İKİNCİ BÖLÜM
Kucağındaki canlıyı yavaşça merdivenlere bırakıp kapıyı açtı ve içeri girdi Berke. Tabi ki canlıyı da merdivende bırakmadı. Olanları aklı almıyor, başı çatlarcasına ağrıyordu. Canlıyı yatağına bırakıp salonda uzun bir uykuya daldı Berke.
Gözlerini açtığında koskocaman yeşil gözlerini suratına dikmiş, pembe saçlı, pembe kaşlı, güzeller güzeli bir kız dikiliyordu tepesinde. Evet gerçekten pembe saçlı. Berke’nin söyleyebildiği ilk şey "Kimsin sen ?" oldu tabi.
_ Benim adım Anise

_ Anise mi? Anlamı ne?
_ Cana yakın kız demek.
_ Peki, evimde ne işin var?
_ Beni buraya sen getirdin unuttun mu?

_Ama sen! Sen çok farklıydın... Nasıl olur? O_O
_Önce bir elini yüzünü yıka ve bir şeyler ye. Bu çok karmaşık bir mesele. Hem berbat görünüyorsun

Berke yüzünde şaşkın bir ifadeyle söylenenleri harfiyen uyguladı. Masaya oturdu ve beklemeye başladı. Bekleyişinin huzurunu bozdu mutfaktan gelen güzel kokular. Çocukluğunu hatırlatan o kokular. Bu tanıdık kokunun etkisiyle yerinden mutfağa fırladı. Tencerede kaynayanları görünce kaskatı kesildi Berke.
_Börülce mi o pişen?
Anise güler yüzünü hiç bozmadan cevap verdi.
_ Evet. Sever misin?
_Şey sanırım. Yani evet.
Berke birden sessizliğe büründü. Annesini kaybedeli tam beş yıl olmuştu ancak acısı hala tazeydi. Annesi Giritliydi. Bu tarz yemekleri çok yapardı. Annesini düşünmek acı veriyordu bu yüzden bir süreliğine bu düşüncelerden uzaklaşmaya karar verdi Berke. Sessizliği bozan tek şey Anise' nin tabakları masaya koyarken çıkardığı o tatlı kıkırdama sesleriydi. Nihayet yemeği de servis etti ve birlikte yemeğe oturdular.
Anise sordu güler yüzle;
_Eee?
Berke boş gözlerini tabağına dikmiş yemeğiyle oynarken;
_ Ne ee si?
_ Bütün bunları merak etmiştin ya

.
Anise' nin gülümsemesi diğer gülümsemelere pek benzemiyordu. Ona biraz annesini hatırlatıyordu sanki. Anne kadar sıcak ama bir o kadar da tatlı. Şüphesiz ki Anise bu güne kadar gördüğü en güzel kızdı.
_ Evet, hala merak ediyorum. Lütfen anlatır mısın bütün bunlar nedir?
Anise sandalyesinde şöyle bir doğrulup şirin bir hareketle gırtlağını temizledi "öhö öhö".
Bölümler neden böyle geç ve az geliyor diye merak edenleriniz olmuştur. Bu hikayeyi yazarken çok değişik duygular hissediyorum ve bu durum hoşuma gidiyor. Ancak daha önceden yazıp buraya yapıştırdığım da o duyguları hissedemiyorum malesef. Sırf bu duygular yüzünden hikaye çabuk bitsin istemiyorum