Kayıt Ol

Neden Yazıyorum - George Orwell

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Neden Yazıyorum - George Orwell
« : 07 Mart 2014, 18:21:45 »

Bu kitap da tıpkı "Kitaplar ve Sigaralar"da olduğu gibi George Orwell'ın yazılarından oluşuyor. İki adet denemesinin, iki adet de anısının yer aldığı "Neden Yazıyorum?" da Sel Yayıncılık'tan çıktı birkaç ay önce. Bu iki kitapla birlikte Sel Yayıncılık'a olan saygım tavan yapmış bulunmakta. Yirminci yüzyılın en önemli yazarları arasında gösterilen Orwell'ı daha yakından tanımamızı sağlayan bu iki eser adına, yayınevine teşekkürlerimi sunuyorum, minnettarım.

Bu kitapta da dört ana başlık yer alıyor. İkisi deneme, diğer ikisi de Orwell'ın anıları. Şimdi kısaca, tek tek onlara değineceğim.

Neden Yazıyorum?: Bu bölümde Orwell bizlere yazar olmayı neden seçtiğini, yazar olmaktaki amacını, doğduğu dönemin ve doğduğu dönemdeki politik olayların mesleğine etkilerini ve eğer başka bir zamanda doğsaydı daha başka şeyler yazabileceğini söylüyor.

"Oldukça erken bir yaştan, belki beş ya da altı yaşından itibaren yazar olmam gerektiğini biliyordum. On yedi ile yirmi dört yaşları arasında bu fikirden caymaya çalıştıysam da, bunu yaparken esas doğama zulmettiğimin ve er ya da geç yola gelip kitap yazmam gerektiğinin bilincindeydim."

"Geçimini sağlama gereksinimini bir kenara bıraktığımızda yazmayı (en azından nesir yazmayı) sağlayan dört temel dürtü vardır. Bu dürtüler, her yazarın içinde farklı derecelerde bulunur ve ölçüleri her yazarda zamana ve içinde bulunduğu ortama göre değişir. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Katıksız egoizm, estetik coşku, tarihsel itki, politik amaçlar."

"Barışçıl bir çağda şatafatlı ya da sadece betimleyici kitaplar yazabilir ve politik bağlılıklarımdan neredeyse bihaber olabilirdim. Ancak şimdi bir propagandacı olmak zorunda bırakıldım."

"Kitap yazmak, acı verici bir hastalığın uzun süren nöbeti gibi insanı bitiren korkunç bir mücadeledir."

Aslan ile Takboynuz: Sosyalizm ve İngiliz Dehası: Kitabın ikinci başlığı ise üç ayrı kısma ayrılıyor. Sırasıyla: "İngiltere, Sizin İngiltereniz", "Esnaflar Savaşta" ve "İngiliz Devrimi".

Alt Başlık: İngiltere, Sizin İngiltereniz: Bu bölümde Orwell otuz bir sayfa boyunca İngiltere'den bahsediyor. Çeşitli yönlerden, farklı bakış açılarıyla İngiltere'yi irdeliyor.

Alt Başlık: Esnaflar Savaşta: "Bu kitaba Alman bombalarının sesiyle başladım ve ikinci bölüme bir de fazladan yaylım ateşinin gürültüsüyle başlıyorum," diyor Orwell yazıya başlarken ve ek olarak sosyalizm ve faşizm, Hitler ve 2.Dünya Savaşı'ndan bahsediyor.

Alt Başlık: İngiliz Devrimi: Bu bölümde Orwell, İngiliz devriminden ve bunun nasıl gerçekleşebileceğinden dem vuruyor. Altı adet madde sıralıyor ve daha sonra bu maddeleri tek tek açıklıyor. İngiltere'nin savaşı nasıl kazanabileceğinden, nasıl bir sosyalist devlet kurulabileceğinden bahsediyor.

Bir İdam: George Orwell, Burma'da geçirdiği günlerden birinde yaşamış olduğu kısa bir olayı anlatıyor. O yıllarda İngiltere'nin bir sömürgesi olan Burma'daki polis teşkilatında görevli olan Orwell, şahit olduğu idam sahnesini etkileyici bir şekilde öyküleştirmiş. Kendi duygu ve düşüncelerinden oluşan bu öyküyü, elbette ki hapishane atmosferinin de etkisiyle çok sevdim. İnsanı sarsan türden bir sona sahip...

Bir Fili Vurmak: Orwell'ın, Burma'da geçirdiği günlerden bir anı daha. "Bir Fili Vurmak" adı altında, Orwell'ın yaşadığı bir olay olduğunu bilmesek, öykü diyebileceğimiz bir atmosferde geçen, yine insanı bir nebze de olsa etkileyen bir anı bu.

Bir filin sokaklarda gezip etrafa zarar verdiğini duyan Orwell, atlıyor midillisine ve olay mahalline gidiyor. Yerde cansız yatan bir bedene de rastlayınca emir erine silahını ve fişekleri getirmesi için emir veriyor. Silahlar geldiğindeyse iş garip bir hale bürünüyor.

Burmalı insan kalabalığı arttıkça artıyor ve Orwell da o esnada içinden geçen düşünceleri bizimle paylaşıyor. Silahları getirtmekle büyük bir hata yaptığının farkına varıyor ama daha sonra da başka bir çaresi olmadığını belirtiyor. Uzunca bir süre fili vurmakla vurmamak arasında kalıyor, vicdanının nasıl da rahatsız olduğunu dile getiriyor. Kısaca kendisiyle çetin bir iç savaş yaşıyor. Finalde gerçekleşen olaydan bahsetmeyeceğim ama. Okuyunuz.