Kayıt Ol

Dünya Hepimize Yeter - Isaac Asimov

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Dünya Hepimize Yeter - Isaac Asimov
« : 09 Mart 2013, 20:16:26 »
Alıntı
"Yeryüzünden başka yerlere gitmeden de yapılacak ve düşünülecek bir sürü şey vardır; dünya hepimize yeter aslında." - Isaac Asimov

Cep Kitapları yayınlarından [*]hayır, boyutu cep kitabı kıvamında değil[/*] 1984 yılında Türkçe'ye çevrilmiş olan Dünya Hepimize Yeter, ne yazık ki bir diğer baskısı tükenmiş bilimkurgu incilerinden.

Asimov'un bilimkurgudan mizaha, oradan da fantastiğe değin uzanan öykülerinin bir derlemesi. Kitap öykü kitabı olunca uzun uzun anlatmak yerine spoiler vermeden ve kitabı bulabilecekler için, olabildiğince az şey anlatarak öyküleri tanıtmaya geçmek daha mantıklı görünüyor.

Ölü Geçmiş

Kitabın ilk öyküsü aynı zamanda en etkileyicilerinden de biri. En uzun öykü oluşunu da unutmamak gerek.

Öykü, araştırmalarını büyük bir tutkuyla Kartaca medeniyetine yoğunlaştırmış bir tarih uzmanının bu takıntısında nereye kadar gidebileceğini konu ediyor. Ama asıl kısım tabiiki burası değil. Çünkü öykünün geçtiği zamanda kronoskopi adında, sadece devlet izniyle ve kontrolünde kullanılabilecek bir cihaz mevcut. Bu cihaz, size çok uzak geçmişlere bile bakmanıza izin veriyor. Bir nevi geçmişi gözetliyor, tarihi olaylarda yanlış bilinen şeyleri bu yolla düzeltebiliyorsunuz. Kahramanımız Dr. Potterley de tarih sayfalarında hep karalanmış Kartaca'ya dair onları aklayan bulgularını kanıtlamak için kronoskopu kullanma başvurusunad bulunuyor. Ancak cevap hiç de olumlu değil. Böylelikle (kitap içindeki dieyimle) entellektüel bir anarşizme kayan doktorumuz üniversiteye yeni gelen genç fizikçinin aklını çelerek kendi kronoskoplarını icat etmeye zorluyor.

Bir yanda bürokratik eleştiri, diğer yandaysa ibretlik bir tablo var. Öykünün sonu gerçekten insanı bir hayli düşündürüyor. Eğer bu öykünün ana fikrinin bürokrasiyi yermek olduğunu düşünüyorsanız sonuna kadar sabredin. Çünkü sonuçlar sizi bir hayli rahatsız edecek.

Özgür Seçim

Mizahi, alttan alttan da eleştirel olan bu ikinci öykü Multivac adındaki dünyanın en gelişmiş bilgisayarının seçim günlerinde seçilecek adayları seçmesini konu ediyor. Başkahramanımız olan ailenin büyükbabası eski günler yad ederek bir zamanlar insanların "özgür seçim hakları"nın olduğunu savunurken yeni çağın insanları bu kararın gelişmiş bir bilgisayara bırakılmasından hiç de rahatsız değil.

Dördüncü Boyut

Cehennemde kadro açığı başgösterdi! Eh, açık yönetici kadrosunda olunca da mecburen oraları birileriyle doldurmak gerek.

Kapıyı çalan şeytan da kahramanımıza bu teklifte bulunuyor. 10 yıllık bir anlaşma ve istediği her şeye kavuşma hakkı! Ancak bir şartla! O da her şeytan gibi önünde sonunda adamın ruhuna talip. Süre bittiğinde ruhunu ona satmış olacak.

