İçinizin yağlarını eritmesi açısından
şunu ve
şunu, bu sıralama ile izleyiniz. Ağzına diz atmadığı kaldı bir tek. "Do you bleed? You will..." den sonra da malum sahnenin sonunda buradaki gibi konuşsa pek güzel olur;
"I want you to remember the one man who beat you!"
Tabi şöyle de bir durum var. Batman'i Gotham dışına çıkarttığımızda, Justice League içine koyduğumuzda işler bir hayli farklı oluyor. Her kahraman kendi çapında oldukça güçlüyken Batman ile beraber iken Batman'in altında ezilmeleri gerekiyor. Fizik kurallarını yoksayacak hızda koşabilen bir adam, marslı bir adam, tanrısal bir kadın, "süper" bir adam falan derken Batman onların yanında fazla "normal" kalıyor, eh bu açığı da bu tarz bir davranışla kapatıyorlar. Batman onlar kadar hızlı ya da güçlü değil ama onları alt edebilecek zekaya ve imkanlara sahip. (Bkz:
Justice League of America: Tower of Babel hikayesi. Hepsi için bir
planı var.)
Ama hepsinden öte Batman'in Superman'e karşı çok güzel bir üstünlüğü var ki Hush serisinde kendisi bunu şöyle dile getiriyor.
"If Clark wanted to he could use his superspeed and squish me in the cement. But I know how he thinks. Even more than the kryptonite, he's got one big weakness. Deep down, Clarks essentially a good person...And deep down, I'm not."
"Eğer Clark isteseydi süper hızını kullanıp beni asfalta gömebilirdi. Ama ben onun nasıl düşündüğünü biliyorum. Kryptonite'den daha büyük bir zaafı var. Esasında Clark iyi bir insan... Ve esasında, ben değilim."