İlk mesajımda demek istediğim şeyi biraz daha açık ifade etmem gerekiyor. Sorun aslında dizinin ne kadar kaliteli olduğundan çok hangi amaçla çekildiği. Son yıllarda bir Osmanlı furyasıdır gidiyor. Osmanlı üstüne diziler ve filmler ardı ardına geliyor, bir spor kulübüne Osmanlı ismi verildi, Osmanlı şöyle mükemmeldi, böyle güzeldi diye konuşuluyor, her yerde Osmanlı motifleri karşımıza çıkıyor. Okullarda Osmanlıca öğretilmesine bile karar verildi. Buradaki mesele tarihe ilgi duyulması değil. Herkes tarihe ilgi duysun, öğrensin, ondan ders çıkarsın isterim. Sorun, yıllar önce yok olmuş bir orta çağ devletinin geri getirilerek modern bir devletin yok edilmek istenmesi.
Osmanlı her yerde insanların gözüne sokuluyor. Bu yolla iktidarın karanlıklarının örtülmesi hedefleniyor. Suriye'nin, Mısır'ın, Libya'nın, Irak'ın iç işlerine müdahale etmenin, gerçekte değil lafta ve gereksizce İsrail-Filistin sorununa, Ukrayna sorununa müdahil olmanın kılıfı Osmanlıcılıktır. Bunların halka pazarlanması "Osmanlı diriliyor, yeniden üç kıtada at koşturuyoruz" oluyor. Halkın vergileriyle ekonomiyi krize sokacak kadar para harcanıp süper lüks bir sarayın inşasının savunması "Osmanlı diriliyor, yeniden öyle büyük saraylar yapıyoruz" oluyor. Bir adamın ülkedeki her şeyi tek elden yönetme sevdası da haliyle "Osmanlı diriliyor, monarşiye dönüyoruz" oluyor. Tabii bütün bunların yutturulabilmesi için Osmanlı'nın halkın gözündeki itibarın düzeltilmesi şart. Ne de olsa Vahdettin kendi koltuğunu korumak için işgale sessiz kalırken bu halk canını dişine takıp özgürlüğü için savaşmıştı. Vahdettin de bir İngiliz gemisiyle kaçmak zorunda kalmıştı. O günden beri Osmanlı'nın itibarı kalmamıştı. Şimdi bunu değiştirmeye çalışıyorlar. Osmanlı hep Kanuni, Fatih, Yavuz, Ertuğrul üstünden anlatılıyor. Vahdettin üstünden değil. Osmanlı hep mükemmel gösteriliyor. Bu halkın kurtuluş için savaştığı günler neredeyse yok sayılıyor, bir ulusun yeniden ayağa kalktığı günler karalanıyor. Tarihi bilmesek sanacağız ki Osmanlı padişahı Kurtuluş Savaşına liderlik etti, ama birileri darbe yapıp tahtını elinden aldı.
Osmanlı pek çok yönüyle ve yaşadığı dönem itibariyle tipik bir orta çağ devletidir ve tarih kitaplarında kalması gerekir. Aslında iyi şeyler vardı diyoruz ama nedir o iyi şeyler dediğimiz zaman akla ilk önce fetihler geliyor. Fetih yapmak bize iyi bir şeymiş gibi yutturuluyor. Savaş açıp bir halkın özgürlüğünü elinden almak ne zamandan beri iyi bir şey oldu? Kendinizi o ülkelerdeki insanların yerine bir koyun. Başka bir devlet gelip yaşadığımız topraklar üstünde hak iddia etse, hatta savaş açıp bağımsızlığımızı elimizden alsa, bunu da kendi halkına övünülecek bir şeymiş gibi sunsa ne yaparsınız? Tarihte böyle bir şey oldu. Ve kurtuluş savaşı başlattık. Çünkü bize yapılan yanlış bir şeydi. Aynı şekilde bizim yaptığımız fetihler de yanlıştır ve övünülecek şeyler değildir. Üç kıtada at koşturmak, bilmem kaç tane milletin özgürlüğünü elinden almak iyi bir şeymiş gibi sunuluyor. Muhteşem Yüzyıl'dan bir örnek vereyim: Mohaç Savaşının başında Bali Bey ile Macar elçisi konuşurlar. Bali Bey teslimiyet talep eder. Macar elçisi de sadece ülkesinin özgürlüğü için savaşacaklarını, Osmanlı ordusunun Macaristan'ı terk etmesi gerektiğini söyler. Bali Bey de "Sultan Süleyman tüm dünyanın hükümdarıdır, biz size adalet getiriyoruz" der. Hatırladığım kadarıyla sahne aşağı yukarı böyleydi. Ben o sahnede ister istemez Macarlara hak verdim. Onlara yapılanın aynısı bize yapılsa ve "biz size adalet getirdik" deseler bu ülkede aklı başında her insan çok pis küfreder ama başkasına yapılınca ve yapan da bizim atalarımız olunca hiç sorun olmuyor nedense.
Osmanlı, pek çok milletin özgürlüğüne kastetmiş, halkı yoksulluk içindeyken saraylarda sefa sürmüş bir hanedandır. Nihayetinde de bu orta çağ zihniyeti, bilimde, eğitimde, ekonomide, sanatta, askeriyede ve diğer her konuda bu ülkenin geri kalmasına neden olmuş ve yıkılmıştır.
