Kubbenin Altında adlı romanın tanıtım yazısının düzenlenmesinde yardımcı olurken tanıtım içerisinde geçen bir cümle çok dikkatimi çekmişti. "Hitler'i öldürme şansınız olsa idi ne yapardınız gibi soruların cevabını...". Bende o zamandan beri böyle bir konu hakkında "Stephen King nasıl bir kurgu yapmıştır?" sorusuyla baş başa kalmıştım.
Göreceli olarak "ılık" sayabileceğim bir kasım gününde Ankara'da Kızılay'dan yukarı Metropol Sineması'na doğru yürürken çok güzel bir kafeye rastladım. Kafenin sahibi bahçesinde kırmızı güller yetiştirmişti ve o güller ılık günü selamlar bir şekilde güneşe doğru açmış tüm güzellikleriyle hayata bir farklılık katmaktaydılar. Nedendir bilinmez aklıma birden Roland Deschain ve onun dillere destan yolculuğu aklıma geldi. Yürümeye devam ettim ve güllerin ihtişamı ardımda kaldığında beni karşılayan "ılık" günü kutlamak ve bu güzel günden yararlanmak isteyen kitapçıları dükkanları önüne açtıkları standlar oldu.
Kitapçıların yanından geçerken son sıradaki standda bir şey gözüme takıldı. Dönüp baktığım zaman siyasi, dinsel ve milliyetçi duyguları sömürmek için yazılmış romanlarla ucuz roman bile sayılmayacak Twillight Serisi arasında sıkışıp kalmış bir roman dikkatimi çekti. Roman'ın kapağı gayet basit ve ilgi çekmekten uzak hatta sararmaya yüz tutmuştu. Bu roman Stephen King'in "Çağrı"sı idi. Çok satılmadığı veya popüler kültürün şu anlık bir öğünü olmadığı için tek başına kalmış, uzun zamandır standda durduğu her halinden belliydi.
Her zaman adetim olduğu üzere pazarlığa giriştim. Ancak beni şaşırtan bir şekilde kitapçıdan "Kardeşim al kitabı git, kaç zamandır elimde satmak nasip olmadı bugününde ilk müşterisisin istediğin fiyatta anlaşalım maksat siftah olsun" karşılığını aldım. Makul bir ücrete kitabı aldıktan sonra büyük bir merakla eve gittim.
Acaba ne ile ilgiliydi? Hangi konuyu anlatıyordu? Kara Kule ilgili bir bağlantısı var mıydı? Bu soruları bir süre daha beklemek zorunda kaldım çünkü kitabı okumak uzun süre nasip olmadı. Ancak kitaba vakit ayrımaya başladığımda farkettiğim şey beni çok keyiflendirmişti. Uzun zamandır cevabını merak ettiğim soru yanıtlanmıştı. Hitler'i öldürme şansım olsa ne yapabileceğim sorusunun cevabı, bu sorunun King tarafından nasıl kurgulandığını artık biliyordum. Belki de Roland Deschain'e yol gösteren gül'ün şarkısı bana da yol göstermişti yada o gün sadece bir tesadüf eseri sorumun yanıtını bulmuştum.
Not: Hem uzun zamandır bir şey yazmadığım için hemde King'den etkilendiğimden ötürü olayı biraz hikayeleştirip yazmak istedim. Yoksa bu kadar alacalı bulacağı olaylar sağanağı gelişmedi ve bu olaylar sırasında hiçbir güle zarar verilmedi.