynuyorsanız güzel geyik muhabbeti dönüyor. Şöyle bir örneği var mesela:

https://youtu.be/y38xOc_2yeM?list=UUYZlifDhqpoviNhbTnhcOcQ

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Don't Starve
« Yanıtla #8 : 30 Mart 2015, 23:27:38 »
Biz de eşimle multiplayer versiyonunu aldık oynadık. Hala da ara sıra oynuyoruz. Gerçekten ayrı bir lezzeti var.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..