Hem fantastik hem de bilimkurgusal bir öykü bu. Okurken insanı oldukça eğlendiriyor da. Şeytanla yapılan bir anlaşma nasıl zaman yolcuğuluna bağlanabilir ki? Tahminleri bir kenara atın, çünkü Asimov tahminlerin ötesinde bir biçimde konuyu bağlamayı başarmış bile.
Çocuk Masalı

Kitabın tamamıyla fantastik olan bu öykü, bir yandan da günümüz çocuklarına, fantastiği yerenlere de hicivli bir yaklaşım.

Yazdığı fantastik öyküleri, ailesiyle birlikte, utandığı için herkesten saklayan bir yazar bu öyküdeki başkahramanımız. Gelirlerini bu şekilde elde ederlerken konu komşu duymasın diye de ellerinden geleni yapıyorlar. Çünkü bunlar saçma sapan, çocukça zırvalar. Ancak bir gün yazı masasında karşılaştığı dev konuşan böcek her şeyi alt üst ediyor. Hayal mi görüyor? Yo, hayır. Bu böcek bir cin olduğunu iddia ediyor ve tüm evdekileri parmağında oynatmaya başlayarak cinler alemine geri dönmesi için on yardım etmelerini zorunlu kılıyor.

Öykünün sonu bir hayli ilgin. Ama ondan önce hikayenin ana fikri olan şu repliği sizlerle paylaşmak istiyorum: "Her zaman söylediğim gibi Blanche. Eski efsanevi folk motifleri yalnızca modern fantezi dergilerinde yaşamaktadır ve modern fanteziler de yetişkinler içindir."

Sulak Bir Yer

İşte okura mizah aşılamak için yazılmış bir hikaye!

Uzaylılar insanları uzun süre inceledi ve şık takım elbiseler içinde, onları korkutmamak için insan gibi görünerek yüzeye iniş yaptı. Ancak gelmek için öyle kötü bir zamanı seçtiler ki... Gün, iniş yaptıkları o küçük kasabadaki şerifin sorumluluğundaki dükkanların vergilerini ödeme günü olmasaydı her şey bambaşka olabilirdi. Tüm yanlış anlaşılmalar ortadan kalkar ve o zaman hem bu komedi, hem de tuhaf sonuçları doğmazdı. Ancak durum tam tersi olunca yanlış anlaşılmalar silsilesinden bize gülecek epey bir pay çıktı.

Issız Gezegendeki Ev

Dünya nüfusu trilyonlara ulaşınca üç yüz milyon gezegen halka açıldı! Dünyada yaşamak zorunda olmayan her vatandaşa da aileleriyle yaşayacaklaro koca bir "gezegen" düştü. Artık insanları toprakları, malikaneleri, arsaları yok. Onların gerçek birer gezegeni var!

Fakat bir gün gezegenlerden birinde çekik sesleri duyulmaya başlandı. Ne oluyordu? Yoksa bu kadar olsalık olan evrende biri başka biriyle aynı gezegene mi yerleştiriliyordu? Durum hemen yetkililere bildirildi ve ortaya çıkan cevap olasılıkların koca evreni nasıl etkileyebileceğine kanıt oldu.

Paralel evrenler ve alternatif tarih üzerine sıra dışı bir hikaye.

Mesaj

3 sayfalık kısacık bir öykü bu. Geçmişe gidip 2. Dünya Savaşı'nda yer alan bir araştırmacının içi içine sığmayan heyecanının minicik hikayesi.

Tatmin Olmanız Garanti Edilir

Türkçe basım "Ben, Robot"ta da yer alan bu öykü ("Yakışıklı" adıyla çevrilmiştir), aynı zamanda Us Yayınları'ndan çıkan "Robot Antolojisin"de de Memnuniyetiniz Garanti Edilir adıyla bulunur. Ancak elbette hepsinde hikaye aynı.