21. yüzyılda bir ülkenin itibarı fetihlerle ve saraylarla sağlanmıyor. Ne kadar iyi bir eğitim sistemin var, ekonomin ne kadar güçlü, halkının refahı yerinde mi, basın ve düşünce özgürlüğü var mı, demokrasin ne kadar gelişmiş, sanatçıların ne üretiyor, bilimdeki başarıların neler, bunlara bakılır. Kemalist biri değilim, mevcut rejimde ters giden çok şeyin olduğunu düşünüyorum. Yine de Cumhuriyet ileriye atılmış önemli bir adımdı. Orta çağ zihniyeti bir kenara bırakılmıştı. Modern bir eğitim sistemi kurulmuştu, 5 yıllık planlarla güçlü bir ekonomi kurmaya çalışıyorduk, kadınlara haklar tanınıyordu, bilim insanları ve sanatçılar yetiştiriyorduk. Her bakımdan ilerlemeye çalışıyorduk. Henüz tek parti rejiminden çıkamasak da orta çağ devleti yıkılmış, bir cumhuriyet kurulmuş ve iyi kötü bir seçim sistemi gelmişti. Fetihçi zihniyetten vazgeçilmişti. Atatürk bunu "savaş milletin hayatı tehlikede olduğunda gereklidir, aksi takdirde savaş cinayettir" diyerek özetlemişti.
Şimdiyse 180 derece tersine gidiyoruz. Her bakımdan orta çağa gidiyoruz ve itiraz edenleri de "ama orta çağ güzeldi" diye susturuyorlar. İşte bu dizilerin amacı budur. Bir orta çağ devleti olan Osmanlı'nın güzel olduğu mesajını vermek ve bu sayede iktidarın orta çağ uygulamalarını iyi bir şey diye yutturmak. Bütün Ortadoğu'nun karıştırılmasına "yeniden üç kıtada at koşturuyoruz" diye sevinmemizi bekliyorlar. Halkın büyük çoğunluğu sefalet içindeyken Cumhurbaşkanının akıl almaz derecede pahalı ve lüks bir sarayda yaşamasını "saray ülkemizin itibarı için iyidir" diye alkışlamamızı istiyorlar. Bir adamın diktatörlük sevdasını "yeniden padişahlığa dönüyoruz" diye desteklememiz isteniyor. Orta çağdaki gibi yönetilmeyi, yaşamayı ve eğitilmeyi sevmemiz isteniyor. Bunun da yolu orta çağı sevmekten geçiyor.
Bu diziler genellikle Osmanlı'yı aklıyorlar. Aklamayanlar da yine de Osmanlı'yı daha çok göze soktuğundan yola devam edebiliyor. Hükümete yönelik küçücük bir eleştiri bile bir dizinin yayından kalkması, bir gazetecinin işini kaybetmesi için yeterliyken Erdoğan'ın her gün ateş püskürdüğü Muhteşem Yüzyıl'ın yayına devam etmesi bence tesadüf değildi. Çünkü o diziyi eleştirerek Osmanlı'ya methiyeler düzme imkanı buluyordu.
Peki, Muhteşem Yüzyıl ne kadar objektifti? Bence de tarafsız değildi. Aslında Osmanlı'ya dair bazı uygunsuz gerçekleri göstermiştir ama bunu yeterince yapmamıştır. Harem konusunda bence az bile gösterdi. Padişahların harem hayatını göstermesi, padişahın haremden çıkmadığı anlamına gelmiyor. Bu bir abartı. Sanırım bu abartının nedeni haremi çok göstermesi değil(ben seks sahnesi hatırlamıyorum) dönemin politik olaylarını göstermemesidir. Seferleri kısaca geçmiştir, Mohaç dışında savaş sahnesi görmedik. Diğer seferlerde hiçbir şey görmedik. Divan toplantıları ve diğer politik olaylarıysa yüzeysel bile denilemeyecek kadar az gördük. Kısacası Muhteşem Yüzyıl haremi az göstermiştir ama diğer şeyleri hiç göstermemesinden ve bazı tarihsel hatalardan dolayı eleştirilmiştir. Peki bu dizi ne gösterdi? Hürrem'le rakiplerinin entrikalarını gösterdi. Dizinin adı en baştan Hürrem Sultan olsa, "biz Süleyman'ı değil, Hürrem'i anlatacağız" deseydi sanırım çok da tepki görmezdi. Fakat tepki gösterenler de işi biraz abarttılar. Gören de sanacak ki şehzadeleri leylekler getiriyor. Eleştirenler bütün hanedanı sadece namaz kılarken, savaşırken vs. görmek istiyorlar herhalde. ABD'de böyle bir dizi bu kadar gündeme yerleşse herhalde onların o dev porno endüstrisi de hemen işe koyulur haremde geçen bir porno film çekerlerdi. Bizdeyse ister yaşayan ister tarihteki bazı kişiler asla eleştirilemez, tartışılamaz görülüyor.
Lafı fazla uzattım, bayağı da politikaya girdim. Belki burası yeri değil ama Diriliş'i neden izlenesi bulmadığımı açıklayabilmek için başka da bir yol göremedim. Konunun kendisi politik. Muhteşem Yüzyıl'dan sonra Osmanlı dizilerini izlemiyorum, ki zaten onu da yarıda bırakmıştım.