Dün Oscar'a iki, üç saat kala bitirdim filmi. Nedir bu Whiplash'ta bu kadar övüyorlar, yere göğe sığdıramıyorlar diyordum. Bir bateriyle neler başarabilirler ki? Hoş Haneke'de bir piyanodan büyük bir hikaye çıkarmıştı ama sonuçta o Haneke. (Whiplashtaki gibi bir hikaye değil Haneke'ninki, tam olarak piyanodan çıkmıyor ama olsun.)

Neyse, bu ön yargılarla izlemeye başladım.
Hırslı öğrencimiz Andrew'in, en iyisi olma yolunu izliyoruz. Aslında karşısına çıkan engeller değil izlediğimiz, öğretmeni Fletcher'ın sınamaları. Tamam, kabul edelim, bazen aşırıya kaçıyor ve bana göre bazen bu sınamayı ciddi anlamda bilinçli yapmıyor. Sadece yapılana karşı tepki veriyor. Bu filmi gerçekçi kılan etkenlerden biri de bu, karakterler çok düzgün oluşturulmuş.
Karşımızda iki mükemmelliyetçi karakter var. Bunun yanında genç arkadaşımızda kendini göklere çıkaran bir ego da mevcut. Hocamız da idealleri uğruna gençlerin umutlarını hiçe sayan, pek hiçe sayan değilde onlara buna ulaşmak için yol açan ama tökezleyeni kaldırmak yerine tekmeleyen biri (Döve döve kaldırıyor

). Spoiler olmasın diye daha derinine inmek istemiyorum karakterlerin. (Çokta inemem zaten, bir kere izledikten sonra yazıyorum bunları.) Hatta Spoiler olarak gördüğünüz yerler için uyarı verebilir, düzeltebilirsiniz.

Oyunculuklara bakacak olursak Miles Teller'in davul çalarkenki halleri çok iyiydi. Kendisinin çaldığı sahneler var ve ellerinin gerçekten kanadığı da olmuş. Birdman'i hatırladım bak şimdi

. Davul sahneleri hariç oyunculuğu çok öne çıkmıyordu kendisinin, kötü müydü değildi tabi ki, iyiydi güzeldi ve ilerde daha iyi olacaktır büyük ihtimalle ama yanındaki J. K. Simmons, ben bu adamı böyle bilmezdim. Hatta bilmezdim. Sadece Spiderman filmlerindeki gazeteci kimliğiyle tanırdım. Orada da pek sevmezdim. Whiplash'ta oynadığı karakteri o kadar benimsemiş ki seyirciye mükemmelden aşağısını vermemeye çalışmış. Oyunculuğuna sağlık.
En iyi kurguyu niye aldı tam emin değilim. Ben Birdman ya da Boyhood diye tahmin ediyordum, hatta The Grand Budapest Hotel bile geçti aklımdan ama Whiplash aldı. Şöyle bir fikrim var; müzik kurgusu yapmak zor iş, hele ki bütün altyapısı müzik üzerine kurulmuş bir film kurgusuysa. Bateri çalarken, terlerken, bize bunu düz şekilde verseydi bu kadar etkilenmezdik diye tahmin ediyorum. Yönetmeni ve Kurgucu'yu (Böyle denmiyordur büyük ihtimal, Kurgu Operatörü ya da başka bir adı vardır ama şimdilik böyle olsun.

) tebrik etmek gerek, duyguyu bize verecek şekilde sunmuşlar filmi. Ellerine sağlık.
Whiplash ilk kısa film olarak çekilmiş, hem de 10 ay sürmüş çekimleri. Sonra ne olmuş, Sundance'den ödül alarak dönmüş. Yapımcıların dikkatini çekmiş ve 19 günlük bir çekim planıyla uzun metraj olarak bize sunulmuş. Sağolsunlar. Güzel film yapmışlar, yapmalarına vesile olmuşlar.