Kayıt Ol

Sissoylu - Brandon Sanderson

Çevrimdışı kahlan amnell

  • ***
  • 786
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #300 : 23 Nisan 2016, 11:33:37 »
Orijinalinde de battery olarak geçiyor, ancak Kuşatma'da ben "pil" değil, "depo" olarak kullanmıştım.

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #301 : 23 Nisan 2016, 11:35:57 »
"Yet, to a Feruchemist, the metals were worth far more than their economic value. They were batteries, stores that could be filled, then drawn upon."

Doğru hatırlıyormuşum. "Battery" kelimesini kullanmış Sanderson.

Düzeltme: Tam ben yazarken Yosun abla da yazmış aynı şeyi :)

Çevrimdışı spren

  • **
  • 77
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #302 : 23 Nisan 2016, 12:03:18 »
'Depo' olarak kullanımı 'pil' kadar rahatsız etmiyor. Fakat orjinalinden okumuş olsam direkt olarak 'pil' anlardım ki bence bu kullanım, ilk başta söylediğim gibi, O dünyaya ait durmuyor.

Çevrimdışı kahlan amnell

  • ***
  • 786
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #303 : 23 Nisan 2016, 12:34:14 »
Konserve fabrikaları da var :)

Çevrimdışı Mashiara

  • **
  • 119
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #304 : 23 Nisan 2016, 12:40:03 »
Konserve fabrikaları da var :)

Doğru ama pil yada pil kullanımı ile ilgili hiç bir teknolojiden bahsetmiyor seri boyunca :(
Adın umrumda değil, kırmızı. Adını bilmek istemiyorum. Eğer en az ilk üç savaşından sağ kurtulursan belki o zaman adını öğrenirim. Daha önce değil. Eskiden isimleri öğrenirdim, ama bu kahrolası bir zaman kaybıydı. Bir baş belasını tam tanımaya başladığımda kalkar ölürdü. Bu günlerde zahmet etmiyorum.-Horkin Usta-

Çevrimdışı spren

  • **
  • 77
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #305 : 23 Nisan 2016, 12:54:06 »
Konserve fabrikaları da var :)
Evet böyle şeyleri de düşündüm, özellikle barutlu silahları da bulmuşlar ama Lord Hükümdar yasaklamış vs...
 Fabrikayı okuduğumda, zihnimde canlanan görüntü: şeritler üzerinde robotlar tarafından otomatik dolum yapılan bir tesis değilde sanki 18.yy daki gibi insan gücüne, teknolojiden daha muhtaç bir yer.
Şimdi pil'e baktım. O da 18.yy da bulunmuş fakat pilin, kitaplarda örnek olarak kullanılacak kadar yaygınlaşması  19-20 yylar diye düşünüyorum. Yani daha bugüne yakın.

Ha şunu da belirteyim kesinlikle burada Sissoylu gezegenini, Dünya ile teknolojik olarak kıyaslamadım. Tabi ki yeni bir evreni de anlatıyor olsan dünya nesnelerinden, sandalye,kitap, bina, ağaç, fabrika ... bunlardan faydalanılacak :) ama nedense işte 'pil' biraz daha Dünyalılara ait geliyor.  

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #306 : 23 Nisan 2016, 13:26:40 »
Şunu da unutmayalım ki, lord Hükümdardan önce dünyanın teknolojik gelişmelere açık olduğu bir gerçek ki bundan sonra da öyle olacak. Pilin de bin yıl önce bulunduğunu ama belki de pek fazla kullanılamadığını varsayabiliriz. Ya da basit bir hata diyebiliriz ama ikincisi pek mantıklı gelmiyor. Benim anladığım kadarıyla, Skadrial Kozmer gezegenleri arasındaki en teknolojik dünya. Ama yanlış düşünüyor da olabilirim elbette.
İnsan, hayalleriyle vardır.

Çevrimdışı spren

  • **
  • 77
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #307 : 25 Nisan 2016, 21:28:26 »
Gerçekten nereden başlayacağımı bilmiyorum tam 3 kez giriş cümlemi sildim yeniden yazdım.Yazmak istediğim o kadar çok şey var ki umarım toparlayabilirim.

Öncelikle Spoiler kutularını üç kitabı da okumayan açmasın diye uyarayım.

İlk olarak birinci kitabı okuduğumda ne hissetmişim ne düşünmüşüm diye gittim kendi yorumumu okudum. Keşke yorumu üçüncü kitaba başlamadan okusaymışım belki bazı şeyleri anlamam daha kolay olurdu.  Keşke başka bir şey dileseymişim dedikleri bu olsa gerek :)
 
Spoiler: Göster
Yorumumda demişim ki '' ...diğer mesele daha var ki bana bütün seriyi okutacak cinsten 'Vin'in Küpesi'. Umarım serinin en sonuna kadar gizemi ortaya çıkmaz.''  :)