3 Robot Yasası'na dayanan bu robot öyküsü, ABD Robotik ve Makine Adamlar Şirketi'nin robotları ev kullanımına sokmak için yaptığı bir deneyin sonucu. Robotik uzmanlarından birinin eşi zorunlu olarak teste razı olmuş ve Tony adındaki esmer, yakışıklı robotla evde 1 hafta geçirmek zorundadır. Ancak Claire ondan ölesiye korkmakta, varlığına alışamamaktadır. Oysa Tony bir robotun robot kuralları çerçevesinde sahibinin ne derece memnun edeceğinin garantisidir. Zaman geçtikçe Claire Tony'e alışır. Hikayenin sonlarına doğruysa 1. yasa çerçevesinde Tony'nin kıvrak zekasına şahit oluruz.

Öykü sonunda Susan Calvin'den gelen analiz de paha biçilmezdir. Eh, Susan Calvin varsa her açıklama altın değerinde değil midir zaten?

Cehennem Ateşi

Başka bir 3 sayfalık öykü bu. Atom bombasını cehennemle eş değer tutan ve insanların kayıtsızlığına dikkat çeken ufak ama etkili bir öykü.

Kıyamet Borusu

İsrafil kıyamet borusunu çaldı ve kıymaet böylelikle başladı. Oysa dünyadan sorumlu melek Etheriel bundan hiç mi hiç memnun değil. İnsanlar gülünç bir kıyameti yaşamaya başlarken, Etheriel sağdan sola koşturarak kararın geri alınmasının peşinde. Ölüler mezardan çıkıyor, tarihteki düşmanlıklar komik biçimde nüksediyor, para hırsı kıyamette bile hüküm sürüyor. İnsanlar kendilerini gülünç duruma düşürürken Etheriel Tanrı'nın önüne bile çıkmaya kararlı. Çünkü o sorumlu olduğu dünyayı şiddetle geri istiyor.

Eski Mutluluklar

Biz şimdiki eğitim sisteminden memnun değiliz, ancak gelecekteki çocuklar bundan memnun olacak mı? Birkaç çocuğun gerçek bir kitap bulup eski dönemin okullarına kafa yormasının öyküsü bu. Robot öğretmenler mi, yoksa gerçek birer insan mı daha iyi? Geçmiş sandıkları kadar eğlenceli olabilir mi?

Fıkracı

Kitabın bir başka sıra dışı öyküsü de bu olsa gerek.

Dünyada sadece 12 tane "usta" var ve onlardan biri "Fıkracı" lakaboyla anılıyor. Bu büyük usta fıkra anlatmakta, insanları güldürmekte çok başarılı. Fakat tuhaf biçimde son günlerde dünyanın en gelişmiş bilgisayarı olan Multivac'a fıkra anlatır oldu. Çok mu yalnız? Fıkraları tükenmek mi üzere ve yenilerini oluşturmas için Multivac'a danışıyor?

Cevap E şıkkı, hiçbiri. Fıkralar anonimdir deriz ya, gerçekten nereden türediklerini hiç düşündünüz mü?

Not: Ben iddia ediyorum, bu öyküde geçen fıkraları Asimov kendisi yazdı.

Ölümsüz Ozan

Bazen geçmişteki büyük insanları geçmişte bırakmak gerek. Onları bilim yoluyla geri getirdiğinizde kendinizi komik duruma düşürebilirsiniz. İşte bu kısacık öykü de bunu ele alıyor ve okuyucunun yüzünde bir gülücük oluşturuyor.

Bir Gün

Sonuyla standart bir Asimov öyküsünün dışına çıkan bir kurgu bu. Çünkü oldukça ürkünç, insana kendini bir garip hissettiren bir kapanışa sahip.

Ozanlar, çocuklara durmadan masalllar anlatan robotlardır. Kıpırdamazlar, sadece oldukları yerde veritabanlarındaki öyküleri sayarlard. Oysa bu çocuklardan birinin ozanı çok eskidir ve ailesinin de yenisini alacak parası yoktur. O nedenle modası geçmiş prensler ve prensesleri anlatır durur. Çocuğun içini bayıltır.

Konuyu anlatmayı burada kesiyorum. Bir Gün adlı bu öykünün neden bu derece özelliksiz bir ada sahip olduğunu da sonunda öğreniyoruz. Daha fazla anlatıp tadını kaçırmadan diğer öyküye geçiyorum.

