IMDb Puanı: 7.8
Konusu: Yer 1960'lı yılların Amerikası, New York. Manhattan'ın hareketli müzik piyasasında tutunmaya çalışan genç Llewyn Davis, hayatını müzikle kazanmak ve sanatını icra edebilmek için her yolu denemektedir. Halkın önünde saygın bir yere sahip olmak isteyen Davis, bir yandan da şehrin acımasız koşulları altında yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Fakat başını sokabileceği bir evi olmadan eski kız arkadaşı Jean Berkey'in kanepesiyle, kız kardeşinin kendisinden yakınmaları arasında gidip gelir. Dönemin önemli menajerlerinden Bud Grossman'a müziği, plağının bir kopyasını dinletmek tek hedefidir... Coen Kardeşler'in müzikle dramı harmanladıkları film ünlü folk müzik sanatçısı Dave Van Ronk'un hayatından ilhamla yola çıkıyor.
Yorumum: Coen Biraderler'in Cannes Film Festivali'nde "Jüri Büyük Ödülü" verilen ve 2 dalda Oscar adaylığı bulunan son filmi "Inside Llewyn Davis", izleyeni ilk olarak atmosferiyle büyüleyen bir dönem filmi.
Film, 60'lı yılların hemen başında geçiyor ve bizi Llewyn Davis'in hayatına konuk ediyor. Fakat uzun bir zaman anlatılmıyor filmde, en fazla bir hafta. Bu yüzden sahneler oldukça ağır işliyor ve bu sayede izleyicinin filmin içerisine girmesi daha da kolaylaşıyor.
Zaman zaman bir yol filmine de dönüşen Inside Llewyn Davis, Oscar Isaac'in inanılmaz etkileyici performansıyla birlikte şaha kalkıyor ve Coenler'in kara mizah unsurları da bu gerçekte büyük rol oynuyor. Coen Kardeşler'in sinemayı ne kadar çok sevdiklerini bize filmin 60'lı yılları kusursuz bir şekilde yaşatmasından anlaşılıyor. Sahne ışıklandırmaları ve görüntü yönetimi son derece başarılı. En İyi Görüntü Yönetimi Oscar'ını almasını bekliyorum hatta.
Yaşadığı dönem kıymeti bilinmeyen Dave Von Ronk'un hayatının ufacık bir kısmı canlanıyor perdede. Yani film bir biyografi aslında ama geniş bir biyografi değil dediğim gibi.
Llewyn Davis elinde gitarıyla oradan oraya sürükleniyor filmde, kendisini müziğe adayan ve geçimini bu şekilde sağlamaya çalışan bir müzisyen, üstelik yaşadığı sabit bir yer bile yok. Birkaç gün orada, birkaç gün şurada derken hayat onun için akıp gidiyor fakat tüm olumsuzluklara rağmen bir anda gitarını çıkarıp bir şarkı söylemeye başlayabiliyor Davis. Bu yönüyle izleyicilerin kalbini de fethetmeyi başarıyor.
Oscar'da daha çok adaylık almasını beklerdim ama, ah Akademi.
Bol müzikli ve dram olmasına rağmen insanı güldürmeyi başaran bir film. İzlediğinize kesinlikle pişman olmayacağınız ve bittiğinde mutlaka bir şeyler kapmış olacağınız, müzikleriyle dinlendirici etkisi olduğuna da inandığım, 2013'ün en iyi yapımlarından biri Inside Llewyn Davis. Coen Biraderler'le henüz tanışmamış olanlar için de hoş bir başlangıç olabilir.
İyi seyirler.
0 Yanıt
1412 Gösterim