İkinci olarak bahsedeceğim ise genel bir serinin değerlendirmesi.Ben genelde kitaptaki karakterlere çok bağlanırım. Ana karakterlere ise başka bağlanırım. Buraya kadar garip olan bir şey yok sanırım çünkü büyük çoğunluğumuz böyleyiz. Ama bu seride, ben ne yazık ki, ne Vin'i ne de Elend'ı sevemedim. Vin, her zaman ergen emolar( bunu bir aşağılama olarak yazmıyorum, sadece emolara karşı bir sevimsizliğim var benle ilgili bir şey yanı) gibi köşesine sinip, hayatta güvenecek kimsesi olmadığını düşünen, yalnızlığının onu asilik ve hırçınlığa ittiği, huysuz, somurtkan bir kızdı benim için. Elend'in ise 3. kitaptaki değişimi beni hiç etkilemedi gerçekten de Vin'in düşündüğü gibi
Spoiler: Göster
Elend sadece bir süreliğine geri gelmiş gibiydi. İlk kitapta paldır küldür tahta geçtiğinden beri sevemedim


Yani demem o ki bu seri ana karakter etrafına kurulmuş bir kurgu olmaktan çok daha fazlası. Ama her bölümde sevmediğim bir karaktere hayranlık duyan onlarca karakteri okumaktan çok büyük zevk aldım.

Son sayfayla ilgili bir şeyler yazmazsam gözüm açık giderim.

Spoiler: Göster
 Tabi ki de ağladım. Vin ve Elend'i sevmiyorum dediysem o kadar da değil. Fakat yine de Vin ve Elend'in sahnesini zihnimde canlandırıp gözlerimdeki yaşlarla satırları okumaya çalışırken beni ikinci ve daha kuvvetli bir dalga daha vurdu ''Aslında bu Kelsier'in isteğiydi'' bu cümlenin Dikiz için neler ifade ettiğini iliklerime kadar hissettim.



Üçüncü kitaba dair paylaşmak istediğim 3  konu daha var.
Spoiler: Göster
Birincisi; Sazed'in Dikiz'e yazdığı o son notta Elend'le Vin iyi, Kelsier'in de selamı var gibi şeyler bana pek inandırıcı gelmedi. Sanki Sazed'in Tanrı'lığı böyle bir şey değilmiş gibi geliyor.

İkincisi;
 Kitapta beni çok en çok etkileyen diyalog sanırım Kandraların lideri olan Haddek ve Sazed arasında geçen ve Hadde'in Sazed'e 'Bulunamayacak bir şey arıyorsun genç adam. Dediği ve bunun 'inananların imanını gerektirmeyen bir din' olduğunu söylediği bölümde bu cümleyi düşünmekten, anlamını kavramaya çalışmaktan beynim yandı:) Çok etkileyici gerçekten

Üçüncüsü;
 10-15 bölüm sonra, bölümlere giriş cümlelerinden Vin'in Çağların Kahramanı olmadığını düşünmeye başlamıştım. Kitabı bitirdikten sonra bu girişleri baştan sona okudum gerçekten de, bölümden bölüme geçerken ki o heyecanımdan dolayı sindirerek okumadığımı anladım. Çünkü aralarda resmen, Ne yazık ki, Çağların Kahramanı Sazed yazıyor :)

Çevrimdışı Screamangel

  • *
  • 7
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #308 : 26 Nisan 2016, 00:31:24 »


Üçüncü kitaba dair paylaşmak istediğim 3  konu daha var.
Spoiler: Göster
Birincisi; Sazed'in Dikiz'e yazdığı o son notta Elend'le Vin iyi, Kelsier'in de selamı var gibi şeyler bana pek inandırıcı gelmedi. Sanki Sazed'in Tanrı'lığı böyle bir şey değilmiş gibi geliyor. 


Bunun cevabı Mistborn: Secret History kitabında detaylı bir şekilde veriliyor.
Eğer bilmek isterseniz mesaj yoluyla spoiler verebilirim.

Çevrimdışı spren

  • **
  • 77
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #309 : 26 Nisan 2016, 11:27:02 »

Belki bir gün, çok düşük bir ihtimal okuma şansı bulurum ama şu an çok merak ettim :)

Çevrimdışı yafeshan

  • **
  • 310
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #310 : 28 Nisan 2016, 07:35:39 »
Mistborn: Secret History'e dair spoiler vermeyin lutfen. Cok daza seyi acik ediyor.

Çevrimdışı Okur

  • **
  • 73
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #311 : 01 Mayıs 2016, 15:42:50 »
sizce serinin son kitabının ikinci baskısını beklemek gerekli mi? O kadar vahim mi çeviri durumu? Yoksa hadi neyse deyip de idare edilebilir mi? Okuma keyfini etkiliyor mu hatalar?

Çevrimdışı grmnt

  • **
  • 67
  • Rom: 0
  • Fantastik mühendis.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #312 : 01 Mayıs 2016, 16:50:17 »
sizce serinin son kitabının ikinci baskısını beklemek gerekli mi? O kadar vahim mi çeviri durumu? Yoksa hadi neyse deyip de idare edilebilir mi? Okuma keyfini etkiliyor mu hatalar?
Bunu bende merak ediyorum 👍🏻

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #313 : 01 Mayıs 2016, 18:33:07 »
Okuma keyfini etkilemiyor. Çok sabırsızsanız alın okuyun derim. İkinci baskının gelmesi uzun sürebilir.

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« Yanıtla #314 : 01 Mayıs 2016, 21:47:41 »
Aynen, eğer hikâyeye kendinizi çarçabuk kaptırabiliyorsanız hiçbir sorun olmuyor.
İnsan, hayalleriyle vardır.