Jasnah'nın ölümü konusunda bir şeyler kafamı fena kurcalamıştı. Eh, kurcalamalar doğru çıktı. Ya orada öldüğü söylenmiyordu ya da ben okurken yeni yeni uyandığımdan ilk satırları kaçırıyordum, bilmiyorum. Ama merak uyandırıcı bir şeyler var hâlâ çözülemeyen, orası kesin. Sanırım bir Shadesmar ziyareti...
Bunun dışında Szeth konusu var. Sanırım artık bir suikastçı olmayacak ama kendisini diğerlerinin arasına nasıl kabul ettirecek ya da ettirecek mi merak ediyorum doğrusu.
Sadeas'ın ölümü beklenmedikti ama haketmişti. İçimin yağları eridi orayı okurken.

Renarin'in bir parlayan olmasını beklemiyordum, okurken her ayrıntıya dikkat etmek lazım. Diyaloglar, hareketler ve pek çok şeyin aslında bambaşka anlamları olabiliyor. Sanderson'ın tarzı bu ve ben bunu seviyorum.
Shallan'ın ilk kez parekılıcı çağırmasından sonra bunun Işıkörüyle ilgili bir şey olmasını bekliyordum ama Sprenlerin pare formları alabilmeleri fazlasıyla ilginç.
Kaladin'in de bir şeyleri fark etmeye başlaması iyi oldu, açıkgözlerle ilgili önyargısı fazla gerçekçi durmuyordu bence.
Dalinar'ın son rüyası ve sonsöz kısmı artık üçüncü kitaba açılan kapılar oldu ve orijinalinde de çıkmadığı için daha fazla merak uyandırıcı ama daha da sevindirici. Eh, son olarak Lopen beni fazlasıyla güldürüyor, o ve Akıl.

Ancak Shallan'ın artık bir şekilde bağlanmış olduğu Hayaletkanlar ne olacak, neden bundan kimseye söz etmedi merak ediyorum.