Öncelikle kapak tercihini bu yönde kullanan yayınevini kınıyorum. İğrenç bir kapak olmuş. Başka bir kapakla da basılmayacağını düşünürsek açıkcası yazık oldu.
Kitaba gelince, öncelikle geleneksel bir epik fantastik bir eserdi. Indie olarak başlaması ve çöplüğe dönmüş bir türde bu derece iyi bir eser olması ile nadide bir parça olduğunu gösteriyor.
Anlatımı akıcı -çevirisininde iyi olması ile- , hikaye aksiyon ve gizem dolu idi. Aynı zamanda bunların dozunu da kaçırmaması ile sayfa çevirten bir kitaptı. Kanımca, bu tarz tuğlamsı kalınlığa sahip kitapların düştüğü en büyük hata bazen hikaye veya karakter gelişimi ile hiç alakası olmayan, uzun, gereksiz kısımlar bulundurmalarıdır. Kan Şarkısı'nda ise bu neredeyse yok denecek kadar azdı. Uzun sayılabilecek bir zaman aralığını konu edinse de bölümler arasında bağlantı iyi kurulmuştu. Karakter üzerine süregelen bir hikayeye sahipti. Ana ve yan karakterler üzerinde iyice düşünüldüğü de belliydi.
Kan Şarkısı, büyü, kılıç, savaşlar, ihanetler, entrikalar ile dolu, hızlı hikaye ilerleyişine sahip, harika karakterleri ile şiddetle tavsiye ettiğim bir kitaptır.