Düş Görmek Özel Bir İştir

Filmler ve kitaplar bizler ekişilerin hayaldünyasını aktarır, değil mi? Düşünün ki gelecekte bunlar aracılığı olmadan, sadece bir başlıkla kurguları olduğu gibi, yaratıcısının inşa ettiği haliyle "görelim".

Artık düş kurmak bir piyasa haline geldiği bir zamanda düşçüler hayallerini şirketler vasıtasıyla satıyor. Hayalgücü yüksek insanlar şirketlerce eğitiliyor ve bunları kaleme almak ya da filme dökmek yerine doğrudan doğruya, onların gördüğü şekliyle aktarıyorlar.

Bu özgün fikirli öyküde bir düş şirketi patronunun bir gün içerisinde yaşadıklarını konu alıyoruz. Pornografik kaçak filmlerin yerini, amatör pornografik düşler almış durumda ve piyasa bu kalitesiz şeylerle çalkalanıyor. Devletse peşlerinde. Rakip firma toplu düş görme seansları için insanları tek bir yerde aynı düşü görmeye davet ediyor.(Bu adeta sinema değil de nedir?) Bir düşçü işten çıkmak istiyor.

Tüm bunlar tek bir günde, tek bir öyküde birleşmiş durumda. Öykünün adı da ayrı bir leziz bence.


Kişisel görüş:

Favorilerim Ölü Geçmiş ve Düş Görmek Özel Bir İştir oldu açıkçası. Ancak her bir öykü belli bir birikimle hayalgücünün yoğurulmasından doğmuş, bu çok açık.

Eğer kitaba ulaşabiliyorsanız bir an bile tereddüt etmeyin derim :). Asimov'un bu çılgın derlemesinden geri kalmayın!

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Dünya Hepimize Yeter - Isaac Asimov
« Yanıtla #1 : 20 Mayıs 2013, 01:30:33 »
Birkaç ay önce okumuştum ben de Dünya Hepimize Yeter'i. Asimov'la tanışma kitabımdır ayrıca.

Hazal ablanın uzun mu uzun yorumunu tekrar okudum ve kendime hayıflandım. Keşke ben de öyküler hakkında kısa kısa notlar alsaymışım. Bakıyorum da öyküleri unutmaya başlamışım bile. Ama kitabın genelindeki o enfes tadı unutamam tabii ki. Birbirinden güzel 15 öykü.

Benim içlerinde en sevdiğim Düş Görmek Özel Bir İştir olmuştu. Bunun peşi sıra Eski Mutluluklar ve Fıkracı öyküleri de aklımda yer etmiş bulunmakta. Eski Mutluluklar epey düşünmeye itmişti. Beni en çok hayrete düşüren öykü ise Özgür Seçim olmuştu.

Diğer öykülerden bahsetmemem onları sevmediğim anlamına gelmiyor elbette. Birçoğunu unutmuşum dedim ya.

Muhteşem bir Asimov öyküleri derlemesi Dünya Hepimize Yeter. Bilimkurgu öyküleri severlere önerilir. Ama kitabı bulmanız oldukça zor.

Spoiler: Göster
Kitabı arayıp da bulamayan varsa benimle iletişime geçebilir. Alış-veriş yaptığım kitapçıda sağlam bir tane daha olacaktı. Yardımcı olurum gönderme konusunda.

Çevrimdışı u.aslan

  • **
  • 101
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dünya Hepimize Yeter - Isaac Asimov
« Yanıtla #2 : 11 Kasım 2014, 15:41:19 »
1957 yılında yazmış olduğu bu şaheserde görüntülü telefonlardan, e kitaplardan, cep bilgisayarlarından, şimdiki benzer yönetimlerden bahsetmesi çok enterasan. Bu nasıl bir geleceği görme yetisidir? Vallahi bravo, boşuna bilim kurgunun babası değildir kendisi...